[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2021, Cilt 26, Sayı 4, Sayfa(lar) 239-244
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Skafoid Kırıklarında Perkütan ve Açık Cerrahi Sonuçlarının Değerlendirilmesi
Mustafa Ümit GÜRBÜZ1, Şükrü DEMİR1, Sefa KEY2, Erhan YILMAZ1, Murat GÜRGER1, Gökhan ÖNCE3
1Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı, Elazığ, Türkiye
2Bingöl Devlet Hastanesi, Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği, Bingöl, Türkiye
3Bitlis Devlet Hastanesi, Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği, Bitlis, Türkiye
Anahtar Kelimeler: Skafoid Kırığı, Karpal Kemikler, El Cerrahisi, Scaphoid Fracture, Carpal Bones, Hand Surgery
Özet
Amaç: Kliniğimizde farklı endikasyonlar ile skafoid kırıkları için uygulanan operasyonların sonuçlarının değerlendirilmesi amaçlandı.

Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Ortopedi ve Travmatoloji kliniğinde skafoid kırığı nedeni ile opere edilmiş 47 hasta dahil edildi. Cerrahi teknik, kırık lokalizasyonu ve sigara kullanımının kaynama ve el bileği klinik skoru üzerine etkileri değerlendirildi.

Bulgular: Kırık anatomik lokalizasyonlarına göre 5 (%10,6) hastada distal kutup kırığı, 32 (%68,1) hastada bel kırığı, 10 (%21,3) hastada proksimal kutup kırığı mevcuttu. Kırığın anatomik bölgelerine göre MAYO skorları incelendiğinde distal kutup bölge kırıkları mükemmeliyi, bel bölgesi kırıkları iyi, proksimal kutup kırıkları ise iyi-orta olarak değerlendirildi. Sigara içen hastaların MAYO skorlarında düşüş görüldü. p <0,05. Uygulanan cerrahi prosedürlere göre MAYO skorları arasında anlamlı ilişki bulunamadı.

Sonuç: Akut kırıklarda özellikle nondeplase stabil kırıklarda perkütan cerrahi yöntem tercih edilebilir ancak açık cerrahi ile klinik skorlama açısından anlamlı fark izlenmedi. Kırık lokalizasyonunun klinik skor açısından önemli olduğu ve sigara kullanımının kaynamayı olumsuz etkilediği tespit edildi.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Skafoid kırıkları üst ekstremite kırıkları içerisinde radius distal kırıklarından sonra ikinci sırada yer almaktadır 1. Anatomik enfiye çukurunda, skafoid tüberkülünde ve 1. metakarpin longitudinal kompresyonundaki hassasiyet skafoid kırığı olan bir hastanın tanısına yardımcı bulgulardır 1. Konvansiyonel radyografiler, travma sonrası el bileği radial tarafında ağrısı olan hastalarda ilk tercih edilen yöntem olmalıdır. Gilbert ve ark. 2 posterio-anterior (PA), lateral, ulnar deviasyonlu PA ve yarı prone edilmiş oblik (yazma pozisyonu) grafilerini önermişlerdir (Resim 1).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Resim 1: Sırasıyla el bileğinin PA, yan, oblik ve PA ulnar deviasyonda çekilen grafileri.

    İlk olarak radyografi sonrasında BT ve MR ile tanı desteklenebilir. 3,6. Klinik rutinde en yaygın kullanılan sınıflandırma sistemi Herbert sınıflamasıdır, bunu Rousse ve MAYO sınıflamaları takip eder 7.

