[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2006, Cilt 11, Sayı 3, Sayfa(lar) 182-184
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Çocukta Duktus Torasikus Yaralanması: Olgu Sunumu
Nihat ERSÖZ, Bülent Hayri ÖZOKUTAN, Mustafa YILMAZ, Adnan CELKAN, Haluk CEYLAN
1Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi AD., Gaziantep, Türkiye
2Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nükleer Tıp AD., Gaziantep, Türkiye
3Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kalp ve Damar Cerrahisi AD., Gaziantep, Türkiye
Anahtar Kelimeler: Duktus torasikus, yaralanma, çocuk, sintigrafi, Thoracic duct, injury, pediatric, scintigraphy
Özet
Çocuklarda travmatik duktus torasikus yaralanması nadir görülür. Genellikle travmaya bağlı gelişir veya göğüs cerrahisi ameliyatlarında iatrojenik olarak oluşur. Özellikle travmaya bağlı oluşan yaralanmaların ameliyat öncesi saptanması güç olup, ancak operasyon esnasında tanı konulmaktadır. Tedavi konservatif ve cerrahi olarak yapılabilir. Konservatif tedavi daha çok küçük yaralanmalarda tercih edilir ve uzun süreli tedavide komplikasyonlar görülebilir. Cerrahi tedavide ise primer onarım, duktusun ligasyonu ve anastomoz tercih edilmektedir. Çocuklarda duktus çapının küçük olması nedeniyle primer onarımın yapılması önerilmemektedir. Ateşli silahla yaralanmaya bağlı duktus torasikus yaralanması olan 7 yaşında bir olgu sunuyoruz. Acil laparatomi yapılan hastada duktus torasikusta yaralanma tesbit edilerek bu bölge primer olarak onarıldı. Postoperatif dönemde kontrol amacıyla çekilen lenf sintigrafisinde lenf akımının olduğu ve lenf kaçağının bulunmadığı tesbit edildi. Postoperatif takipte herhangi bir komplikasyon görülmeyen olgumuz şifa ile taburcu edildi. ©2006, Fırat Üniversitesi, Tıp Fakültesi
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Çocuklarda travmatik duktus torasikus yaralanması nadirdir. En sık göğüs ve kalp cerrahisi esnasında iatrojenik olarak oluşur. Literatürde çocuklarda travmaya bağlı duktus torasikus yaralanması ile ilgili yayınlar fazla değildir 1. Travmaya bağlı olarak genellikle motorlu araç kazası sonrasında torakal vertebranın ani hiperekstansiyonu ve hiperfleksiyonu sonrası görülür 2. Duktus torasikus yaralanmasında konservatif ve cerrahi tedavi seçenekleri vardır. Konservatif tedavi daha küçük yaralanmalarda tercih edilir ve tüp drenaj, yağdan fakir diyet, total parenteral beslenme ve oktreotid uygulanması gibi seçenekleri içerir. Son yıllarda torakoskopi ve fibrin yapıştırıcı uygulaması gibi yeni yöntemler de önerilmektedir 3. Çocuklarda en etkili cerrahi tedavi yöntemi konusunda görüş birliği yoktur. Cerrahi tedavide duktusun ligasyonu, anastomoz, primer onarım ve pleuroperitoneal şant uygulaması gibi yöntemler mevcuttur. Çocuklarda duktus çapının küçük olması nedeniyle primer onarımın ve anostomozun lenf akımını sağlayamayacağı, dolayısıyla duktus ligasyonun tercih edilmesi gerektiği vurgulanmaktadır 1,4,5.

    Travmatik duktus torasikus yaralanması gelişen ve primer onarım sonrası lenf akımının olduğu gösterilen bir çocuk olgu sunuyoruz.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Olgu Sunusu
    Yedi yaşında erkek hasta, ateşli silahla yaralanma nedeniyle acil servise getirildi. Fizik muayenede ksifoidin hemen altında 0.5 cm’lik kurşun giriş deliği mevcuttu, sırtta ise torakal 10. vertebra seviyesinde cilt altında kurşun palpe ediliyordu. Karın muayenesinde hassasiyet ve defans saptanan hasta acil olarak ameliyata alındı. Laparotomide karaciğer sol lob ön yüzde 1 cm derinliğinde 3 cm uzunluğunda yaralanma saptanarak primer onarıldı. Kurşunun gidiş yönü takip edilerek omentum minüs açıldığında şilöz nitelikte drenaj gözlendi. Yapılan eksplorasyonda duktus torasikusta uzun eksene paralel 3 cm’lik yaralanma tesbit edildi. Aktif olarak lenf sıvısı sızıntısına neden olan yaralanmış bölge 6/0 polidioksanon ile primer olarak onarıldı.

