[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2022, Cilt 27, Sayı 2, Sayfa(lar) 110-115
[ English ] [ Tam Metin ] [ PDF ]
Nöroendokrin Tümörlerde Prognostik Faktörler Tek Merkez Deneyimi
Ali CAN1, Zeynep Hande TURNA2
1İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye
2İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı/Medikal Onkoloji Bilim Dalı, İstanbul, Türkiye

Amaç: Nöroendokrin tümörler nadir görülmekle birlikte yerleşim yeri, biyolojik davranışları ve klinik seyir açısından çeşitlilik gösterebilen heterojen bir tümör grubudur. Çalışmamızda merkezimizde takip edilen nöroendokrin tümör tanısı almış olan olguların demografik özelliklerinin ve prognostik faktörlerinin retrospektif olarak tespit edilmesi amaçlandı.

Gereç ve Yöntem: Ocak 1994 ve Eylül 2015 tarihleri arasında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Medikal Onkoloji polikliniğinde nöroendokrin tümör tanısı almış 110 hasta alındı. Hastaların demografik verileri ve prognostik belirteçler hasta dosyalarından retrospektif olarak elde edildi.

Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 55±13 ve %57'si (n =63) erkekti. Primer tümör bölgesi olarak en sık pankreas (%30) yerleşimliydi. Olguların %70’i (n =77) tanı anında metastatik evredeydi ve en sık metastaz yeri karaciğer olarak tespit edildi. Olguların %13’ünde ise primer odak bulunamamıştır. Hastalarda görülen ilk semptom en sık karın ağrısı olurken (%51), asemptomatik olguların oranı %12 idi. Metastatik hastalıkla tümör belirteçleri arasında sadece karsinoembriyonik antijen düzeyleri arasında anlamlı farklılık saptanırken (p =0.02), diferansiasyon derecesiyle ise sadece nöron spesifik enolaz düzeyleri ilişkili bulunmuştur (p =0.008). Mortalite ileri yaş (p <0.001), az diferansiasyon (p <0.001) ve tanı anında metastaz varlığı (p =0.002) ile ilişkiliydi. Tümör belirteçleri değerlendirilen hastalarda mortalite ile sadece nöron spesifik enolaz düzeylerinin yüksek olması ilişkili saptanmıştır (p =0.005).

Sonuç: Çalışmamızda ileri yaşlarda görülen, daha az diferansiasyon gösteren ve tanı anında metastatik olan nöroendokrin kanserli hastalarda daha yüksek ölüm oranları görülmekteydi. Erken tanı ve farklı tedavi yöntemlerinin koordineli bir şekilde kullanılması bu tümörlerin tedavisinde daha başarılı sonuçlar sağlayabilir.


[ English ] [ Tam Metin ] [ PDF ]
[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]