    Bir milimetreden fazla deplasmanı olan instabil skafoid bel kırıklarında ve proksimal kutup kırıklarının büyük bir bölümünde cerrahi tedavi önerilmektedir. Literatürde cerrahi tedavi olarak; Açık redüksiyon internal fiksasyon (ARİF), minimal invaziv cerrahi, dorsal minimal invaziv açılım, artroskopik destekli vida fiksasyonu, volar minimal invaziv açılım gibi çeşitli cerrahi teknikler tariflenmiştir 8.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Çalışma öncesinde Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan 06.02.2020 tarihinde gerekli onaylar alındı (Sayı no: 2020/03-05–Fırat Üniversitesi). Fırat Üniversitesi Hastanesi ortopedi ve travmatoloji kliniği’nde 2015-2020 yılları arasında skafoid kırığı nedeni ile ameliyat olan 47 hasta çalışmaya dahil edildi. Çalışmada yapılan güç analizine göre %95 güven aralığında ve %80 güçle en az 35 skafoid kırığı olan hastanın bilgilerine ulaşılması gerektiği belirlenmiştir. Açık kırığı olan, beraberinde kas, tendon ve sinir yaralanması olan hastalar çalışma dışında bırakıldı. Avasküler nekroz, akut izole skafoid kırığı, multiple travmanın eşlik ettiği akut skafoid kırığı, lunat çıkığın eşlik ettiği akut skafoid kırığı ve nonunion nedeniyle ameliyat edilen hastalar çalışmaya dahil edildi.

    Transskafo-perilunat ve lunat çıkığı olan hastalarda skafolunat bağ tamiri yapıldı. Ameliyat sonrası ilk iki hafta başparmak destekli kısa kol alçı atel uygulandı. Hastaların ameliyat sonrası ikinci hafta sütürleri alınıp, başparmak destekli skafoid alçısına geçildi. 6-10 hafta arası alçı sonlandırıldı ve splinte geçilerek kontrollü hareket başlandı. Hastaların ameliyat sonrası kaynama takibini yapabilmek amacıyla 15 gün arayla çekilen el üç yönlü (AP, lateral, ulnar deviasyon verilerek çekilen PA) grafileri incelendi. Kaynama süreleri kaydedildi. Kaynaması klinik ve radyolojik olarak değerlendirilemeyen hastalar için BT istendi. El bileği fonksiyonel değerlendirmesi MAYO el bileği skoru değerlendirilerek derecelendi.

    İstatistiksel Analiz
    Verilerin analizinde SPSS 17.0 programı kullanıldı. Kırık lokalizasyonu, avasküler nekroz varlığı, vida tipi, greft tipi ve sigara kullanımının radyolojik kaynama varlığına etkisini değerlendirmek için ki-kare testi kullanıldı. Ameliyat öncesi ve sonrası quick DASH skoru analizi için Wilcoxon sıralı işaretler testi kullanıldı. p <0,05 istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Veriler sayı (%), medyan ve minimum-maksimum şeklinde gösterilmiştir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Hastaların 46 (%97.9)’ı erkek, bir (%2.1)’i kadın 31’inde sağ, 16’sında sol skafoid kırığı mevcuttu. 31 hastanın 25’i (%80,6) dominant olarak sağ elini ve 16 hastanın 12’si (%75) dominant olarak sol elini kullanmaktaydı. Hastaların cerrahi endikasyonlarına bakıldığı zaman; 9 hastanın (%19,1) avasküler nekroz, 16 hastanın (%34,0) akut izole skafoid kırığı, 4 hastanın (%8,5) multiple travmanın eşlik ettiği akut skafoid kırığı, 1 hastanın (%2,1) lunat çıkığın eşlik ettiği akut skafoid kırığı, 17 hastanın da (%36,2) nonunion nedeniyle ameliyat edildiği tespit edildi. Kırık hatlarının anatomik lokalizasyonlarına göre 5 hastanın (%10,6) distal pol kırığı, 32 hastanın (%68,1) bel kırığı, 10 hastanın (%21,3) proksimal pol kırığı mevcuttu (Tablo 1).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Demografik veriler.

    Kullanılan greft tipine göre 15 hastada (%31,9) iliak kanattan alınan otogreft, 5 hastada (%10,6) radius distal metafizden alınan otogreft, 4 hastada (%8,5) kırık hattı küretlenip canlandırılarak allogreft kullanıldı. Kalan 23 hastada (%48,9) kapalı ameliyat yapıldığından greft kullanılmadı. Takipleri yapılan skafoid kırıklı hastaların sigara içme durumları ve kırıklarının anatomik lokalizasyonlarına göre 12 hastanın (%25,5) sigara kullanımı mevcuttu. Bel kırığı olan 5 (%41,7), proksimal pol kırığı olan 5 (%41,7) ve distal pol kırığı olan 2 (%16,6) hastanın sigara kullandığı tespit edildi. Sigara kullanan bel kırığına sahip olan hastaların 3 (%60,0)’ünde, proksimal pol kırığına sahip olan hastaların 4 (%80,0)’ünde nonunion tespit edildi. Ancak distal pol kırığına sahip olan hastaların tamamında kaynama gözlendi (Tablo 1).