    Postoperatif 16. gün kontrol amaçlı lenf sintigrafisi çekildi. Her iki ayağa 0.5 mCi Tc-99m nancolloid subdermal olarak enjekte edildi. Enjeksiyondan sonra 60. dakikada anterior pelvis, 120. dakikada torakoabdominal görüntüler 10’ar dakikalık sürelerle alındı. Anterior pelvis görüntüsünde inguinal ve eksternal iliak lenf nodlarının normal şekilde simetrik vizualizasyonu izlendi. Herhangi bir obstrüksiyon bulgusu görülmedi. Torakoabdominal görüntüde duktus torasikus-sol subklavien ven-sol internal juguler ven kavşağında ve kalp bölgesinde radyofarmasötiğin hafif belirgin olduğu, karaciğerde ise yaygın birikim olduğu izlendi (Şekil 1). Bu görünüm, radyokolloidin duktus torasikus yoluyla kan dolaşımına taşındığını gösterdi ve lenf ekstravazasyonunu düşündürecek patolojik bir bulgu gözlenmedi.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 1: Hastanın Sintigrafisi

    Medulla spinalis yaralanmasına bağlı paraplejisi olan hastaya beyin cerrahi konsültasyonu sonucu konservatif tedavi uygulandı. Postoperatif 20. günde paraplejisinde belirgin düzelme olan hasta şifa ile taburcu edildi.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Duktus torasikus, lenf sıvısının sistemik dolaşıma katılmasında rol alan önemli anatomik yapılardan biridir 4. Çocuklarda duktus torasikus yaralanması erişkinlere göre oldukça nadirdir. Genellikle intraabdominal ve toraks cerrahisi sonrası iatrojenik olarak oluşmakta ve en sık azygos veninin ligasyonu esnasında görülmektedir.Cerrahi travmalarda rüptür en sık sol hemitoraks üst yarısında oluşur.2,5 Travmaya bağlı olarak ise genellikle motorlu araç kazası sonrası ortaya çıkmakta ve en sık diafragmanın üst kısmında görülmektedir.5 .Ayrıca doğum travması, duktus torasikus duvarındaki defekt, tümörler, tüberküloz ve tanısal amaçlı aortografi etiyolojide rol oynayan diğer faktörlerdir 6.Travmaya bağlı olan yaralanmalarda tanı konulması güç olup x-ray ve USG tanı koymada yetersiz kalmaktadır. Acil laparotomi yapılmayan olgularda duktus torasikus yaralanması varsa hem tanıda gecikme, hem de prognoz açısından sorun oluşabilmektedir. Tanı, çoğunlukla operasyon esnasında konulmaktadır. Operasyondan 1-2 saat önce İV lipofilik boya ve süt karışımının N/G ile verilmesi kaçak yerinin tesbitinde yararlı olabilmektedir 7.

