Çalışmaya 41 hastanın 41 gözü çalışmaya dâhil edildi. Kalem ile korneal yaralanma meydana gelmiş olan ilk grupta 15 (%36,6), kalem harici diğer nedenlerle yaralanması olan ikinci grupta ise 26 (%63,4) hasta mevcuttu. Hastaların 14’ü (%34,1) kız, 27’si (%65,9) erkekti. Ortalama yaş ilk grupta 8,38±4,12, ikinci grupta ise 8,50±3,80 yıldı. İlk grupta yaralanma şekli olarak kalemi kullanırken yaralanan hasta sayısı 14’tü (%93,3) ve bir hasta ise (%0,66) arkadaşı tarafından fırlatılan kalemin gözüne isabet etmesi sonucu yaralanmıştı. İkinci grupta etkenler değerlerinde delici-kesici alet yaralanması 12 (%46,2) hastada neden olarak ilk sırada yer alırken, odun ve cam 6’şar (%23,1) hastada olmak üzere diğer en sık nedenlerdi.
Ek patolojiler değerlendirildiğinde ilk grup hastalarında 11’inde (%73,3) iris prolapsusu, 5’inde (%33,3) travmatik katarakt ve 3’ünde (%20,0) göz içinde kurşun kalem ucu izlendi (Resim 1).
İkinci grupta ise 14’ünde (%43,8) iris prolapsusu, 7’sinde (%26,9) travmatik katarakt ve 5’inde (%15,6) hifema izlendi. Hiçbir hastada endoftalmi ve retinal hasar görülmedi. OTS’ları ilk grupta 2 (%13,3) hasta 2. kategori, 10 hasta 3. kategori ile uyumlu iken 3 (%20) hastada değerlendirilemedi. İkinci grupta ise 16 (%61,5) hasta 2. kategori, 8 (%30,8) hasta 3. kategori ile uyumlu iken 2 (%7,7) hastada hesaplanamadı.
Ön kamaradan kurşun kalem ucu çıkarılan 1 hastada (%6,7) ön kamarada yoğun reaksiyon izlendi ve topikal steroid (dekzametazon %0,1’lik damla) ile kontrol altına alındı. Tüm hastalarda her iki gruptada primer onarım olarak 10.0 monoflaman sütür ile genel anestezi altında korneal sütürasyon yapıldı. İlk grupta 3 hastada (%20,0) ilave olarak ön kamaradan kurşun kalem ucu çıkarıldı. Bu grupta 5 hastada (%33,3) sekonder lens aspirasyonu ve göz içi lens implantasyonu yapılırken, ikinci grupta ise 8 (%30,8) hastaya bu işlem uygulandı. Tüm hastalara postoperatif topikal (tobramisin %0,3’lük damla) ve oral antibiyotik (sefuruksim aksetil şurup veya tablet) verildi. Epitel defekti olmayan hastalara uygun dozlarda topikal steroid damla başlandı. İlk grupta postoperatif takiplerde 4’ünde (%26,6) kornea santralinde olmak üzere tüm hastalarda korneal haze, 6’sında (%40,0) pupil düzensizliği görülürken, ikinci grupta ise yine 18’inde (%56,3) kornea santralinde olmak üzere tüm hastalarda korneal haze ve 10’unda pupil düzensizliği görüldü. İlk grupta 1 hastada (%6,70), ikinci grupta ise 3 (%11,5) hastada arka kapsül kesafeti gelişti ve bu hastalara Nd-YAG laser kapsülotomi uygulandı. Preoperatif EİDGK ilk grupta ortalama 0,37±0,20 ve postoperatif takiplerde 0,84±0,12 olarak değerlendirildi. EİDGK küçük yaşta olmaları nedeniyle 3 (%20,0) hastada değerlendirilemedi. İkinci grupta ise EİDGK preoperatif 0,13±0,18, postoperatif 0,48±0,42 olarak ölçüldü. Bu grupta ise 2 (%7,7) hastada EİDGK değerlendirilemedi.
Örneklem sayısı Post Hoc güç analizi ile alpha %5 seviyesinde iken değerlendirildi. %98,3 güç değeri ile yeterli seviyede olduğu görüldü. İki grup arasında OTS, ilk ve son EİDGK açısından istatistiksel olarak anlamlı fark izlendi (p <0,05) ve p değerleri sırasıyla p =0,005, p =0,037 ve p =0,043 olarak bulundu. Yaş, cinsiyet, yapılan primer ve sekonder operasyonlar açısından fark izlenmedi ve p değerleri sırasıyla p =0,447, p =0,934, p =0,725 ve p =0,620 olarak bulundu. Tablo 1’de detaylı şekilde veriler özetlenmektedir.