Kişinin, ailenin ve toplumun birinci amacı, sağlıklı ve üretken
olmaktır. Sağlıklı ve üretken olmanın simgesi de her
bakımdan iyi gelişmiş bir vücut yapısı ve bu yapının bozulmadan
uzun süre işlemesidir. İnsan sağlığı, başta beslenme
olmak üzere birçok etmenin etkisi altındadır. Yeterli ve dengeli
beslenme, sağlıklı bir vücut için en önemli koşullardan
biridir. Yetersiz ve kötü beslenme nedenleri arasında ilk akla
gelen sebep ekonomik sorunlar olmakla birlikte, çocuğun
büyümesi süresinde edinilen alışkanlıklar da önemli bir yer
tutar. Kötü beslenme alışkanlıklarının edinilmesinde aile ve
çevreye ilişkin etmenler göz ardı edilemez
5.
Bu çalışmaya katılan çırakların ailelerindeki birey sayısının
ortalaması 5,5±0,1 olarak saptanmıştır. 2003 yılı verilerine
göre Türkiye'de ailedeki kişi sayısı ortalaması 4 iken, bu
ortalama kentsel bölgede 3,9 ve kırsal bölgede 4,5 olarak
saptanmıştır14. Bizim çalışmamızın sonuçları, Türkiye
genelinden daha yüksektir. Ülkemizde yaşanan hızlı nüfus
artışı ve hedefine ulaşamayan nüfus planlama politikaları
sonucunda, özellikle düşük sosyoekonomik seviyedeki aileler
kalabalık bir görüntü sergilemektedirler. Buna bağlı olarak,
maddi ihtiyaçlarını zamanla karşılayamaz duruma gelen
ailelerin çocukları da çalışma hayatına atılmaktadırlar. Böylece
ailedeki birey sayısının artmasıyla kişi başına düşen gelir azalmakta, bu da bireylerin daha kötü beslenmelerine sebep
olmaktadır.
Çırakların spor yapma durumları gözden geçirildiğinde;
spor yapma sıklığının %59,9 olduğu ve en çok tercih edilen
spor türünün futbol olduğu saptanmış olup, Ankara'da çıraklar
üzerine yapılmış bir çalışmada, çırakların %74,9'unun
spor yaptığı ve en çok tercih edilen spor türünün bu çalışmaya
benzer şekilde futbol olduğu görülmüştür12. Bozdemir'in15 çalışmasında ise ergenlerin toplam %34,7'sinin
spor yaptığı görülmüştür. Bizim çalışmamız ile karşılaştırıldığında
sonuçların farklı olduğu görülmektedir. Burada çalışmaya
alınan grubun sosyodemografik özellikleri ve çalışma
koşullarının farklı olması buna neden olmuş olabilir.
Fiziksel aktivitenin fizyolojik, psikolojik ve medikal etkileri
tam olarak açıklanamamasına rağmen, çocukluk ve
ergen dönemde yapılan düzenli egzersizlerin yaşam boyunca
sağlığı olumlu etkilediği kesin olarak kabul edilmiştir. Düzenli
egzersizin koroner arter hastalığı riskini azalttığı, kan
basıncını düzenlediği, bağışıklık sistemini olumlu etkilediği,
osteoporozun oluşumunu engellediği ve sonuç olarak yaşam
süresini uzattığı bilinen gerçeklerdir16. Bu nedenle, çırakların
spor yapması sağlıkları için çok önemlidir. Bu çalışmadaki çıraklar için, spor yapma sıklığının azlığı onları gelecekte
sağlık sorunları ile karşılaşma ihtimalini artırmaktadır.
Bu çalışmada, %39,5 çırağın sigara içtiği, %60,5'inin
ise sigara içmediği görülmüştür. Şekerci'nin12 çalışmasında
ise, çırakların %64,7'si hiç sigara kullanmamaktadır. İki
çalışmada da benzer şekilde sigara içme sıklığının yaklaşık
%30 dolaylarında olduğu görülmektedir. Bu çalışmadaki
çırakların %76,4'ü alkollü içecek kullanmadığını belirtmiştir.
