[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2007, Cilt 12, Sayı 4, Sayfa(lar) 300-302
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Ascaris Lumbricoides’e Bağlı Basit Pulmoner Eozinofili (Loeffler’s Sendromu): Olgu Sunumu
Oğuzhan OKUTAN, Harun UGAN, Zafer KARTALOĞLU, Erdoğan KUNTER, Oğün SEZER
GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi, Göğüs Hastalıkları, İSTANBUL
Anahtar Kelimeler: Eozinofilik pnömoni, Loeffler’s sendromu, ascaris lumbricoides, Pulmonary eosinophilia, Loeffler's syndrome, ascaris lumbricoides
Özet
Loeffler’s sendromu (basit pulmoner eozinofili) akciğer grafisinde gezici pulmoner infiltratlar ve periferik eozinofili ile karekterize bir klinik tablodur. Olgumuz, yirmi yaşında erkek olup, yaklaşık beş aydır aralıklarla ortaya çıkan nefes darlığı, öksürük, göğüs ağrısı, kanlı balgam çıkarma şikayetleri ile kliniğimize yatırıldı. Solunum sistemi muayenesinde her iki hemitoraksda polifonik ronküsler duyuldu. Hemogramında lökositoz saptanan hastanın PA akciğer grafisinde farklı lokalizasyonlarda heterojen dansite artımları izlendi. Solunum fonksiyon testinde kombine tip fonksiyon bozukluğu saptandı. Hastaya nonspesifik antibiyoterapi ve bronkodilatör tedavisi başlandı. Bulgu ve şikayetleri düzelen hasta taburcu olduktan yaklaşık iki ay sonra tekrar aynı şikayetler ile kliniğimize başvurdu. Fizik muayene bulguları ilk yatırılışındaki ile aynı olup çekilen yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografisinde (YÇBT) de, her iki akciğer apeksde, sağ akciğer üst lob anterior segmentte, sağ akciğer orta lob, sol akciğer lingular segment ve her iki akciğer alt lobda superior segmentlerde yamalı buzlu cam dansitesinde fokal parankim sahaları izlendi. Hastaya bronkoskopi yapıldı. Alınan örneklerin mikrobiyolojik ve patolojik incelemelerinde bir özellik saptanmadı. Hastanın total eozinofil sayımı 800/mm3 ve total IgE 116 olup, balgamda ve nazal smearde eozinofil saptanmadı. Üst solunum yollarının muayenesinde nazal polipozis ile sinüzitis ve göz muayenesinde konjunktivit saptandı. Hastanın gaita analizinde ascaris lumbricoides yumurtaları görüldü. Loeffler’s sendromu olarak değerlendirilen hastaya tedavi olarak albendazol 400 mg. tek doz verildi. Tedavi sonrasında lezyonlar tamamen kayboldu. ©2007, Fırat Üniversitesi, Tıp Fakültesi
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Askariazis dünya çapında 1.4 milyar insanı enfekte olduğu bir helmitik enfeksiyondur. Bu enfeksiyonların büyük çoğunluğu Asya ve Latin Amerikan ülkelerinde olmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri’nde de büyük çoğunluğunu gelişmekte olan ülkelerden gelen göçmenlerin oluşturduğu yaklaşık 4 milyon kişi enfektedir. Askaris’e bağlı olarak endemik bölgelerde her yıl 1.2-2 milyon hasta, 20.000 dolayında ölüm olduğu tahmin edilmektedir 1.

    Ülkemizde paraziter enfeksiyonların yaygınlığı bölgelere göre değişmektedir. Bu amaçla yapılan bir araştırmada Marmara bölgesinde %10-34, Ege bölgesinde %12-40 düzeylerinde iken bu oranlar Doğu Anadolu bölgesinde %60-94, Karadeniz bölgesinde %54-94 düzeylerine çıkmaktadır.

    Ascaris lumbricoides, özellikle nemli, ılıman iklim bölgelerini tercih eden bir nematodtur. Türkiye’nin her bölgesinde görülmekte olup, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşayanlarda genel dağılıma paralel olarak daha fazla görülmektedir.

    Ağız yoluyla alınan parazit yumurtalarından, ince barsakta çıkan larvalar kan ve lenf dolaşımıyla akciğerlere gelir. Alveol duvarını aşarak siliyer hareketlerle hipofarinkse gelen larvalar yutkunmakla tekrar gastrointestinal sisteme döner ve erişkin hale gelir. En sık jejenum ve proksimal ileumda yaşarlar. Olguların çoğu asemptomatik olurken, bazen karaciğer abselerine, akciğerde Loeffler’s sendromu'na, bilier ve intestinal obstrüksiyonla seyreden hastalıklara sebep olabilirler.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Olgu Sunusu
    Olgumuz, yirmi yaşında erkek olup, yaklaşık beş aydır aralıklarla ortaya çıkan nefes darlığı, öksürük, göğüs ağrısı, kanlı balgam çıkarma şikayetlerinin incelenmesi için kliniğimize yatırıldı. Öz ve soy geçmişinde bir özellik olmayan hastamızın 2 paket yıl sigara hikayesi olup şikayetlerinin olduğu son 5 aydır sigara içmediğini belirtiyordu.

