GGK testi ucuz olması ve kolay uygulanması nedeniyle yaygın olarak kullanılmaktadır. GGK testi pozitif hastaların yaklaşık olarak %50’sinde kolonoskopide patoloji saptanmamasına rağmen kılavuzlar GGK testi pozitifliğinde sadece kolonoskopi önermektedir
1,2. Bizim çalışmamızda tümörün yanı sıra polip, varis, ülser ve H. pylori pozitifliği gibi takip gerektiren benign patolojiler de tespit edilmiştir.
GGK testi pozitif hastalarda eş zamanlı alt ve üst GİS endoskopilerin yapılması konsepti yeni değildir. 1991 yılında Triadafilopoulos ve Aslan 6 tarafından yapılan bir çalışmada çift yönlü endoskopi (özefagogastro-duodenoskopi ve kolonoskopi) uygulanan hastaların sadece %2-6’sında hem üst hem de alt GİS endoskopileri normal olarak bulunmuştur. Yaygın olarak GGK testi pozitifliği saptandığında kanama odağını bulmak ve mide kanserini dışlamak amacıyla kolonoskopi ile birlikte üst GİS endoskopisi de yapılmaktadır. Ancak bu hastalarda gastrik kansere nadiren rastlanması nedeniyle çeşitli yayınlarda buna gerek olmadığı bildirilmiştir 3,7-9. GGK testi pozitif olup üst GİS endoskopisi yapılan 260 10, 185 11 ve 70 3 hastalık serilerin hiçbirinde mide kanseri bulunamamıştır. Choi ve arkadaşlarının çalışmasında, GGK testi pozitif olan 340 hastaya kolonoskopi ve üst GİS endoskopisi yapılmış ve mide kanseri tespit edilen 6 hastanın 3’ünün kolonoskopisinin normal olduğu bulunmuştur 5. Bu çalışmamıza dahil olan 379 hastanın 374 (%98,6)’ün üst GİS endoskopisinde benign patolojiler saptanmasının yanı sıra 5 hastada mide tümörü (3 hastada gastrointestinal stromal tümör, 1 hastada nöroendokrin tümör, 1 hastada adenokanser) ve 6 hastada polip tespit edildi. 5 hastada tümör bulunmuş olması nedeniyle GGK testi pozitifliği olan ve kolonoskopisi normal olan hasta grubuna üst GİS endoskopisi yapılmasını da önermekteyiz.
Çalışmamızda hastaların %46’sında H. pylori pozitifliği tespit edildi. 2020 yılında Türkiye’de Karagöz ve arkadaşlarının 12 yaptığı çalışma ile %34 H. pylori pozitifliği sonuçlarına ulaşılmıştır. Literatürde H. pylori pozitifliği %20-80 arasında değişiklik göstermektedir13. H. pylori pozitifliği atrofik gastrit, gastrik/duodenal ülser, mide kanseri, gastrik MALT lenfoma, gastrik hiperplastik polip ile ilişkilidir 14-17. H. pylori eradikasyon tedavisi ile gastrit ve diğer hastalıkların tedavisinin sağlanması hedeflenmektedir 18. Çalışmamızda istatistiksel olarak anlamlı fark oluşturmamakla birlikte tümör hastalarının 2’sinde (%40), polip hastalarının 4’ünde (%66,7), ülserlerin %48,7’sinde H. pylori pozitif olarak bulundu. Hastaların %90’ında benign patolojiler tespit edildi. Benign hastalıkların da %13,2’sini takip gerektiren patolojiler oluşturmaktaydı (polip, ülser, varis). Bunun yanı sıra diğer benign patolojileri oluşturan hasta grubunun %77’sine medikal tedavi verilmesi gerekli idi. Velez 19, Choi 5 ve Ng 4 ve arkadaşlarının da çalışmalarında belirttiği gibi bizim hastalarımızda da benign hastalıkların erken dönemde uygun tedavi almaları sağlandı.
Çalışmamızda üst GİS endoskopisi normal olan hastaların %75’ini kadınlar oluşturmaktaydı. GGK pozitifliğine neden olabilecek kolon patolojileri (tümör, anjiyodisplazi, inflamatuar bağırsak hastalığı vb.) kolonoskopi yapılarak çalışma dışı bırakıldığından gaitanın vajinal kanama ile kontamine olma ihtimali göz önüne alınarak bu hasta grubuna jinekolojik muayene önerilebilir.
Tümör tespit edilen hastaların ortalama hemoglobin değeri 8.4 (6.8-10) olarak bulundu. Bu sonuç doğrultusunda GGK testi pozitif ve anemisi olan ve kolonoskopisi normal olan hastalara, üst GİS endoskopisi yapılması önerilebilir.
Benign patolojiler ve H. pylori pozitifliği nedeniyle medikal tedavi verilen hastaların takiplerinin değerlendirilmemiş olması çalışmamızın kısıtlılıklarından biridir. Diğer bir kısıtlılık ise GGK testi yapıldığı sırada hastaların antikoagülan veya antitrombolitik kullanımı gibi ilaç kullanımı ve ek hastalıkları ile ilgili bilgilere ulaşılamamış olmasıdır.
Çalışmamızda üst GİS endoskopisinde tümörün yanı sıra polip, varis, ülser ve H. pylori pozitifliği gibi takip gerektiren benign patolojiler yüksek oranda tespit edilmiştir. Üst GİS endoskopi işleminin süresi kısa ve komplikasyon oranları düşüktür. Bu nedenlerle GGK testi pozitif olup kolonoskopisinde patoloji saptanmayan hastalara üst GİS endoskopisi yapılmasını önermekteyiz. Ayrıca bu çalışmanın verileri, GGK testi pozitif olup kolonoskopisi normal olan hastalarda eğer hemoglobin düşüklüğü de varsa üst GİS endoskopisinin göz ardı edilmemesi gerektiğini, ayrıca anemik kadın hastaların jinekolojik muayene ile birlikte değerlendirilmesini kuvvetli şekilde önerilmektedir. GGK pozitifliğinde hangi hasta grubuna üst GİS endoskopi yapılması gerektiği çalışmamızda belirttiğimiz kısıtlılıklar giderilerek yapılacak olan ve geniş hasta gruplarını içeren çalışmalarla daha net ortaya konulabilecektir.