    Emilebilir vida 23 (48.9) 16 (34.0) 5 (10.6) Cerrahi yaklaşıma göre hastaların 25 (%53,2)’inde açık cerrahi, 22 (%46,8)’sinde kapalı-perkütan cerrahi yapılmıştır. Açık cerrahi yapılan 15 (%31,9) hastaya volar yaklaşım, 10 (%21,3) hastaya ise dorsal açık yaklaşım uygulanmıştır. Kullanılan implantlar incelendiğinde 23 (%48,9) hastaya başsız kanüle kompresyon vidası, 16 (%34,0) hastaya herbert vidası, 5 (%10,6) hastaya emilebilir vida kullanılmıştır. 1 hastaya (%2,1) sadece greft kullanılıp redüksiyon stabil olduğundan implant tercih edilmemiş, 1 hastaya (%2,1) emilebilir vida sonrası revizyon cerrahisinde k-teli tercih edilmiş ve 1 hastaya (%2,1) başsız kanüle kompresyon vidası sonrasında k-teli tercih edilmiştir. Hastalardaki kırığın anatomik bölgelerine göre MAYO skorları incelendiğinde kırıklar arası anatomik bölge farklılıklarının; hastaların ameliyat sonrası takiplerinde ağrı, hasta memnuniyeti, el bileğinin diğer el bileğine göre hareket arkı ve kas gücü değerlendirildiğinde anlamlı bir farklılık gözlenmedi (p =0,346). Ancak özellikle proskimal pol bölgesi kırıkları ve bel bölgesi kırıklarına bakıldığında hastaların el bileğinde hafif ağrı olabildiği ve bu durumun hasta memnuniyetini orta derecede etkilediği görülmüştür. Böylelikle MAYO skoruna göre distal pol bölge kırıkları mükemmeliyi, bel bölgesi kırıkları iyi, proksimal pol kırıkları ise iyi-orta olarak değerlendirilmiştir (Tablo 2).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: Mayo el bileği skoru.

    Sigara içen hastaların MAYO skorlamasına bakıldığında özellikle ameliyat sonrası dönemde kırık kaynamasının olumsuz etkilenmesi neticesinde hastaların el bileğindeki ağrının devam ettiği görülmüştür. Bu durumun hasta memnuniyetini olumsuz etkilediği, el bileği hareket arkını düşürdüğü ve ağrı nedeniyle kullanılamayan ekstremitedeki kas gücünün önemli ölçüde azaldığı görülmüştür. Dolayısıyla sigara içen hastaların MAYO skorlaması anlamlı bulunmuştur (p =0,01). Kullanılan greft materyalinin MAYO skoruna etkisine bakıldığında kullanılan greft türüne göre hastaların el bileğinde ağrı, hasta memnuniyeti, hareket arkı ve karşı el bileğine göre kas gücü arasında bir fark yaratmadığı görülmüştür. Dolayısıyla kullanılan greft materyalinin MAYO skoruna etkisi anlamlı bulunmamıştır (p :0,520). Hastalara uygulanan cerrahi prosedürlerin MAYO skoruna etkisine bakıldığında açık cerrahi ve kapalı cerrahinin hastaların el bileğinde ağrı, hasta memnuniyeti, el bileği hareket arkı ve karşı el bileğine göre kas gücü arasında bir fark yaratmadığı görülmüştür. Dolayısıyla uygulanan cerrahi prosedürlerin MA-YO skoruna etkisi anlamlı bulunmamıştır (p :0,403) (Tablo 2).