    Hastanın solunum sistemi muayenesinde oskültasyonla her iki hemitoraksta polifonik ronküsler duyuldu. Solunum sistemi dışındaki diğer sistemlerin muayenesinde patolojik bulgu saptanmadı.

    SFT’de VC 2.44 litre (%61.6), FEV1 1.80 litre (%54.2) FEV1/VC %76 saptandı. Hemogramında lökositoz saptanan hastanın PA akciğer grafisinde farklı lokalizasyonlarda heterojen dansite artımları izlendi (Şekil 1). Hastaya pnömoni ön tanısı ile antibiyoterapi ve bronkospazma yönelik olarak bronkodilatör (nebulizer formda β2 mimetik ve steroid) tedavisi başlandı. Şikayetleri ve bulguları düzelen hasta tedavisi tamamlanarak taburcu edildi.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 1: PA akciğer grafisinde her iki alt zonda heterojen infiltrasyonlar izlenmekte.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 2: a,b. (a); olgunun hastaneye ilk başvurduğunda çekilen YÇBT’sinde her iki apikal bölgede infiltrasyon izlenmekte, (b); iki ay sonra yeniden çekilen YÇBT’sinde alt bölgelerde infiltrasyon izlenmekte idi.

    Hastaneden çıkısından yaklaşık iki ay sonra hastamız tekrar aynı şikayetler ile kliniğimize başvurdu. Hastanın fizik muayene bulguları ilk başvurusunda saptananlar ile aynı olup toraks YÇBT sinde, her iki akciğer apeksde, sağ akciğer üst lob anterior segmentte, sağ akciğer orta lob, sol akciğer lingular segment ve her iki akciğer alt lobda superior segmentlerde yamalı buzlu cam dansitesinde parankim sahaları izlendi. Hastamıza farklı lokalizasyonlarda tekrarlayan infiltrasyonların etyolojik değerlendirmesine yönelik olarak fiberoptik bronkoskop ile bronkoskopi yapıldı. Endobronsiyal patoloji izlenmeyen hastanın alınan örneklerinde patolojik ve mikrobiyolojik incelemesinde bir özellik saptanmadı.

    Hastanın üst solunum yolu muayenesinde nazal polipozis ile sinüzitis ve göz muayenesinde konjunktivit saptandı. Hastanın total eozinofil sayısı 800/mm3 ve total IgE 116 olup, balgamda ve nazal smearde eozinofil saptanmadı. Hastanın gaita analizinde Ascaris lumbricoides yumurtaları görüldü. Loeffler’s sendromu olarak değerlendirilen hastaya tedavi olarak albendazol 400 mg. tek doz verildi. Tedavi sonrasında lezyonlar tamamen kayboldu.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Ascaris lumbricoides, tropikal ve subtropikal bölgelerde yaygın bir helmint enfeksiyonudur 3. İnsan, dışkı ile dış ortama atılan embriyonlu (döllenmiş) yumurtaların (uygun sıcaklık, nem ve oksijen gibi çevre faktörleri olduğunda 2-3 haftada gelişmesini tamamlayan formunun) ağız yoluyla alınması ile enfekte olur. Nadiren solunum yoluyla da hastalık oluşabilir. Yumurtalardan serbestleşen larvalar venöz yolla karaciğer akciğer göçünü tamamlarken gelişir. Akciğerlerden bronşlar aracılığıyla orofarinkse ulaşan larvalar yutularak barsaklarda erişkin hale gelir. Enfektif yumurtaların alımından, barsakta erişkin dişi ve erkeklerin görülmesine kadar geçen sure 8-12 haftadır. Olgumuzu geriye yönelik olarak tekrar değerlendirdiğimizde kliniğimize ilk başvurusundaki tablonun da Loeffler’s sendromu olduğunu düşünüyoruz. Fakat başlangıçta düşünülmediği için gerekli laboratuar incelemeleri yapılmamıştı. Ancak hastanın ikinci kez aynı tablo ile gelmesi ve farklı lokalizasyonlarda infiltrasyonlarının olması nedeniyle Loeffler’s sendromu düşünülmüştür.

