[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2016, Cilt 21, Sayı 3, Sayfa(lar) 141-144
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Kuduz Riskli Temas Bildirimlerinin Değerlendirilmesi
Şafak ÖZER BALİN1, Affan DENK2
1Harput Devlet Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği, Elazığ, Türkiye
2Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD, Elazığ, Türkiye
Anahtar Kelimeler: Kuduz, riskli temas, profilaksi, Rabies, risky contact, prophylaxis
Özet
Amaç: Çalışmamızda, 2013-2014 yıllarında Elazığ Harput Devlet Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları polikliniğine kuduz şüpheli hayvan teması sebebiyle başvuran olguların değerlendirilmesi amaçlanmıştır.

Gereç ve Yöntem: Araştırma verileri, 151 kuduz riskli temas bildirimi yapılan olgu kayıtlarının geriye dönük incelenmesiyle değerlendirildi. Verilerin istatistiksel analizinde SPSS 22.0 paket programı kullanıldı. Tüm istatistiksel veriler için p<0.05 anlamlı olarak kabul edildi.

Bulgular: Olguların 99'u (%65.6) erkek, 52'si (%34.4) kadın ve yaş ortalaması 33.67±21.17 idi. Çalışmamızda kuduz riskli temasın büyük bir çoğunluğunun yaz mevsiminde ve 0-15 yaş grubunda olduğu gözlendi. Tüm riskli temasların %58.3'ünü köpek ve %27.2'sini kedi temasları oluşturmaktaydı. Olguların çoğu (%86.1) profilaktik aşı programına alınmıştı. Bunların 112'sine (%74.2) 5 doz ve 16'sına (%10.6) 3 doz olmak üzere koruyucu aşı yapılmıştı. Yine, olguların 89'una (%59) ek olarak at kaynaklı kuduz immünglobulini uygulanmıştı. Çalışmaya alınan 151 olgunun hiçbirinde şimdiye kadar kuduz gelişimi bildirilmedi.

Sonuç: Kuduz ülkemizde halen önemini korumaktadır. Hayvan sahipleri kuduz hakkında bilinçlenmeli ve hayvanlarının periyodik aşılamalarını aksatmamaları konusunda hassas davranmalı, sahipsiz hayvanların ise belediyeler aracılığıyla kontrolü sağlanmalıdır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Kuduz, Rhabdoviridae ailesi, Lyssavirus genusundan nörotrop bir RNA virüsü ile meydana gelen, ensefalomiyelit ile karakterize, akut, ilerleyici zoonotik bir hastalıktır1. En önemli bulaş yolu özellikle evcil hayvanlardan köpek gibi enfekte hayvanların ısırmasıdır2. Dünya genelinde her yıl yaklaşık olarak 55.000 insanın kuduz tanısı aldığı bilinmektedir. Ülkemizde ise yılda ortalama 1-2 kuduz vakası görülmekte olup, her yıl yaklaşık 180.000 kuduz riskli temas bildirimi yapılmaktadır3. Kuduz, ölümle sonuçlanan bir hastalık olduğundan, kuduz riskli temas profilaksisi hayat kurtarıcı olmaktadır. Bu nedenle, kuduz riski olan hayvanlarla sık teması olanlara 3 doz kuduz aşısını içeren temas öncesi profilaksi ve kuduz riskli teması olan kimselere ise yara bakımı, antibiyotik profilaksisi, tetanoz profilaksisi, kuduz aşısı ve kuduz immünglobulini (IG) adımlarını kapsayan temas sonrası profilaksi uygulanmalıdır3,4. Riskli teması azaltmak için ise evcil hayvanların aşılanması gerekmektedir5.

    Bu çalışmada, 2013-2014 yıllarında Elazığ Harput Devlet Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları polikliniğine kuduz şüpheli hayvan teması sebebiyle başvuran olguların değerlendirilmesi amaçlanmıştır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Bu çalışma, Ocak 2013-Aralık 2014 tarihleri arasında Elazığ Harput Devlet Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları polikliniğine başvuran 151 kuduz şüpheli hayvan temaslı olgu kayıtlarının geriye dönük incelenmesiyle yapıldı. Hastanemize başvuran olguların yaş, cinsiyet, maruz kaldıkları mevsim, temasa neden olan hayvanın türü, sahipli olup olmadığı, temas şekli, temas edilen vücut bölgesi, temas sonrası profilaksi uygulanıp uygulanmadığı; ülkemizde tüm sağlık kuruluşları tarafından kullanılan “Kuduz Riskli Temas Bildirim Formu, Form 014” ile kayıt altına alındı.

