[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2009, Cilt 14, Sayı 3, Sayfa(lar) 224-227
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Parotis Bölgesinde Pilomatriksoma: Vaka Sunumu
Seda TÜRKOĞLU BABAKURBAN1, Nazım Emrah KOÇER2, Alper Nabi ERKAN3
1Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı, ANKARA, Türkiye
2Başkent Üniversitesi Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi, Patoloji Anabilim Dalı, ADANA, Türkiye
3Başkent Üniversitesi Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi, Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı, ADANA, Türkiye
Anahtar Kelimeler: Pilomatriksoma, parotis neoplazmları, ince iğne biyopsi, Pilomatrixoma, parotid neoplasms, fine needle biopsy
Özet
Trikomatriksoma, trikolemmal kist, Malherbe'nin kalsifiye epitelyoması olarak da adlandırılan pilomatriksoma, kıl foliküllerinin pluripotent öncülerinden köken alan benign, kutanöz, kalsifiye bir tümördür. Genellikle çocuklarda görülmekle beraber her yaşta rastlanabilinir. Pilomatriksomalar çoğunlukla baş boyun bölgesinde bulunurlar. Klinik ve sitolojik olarak tanısal zorluğu olan bir tümördür ve preoperatif olarak %11-50 oranında doğru tanı alabilmektedir. Pilomariksomanın yanlış tanı alması ise gereksiz geniş cerrahilerin yaplmasına neden olabilmektedir. Bu yazıda sağ parotis bölgesinde şişlik ile başvuran, magnetik rezonans iceleme ve ince aspirasyon biyopsisi sonucunda pilomatriksoma ön tanısı alarak, cerrahi olarak tedavi edilen olgu literatür gözden geçirilerek sunulmuştur.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Pilomatriksoma kıl foliküllerinin pluripotent prekürsör matriks hücrelerinden gelişen, nadir rastlanan kutanöz bir tümördür1. Özellikle 20 yaş öncesinde görülür ve kadınlarda erkeklere oranla biraz daha daha sık rastlanır2. İlk kez Malherbe ve Chenantais tarafından 1880 yılında tanımlanmıştır ve bu nedenle Malherbe'nin kalsifiye epitelyoması, Malherbe tümörü olarak da bilinir3. 1961 yılında Forbis ve Helwig tarafından ‘pilomatriksoma' olarak yeniden adlandırılmıştır4.

    Pilomatriksomaların %50'ye yakın kısmı baş boyun bölgesinde görülür. Ayırıcı tanısında sıklıkla zorluk çekilen bu tümörler kulak burun boğaz hekimlerince az bilinmektedir ve Türkçe literatürde bu konuda az yayın bulunmaktadır. Birçok organda olmakla beraber özellikle baş boyun bölgesinde yanlış olarak malign neoplazm tanısı alabilmektedirler. Preoperatif olarak pilomatriksoma tanısı konulmasında ince iğne aspirasyon biyopsisinin (İİAB) yardımcı olabileceğine inanılmaktadır ancak İİAB ile de yanlış olarak karsinoma tanısı konulma olasılığı mevcuttur5.

    Bu olgunun sunumunun amacı özellikle parotis bölgesinde kitle ile başvuran hastalarda pilomatriksomanın ön tanılar içinde değerlendirilmesi, İİAB'nin bu tümörün tanısının konulması ve yeterli tedavi yapılmasındaki önemini vurgulamaktır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Olgu Sunusu
    Otuz yaşında bayan hasta kliniğimize yaklaşık bir yıldır mevcut olan sağ yanağında şişlik şikayeti ile başvurmuştur. Hastanın öyküsünden şişliğin bir yıl içinde giderek büyüdüğü, ağrı yarattığı öğrenilmiştir. Hastanın özgeçmiş ve soygeçmişinde başka herhangi bir özellik saptanmamıştır.

