Çin Halk Cumhuriyeti’nde yayınlanmış en geniş olgu serisi; Şubat 2020 tarihine kadar COVID-19 tanısı alan 2143 çocuktan oluşan çalışmadır. Kritik hastalığı olan çocukların yaş gruplarına göre dağılımına bakıldığında %10.6'sının 1 yaş altı olduğu görüldü. Bu veriler sonucunda infant yaş gruplarında ağır hastalık riski daha yüksek bulunmuştur
7. Ülkemizde COVID-19 salgının başladığı mart ayında, prematür doğum öyküsü olan ve düzeltilmiş yaşı 4 aylık erkek olgu COVID-19 pnomonisi, ARDS, miyokardit, DVT tanıları ile 1,5 ay boyunca entübe olarak yoğun bakımda takip edilen olgu tartışılmıştır. Hastamız nisan ayının sonlarında taburcu olmuş olup mayıs ve haziran aylarında COVID-19'a bağlı Kawasaki sendromu veya çocuklarda multisistem enflamatuar sendrom (MIS-C)'ye neden olabileceği farklı ülkelerden bildirilmiştir
4,5,12.
Hastamızın taburculuğundan sonra tanımlanmış olan bu durum nedeni ile geçmişe yönelik bakıldığında, hastamınızın COVİD-19 tanısının 3.-4. haftalarında kliğinin tekrar kötüleştiği dönemde, çocuklarda multisistem enflamatuar sendrom (MIS-C) tanısı ile uyumlu olabileceği düşünülmüştür. Olgumuzun premature doğum öyküsü olması, 1 yaşından küçük olması, pnömoni ile beraber miyokardit olması nedeniyle kritik hasta olarak değerlendirildi.
İlk ağır hastalık görülen çocuk vaka, Şubat 2020’de Vuhan Çocuk Hastanesi’nden yayınlanan, 1 yaşında erkek bir hasta, 6 gündür kusma, ishal, solunum sıkıntısı şikayetleri ile yoğun bakım ünitesinde izlendiği, hastanın 1. ve 7. gün alınan SARS-CoV2 PCR testleri negatif, 8. gününde alınan testi pozitif saptanmış 6. Olgumuzda; ilk 3 nazofarengeal ve orofarengeal SARS-CoV2 PCR sonucu negatif olup 7.gün tekrar alınan trekeal aspirat örneğinde SARS-CoV2 PCR sonucu pozitif saptandığı gözlendi. Bu durum, testlerin belli bir viral yük olması sonrasında ancak pozitifleşebileceğini, erken dönemde yalancı negatiflik oranının yüksek olabileceğini ve entübe olan hastalardan trakeal aspirat örneğinin daha değerli olduğunu göstermiştir. Ayrıca salgının başlangıcında alım ya da çalışma tekniği yetersizliği ve deneyim ile ilişkili yanlış negatiflik olabileceğini düşündürdü. Salgının başlarında antikor testi olmadığı için, antikor testinin uygulanmaya başlanmasıyla semptomlarının yaklaşık 15. gün bakılan Ig G antikor pozitifliği saptanması, merkez laboratuar testini ve hastanın klinik bulgularını doğruladı.
Erişkin hastalarda yapılan çalışmada; PCR ve Bilgisayarlı Tomografi (BT) korelasyonu karşılaştırılmıştır. Toplam 1014 hastanın %59'unda pozitif PCR, % 88'inde pozitif göğüs BT sonucu saptanmış. Toraks BT' sinin COVID-19'u düşündürmedeki duyarlılığının daha yüksek olduğu ifade edilmiş 8. COVID-19 pozitif pediatrik hastalarda yapılan çalışmada ise alt solunum yolu enfeksiyonu düşünülen hastaların %88'inde toraks BT görüntüsünde anormallik saptandığı görülmüştür. BT'nin orta/ağır COVID-19 pozitif vakaları saptamada faydalı olabileceği gibi, radyasyonun neden olabileceği potansiyel zarar nedeniyle de dikkatli kullanılmalıdır3,9. Hastamızda üç kere alınan PCR negatif saptanmasına rağmen BT bulgusu ve kliniği COVID-19 ile uyumlu olması nedeniyle tedavi başlandı. Özellikle PCR tekrarının ve antikor testlerinin tanıda gerekli olduğu ve entübe olan hastalardan mutlaka bronkoalveolar lavaj örneğinin tanıda daha duyarlı olduğu düşünüldü.
Avrupa ve ABD'den mayıs ve haziran aylarında yapılan yayınlarda, SARS-CoV2'nin immunolojik uyarı ile Kawasaki Sendromu ve çocuklarda MIS-C’a neden olabileceği bildirildi 5,10,11. SARS-CoV2 ile ilişkili MIS-C tanı kriterleri; 0-21 yaş arası, son 4 hafta içinde COVID-19 geçirdiği veya teması kanıtlanması, 24 saatten uzun süre ateşi (>38 C), çoklu organ tutulumu (kardiyovasküler, solunum, böbrek, nörolojik, hematolojik, gastrointestinal sistem, dermatolojik) ve enflamasyonun laboratuar bulguları (eritrosit sedimantasyon hızı, C-reaktif protein, fibrinojen, prokalsitonin, D-dimer, ferritin, LDH, interlökin-6 değerlerinde yükseklik, lenfopeni, hipoalbuninemi) olmasıdır 4,5,12. Geriye dönük olarak hastamızı MIS-C kriterlerine göre tekrar değerlendirdiğimizde; hastamızın 0-21 yaş arası olması, 2 günden uzun süren ateş ve ishal şikayetinin başlaması, akciğer infiltrasyonlarında artış ve derin ven trombozu olması, 2 ve daha fazla organ tutulumu olduğunu göstermektedir. Labaratuar tetkiklerinde; yüksek fibrinojen, yüksek D-dimer, LDH ve ferritin yüksekliği olması ve 21 gün önce COVID-19 PCR ve 15 gün önce Ig G antikor pozitif, IgM antikoru negatif olması nedeniyle COVID-19 ile ilişkili “MIS-C” ile uyumlu olabileceği düşünülmüştür. Uygulamış olduğumuz heparin ve steroid tedavilerinin de iyileşmeye katkıda bulunduğu düşünülmektedir.
Sonuç olarak; kritik olgularda tekrarlayan PCR testi, klinik ve tomografi sonucu ile uyumsuzluk var ise antikor testi gönderilmesi, entübe olan mekanik ventilatördeki hastalardan mutlaka bronkoalveolar lavaj örneği alınmasının faydalı olduğu düşünülmektedir. Çocuklarda COVID-19 ile ilişkili olduğu düşünülen Kawasaki hastalığı, MIS-C, miyokardit ve toksik şok sendromuna benzeyen olguların arttığı, hastaların bu açıdan mutlaka değerlendirilmesi önerilmektedir.