    Verilerin istatistiksel analizinde SPSS 22.0 paket programı kullanıldı. Parametrik veriler ortalama ± standart sapma, kategorik veriler % olarak sunuldu. Tüm istatistiksel veriler için p<0.05 anlamlı olarak kabul edildi.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Çalışmaya alınan 151 vakanın yaş ortalaması 33.67±21.17 olup, vakaların 52'si (%34.4) kadın (yaş ortalaması; 37.6±21.29 yıl), 99'u (%65.6) erkek (yaş ortalaması; 31.45±20.94 yıl) idi. Riskli temas en sık 0-15 yaş grubunda bulundu. 76 yaş ve üzeri grupta, diğer gruplara göre anlamlı olarak düşük saptandı (p=0.001). Olguların demografik ve diğer özellikleri Tablo 1'de sunulmuştur


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Kuduz riskli temas olgularının demografik ve diğer özellikleri (n=151)

    Yaz mevsiminde riskli temas daha fazla idi, ancak riskli temasın olduğu diğer mevsimlerle arasında anlamlı bir fark saptanmadı. Köpek ile olan temaslar (n=88; %58.3) diğer hayvanlar ile olan temaslara oranla anlamlı düzeyde daha yüksek bulundu (p=0.001).Temas edilen hayvanların %51'i sahipsizdi. Temas tipine göre en sık ısırılma vakaları (n=107; %70.9) gözlendi. Isırılma vakalarının diğer temas tiplerine göre anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu saptandı (p=0.001). Temas bölgesine göre en sık alt ve üst ekstremite teması (n=80; %53) görüldü (Tablo 1).

    Toplam 15 vakada (%9.9) daha önce riskli temas öyküsü olduğu ve bunların tamamına daha önce kuduz aşısı profilaksisi uygulandığı öğrenildi. Olguların 112'sine (%74.2) 5 doz, 16'sına (%10.6) hayvan gözlem sonucuna göre 3 doz, 2'sine (%1.3) ise daha önce tam doz aşı yapıldığından 2 doz kuduz aşısı (Human Diploid Cell Vaccine, HDCV) uygulanmıştı. Yirmi bir (%13.9) olguya hiç aşı yapılmadığı belirlendi. Aşı yapılmayan bireylerin kuduz riskli temastan en az 10 gün sonra başvuru yaptığı ve bu kişilerin temas ettiği hayvanların (tümü kedi ya da köpek) 10 günlük gözlem sonucu hayatta kaldığı, kuduz belirtileri göstermediği öğrenildi. Seksen dokuz (%58.9) olguya kuduz aşısıyla birlikte at kaynaklı kuduz immünglobulini (Equine Rabies Immunoglobulin, ERIG) uygulanmıştı. Beş doz aşı yapılan olgularda, IG uygulamasının istatistiksel olarak 3 doz aşı yapılanlardan daha fazla olduğu saptandı (p=0.001). Çalışmaya alınan 151 olgunun hiçbirinde şimdiye kadar kuduz gelişimi bildirilmedi.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Kuduz tüm dünyada görülen ölümcül bir zoonozdur. Özellikle Asya ve Afrika ülkelerinde sorun olmaya devam ederken, ülkemiz için de ciddi bir sağlık problemidir. Bu hastalık yalnızca temas öncesi ya da sonrası profilaksi ve hayvanlarda aşılama ile önlenebilmektedir. Bu bilgiler ışığında alınan önlemlerle, kuduz ülkemizde nadiren görülse de, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi gibi hayvancılığın yoğun olduğu ve sosyoekonomik düzeyin düşük olduğu yerlerde sorun olabilir. Bu nedenle ülkemizde özellikle temas sonrası aşılama çok büyük önem taşımaktadır6.