Enerji metobolizmasını hızlandırıcı etkisinde başka sigara ve
alkolun osteoporoz gelişmesi için önemli risk etmenlerinden
olduğu bilinmektedir17. Zaten beslenme problemleri yaşayan
çırakların, bunun yanı sıra kötü alışkanlıklara sahip
olmaları, sağlık durumlarını daha da olumsuz etkilemektedir.
Bu çalışmada, çırakların beslenme durumlarının saptanması
için antropometrik ölçümlerden faydalanılmıştır.
Antropometrik ölçümler, uygulaması daha basit ve ucuz
olduğu için beslenme düzeyinin dolayısıyla vücut bileşiminin
saptanmasında DEXA, MRG yerine tercih edilebilir18-20.
Vücut yağının saptanmasında MRG ile antropometrik ölçümler
arasında güçlü bir ilişki olduğu saptanmıştır21. Yine
yapılan çalışmalara göre BKİ ve TDDK ölçümleri çocuklarda
ve erişkinlerde güçlü bir ilişkiyi göstermektedir ve bu iki
yöntem epidemiyolojik çalışmalarda birbirlerinin yerine
kullanılabilirler22-24. Bizim çalışmamızda da bunlara
benzer şekilde, bu iki antropometrik ölçüm arasında güçlü bir
ilişki olduğu saptanmıştır.
Bu çalışmada kızlarda ve erkeklerde vücut ağırlığı sırasıyla
55,8±1,6 ve 60,1±0,7 kg olarak bulunmuştur. Adana'da
lise öğrencilerinde yapılmış bir çalışmanın sonuçlarına göre;
kız ve erkek öğrencilerde vücut ağırlığı ortalamaları 55,9±8,9
kg ve 64,2±10,9 kg'dır15. Samuelson ve ark.25, 15 yaş
erkeklerde vücut ağırlığını 61,8±11,0 kg, kızlarda 56,5±7,9kg
olarak bulmuşlardır. İspanya'da ergenler üzerinde yapılan bir
çalışmada, 15,9 yaş ortalamasına sahip ergenlerde vücut
ağırlığı için ortalama 64,2±7,2 olarak saptanmıştır26. Bu
çalışmalarda saptanan değerler, bizim çalışmamız ile elde
ettiğimiz değerlerden daha yüksektir. Kızlarda ve erkeklerde
boy uzunluğu ortalamalarının sırasıyla 157,2±1,0 cm ve
168,6±0,5 cm olduğu saptanmıştır. 2352 lise öğrencisi üzerinde
yapılan bir çalışmada kızlardaki boy uzunluğu
160±0,01 cm ve erkeklerdeki boy uzunluğu 170±0,01 cm'dir15. Yabancı ve ark.'nın16 çalışmasında, boy uzunlukları
erkeklerde 167,2±1,3 cm, kızlarda 162,1±0,8 cm olarak
bulunmuştur. Tayvan'da bir sağlık okulu öğrencilerinde
yapılan çalışmada 15 yaşındaki öğrencilerin boy uzunluğu
ortalaması 158,7 ve 17 yaşındaki öğrencilerin boy uzunluğu
ortalaması 170,8 olarak saptanmıştır27. Diğer çalışmaların
çoğunluğunda vücut ağırlığı ve boy uzunluğu ortalamalarının,
çıraklarınkinden daha yüksek olduğu görülmektedir. Bu
farkın en önemli nedenlerinden biri, bu çalışmanın evrenini
oluşturanların normal öğrenciler değil, çocuk yaşta ağır işler
altında ezilen, yeterli ve dengeli beslenemeyen çıraklar olmasıdır.