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Travma nedeniyle acil servise başvuran hastaların el bileğinde hassasiyet olmasına karşın acil şartlarında çekilen direk grafilerin masum görünmesi ile birçok skafoid kırığı atlanabilmektedir. Çalışmamızda skafoid kırığı olan ve cerrahi tedavi uyguladığımız 47 hastanın 7’sinin alınan öykülerinde skafoid kırığının atlandığı görülmüştür. (%14,89 (n :7)). Hastaların önemli bir kısmının sağlık kuruluşuna tekrar başvurmadığı görülmüştür. Fizik muayene sonrasında radyografik değerlendirme yapılmalıdır. Skafoid kırıkları tedavisinde stabil olan ve 1 mm-2 mm kadar deplasman olan kırıklarda konservatif veya cerrahi tedavi ile %90’nın üzerinde başarılı sonuçlar elde edildiği yapılan çalışmalarda gösterilmiştir 9. Konservatif olarak tedavi edilecek hastaların tedavi süresince doktorunun dediklerini dikkate alması ve uyması çok önemlidir. Eğer hasta uyumsuz ise komplikasyonlar artacağından bu hastalara cerrahi tedavi uygulamak daha doğru bir seçenek olacaktır. Nondeplase veya hafif deplase olmuş skafoid kırıkları için yapılan çalışmalar tarandığı zaman erken dönemde perkütan tespit, erken dönem açık tespit ve konservatif alçı tedavisi arasında yapılan karşılaştırmalı çalışmalar olduğu görülmüştür 10. Hastalarda primer olarak immobilizasyon süresini azaltmak ve erken dönem hareket kabiliyetlerinin tekrar kazanılması amacıyla perkütan fiksasyon düşüncesi ortaya çıkmıştır 11. Perkütan fiksasyonda daha etkili olacağı düşünüldüğü için kanüle vidaların kullanılması yaygınlaşmıştır 11. Perkütan fiksasyonu savunan cerrahlara göre bu operasyonun daha az damar sinir yaralanması yapması, kırık hattı açılmadığıdan kırık iyileşmesi için gerekli olan kırık hematomunun korunması, anatomik olarak inter-karpal ligamanların daha az zarar görmesi, hastanın günlük aktivitelerine ve sportif faaliyetlerine dönüşü için geçen sürenin diğerlerine kıyasla daha az olması ve immobilizasyon süresinin daha az olması bu tekniğin avantajları arasındadır 12 (Resim 2).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Resim 2: Skafoid kırığına yönelik perkütan yolla yapılan vida fiksasyonu.

    Perkütanöz teknikle skafoid nonunion tedavisi ile ilgili literatürde az sayıda çalışma mevcuttur 13. Yukarıdakilere ek olarak perkütanöz teknik skafoidin dolaşımsal yapısını bozmadan daha estetik bir skar dokusu ile tespit yapılmasına olanak sağlamaktadır 14. Perkütan fiksasyon yöntemiyle tedavi edilen skafoid nonunion sonuçlarını içeren literatürleri taradığımız zaman bu hastaların sıklıkla geç tanı ile başvuran hastalar olduğu (grade 1) ve fibröz doku içeren nonunionu olan hastalar (grade 2) ve hafif skleroz görülen hastalarda (grade 3) perkütan fiksasyon yönteminin tercih edildiği görülmektedir. Kim ve ark.’nın (13) yapmış olduğu çalışmada grade 1 nonunion olan 12 hasta incelenmiş, bu hastaların tümünde ve aynı şekilde Hegazy’nin 12. yapmış olduğu çalışmadaki grade 2-3 nonunionu olan 21 hastanın tümünde perkütan fiksasyon ile kaynama elde edilmiştir. Çalışmamızda grade 3 nonunion olan 5 hastanın tamamında sadece perkütan cerrahi tedavi yöntemi ile greft kullanılmadan kaynama elde edilmiştir.

    Kehoe ve ark. yapmış olduğu çalışmada akut kırık veya nonunion nedeniyle herbert vidası ile fiksasyon uygulanan 20 hasta incelenmiş ve 5-10 yıllık takip süresi ile değerlendirilen hastalarda skafotrapeziyal eklemde dejeneratif değişiklikler olup olmadığına bakılmıştır.