    Hastanemize kuduz riskli temas nedeniyle başvuran olguların diğer birçok çalışmada olduğu gibi çoğunlukla erkek cinsiyette olduğu görülmektedir6-8. Erkeklerde riskli temasın daha fazla olmasının muhtemel nedeni, erkeklerin dış ortamlarda daha fazla bulunmaları olabilir.

    Kuduz, her yaş grubu için risk oluşturmaktadır. Mendez Gallart ve ark.9 çocukların yetişkinlerden daha çok riskli temasa maruz kaldığını bildirmiştir. Gündüz ve ark.10 vakaların yarıdan fazlasının 18 yaş ve altındaki grupta, Karadağ ve ark.7 ise yine vakaların yarıdan fazlasının 19 yaş ve altındaki grupta görüldüğünü bildirmişlerdir. Dünya Sağlık Örgütü 2010 raporuna göre; riskli temasın %40'ının 15 yaş altındaki çocuklarda görüldüğü saptanmıştır11. Çalışmamızda kuduz riskli temas en sık %27.8 oranı ile 15 yaş ve altı grupta saptandı. On beş yaş ve altı grupta kuduz riskli temas vakalarının daha fazla görülme sebebi, bu yaş grubunda oyun benzeri aktivitelerden dolayı dış ortamın daha fazla kullanılması ya da hayvanlara duyulan ilgi ile açıklanabilir.

    Birçok çalışmada kuduz riskli temas en sık yaz mevsiminde saptanmıştır. Karadağ ve ark.7 2011-2012 yıllarındaki çalışmasında kuduz riskli temasın %39.8 oranı ile en sık yaz mevsiminde görüldüğünü, Gülaçtı ve ark.12 ise ilkbahar sonu ve yaz aylarında en sık riskli temas olduğunu bildirmişlerdir. Çalışmamızda da kuduz riskli temas en fazla yaz mevsiminde (%32.4) bulundu. Yaz aylarında riskli temasların daha sık görülmesi; okulların bu mevsimde tatil döneminde olması ve buna bağlı olarak da okul dönemi çocuklarının dış ortamla dolayısıyla köpeklerle temasa daha fazla maruz kalma olasılığının artması ile ilişkilendirilebilir.

    Kuduzun insan ve hayvanlara bulaşması sıklıkla köpeklerle olup, en önemli bulaş yolu ısırma, tırmalama, bütünlüğü bozulmuş derinin yalanması gibi durumlar esnasında enfekte salya ile doğrudan temastır13,14. Ülkemizde yapılan bir çalışmada riskli temas vakalarının %70.7'sinin köpek kaynaklı olduğu ve %74.1'inin ısırılma sonucu meydana geldiği belirtilmiştir7. Başka bir çalışmada, benzer sonuçlar elde edilmiştir12. Çalışmamızda da kuduz riskli temas vakalarının %58.3'ünün köpek kaynaklı ve %70.9'unun ısırılma sonucu olduğu görülmüş olup, sonuçlarımız literatür ile uyumludur.

    Bernardo ve ark.15 kuduz riskli temasa neden olan hayvanların yaklaşık olarak yarısının sahipsiz olduğunu bildirmiştir. Bizim olgularımızın da yarısında sahipsiz hayvanlarla temas söz konusu idi. Sahipsiz hayvanların kontrolü için alınan önlemlerin yetersizliği, başıboş hayvanlarla insanların temas riskini artırmaktadır.

    Kuduz riskli hayvan tarafından en çok yaralanan vücut bölgeleri genellikle ekstremiteler olarak bilinmektedir. Yılmaz ve ark.'nın16 çalışmasında; 641 (%44.9) olguda alt ekstremitede, 604 (%42.3) olguda üst ekstremitede, 83 (%5.8) olguda baş-boyun bölgesinde yaralanma olduğu bildirilmiştir. Ostanello ve ark.17 olguların %36.1'inde alt ekstremitede, %30.4'ünde üst ekstremitede, %9.5'inde baş ve boyun bölgesinde yaralanma tespit etmişlerdir. Bizim çalışmamızda ise, 80 (%53) olguda alt ve üst ekstremite, 67 (%44.4) olguda gövde, 4 (%2.6) olguda baş-boyun yaralanması saptandı.