    Hastanın yapılan kulak, burun, boğaz muayenesinde sağ parotis bölgesinde yaklaşık 2x1 cm ebadında, fikse kitle palpe edilmiştir (Resim 1). Hastaya magnetik rezonans inceleme yapılmış ve inceleme sonucunda sağ preauriküler bölgede cilt altı doku içerisinde yerleşen, parotis bezinden ayrı olarak izlenen, 12x8 mm ebatlarında, büyük komponenti fibröz doku ile benzer intensite özellikleri gösteren, intravenöz kontrast madde sonrasında parsiyel kontrast tutulumu olan lezyon olarak raporlanmıştır (Resim 2,3). Preoperatif olarak ultrasonografi eşliğinde İİAB yapılmış ve İİAB'nin sitopatolojik incelenmesinde iri nükleuslu, belirgin nükleollü hücrelerden oluşan, yer yer periferinde palizatlanma gösteren gruplar (Resim 4) ile nispeten küçük nükleuslu, genişçe sitoplazmalı hücrelerden oluşan gruplar (Resim 5) ve aralarda amorf materyal izlenmiştir. Bu bulgularla ön planda pilomatriksoma düşünülmekle birlikte malignitenin kesin ekartasyonu için biyopsi önerilmiştir.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Resim 1: Sağ parotis bölgesinde şişlik.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Resim 2: Koronal planda magnetik rezonans görüntüsü, sağ parotis bölgesinde parsiyel kontrast tutulumu olan lezyon.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Resim 3: Aksiyel planda magnetik rezonans görüntüsü, sağ parotis bölgesinde parsiyel kontrast tutulumu olan lezyon.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Resim 4: İri nükleulsu, belirgin nükleollü, hücrelerin oluşturduğu bazaloid hücre grubu (MGG x100).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Resim 5: Küçük nükleuslu, genişçe pembe sitoplazmalı skuamöz/ transizyonel zon hücre grubu (MGG x40).

    Bu bulgular eşliğinde hastanın kitlesi üzerindeki cilt adası ile beraber eksize edilmiştir. Makroskopik olarak kısmen düzgün yüzeyli, hafif sert ve nodüler dokunun (Resim 6) mikroskopik incelemesinde; dermiste nodüler tarzda gelişmiş, düzgün sınırlı lezyon izlenmektedir. Lezyon bazal hücreler ve gölge hücrelerden oluşan düzensiz adacıklar ve aralarındaki geçiş zonundan oluşmaktadır. Arada histiyositler, multinükleer dev hücreler ve kanama alanları izlenmiştir (Resim 7,8). İİAB, histopatolojik inceleme sonucunda tekrar değerlendirilerek, biyopsi materyalinin histopatolojik incelenmesi ile beraber pilomatriksoma tanısı kesin olarak konulmuştur.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Resim 6: Makroskopik görünüm.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Resim 7: Düzensiz adacıklar halinde bazaloid ve gölge hücrelerden oluşan, düzgün sınırlı lezyon (HE X40, BH: Bazaloid hücre, GH: Gölge hücre).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Resim 8: Bazaloid hücreler ve gölge hücreler arasındaki geçiş zonu (HE X 100, BH: Bazaloid hücre, GZ: Geçiş zonu).

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Pilomatriksomalar kulak, burun, boğaz hekimlerinin sık karşılaşmadığı sıklıkla dermatologların karşılaştığı lezyonlardır. Görülme sıklığı (%0.03-%0.1) her çalışmada faklı rapor edilmiştir5.

    Pilomatriksomaların büyük bölümü (%40-77) sunulan vakada da olduğu gibi baş, boyun bölgesinde yerleşmiştir; bu bölgeyi üst ekstremite ve gövde izlemektedir6,7.Baş boyun bölgesinde en sık boyunda, frontal, temporal, periorbital ve preauriküler alanda rastlanmaktadır7. Bizim vakamızda olduğu gibi çoğunlukla subkutanöz doku içinde, düzgün yüzeyli, mobil fakat cilde yapışık, yavaş büyüyen, genellikle ağrısız, boyutları 0.3-5cm arasında olabilen, üzerindeki ciltte hafif renk değişikliği yaratabilen soliter kitlelerdir3,8. Multipl pilomatriksoma vakası %2-10 arasında bildirilmştir7. Multipl ya da ailesel pilomatriksoma olguları myotonik distrofi, Gardner sendromu, Steinert hastalığı, Turner sendromu ve sarkoidozis ile ilişkili bulunmuştur1,7.

    Etyolojisinde travma ve enfeksiyonun rol oynayabileceği belirtilmekle beraber tam olarak bilinmemektedir ve kıl foliküllerinin siklusundaki bir duraksama sonucu pilomatriksomaların gelişebileceği bildirilmektedir1,9. Sunduğumuz vakada herhangi bir etyolojik faktör belirlenememiştir. Pilomatriksomaların %75'inde 3p22-p21.3 gen lokusunda haritalanan beta-catenin mutasyonu saptanmıştır ancak kesin rolü bilinmemektedir1,8.

    Baş boyun bölgesinde pilomatriksoma ayırıcı tanıları içinde sebase kist, ossifiye hematom, brankial artık, preauriküler sinüs, adenopati, kondroma, dev hücreli tümör, dermoid kist, dejenere fibroksantom, yabancı cisim reaksiyonu yer almaktadır. Özellikle preauriküler yerleşimli kitleler ise vakamızda olduğu gibi parotis glandı yüzeyel lobundan kaynaklanan tümörler veya inflamatuar durumlar ile karışabilmektedir. Birçok klinisyenin bir tanı olarak aklına gelmediği için klinik ile doğru tanı koyabilme oranı %0-30 arasındadır7.