    Altı hastada bu eklemin lateral yüzünde bir miktar düzensizliklerin olduğu tespit edilmiş ve bu altı hastanın üçünde uygulanmış olan herbert vidasında implant yetmezliği meydana gelmiştir. Diğer iki hastada skafoid etrafını çepeçevre saran düzensizliklerin olduğu görülmüştür, ancak bunların dışında skafoidin merkez kısmı, skafotrapezial eklemin ulnar tarafı ve skafoid proksimal kutup bölgesinde radyolojik olarak bir değişiklikle karşılaşılmamıştır.

    Çalışmamıza dahil ettiğimiz hastalardan 2 tanesi cerrahi tedavi sonrası el bileğinde ağrı şikayetiyle tekrar kliniğimize başvurmuş olup, bu hastalar incelendiğinde herbert vidası uygulanarak tedavi edilen non deplase kırıklı hastalar olduğu görülmüştür. Hastalara çekilen x-ray ve bilgisayarlı tomografide kaynamama bulguları olması neticesinde hastalara ameliyat sonrası 16. ve 18. ayında tekrar operasyon planlanmıştır. Bir hasta operasyona sıcak bakıp önerilen revizyon cerrahisini kabul edip tekrar opere olmuştur ve yapılan uzun dönem kontrollerinde hasta hem klinik olarak hem de radyolojik olarak komplikasyonsuz iyileşmiştir. İkinci hasta cerrahiyi kabul etmemiştir. Munk ve ark. 17 yaptıkları bir reviewde 5246 vakalık 147 çalışma toparlanmıştır. Çalışmada hastalar; internal tespit olmaksızın non-vaskülarize greftlenen grup, internal tespit yapılan ve nonvaskülarize greftlenen grup ile tespitsiz vaskülarize greftlenen grup olmak üzere üçe ayrılmıştır. İnternal tespit olmaksızın nonvaskülarize greftlenen grupta ortalama kaynama oranı %80, internal tespit yapılan ve non-vaskülarize greftlenen grupta ortalama kaynama %84, vaskülarize greftlenen grupta %91 olarak bulunmuştur. Yine bu çalışmada tespit yapılmadan nonvas-külarize greftlenen grupta ortalama postoperatif alçı-atel süresi 15 hafta, tespit yapılarak nonvaskülarize greftlenen grupta ameliyat sonrası alçı-atel süresi 7 hafta olarak bulunmuştur.

    Bizim yapmış olduğumuz çalışmada; cerrahi uyguladığımız non deplase veya deplase fraktürü olan hastalara, ayrıca nonunionu olup greftlediğimiz hastalarımıza herbert vidası ve basşsız kanüle kompresyon vidası ile tespit işlemi yapılmış olup, minimum alçı atel süremiz 6 hafta maximum 8 hafta olarak bulunmuştur. Kırığın yerleşim yeri ve nonunion süresi kaynamanın olması için oldukça önemlidir. Bizim çalışmamızdaki kaynamayan 17 hastaya baktığımızda, bu hastaların 4 tanesinin proksimal kutup bölgesi kırığının, 13’ünün ise bel bölgesi kırığının olduğunu görmekteyiz. Kaynama sürelerine baktığımızda; Capo ve ark. 18 12 vakalık serilerinde benzer şekilde ortalama 12 haftada radyolojik olarak kaynama elde etmişlerdir. Bizim çalışmamızda da literatür ile benzer şekilde grade 3 nonunionu olan hastalarda ortalama 10 haftada, grade 4 olan hastalarda ortalama 13 haftada kaynama elde edilmiştir. Saint-Cyr ve ark. 19 geçikmiş kaynama ve nonunionu olan 8 vakalık çalışmalarda, dorsal yoldan uygulanan perkütan vida fiksasyonu uyguladıkları hastaların tamamında kaynama elde etmişlerdir. Yip ve ark.’nın 20 yapmış olduğu çalışmada ise açık ameliyat sırasında özellikle volar yolla yapılan insizyonla büyük öneme sahip olan volar karpal bağların kesilmek zorunda olduğunu ve buna bağlı olarak skafotrapezial ve radio-skafoid eklemde oluşan iyatrojenik travmaya bağlı olarak ilerleyen zamanlarda hasta memnuniyeti ve fonksiyon açısından zorluklar yaratabileceği, hatta ilerleyen dönemlerde eklemde gelişebilecek artoza bağlı olarak eklem hareket kısıtlılığına ve ağrıya sebep olabileceğini belirlemişlerdir. Bizim çalışmamızda volar açık cerrahi yoluyla opere ettğimiz hastaların MAYO skorlarına bakıldığında hastalar çok iyi olarak değerlendirilmiştir.