    Ülkemizde son yirmi yılda insan kuduz olgularında azalma görülmüştür. Ancak kuduz riskli temas olgularında bir azalma yoktur ve yıllık yaklaşık 100.000 kişiye kuduz riskli temas sonrası profilaksi uygulanmaktadır.

    Söğüt ve ark.'nın5 çalışmasında kuduz riskli teması olan olguların 303'üne (%41) 5 doz ve 439'una (%59) 3 doz olmak üzere koruyucu aşı yapılmıştır. Çalışmamızda vakaların 112'sine (%74.2) 5 doz, 16 (%10.6)'sına hayvan gözlem sonucuna göre 3 doz, 2'sine (%1.3) ise daha önce tam doz aşı yapıldığından 2 doz kuduz aşısı (HDCV) uygulanmıştır.

    Aşı ile birlikte kuduz IG uygulaması hayati bir öneme sahiptir18. Az gelişmiş ülkelerde aşıyla birlikte immünglobulin uygulaması %10'un altındadır19. Ülkemizde yapılan çalışmalarda da kuduz IG uygulaması oranının düşük olduğu görülmüştür (5, 20, 21). Söğüt ve ark.5 kuduz riskli temas olgularının %15.3'üne, Yılmaz ve ark.16 ise %33'üne HDCV'ye ek olarak ERIG uygulandığını bildirmişlerdir. Bizim vakaların 89'una (%58.9) ERIG uygulaması yapılmıştır. Hastanemizde IG uygulamasının diğer çalışmalara oranla daha yüksek olması; çalışmamızda tüm hastaların acil poliklinik üzerinden Enfeksiyon Hastalıkları polikliniğine yönlendirilmesi ile açıklanabilir. Buna ek olarak, polikliniğimize başvuran olgularda deriyi zedeleyen tek veya çok sayıda ısırma ya da tırmalamanın olması ve bu temasa neden olan evcil hayvanlara son bir yıl içerisinde kuduz aşısı yapılmamış (ya da bilinmiyor) olması veya bu hayvanların sahipsiz olması ile de açıklanabilir. Çalışmamızda HDCV ve ERIG uygulamasına bağlı herhangi bir yan etki geri bildirimi yapılmamıştır.

    Sonuç olarak kuduz ülkemizde halen önemini korumaktadır. Çalışmamızda en sık sahipsiz köpeklerin şüpheli temasa neden olduğu saptanmakla birlikte, evcil hayvanlara bağlı kuduz şüpheli temas olgularının fazlalığı da bölgemizde evcil hayvan ile kuduz bulaş riskinin tam olarak kontrol altına alınamadığını göstermektedir. Kuduz ölümle sonuçlanan bir hastalık olduğundan, korunma yaklaşımları hayat kurtarıcıdır. Hayvan sahipleri kuduz hastalığı konusunda bilinçlendirilmeli ve hayvanlarının periyodik aşılamalarını aksatmamaları konusunda hassas davranmalı, sahipsiz hayvanların ise belediyeler aracılığıyla kontrolü sağlanmalıdır. Riskli temas durumlarında en kısa sürede sağlık kuruluşuna başvuru için vatandaşlara yönelik eğitimler planlanmalı, kuduz riski olan hayvanlarla sık temas eden kişilere temas öncesi profilaksi ve kuduz riskli teması olan kişilere ise temas sonrası profilaksi uygulanmalıdır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Rupprecht CE, Hanlon CA, Hemachudha T. Rabies re-examined. Lancet Infect Dis 2002; 2: 327-43.

    2) Warrell MJ, Warrell DA. Rabies and other lyssavirus diseases. Lancet 2004; 363: 959-69.

    3) T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu. Kuduz Saha Rehberi, 2014. http:// www.saglik.gov.tr.

    4) Baykam N, Namdar O, Erten Ö. Rabies disease. Özkan S, Türkyılmaz B, Battal İ, Aslantekin F (eds). Zoonotik Hastalıklar Hizmet İçi Eğitim Modülü- Zoonotik Hastalıklar. 1. Baskı. Yayın No: 799. Ankara: Başak Matbaacılık; 2011: 81-104.

