Uluslararası Kanser Araştırma Ajansının (IARC) 2002 yılı tahminlerine göre meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türü olmasının yanında, bir çok ülkede kadınlarda ölüm nedenlerinin başlıca nedenidir. Benzer durum Türkiye için de söz konusudur. Türkiye’de, kadınlardaki ölüm nedenleri sıralamasında meme kanseri %2,1 ile sekizinci sıradadır, %24,1'lik oranla kadınlarda en sık rastlanan kanser türleri arasında ilk sıradadır, meme kanseri insidansının yüzbinde 24,4, prevalansı ‰3’tür
1-4. Meme kanserinin insidansı hemen her ülkede artmaktadır
5.
Meme kanserinin ortaya çıkışında rol oynadığı düşünülen bazı risk faktörleri arasında kadın olmak, ileri yaşta olma, diğer memede kanser hikayesi, ailede kanser hikayesi, benign meme hastalığı hikayesi, erken menarş, geç menapoz, ilk doğumu 30 yaşından sonra yapma, emzirmeme, östrojen replasman tedavisi alma, radyasyona maruz kalma sayılabilir6-8. Yaş, meme kanseri gelişiminde en önemli risk faktörüdür. 30 yaş altında düşük olan meme kanseri görülme sıklığı yaşla birlikte artmakta, menapoza giriş döneminde artış hızı yavaşlamakla birlikte, daha sonra tekrar artmaktadır, vakaların çoğu 50 yaşından sonra saptanmaktadır9-12.
Meme kanserinden tam korunma söz konusu değildir. Yapılabilecek en önemli şey erken tanıdır4,7. Meme kanserinin erken tanısında birbirini tamamlayan üç yöntem olarak 20 yaşından itibaren her ay menstruasyon sonrası kendi kendine meme muayenesi (KKMM), 3 yılda bir klinik muayene, 40 yaşından itibaren yılda bir kez klinik muayene ve 1-2 yılda bir kez mamografi önerilmektedir6-16. Mamografik tekniklerdeki ve diğer tanı yöntemlerindeki gelişmelere karşın, memedeki kitlelerin yaklaşık %80-90’ı kadınların kendileri tarafından fark edilmektedir ve bu kitlelerin %25’inin malignensi olduğu bilinmektedir7,13,17.
Meme kanserinin erken tanısı için 20 yaşından itibaren her ay kendi kendine meme muayenesi (KKMM) önerilmektedir. KKMM kolayca öğrenilebilen ve uygulanabilen, zararsız, ekonomik, her ay düzenli olarak yapıldığında kadının meme dokusunu tanımasını, değişiklikleri daha erken fark etmesini sağlayan, kadının mahremiyetinin korunduğu bir muayene yöntemidir6,13,18,19.
Ülkemizde ve yurt dışında gerçekleştirilen çalışmalarda KKMM yapma sıklıklarının önemli derecede farklılıklar gösterdiği bulunmuştur. Yurt dışı çalışmalarda %41.2 ile %83.5 arasında değişen sonuçlar bildirilmiştir. Ülkemizdeki çalışmalarda; KKMM’yi en az bir kez yapma sıklığı %40.9 ile %66.2, her ay düzenli KKMM yapma sıklığı %10.2 ile %24.5 arasında değişmektedir. Bu araştırmaların bulguları, ülkemizde kadınlarda meme kanserinin erken tanısına yönelik davranışların yetersiz olduğunu düşündürmektedir6,8,14,20-27
Bu çalışmanın amacı; Ankara-Gölbaşı ilçesinde bir grup kadının kendi kendine meme muayenesi (KKMM) yapma konusundaki tutum ve davranışlarının belirlenmesidir.