    Radyolojik olarak ayırıcı tanı yapabilmek amacıyla bilgisayarlı tomografi, magnetik rezonans, ultrasonografi tercih edilebilmekle beraber pilomatriksomanın belirgin bir patognomonik özelliği yoktur. Bilgisayarlı tomografide cilt altında, kalsifiye bir saha olarak izlenen; magnetik rezonans incelemede T2 sekansında yüksek sinyal bantları izlenebilen, kitle içerisinde internal retikülasyon ve yama şeklinde alanlar görülen kitlelerdir8.

    Özellikle baş boyun bölgesinde görülen pilomatriksoma olgularında bizim vakamızda olduğu gibi İİAB'nin ayırıcı tanıda yardımcı olabileceği belirtilmektedir10. Aspirasyon materyalinde hayalet hücrelerin, kalsiyum depozitlerinin, çekirdekli skuamoz hücrelerin, yabancı cisim dev hücrelerinin ve bazaloid hücrelerin görülmesi tanı koydurucudur. Ancak deneyimli sitologlar dahi yanlış olarak karsinom tanısı koyabilmektedir9.

    Histopatolojik olarak pilomatriksomalar iyi organize hücre adalarından oluşur. Bu adalarda periferde çekirdekleri korunmuş bazaloid hücreler ve merkezde hayalet ya da gölge hücreler dairesel şekilde dizilmişlerdir. Bu iki hücre grubu arasında bulunan transizyonel hücreler ise hayalet hücrelere dönüşecek olan apopitotik hücrelerdir. Hayalet hücreleri bazaloid hücelerin keratinizasyonu sonucu oluşur ve lezyonun yaşı ile birlikte hayalet hücrelerinin sayısı artar, bazaloid hücreler tamamen kaybolabilir. Pilomatriksomalarda granülomatöz inflamasyon, yabancı cisim dev hücreleri ve kalsifikasyon sıklıkla rastlanan bulgulardır.6,7

    Malign transformasyon riski oldukça az olan pilomatriksomaların rekürrensi de nadirdir (%0-3). Total eksize edilerek tedavi edilen pilomatrksomalar tekrarladığı taktirde pilomatriks karsinoma akla gelmelidir7.

    Sonuç olarak, baş, boyun bölgesinde görülen kitleler arasında kulak, burun, boğaz uzmanları tarafından ayırıcı tanıda pilomatriksomalar da düşünülmeli ve böylece doğru tanı ile gereksiz cerrahi işlemlerden kaçınılmalıdır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Kumar S. Rapidly growing pilomatrixoma on eyebrow. Indian J Ophthalmol 2008; 56(1):83-84.

    2) Gustin AF, Lee EY. Pilomatricoma in a pediatric patient. Pediatr Radiol 2006; 36(10):1113.

    3) Kumaran N, Azmy A, Carachi R, Raine PA, Macfarlane JH, Howatson AG. Pilomatrixoma--accuracy of clinical diagnosis J Pediatr Surg 2006; 41(10):1755-1758.

    4) Lim HW, Im SA, Lim GY, Park HJ, Lee H, Sung MS, Kang BJ, Kim JY. Pilomatricomas in children: imaging characteristics with pathologic correlation. Pediatr Radiol 2007; 37(6):549- 555.

    5) Lemos LB, Brauchle RW. Pilomatrixoma: A Diagnostic Pitfall in Fine-Needle Aspiration Biopsies. A Review From a Small County Hospital. Ann Diagn Pathol 2004; 8(3):130-136.

    6) Okur E, Yıldırım İ, Bakariş S, Okur N, Kılıç MA. Altı olguda baş-boyun pilomatriksomu. Kulak Burun Boğaz İhtis Derg 2005; 14(5-6): 121-126.

    7) Ming-Ying Lan, Ming-Chin Lan, Ching-Yin Ho, Wing-Yin Li, Ching-Zong Lin. Pilomatricoma of the Head and Neck. A Retrospective Review of 179 Cases. Arch Otolaryngol Head Neck Surg 2003; 129:1327-1330.

    8) Yuca K, Kutluhan A, Çankaya H, Akman E. Giant pilomatrixoma arising in the preauriculer region: a case report. Kulak Burun Boğaz İhtis Derg 2004; 12(5-6): 147-149.

    9) Saussez S, Mahillon V, Blaivie C, Haller A, Chantrain G, Thill MP. Aggressive pilomatrixoma of the infra-auricular area: a case report. Auris Nasus Larynx 2005; 32(4):407-410.

    10) Phyu KK, Bradley PJ. Pilomatrixoma in the parotid region. J Laryngol Otol 2001; 115(12):1026-1028.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]