    Kaynama süresini ve kaynamamayı etkileyen bazı literatürler incelendiği zaman, çeşitli kemik greftleri kullanılarak skafoid nonunionları arasında kaynama süreleri karşılaştırılmıştır. Kaynama yetersizliğinin tütün kullanımı ile ilişkili olduğu, ancak yaş, cinsiyet, fiksasyonun tipi ve yaralanma ile cerrahiye kadar geçen süre ile ilişkili olmadığı görülmüştür 21,22.

    Bizim çalışmamızda 12 hastanın sigara kullanım öyküsü mevcuttu. Bu 12 hastanın ileri dönem kontrolleri yapıldığında 7 tanesinin ameliyat sonrası nonunionlarının mevcut olduğu görülmüş ve bu hastaların 4 tanesinin proksimal kutup kırığına, 3 tanesinin de bel kırığına sahip olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla kırık iyileşmesi olarak distal kutup kırığına kıyasla daha yetersiz olan bel bölgesi ve proksimal bölge kırıklarının iyileşme potansiyellerinin, özellikle sigara kullanımı ile daha da kötüye gittiğini düşünmekteyiz. Yapılan açık ameliyat ile daha hızlı kaynama elde edilmesine karşın uygulanan anestezi, yara yeri enfeksiyonu gibi çeşitli komplikasyonlarla karşılaşma olasılığı ile karşılaştırıldığında kârzarar oranlarının alçı tedavisi ile dengelendiği görülmüştür. Çalışma hayatına ve günlük fonksiyonlara dönüş süresi, açık ameliyat yapılan grup ile alçıyla tedavi edilen grup karşılaştırıldığı zaman, el işçilerinin iş görmezlik maliyetlerini azaltacak biçimde diğer gruba kıyasla daha kısa olarak bulunmuştur. Dolayısıya cerrahi tedavi alçı tedavisine göre daha çok tercih konusu olmuştur 10,13,23,24. Bizim çalışmamızda da kontrole gelen hastalarda klinik muayene ile birlikte direk grafileri değerlendirilmiştir.

    Sonuç olarak; scafoid kırıkları el bileği travmalarından sonra sorun oluşturabilecek kırıklardır. Özellikle proksimal kutup kırıkları sigara kullanım öyküsü olan hastalarda kaynama açısından problem olmaktadır. Tedavi seçiminde cerrahi gereksinimi olan hastalarda peruktan cerrahi veya açık cerrahi yöntemler tercih edilebilir. Hasta özellikleri ve kırık morfolojisi göz önünde tututlarak en uygun seçim yapılabilir. Ayrıca nonunion olan hastalarda otogreft kullanılarak yapılan tespitlerde daha yüksek kaynama oranları elde edilebilir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Bergh TH, Lindau T, Soldal TA. Clinical scaphoid score (CSS) to identify scaphoid fracture with MRI in patients with normal x-ray after a wrist trauma. Emerg Med J. 2014; 31: 659-64.

    2) Gilbert TJ, Cohen M. Imaging of acute injuries to the wrist and hand. Radiol Clin North Am 1997; 35: 701-25.

    3) Russe O. Fracture of the carpal navicular. Diagnosis, non-operative treatment, and operative treatment. J Bone Joint Surg Am 1960; 42: 759-68.

    4) Duckworth AD, Buijze GA, Moran M. Predictors of fracture following suspected injury to the scaphoid. J Bone Joint Surg Br 2012; 94: 961-8.