    Duktus torasikus yaralanmalarında tedavi konservatif ve cerrahi olarak yapılmaktadır. Etiyoloji,yaş, günlük şilöz sıvı kaybı, metabolik problemler ve hasarın olduğu bölge uygulanacak tedavi yöntemini belirlemede rol oynayan en önemli etkenlerdir. Konservatif tedavide tüp drenaj, yağdan fakir diyet, total parenteral beslenme ve oktreotid uygulanması gibi tedavi seçenekleri mevcuttur. Konservatif tedavide başarı şansı yüksek olmadığı gibi venöz yetmezlige bağlı ve immünolojik mekanizmalar sonucunda lenfopeni, trombositopeni, protrombin zamanında uzama ve sepsis gelişimi gibi komplikasyonlar görülebilmektedir 8. Çocuklarda iki haftadan fazla süreyle günde 100 ml’nin üzerinde lenf drenajı devam ediyorsa konservativ tedavi sonlandırılmalıdır. Aksi takdirde hem hastanede kalış süresi uzamakta hem de plevral yapışılık ve şiloz sıvı kaybına bağlı metabolik problemler artmaktadır 9. Cerrahi tedavide ise duktusun ligasyonu, anastomoz ve primer onarım ve pleuraperitoneal şant gibi tedavi seçenekleri mevcuttur. Erişkinlerde duktus yaralanmasında en sık uygulanan yöntem duktusun ligasyonu ve primer onarımdır 1,5. Ancak çocuklarda primer onarımın yapılıp yapılmaması konusunda tartışmalar mevcuttur. Çocuklarda duktus çapının küçük olması nedeniyle yapılacak primer onarım veya anastomozun lenf akımını sağlanamayacağı için duktus ligasyonu yapılması gerektiği savunulmuştur 1,5,6. Primer onarım ve anastomozda emilebilir sütür kullanılmasının lenf kaçağı riskini artırdığı öne sürülmektedir 10. Postoperatif takipte lenf kaçağı ve obstrüksiyon olup olmadığını araştırmak ve lenf akımını görüntülemek amacıyla yapılan lenf sintigrafisi basit kesin ve güvenilir bir yöntemdir 1,11. Bu amaçla Tc-99m radyokolloidi kullanılmaktadır. Bu maddenin subdermal olarak enjeksiyonunu takiben maddenin duktus torasikus yoluyla kan dolaşımına geçişini izlemek ve ekstravazasyonu tesbit etmek mümkündür. Olgumuzda emilebilir sütür ile yapılan primer onarım sonucu lenf akımı sağlanmış ve bu akım sintigrafik olarak gösterilebilmiştir.

    Sonuç olarak, çocuklarda travmaya bağlı duktus torasikus yaralanması nadir görülen patolojidir. Çocukluk yaş grubunda da primer onarım, bir tedavi alternatifi olabilir. Lenfatik sintigrafi, bu hastaların postoperatif takibinde kullanılabilen yararlı bir yöntemdir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Casey M, Moore EE, Huerd S, Patten R. Isolated rupture of the cisterna chyli after blunt trauma. J Pediatr Surg 2000; 35: 638- 640.

    2) Skala J, Witte C, Bruna J, et al. Cycle leakage after blunt trauma. Lymphology 1992; 25: 62-68.

    3) Bessone LN, Ferguson TB, Burford TH. Chylothorax: a collective review.Ann Thorac Surg 1971; 12: 527-530.

    4) Sy ED, Lin CH, Shan YS, Wu MH. Chyloperitoneum: a postoperative complication after repair of tracheoesophageal fistula. J Pediatr Surg 2001; 36: E1.

    5) Marts BC, Naunheim KS, Fiore AC. Conservative versus surgical management of chylothorax. Am J Surg 1992; 164: 532-534.

    6) Pearl J, Joyner J, Collins D. Chylous ascites: The first reported surgical cure by direct ligation. J Pediatr Surg 1977; 12: 687-691.

    7) Şenkaya I, Yılmaz M, Gülmez H. Künt toraks travması sonrası gelişen şilotoraks. Torasik ve Kardiovasküler Cerrahi 1995; 32: 194-196.

    8) Vassallo BC, Cavadas D, Beveraggi E, Sivori E. Treatment of postoperative chylothorax through laparoscopic thoracic duct ligation. Eur J Cardiothorac Surg 2002; 21: 556-557.

    9) Fahimi H, Casselman F, Mariani MA. Current management of postoperatif chylothorax. Ann Thorac Surg 2001; 71: 448-451.

    10) Worthington MG, de Groot M, Gunning AJ, von Oppell UO. Isolated thoracic duct injury after penetrating chest trauma. Ann Thorac Surg 1995; 60: 272-274.

    11) Bond SJ, Guzetta PC, Synder ML. Management of pediatric postoperative chylothorax. Ann Thorac Surg 1993; 56: 469-472.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]