    Hastalarda; yüzde solukluk, burun kanatlarında basıklık, burun kaşıntısı, gece diş gıcırdatması, huzursuzluk, gece salya akması, şüpheli ateş gibi genel durum bozuklukları görülebilir. Larvaların akciğer göçünün 6-7. gününde 38-40ºC kadar ateş, titreme, dispne, astma atakları, öksürük, halsizlik, siyanoz ve taşikardi olabilir 4. Radyolojik olarak, 7-10 gün kadar devam eden, birkaç günde yer değiştiren pulmoner infiltrasyonlar izlenir. Pulmoner infiltrasyonların, periferik eozinofili ile birlikteliği, Loeffler’s sendromu (basit eozinofilik pnömoni, eozinofilik pnömoni) olarak adlandırılır. Loeffler’s sendromu, ascaris dışında diğer paraziter etkenler (kancalı kurtlar, strongyloides stercoralis, toxocara canis vb.), aspergillus gibi mantarlar, penisilin, para-aminosalisilik asit, hidralazin gibi ilaçlar ile de oluşabilir 5. Kolombiya’da yapılan bir çalışmada 3, sağlık merkezlerine başvuran 12.000 hastanın dördünde ascarise bağlı Loeffler’s sendromu tanısı konmuştur. Hastamızda sorumlu olabilecek bir ilaç kullanımı ve diğer etkenler saptanmadı. Askariazis, acil servise başvuran hastalarda, periappendikal abse, Löffler sendromu, bilier kolik/koledokolitiazis, pnömotoraks gibi tablolarla karsımıza çıkabilir 6,7.

    Hastalığın tanısı; erişkin dişilerin barsakta olduğu sırada, yumurtaların dışkıda görülmesi ile konur. Balgamda ve gastrik yıkantı suyunda larvaların görülmesiyle de konulabilmektedir. Ayrıca balgamda eozinofili ve Charcot-Leyden kristalleri görülebilmektedir. Bazı hastalarda, klinik-radyolojik ve laboratuvar (periferik eozinofili, serum IgE yüksekliği, BAL’da eozinofil artışı gibi) olarak da tanı konulmaktadır 8. Periferik eozinofilisi ve pulmoner infiltrasyonları olan hastalarda ön tanı olarak paraziter hastalıklar, allerjik bronkopulmoner mikozis ve kronik eozinofilik pnömoni düşünülmelidir 9.

    Tedavide, mebendazol günde iki kez 100 mg, 3 gün veya 500 mg tek doz; pirantel pamoat tek doz, 11 mg/kg, maksimum 1 gr veya albendazol 400 mg tek doz olacak şekilde kullanılır.

    Askariazisde parazit kaynakları, barsağında erişkin dişiler bulunan insanlardır. İnsanda direkt bulaşma yoktur. Dışkı ile toprağın bulaşımın engel olunacak tedbirlerin alınması, enfeksiyonun yayılmasında en önemli tedbirdir. Sebze ve meyvelerin yıkanarak yenmesi, enfeksiyonun çok yaygın olduğu bölgelerde kitlesel tedavi yapılması gereklidir.

    Hijyen kurallarına çok fazla uyulmadığı ortamlarda paraziter hastalıklar sık görülmektedir. Bundan dolayı sık sık öksürük, balgam çıkarma gibi solunum sistemi semptomları ile sağlık birimlerine başvuran hastalarda, PA akciğer grafilerinde farklı lokalizasyonda infiltrasyonlar saptanması durumunda, ayırıcı tanılar içinde Loeffler’s sendromunun da bulundurulması gerektiğini düşünüyoruz.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Khuroo MS. Ascariasis. Gastroenterol Clin North Am. 1996; 25: 553-577.

    2) Çolak H. Türkiye’de barsak parazitlerinin bölgesel yaygınlığı. Mikrobiyol Bült 1979; 13: 115-127.

    3) Spillmann RK. Pulmonary ascariasis in tropical communities. Am J Trop Med Hyg 1975; 24: 791-800.

    4) Sarinas PS, Chitkara RK. Ascariasis and hookworm. Semin Respir Infect. 1997; 12: 130-137.

    5) Celandroni A, Cinquanta L, Lagrasta UE, Caprai S. Loeffler syndrome and Mycoplasma Pneumonitis. A case report. Minerva Pediatr 2002; 54: 243-247.

    6) Valentine CC, Hoffner RJ, Henderson SO. Three common presentations of ascariasis infection in an urban Emergency Department. J Emerg Med 2001; 20: 135-139.

    7) Santini M, Baldi A, Vicidomini G, Di Marino MP, Baldi F. Relapsing pneumothorax due to Ascaris lumbricoides larvae. Monaldi Arch Chest Dis 1999; 54: 328-329.

    8) Matsuyama W, Mizoguchi A, Iwami F, Kawabata M, Osame M. A case of pulmonary infiltration with eosinophilia caused by Ascaris suum. Nihon Kokyuki Gakkai Zasshi 1998; 36: 208-212.

    9) Li LY, Xue CS, Luo WC. Clinical analysis of 90 cases of eosinophilia and pulmonary infiltrates with peripheral eosinophilia. Zhonghua Nei Ke Za Zhi 1990; 29: 659-662, 702.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]