Araştırmamızda katılımcıların bitkisel ürün kullanımı ile ilgili sorulara verdikleri cevapların yaş, cinsiyet ve eğitim durumuna göre karşılaştırması yapılmıştır. Kat-lımcıların %47.1’i bitkisel tedavilere ilgili olduklarını ve bitkisel tedavi uyguladıklarını belirtirken tüm katılımcıların %6.3’ü bitkisel tedavilere karşı olduklarını belirtmişlerdir. Çalışmamızda 40 yaş ve altında olanların, kadınların ve yüksek eğitim düzeyinde olanların daha yüksek oranda bitkisel ürün kullandıkları görülmüştür. Kadınların daha yüksek oranda bitkisel ürün kullanımı istatistiksel olarak anlamlı derecededir. Literatür araştırmamızda; Türkiye’de bir çalışmada görüşülen kişilerin yarısının bitkisel ilaçlara olumlu baktığı, yaklaşık %60’ının daha önce bitkisel ilaç kullandığı ve bunların da %80’inin olumlu sonuç aldığı belirtilmektedir
12. Öztürk ve ark’ın
13 çalışmasında, çalışma grubunun %68’i geleneksel sağlık uygulamalarından birini kullanırken bu uygulamaların %86.1’i bitkisel ilaç uygulamasıdır ayrıca bu çalışmada kadınlar ve düşük eğitim düzeyi olanlar daha yüksek oranlarda bitkisel tedavilere başvurmaktadır. Yaşlılarda yapılmış Türkiye’de iki farklı çalışmada %62.1 ve %70.7 gibi bitkisel ürün kullanım oranları saptanmıştır
14-15. Sağlık personellerinde yapılan çalışmada ise kullanılan tamamlayıcı ve alternatif tedavi yöntemlerinde, ilk sırada bitkisel tedavi (%56,3) yer almaktadır
16. 2005 yılında Türkiye genelinde farklı bölgelerde yapılan bir çalışmada hekim reçetesi dışında bitkisel ilaç kullanımı en fazla okuryazar olmayan grupta ve 31-40 yaş arası olan grupta bulunmuştur
12. Afrika’da bitkisel ürün kullanımının yaş ve cinsiyete göre karşılaştırmasının yapıldığı bir çalışmada, kadınların ve 65 yaş üzerinde olanların daha çok bitkisel ürün kullandığı saptanmıştır
17. Almanya’da son bir yılda bitkisel ürün kullanan kişilerin daha yüksek oranda kadın, yüksek eğitimli ve 60 yaş üzeri kişilerden olduğu saptanmıştır
3. Çalışmamızda bitkisel ürün kullanım oranları ve kadınlarda bitkisel ürün kullanımının fazla olması yönünden bulgular, literatür ile benzer bulunmuştur. Araştırmamızda katılımcıların önemli bir kısmının bitkisel tedavilere ilgili olması ve bitkisel tedavi uygulamasının çalışmamızda kadın grubun fazla olması (%71.6) ile de açıklanabileceği düşünülmüştür. Çalışmamızda eğitim düzeyi yüksek ve 40 yaş ve altı kişilerin, istatistiksel olarak anlamlı derecede olmasa da daha fazla bitkisel ürün kullanmış olması literatürden farklılık göstermektedir. Bu durumun 60 yaş üzeri özel sınıflandırma yapılmamasından ve kültürel farklılıklardan kaynaklanabileceği düşünülmektedir.
Araştırmamızda katılımcıların %55.5’i ilk olarak sağlık kuruluşuna başvuracağını belirtirken, %19.8’i hastalandıklarında ilk olarak alternatif-tamamlayıcı-bitkisel tedavi kullandıklarını belirtmişlerdir. DSÖ raporunda Gana, Mali, Nijerya ve Zambiya gibi ülkelerde bitkisel ilaçlar, yüksek ateşli çocukların %60'ından fazlası için ilk basamak tedavi olarak görülmektedir 4. Türkiye’de bir çalışma ise üniversite öğrencilerinin %40.1’inin hastalandıklarında ilk olarak doktora başvurduğunu, %38.5’inin ise öncelikle bitkisel ürün ve geleneksel yöntemleri uyguladığını belirtmiştir 18. Çalışmamızda hastalık durumunda ilk seçenek olarak bitkisel ürün ya da tamamlayıcı tedavi kullanım oranı diğer çalışmalara göre az olmakla beraber sağlık kuruluşuna başvuruyu azaltabilme riskinden dolayı yüksek bulunmuştur.
