Serebral palsi, çeşitli sebeplere bağlı beyin hasarından
kaynaklanan, ilerleyici olmayan kalıcı nörolojik bozuklukları tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Etyolojide çeşitli
faktörler suçlanmakta olup, risk faktörleri olarak doğum öncesi
maternal enfeksiyon, travma, beyin lezyonları, doğum
esnasında asfiksi ve travma, erken doğum, çok düşük doğum
ağırlığı sayılabilir
1,2.
SP de oküler bulgular çalışma serilerine göre değişmekle
beraber %50-85 arasında rapor edilmektedir 3-6.
En sık görülen tipi, Grether ve ark.’nın serisinde spastik
diplejik tip (%41), Crothers ve ark.’nın serisinde spastik
hemiplejik tip (%40.5) olarak rapor edilmektedir 5,6. Oküler
bulguların en sık görüldüğü tip ise spastik diplejik tip olarak
rapor edilmektedir 7. Çalışmamızda en sık spastik diplejik
(%43.5) tip mevcut olup, yine oküler bulguların en fazla
görüldüğü tip de spastik diplejik tipdi. Bazı çalışmalarda en sık görülen oküler bulgu şaşılık olarak rapor edilmekte olup,
çoğunlukla ezotropya şeklindedir. Ezotropya oküler bulguların
neredeyse yarısını oluşturmaktadır 3,4. Bizim çalışmamızda
da refraksiyon kusurundan sonra en sık görülen oküler problem
şaşılıktı (%32.6) ve bunun çoğu ezotropya/forya (%23.9)
şeklindeydi.
Ingram’ın serisinde şaşılık en sık spastik diplejik tipte
(%43) rapor edilmiştir 8. Bizim çalışmamızda da benzer
şekilde en sık bu tipte şaşılık vakasına rastladık (%40).
Oküler problemlerin en az görüldüğü grup
extrapiramidal tip olarak rapor edilmektedir 7.
Extrapiramidal tipte 1/3 şaşılık ve 1/3 nistagmus tesbit
edilmiştir 8. Çalışmamızda bu grupta yer alan 4 hastadan
sadece 1’inde (%25) ezotropya ve nistagmus vardı.
Kırma kusuru çalışmamızda %76.1 oranında
bulunmuşken, Black ve Lo Cascio %50, Dowdeswell ve ark.
%78, Duman ve ark. %62.5 olarak bu oranı rapor etmişlerdir
3,9-11. Sobrado ve ark. SP’de kırma kusuru olarak en sık
hipermetrop astigmatizmayı rapor ederken, Duman ve ark. en
sık miyop astigmatizmayı rapor etmektedirler 11,12. Bizim
çalışmamızda hipermetrop astigmatizma en sık kırma kusuru
tipiydi.
Serebral palside tek veya çift taraflı optik atrofinin en sık
sebebi doğum esnasında orbitaya direk travma, yada daha az
sıklıkta kafatası tabanına olan travmadır. Optik atrofi en sık
spastik kuadroparezik tipte olup, bu grubun yaklaşık yarısında
grand mall epilepsi ile beraberdir 13-15. Çalışmamızda
spastik diplejik gruptan 2, hemiplejik, kuadroparezik ve mikst
tipten birer çocukta optik atrofi tesbit edilmiş olup, sadece
kuadroparezik tipteki optik atrofi bilateraldi.
Serebral palside görsel uyarılmış potansiyellerin (VEP)
çalışılması tanı ve prognoz açısından önemlidir. da Costa ve
ark. çeşitli tiplerde 37 SP’li hastada yaptıkları çalışmada motor
fonksiyon ile görme keskinliği arasında pozitif yönde
korelasyondan söz etmekte ve VEP’in bu hastalarda yardımcı
olabileceğini rapor etmektedir 16. Bizim çalışmamızda da
mental motor retardasyonu olan ve koorpere olunamayan çocuklarda görsel fonksiyonlar hakkında fikir sahibi olabilmek
için VEP’in yararlı olduğu düşüncesindeyiz. Asfiksiye bağlı
gelişen SP de kortikal körlük veya serebral maturasyon
gecikmesi söz konusu olabilir. Bu tip çocuklarda
elektroretinografi (ERG) normal olsa bile VEP genellikle
anormaldir 17. Bu gibi kortikal körlük gelişen çocuklarda
belirgin bir düzelme olabileceği gibi, sıklıkla kalıcı bir görsel
algılama problemi olabilmektedir 17,18.
Ülkemizde yapılan bir çalışmada 41 SP’li çocuk
görmeleri iyi ve kötü olarak iki alt gruba ayrılmış olup,
görmeleri iyi gruptan %4.3’ünde, kötü olan gruptan
%33.3’ünde VEP’in anormal olduğu ve bunun istatistiksel
olarak anlamlı olduğu rapor edilmiştir 19. Bizim
çalışmamızda ise SP’li 46 çocuk ile sağlıklı kontrol grubunu
karşılaştırdığımızda, SP’de VEP’de P 100 latans uzamasının
istatistiksel olarak anlamlı olmadığını gördük. Vaka sayımızın
sınırlı olmasının bunda etkili olabileceği düşüncesindeyiz.
Erken doğum (<36 hafta) ve çok düşük doğum ağırlıklı
(<1500g) çocuklarda SP riski yüksek olduğundan
çalışmamızda erken doğum ve düşük doğum ağırlığı hikayesini
de sorguladık 2. Çalışmamızda erken ve düşük doğum
ağırlıklı doğum hikayesinin SP’li grupta istatistiksel olarak
anlamlı şekilde yüksek olması, bahsedildiği gibi bu
parametrelerin SP de önemli risk faktörleri olduğunu
göstermektedir. Çalışmamızda, SP’de tabloya eşlik eden
problemlerden mental motor retardasyon, inkontinans,
konuşma bozukluğu, yutma güçlüğü ve hidrosefali
mevcudiyetini de sorguladık 2. Bu saydığımız problemler
hasta grubunda, kontrol grubuna göre istatistiksel olarak
anlamlı şekilde yüksek bulundu.
Sonuç olarak; serebral palsili çocuklarda mevcut
psikomotor fonksiyon kayıpları onların yaşam kalitelerini
olumsuz yönde etkilemektedir. Bu çocuklarda görme sorunları
yüksek orandadır. Bu durumun erken tanı ve tedavisi çocuklara
sosyal ve psikolojik destek sağlayarak, yaşam kalitelerinin
daha iyi bir düzeye gelmesine yardımcı olacaktır
düşüncesindeyiz.