    5) Söğüt Ö, Sayhan MB, Gökdemir MT, Kara HP. Türkiye'nin güneydoğusunda önlenebilir bir halk sağlığı sorunu: Kuduz riskli temas olguları. JAEM 2011; 1: 14-7.

    6) Tunç N, Temiz G, Aras E, Bilgiç A, Onat S. Bir bölge hastanesi acil servisine kuduz şüphesiyle başvuran olguların değerlendirilmesi. JCEI 2012; 3: 383-6.

    7) Karadağ M, Çatak B, Baştürk S, Elmas Ş. Bursa Yıldırım ilçesinde kuduz riskli temas bildirimlerinin değerlendirilmesi. Türkiye Aile Hekimliği Derg 2014; 18: 116-20.

    8) Patrick GR, O'Rourke KM. Dog and cat bites: epidemiologic analyses suggest different prevention strategies. Public Health Rep 1998; 113: 252-7.

    9) Mendez Gallart R, Gomez Tellado M, Somoza Argibay I, Liras Munoz J, Pais Pineiro E, Vela Nieto D. Dog bite-related injuries treated in a pediatric surgery department: analysis of 654 cases in 10 years. An Esp Pediatri 2002; 56: 425-9.

    10) Gündüz T, Elçioğlu Ö, Balcı Y. Beş yıllık süreçte köpek ve kedi ısırıklarının değerlendirilmesi: Eskişehir'den örnek bir çalışma. Ulusal Travma Acil Cerrahi Derg 2011; 17: 133-40.

    11) World Health Organization. Weekly epidemiological record. WHO, Geneva 2010; 85: 337-48.

    12) Gülaçtı U, Üstün C, Gürger M, Şahan M, Satıcı Ö. Kuduz riskli temas vakalarının epidemiyolojisi ve kuduz profilaksisi uygulamasının değerlendirilmesi. Türkiye Klinikleri J Med Sci 2012; 32: 759-65.

    13) Buzgan T, Irmak H, Yılmaz GR, Torunoğlu MA, Safran A. Epidemiology of humanrabies in Turkey:1992-2007. Turk J Med Sci 2009; 39: 591-7.

    14) Warrell MJ, Warrell DA. Rabies. in: Cohen J, Powderly WG (eds). Infectious Diseases. 1st ed. Spain: Elsevier Limited; 2004: 1-7.

    15) Bernardo LM, Gardner MJ, Rosenfieldrl, Cohen B, Pitetti RA. comparison of dog bite injuries in younger and older children treated in a pediatric emergency department. Pediatr Emerg Care 2002; 18: 247-9.

    16) Yılmaz F, Akbulut S, Taş M, Kavalcı C, Arslan DE, Sönmez M. Acil servise başvuran kuduz riskli olguların değerlendirilmesi. J Clin Anal Med 2014; 5: 8-11.

    17) Ostanello F, Gherardi A, Caprioli A, La Placa L, Passini A, Prosperi S. Incidence of injuries caused by dogs and cats treated in emergency departments in a major Italian city. Emerg Med J 2005; 22: 260-2.

    18) Warell MJ. Rabies. in: Cook GC (ed). Manson's Tropical Diseases. 20th ed. Philadelphia: WB Saunders; 1996: 700-20.

    19) Wilde H, Chutivongse S, Tepsumethanon W, Choomkasien P, Polsuwan C, Lumbertdac ha B. Rabies in Tailand: 1990. Rev Infect Dis 1991; 13: 644-52.

    20) Temiz H, Akkoç H. Diyarbakır Devlet Hastanesi Kuduz Aşı Merkezi'ne başvuran 809 olgunun değerlendirilmesi. Dicle Tıp Dergisi 2008; 35: 181-4.

    21) Göktaş P, Ceran N, Karagül E, Çiçek G, Özyürek S. Kuduz Aşı Merkezi'ne başvuran 11.017 olgunun değerlendirilmesi. Klimik Dergisi 2002; 15: 12-5.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]