Bu çalışmada kızlarda ve erkeklerde sırasıyla BKİ
22,5±0,6 kg/m2 ve 21,0±0,2 kg/m2, ÜOKKÇ 24,5±0,4 cm ve
25,3±0,2 cm ve TDKK 14,5±0,6 mm ve 8,5±0,3 mm olarak
saptanmıştır. Yabancı ve ark.'nın16 çalışmasında, BKİ
erkeklerde 19,3±0,4 kg/m2, kızlarda 18,9±0,4 kg/m2 bulunmuştur.
Yabancı'nın çalışmasına göre, bu çalışmada elde
edilen BKİ değerleri daha yüksektir. İsveçli ergenlerin beslenme
alışkanlıklarını belirlemek için yapılan bir çalışmada,
Uppsala bölgesindeki 15 yaş erkeklerde, BKİ, kızlarda da 20,3±2,5 kg/m2, erkeklerde 20,2±2,9 kg/m2 olarak bulunmuştur25. İsveç'teki çalışmanın sonuçları; bu çalışmada saptanan
15 yaş kız ve erkek çırakların BKİ'i için sırasıyla
19,9±0,6 kg/m2 ve 20,3±0,5 kg/m2 bulgularıyla benzerlik
taşımaktadır. Rakıcıoğlu ve ark.'nın28 çalışmasında erkeklerde
ve kızlarda sırasıyla, BKİ 18,1±0,4 kg/m2, 18,5±0,1
kg/m2; kol çevresi 22,0±0,2 cm, 22,5±0,1 cm ve TDKK
8,5±0,4 mm, 11,3±0,5 mm olarak saptanmıştır. İspanya'da
ergenler üzerinde yapılan bir çalışmada, 15,9 yaş ortalamasına
sahip ergenlerde antropometrik ölçüm ortalamaları, BKİ
için 21,1±2,1 ve TDKK için 9,9±3,0 olarak saptanmıştır26.
Bizim çalışmamız ile bu çalışmalar arasındaki farklılıklar,
çalışma evrenini oluşturan çocukların sosyodemografik,
sosyokültürel, coğrafi özelliklerinden kaynaklanmaktadır.
Özellikle çocukluk-gençlik dönemindeki yeme alışkanlıkları
bunda önemli rol oynamaktadır.
Bu çalışmada, kız ve erkek çırakların vücut ağırlığı, boy
uzunluğu, BKİ ve TDKK ölçümlerinin farklı olduğu görülmüştür.
Sağlıklı ergenler üzerinde büyümenin incelendiği bir
çalışmada, yaşla birlikte boy uzunluğu ve vücut ağırlığının
arttığı gözlenmiştir29. Yabancı'nın16 çalışmasında da
benzer şekilde TDKK, kızlarda erkeklerden anlamlı şekilde
daha yüksektir ve bayanların deri altı yağ dokularının erkeklerden
daha yüksek olduğu bilinen bir gerçektir. Yine bu
çalışmada özellikle 15-18 yaş aralığında vücut ağırlığı, boy
uzunluğu ve ÜOKKÇ ölçümlerinin istatiksel olarak arttığı
görülmüştür. BKİ'nin ise kızlarda yaşla birlikte arttığı gözlenmiş
olup, istatiksel olarak önemlilik saptanamamıştır.
Türkiye'de adolesanlarda yapılan bir çalışmada vücut yağ
yüzdesi ve BKİ değişkenleri incelendiğinde kız ve erkek
adolesanlarda yaşla birlikte BKİ'de artış olduğu saptanmıştır30. İsviçreli çocuk ve adolesanlarda yapılan çalışmada da,
yaşla birlikte bir BKİ de artış olduğu gözlenmiştir31. 1544
okul öğrencisinde yapılan bir çalışmada ise BKİ'nin yaş ile
birlikte hem kız, hem de erkek öğrencilerde arttığı saptanmış
olup, cinsiyet açısından bir fark bulunmamıştır32. BKİ
açısından bu farkı yaratan en önemli neden, çalışma gruplarının
farklı olmasıdır.