    5) Yin Z-G, Zhang J-B, Kan S-L, Wang X-G. Diag-nosing suspected scaphoid fractures: a systematic review and meta-analysis. Clin Orthop Rel Res 2010; 468: 723-34.

    6) Edlund R, Skorpil M, Lapidus G, Backlund J. Cone-Beam CT in diagnosis of scaphoid fractures. Skeletal radiol 2016; 45: 197-204.

    7) Ten Berg PW, Drijkoningen T, Strackee SD, Buij-ze GA. Classifications of Acute Scaphoid Fractures: A Systematic Literature Review. J Wrist Surg 2016; 5: 152-9.

    8) Singh HP, Taub N, Dias JJ. Management of disp-laced fractures of the waist of the scaphoid: meta-analyses of comparative studies. Injury 2012; 43: 933-9.

    9) Cooney WP III, Dobyns JH, Linscheid RL. Nonunion of the scaphoid: Analysis of the results from bone grafting. J Hand Surg 1980; 5: 343-54.

    10) Bond CD, Shin AY, McBride MT, Dao KD. Percutaneous screw fixation or cast immobilization for nondisplaced scaphoid fractures. J Bone Joint Surg Am 2001; 83: 483-8.

    11) Adolfsson L, Lindau T, Arner M. Acutrak screw fixation versus cast immobilisation for undisplaced scaphoid wrist fractures. J Hand Surg Br 2001; 26: 192-5.

    12) Hegazy G. Percutaneous screw fixation of scaphoid waist fracture nonunion without bone grafting. J Hand Microsurg 2015; 7: 250-5.

    13) Kim JK, Kim JO, Lee SY. Volar percutaneous screw fixation for scaphoid waist delayed union. Clin Orthop Relat Res 2001; 468: 1066-71.

    14) Trupia EP, Strauch RJ. Treatment of proximal pole scaphoid fracture nonunions with ıntramedullary cancellous autograft and cannulated headless compression screw. Tech Hand Up Extrem Surg 2019; 23: 88-93.

    15) Kehoe NJ, Hackney RG, Barton NJ. Incidence of osteoarthritis in the scaphotrapezial joint after Herbert screw fixation of the scaphoid. J Hand Surg Br 2003; 28: 496-9.

    16) Lindström G, Nyström A. Natural history of scaphoid nonunion, with special reference to "asymptomatic" cases. J Bone Joint Surg Br 1992; 17: 697-700.

    17) Munk B, Larsen CF. Bone grafting the scaphoid nonunion: a systematic review of 147 publications including 5,246 cases of scaphoid nonunion. Acta Orthop Scand 2004; 75: 618-29.

    18) Capo JT, Shamian B, Rizzo M. Percutaneous screw fixation without bone grafting of scaphoid nonunion. Isr Med Assos 2012; 14: 729-32.

    19) Saint-Cyr M, Oni G, Wong C, Sen MK, LaJoie AS, Gupta A. Dorsal percutaneous cannulated screw fixation for delayed union and nonunion of the scaphoid. Plast Reconstr Surg 2011; 128: 467-73.

    20) Yip HS, Wu WC, Chang RY, So TY. Percutaneous cannulated screw fixation of acute scaphoid waist fracture. J Hand Surg Br 2002; 27: 42-6.

    21) Mahmoud M, Koptan W. Percutaneous screw fixation without bone grafting for established scaphoid nonunion with substantial bone loss. J Bone Joint Surg Br 2011; 93: 932-6.

    22) Slade JF, Gillon T. Retrospective review of 234 scaphoid fractures and nonunions treated with arthroscopy for union and complications. Scand J Surg 2008; 97: 280-9.

    23) Aibinder WR, Wagner ER, Bishop AT. Bone grafting for scaphoid nonunions: is free vascularized bone grafting superior for scaphoid nonunion? Hand (N Y) 2019; 14: 217-22.

    24) Modi CS, Nancoo T, Powers D, Ho K, Boer R, Turner SM. Operative versus nonoperative treatment of acute undisplaced and minimally displaced scaphoid waist fracturesa systematic review. Injury 2009; 40: 268-73.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]