Bu çalışma ile ilk kez hasta çocukların annelerinin sağlıklı yeme takıntısı eğilimi araştırılmıştır. Kronik veya akut hastalık varlığına bakılmaksızın, hasta çocuğu bulunan annelerin sağlıklı yeme takıntısı eğilimi benzer olup; her iki grubun sağlıklı yeme takıntısı eğilimini değerlendirdiğimiz ORTO-11 puanlarının çok yakın olduğu görülmüştür. Ülkemizde yakın zamanda toplumdaki kadınlarla yapılan bir çalışmada saptanan ORTO-11 puan ortalamasının
15 bizim çalışma grubumuzdaki annelerinki ile çok benzer olduğu görülmüştür. Literatürdeki diğer sağlıklı yeme takıntısı eğilimi ile ilgili çalışmalar, gördüğümüz kadarı ile genellikle sağlık ya da beslenme alanında çalışan ya da eğitim gören kişiler ile yapılmış
16,17 olup; hasta yakınları ile ya da anneler ile yapılmış bir çalışmaya rastlanmamıştır. Ancak, diğer psikopatolojilerde sağlıklı yeme takıntısı eğilimi araştırılmıştır. Yapılan bir derlemede, obsessif kompülsif bozukluğu ve mükemmeliyetçilik kişiliği olanlarda ortorektik davranışın daha fazla bulunduğu saptanmıştır
18. Ayrıca, bazı çalışmalarda yeme bozukluğu olanlar ya da özel diyeti olanlar ile ortorektik davranış arasında ilişki görülmüştür
19,20. Kendi ifadelerine göre daha evvel bir psikiyatrik tanısı olan ya da ilaç kullanan ve özel diyeti olan ya da yeme bozukluğu bulunan anneler çalışmamıza dâhil edilmemiştir. Ancak hasta çocukların özel diyetinin olup olmamasının annelerin sağlıklı yeme takıntısı eğilimine etkisi görülmemiştir. Ciddi düzeyde takıntılı sağlıklı besleme davranışı, çocuğun sağlığını bozabileceğinden bu sonuç hastalarımız açısından olumlu değerlendirilmiştir. Ancak, özel diyet gereksinimi olan kronik hastalığı bulunan hastaların annelerinin istatistiksel olarak anlamlı olmasa da ortorektik yeme davranışlarının daha fazla olduğunu söyleyebiliriz. Bu durum, özel diyeti bulunan çocukların annelerinin sağlıklı besin seçiminde daha takıntılı olabileceklerini düşündürmüştür.
Hastalık süresine göre, çocukların yaş ve boy persentilleri ile akut ve kronik hastalığı bulunan çocukların annelerinin ortorektik yeme davranışı arasında bir ilişki görülmemiştir. Benzer şeklilde bir başka çalışmada da ortorektik davranış ile VKİ arasında ilişki görülmemiştir 21.