Bu çalışmada çırakların antropometrik ölçümleri
persentillere göre değerlendirilmiştir. Vücut ağırlığı için 5.
persentilin altında olan çırakların oranı %5,6 olup, bu oran
boy uzunluğu için %16,9'dur. Erkeklerin kızlara göre boyları
daha uzun, ağırlıkları da daha fazladır. Vücut ağırlığı 95.
persentilin üstündeki çırak oranı %45.1'dir. Bu %50'ye
varan sıklık bir hayli yüksektir. Özellikle gençler arasında
yaygın olan hızlı yiyecek tüketimi, aşırı ve çok şekerli çaykahve
tüketimi ve karbonhidrat-yağ ağırlıklı beslenme alışkanlığı
bunu doğuran etmenler olabilir. Bu çocuklarda, BKİ
ve TDKK için çırakların çoğunluğu normal kabul edilen
16-85. persentil aralığındadır. Yine Türkmen ve ark.'nın13
yaptığı çalışmanın sonuçlarına göre vücut ağırlığı için; oto
işlerinde çalışan çırakların %3,7'si ve boy uzunluğu için
%9,2'si 5 ve altı persentile sahip olup BKİ değerlendirildiğinde
çırakların %64,8' inin 26.-75. persentil aralığında yer
aldığı saptanmıştır. TDKK'nın ölçüldüğü bir çalışmada, 5. ve
altı persentile sahip kişi sıklığı %29,2 olup, bu sıklık kızlarda
%46,7, erkeklerde %11,7'dir ve 85. ve üstü persentile sahip
olan yoktur16. 5. ve altı persentile sahip birey sayısının bu
kadar, hatta çıraklardan bile düşük olması çok şaşırtıcıdır.
Kocaeli'nde yapılan bir çalışmada ergenlerde %30,7'sinin
BKİ'lerinin ve %50,8'inin ÜOKKÇ'lerinin 25. persentilin
altında olduğu saptanmıştır. Buna karşın kızların %31,3'ünün
BKİ ve %24,7'sinin ÜOKKÇ ölçümleri 75. persentilin üstün de bulunmuştur. Tüm ergenlerde yetersiz beslenme yanında
kızlarda aşırı ve dengesiz beslenmeden dolayı şişmanlık
ortaya çıkmıştır33. Alphan ve ark.'nın34 İstanbul'da
yürüttüğü çalışmada 15-18 yaş grubundaki tüm öğrenciler
arasında şişmanlık %21,4, zayıflık %26,4 olarak tespit edilmiştir.
Şişmanlık dünyada ve Türkiye'de de giderek artmaya
devam etmekte ve birçok sağlık sorununa yol açmaktadır.
İngiltere'de son on yıldır çocuklardaki şişmanlık %30'un
üstüne çıkmıştır35.
Bu çalışmada enerji ve besin öğelerinin tüketimi ile
antropometrik ölçümler arasında bir ilişki saptanamamıştır.
Buna benzer şekilde Yabancı ve ark.'nın16 çalışmasında da
enerji alımı ile vücut ağırlığı, boy uzunluğu, BKİ ve
TDKK'nın arttığı saptanmış, fakat bu ilişki anlamlı bulunmamıştır.
Bunun en önemli nedeni, enerji ve besin öğeleri tüketim araştırmalarının kısa sürede yapılması zorunluluğu
nedeniyle bu ilişkinin saptanması zorluğundan kaynaklanmaktadır.
Bu çalışmanın evrenini oluşturan çırakların çoğunluğunun
yetersiz ve dengesiz beslendiği saptanmış olup, beslenmenin
önemli göstergelerinden biri olan antropometrik ölçümler
sonucunda, ergenlerin çoğundaki ölçümlerin normal
sınırlar içinde olmadığı da tespit edilmiştir. Bu durum, toplum
sağlığı yönünden önemli bir sorundur. Çalışan ve buna
bağlı olarak daha fazla besin ve enerjiye gereksinim duyan
çocukların beslenmesine ve dolayısıyla eğitim ile ekonomik
durumlarının iyileştirilmesine önem verilmeli, aileler, işverenler
ve devlet bu sorumluluğu paylaşmalıdır.