Çalışmamızda katılımcıların %76.7’si bitkisel ürünlerinin yan etkisinin olabileceğini, %69.5’i tıbbi ilaçlarla etkileşime girebileceğini belirtmiştir. Öztürk ve ark’ın 13 çalışmasında katılımcıların %17.7’si bitkisel ürün kullanımının zararlı olabileceğine inandıklarını ve bu yüzden kullanmadıklarını belirtmişlerdir. Üniversite öğrencilerinde yapılan çalışmada öğrencilerin %52.1’i satılan bitkisel ürünlerin güvenli olduğunu düşündüklerini belirtmişlerdir 18. Bitkisel tedavilerin popüler kullanım nedenleri arasında, bitki ilaçlarının doğal olduğu ve daha az yan etkisi olduğu düşüncesi yer almaktadır 19. Oysaki 1996'da Belçika'da 50'den fazla kişi bitkisel bir ürün kullanımından sonra böbrek yetmezliği yaşadığı DSÖ raporlarına yansımıştır 4. Türkiye’de yaşlılarda yapılan çalışmada yaşlıların %52.4’ü bitkisel ürünlerin yan etki potansiyelinin olduğunu ifade ederken, Afrika’daki çalışmada bu oran %15.9’dur 14,17. Çalışma grubumuzun bitkisel ürünlerin potansiyel zararları ya da yan etkileri konusunda diğer çalışma katılımcılarına göre daha bilinçli olduğu düşünülmüştür.
Çalışmamızda en sık uygulanan bitkisel tedaviler bitki çayları, ıhlamur, nanelimon, zencefil gibi daha çok gribal enfeksiyon tedavisinde kullanılan bitkisel ürünlerdir. Literatürde Türkiye ve Almanya’da bizim çalışmamızdaki gibi bitkisel ürün kullanımlarının en çok gribal enfeksiyon durumlarında kullanıldığı çalışmalar saptanmıştır 13,17,18. Dedeli ve Karadakovan’ın 14 yaptıkları çalışmada da bizim çalışmamızdaki gibi daha çok gribal enfeksiyon durumlarında kullanılan bitki çayları, ıhlamur, rezene, yeşil çay ve sinameki gibi bitkisel ürünlerin kullanıldığını göstermişlerdir.
Çalışmamızda katılımcıların bitkisel ürünler ile ilgili en çok bilgi kaynağı %39.4 ile internet kullanımıdır ve katılımcılar bitkisel ürünleri en çok aktarlardan (%76) temin etmektedir. Türkiye’de üniversite öğrencilerinin %21.2’sinin TV programlarından gördüğü, %17.1’inin ise internette okuduğu bitkisel ürün ve tedavi tariflerini uyguladığı bir çalışmada belirtilirken, yaşlıların bitkisel ürün kullanımı konusunda en sık arkadaş, komşu ve akrabalardan etkilendikleri bir başka çalışmada saptanmıştır 14,18. Sağlık personellerinde yapılan çalışmada, bitkisel ürünler hakkında bilgi edinmek için sağlık çalışanlarının %81,2’sinin televizyon, %55,0’inin internet kullandığını belirtmiştir 16. Günümüzde özellikle internet ortamlarında yer alan bazı ticari sitelerde "bitkiler zararlı değil, yalnızca tedavi eder" gibi yayınlamalar yer almaktadır 20. Almanya’daki çalışmada da katılımcılar, bitkisel ürünler ile ilgili en çok bilgi kaynağı, bizim çalışmamız gibi internetten almaktadır 3.
Bu çalışmanın sınırlılıkları; aile sağlığı merkezlerine başvuranların toplumu temsil etmemesi ve birçok çalışmada yüksek bitkisel ürün kullanımı saptanan kadın grubun çalışmamızda daha fazla yer alması olarak değerlendirilebilir.
Bitkisel ürünlerin zararlarından ve yan etkilerinden dolayı kontrollü kullanımı büyük önem arz etmektedir. Bitkisel preparatlar için ruhsatlandırma, etkinlik ve güvenlik kontrolü ile ilgili ülkelere büyük sorumluluklar düşmektedir.