Bu çalışmada, akut hastalığı olan çocuklardan anneleri çalışanlar ve gelir düzeyi algısı iyi olanlarda anlamlı düzeyde ortorektik yeme davranışı bulunmuştur. Kronik hastalığı bulunan çocukların annelerinden, çalışan ve gelir düzeyi iyi olanların ortorektik yeme davranışı benzer bulunmuştur. Kronik hasta çocuğu bulunan annelerden, çalışan sayısının az olması bu farkın anlamsız çıkmasında muhtemel neden olarak değerlendirilmiştir. Literatürdeki çalışmalarda da eğitim ve gelir düzeyi yüksek olan bireylerde ortorektik davranış daha fazla görülmüştür 7,22,23. Çalışmamızda tüm anneler değerlendirildiğinde, çalışan annelerin, gelir düzeyi iyi olan veya gelirlerinin iyi olduğu algısı olanlarda ortorektik yeme davranışı görülmüştür. Bu sonuçlar doğrultusunda gelir düzeyinin, annelerin sağlıklı yeme takıntısına eğilimi etkileyen başlıca faktör olduğunu söyleyebiliriz. Yapılan diğer bir çalışmada da ebeveynin iyi bir işinin olması ve gelir düzeyinin iyi olması ile çocukların sağlıklı beslenmesi arasında ilişki bulunmuştur. Aynı çalışmada, annenin besin tercihinin çocuğunun beslenmesinde en belirgin etkileyici faktör olduğu bulunmuştur 24. Yapılan bir çalışmada annelerin çocuklarının besin alımları üzerindeki güçlü etkisi bulunduğunu, yiyeceklerin maliyeti ve erişilebilirliğinin annelerin gıda seçimlerini etkileyen faktörler olduğu belirtilmiştir 25. Dolayısı ile sağlıklı yeme takıntısı eğilimi olan annelerin çocuklarını da kendilerine benzer şekilde daha sağlıklı olduğunu düşündükleri yönde besleyecekleri varsayılabilir. Bir diğer çalışmada ise sağlıklı beslenmenin maliyetinin daha fazla olduğu ve gelir düzeyinin besin tercihinde etkili olduğu saptanmıştır 26. Çalışmamızda, sağlıklı yemenin, çocuklarının hastalıklarının süresi ve niteliğinden bağımsız olarak ailenin gelir düzeyi ile ilişkisi olduğunu göstermektedir. Literatürde eğitim düzeyinin artışı ile daha sağlıklı beslenme arasındaki ilişki gösterilmiştir 27. Bizim çalışmamızda da anneleri üniversite mezunu olanların daha fazla sağlıklı yeme eğilimi gösterdikleri görülmüştür. Muhtemelen eğitim düzeyi arttıkça sağlıklı yeme yönündeki farkındalık artmaktadır.
Sağlıklı beslenmenin, kalp hastalıkları ve şeker metabolizması hastalıklarında çok faydalı olduğu bilinmektedir. Çocuğu hasta olan annenin çocuğu ile ilgili kaygılarının olması beklenen bir durumdur. Sağlık profesyonellerinin önerileri doğrultusunda bakım veren anne, çocuğunun sağlıklı beslenmesini önceleyebilir. Sağlık kaygısı ve sağlıklı beslenme tutumları arasında ilişki görülmüştür 28. Ancak sağlıklı yeme için sosyoekonomik faktörler çok etkili görünmektedir 29 .
Sonuç olarak çalışmamızda, annelerin sağlıklı yeme takıntısı eğilimini en çok alım gücünün etkiledi görülmüştür. Her ne kadar bu konuda takıntılı olmak bazı sağlık sorunlarına neden olabilirse de, daha evvel de bahsettiğimiz gibi bu alanda kullanılan ölçek sağlıklı yemeyi daha fazla tanımlamaktadır. Hastanede yatan çocukların annelerin sağlıklı yeme takıntısı eğilimine çocuklarının hastalığının süresi, akut veya kronik hasta olması ve özel bir diyetin olmasının etkili olmadığı saptanmıştır.
Çalışmaya toplumdaki sağlıklı çocukların veya hasta çocuğu ayaktan bakılan çocukların anneleri dâhil edilmemiş olup bu grup ile hastanedeki annelerin yeme takıntısı eğilimleri karşılaştırılamamıştır. Annelere çocuklarını takıntılı şekilde sağlıklı beslemelerini belirlemeye yönelik soruların sorulmamış olması, çalışmamızın önemli bir kısıtlılığıdır. Kronik hastalıkların tek tip olmaması ve hasta sayısının az olması da kısıtlılık olarak değerlendirilebilir. Bundan sonraki benzer çalışmalarda sağlıklı çocukların annelerinin yanı sıra annelere çocuklarını ne derece takıntılı olarak sağlıklı beslediklerinin sorulması literatüre daha dazla katkı sağlayacaktır.