Kavernöz hemanjiomlar erişkinlerde en sık görülen benign
primer orbital neoplazmlar olup kadınlarda daha sık görülür.
Yaşamın 5. dekatında pik yaparlar
3-5. Tipik olarak orta yaş
kadınlarda ilerleyici, ağrısız proptozise sebep olur
6. Lezyonlar
%80-82 oranında intrakonal yerleşim göstermekle
birlikte, %18 olguda ekstrakonal yerleşimlidir
7.
Orbital kavernöz hemanjiomların orijini ve mekanizması
belli değildir. Bazı otorler bu lezyonların edinsel olduğunu
öne sürmüşlerdir7. Diğer bazı otorler ise muhtemelen daha
önce var olan vasküler hamartomun intrapapiller endotelyal
hiperplaziyle yavaş büyümesi sonucu ortaya çıktığını savunmuşlardır8. Kavernöz hemanjiomlar dilate ve tortueze
endotel ile kaplı vasküler kanallar içerirler. Vasküler alandaki
kanın akım hızına ve türbülansına bağlı olarak bu vasküler
kanallar tromboze olabilirler9.
Hastaların çoğunda en sık başvuru nedeni pulsatif olmayan
ağrısız ilerleyici proptozistir2. Glob arkasından
kitlenin basısı nedeniyle hiperopia, orbital kasların yer değiştirmesine
bağlı olarak göz hareketlerinde kısıtlılık izlenebilir.
Optik sinir basısı ve/veya bası nedeniyle oluşan kan akımındaki
azalmaya bağlı olarak görme alanı defektleri oluşabilir10. Bizim olgumuzda da başvuru nedeni ağrısız ilerleyici
proptozisti ancak görme alanında defekt izlenmedi.
Kadın cinsiyet, gebelik ve sistemik hemanjiomatozis
risk faktörleri olarak sıralanmaktadır. Orta yaş kadınlarda sık
olması ve pregnansi sırasında büyümesi hormonal etkilenmeyi
düşündürmektedir2.
Kavernöz hemanjiomların multifokal ve bilateral olması
oldukça nadirdir. Bu durumlarda blue rubber bleb nevus
sendromu, multiple enkondromatozis ve yumuşak doku
hemanjiomları ile ilgili diğer sendromlardaki kutanöz ve
visseral lezyonlarla birlikte görülebilir11.
Orbital kavernöz hemanjiomun MRG bulguları tipiktir.
Karakteristik MRG bulguları T1A sekanslarda ekstraokuler
kaslara göre izointens ve orbital yağ dokuya oranla
hipointenstir. T2A imajlarda ekstraoküler kaslara göre
hiperintens izlenir. Bu görünüm yavaş kan akımına ve lezyondaki
artmış sıvı içeriğine bağlıdır4. Eğer lezyon
hemosiderin içeriyorsa T2A görüntülerde azalmış sinyal
intensitesi şeklinde izlenebilir. Tüm sekanslarda lezyon çevresinde
periferal çizgi şeklindeki hipointens görünüm lezyonun
fibröz kapsülünü temsil eder. Kontrast madde enjeksiyonunu
takiben erken alınan kesitlerde yamalı tarzda
kontrastlanma izlenirken, geç dönemde yoğun homojen
kontraslanma dikkati çeker2. Tanımlan MRG bulgularının
tamamı olgumuzda mevcut olup, olguya bu bulgular ışığında
radyolojik olarak kavernöz hemanjiom tanısı koyduk.
Ayırıcı tanı nörofibrom, hemanjioperisitom, schwannom,
histiositom gibi düzgün sınırlı lezyonlar ile yapılmalıdır. Ancak
kontrastlı kesitlerde lezyonun erken arterial fazda yamalı tarzda
kontrast tutması ve geç dönemde homojen yoğun kontraslanma
göstermesi orbital kavernöz anjiom tanısı için spesifik olabilir2.
Kavernöz hemanjiomun tanısında BT'de kullanılmaktadır.
BT' de iyi sınırlı kemik erozyonuna yol açmayan ve
kalsifikasyon içermeyen homojen kitle lezyon hemanjiom
için tipiktir5. Ancak MRG multiplanar olması, doku sinyal
intensitelerinin karakteristik farklılığını gösterebilmesi,
orbital anatomiyi daha net ortaya koyması ve lezyondaki hemosiderini gösterebilmesi nedeniyle BT'ye üstündür.
Cerrahi tedavi optik sinir basısı olan semptomatik vakalarda
endikedir, asemptomatik vakalar klinik ve radyolojik olarak
takip edilmektedir4,5,7,12.
Sonuç olarak; orbital kavernöz hemanjiomlar MRG
özellikleriyle tanı konabilen lezyonlar olup erişkinde kemozis ve propitozisle gelen hastalarda ilk akla gelmesi gereken
orbital lezyonlardır. Bu lezyonlarda MRG'nin esas rolü,
lezyon ile optik sinir ve diğer orbital yapıların ilişkisini değerlendirmektir.
MRG'nin bu olguların tanı ve takibinde
seçilebilecek primer görüntüleme yöntemi olabileceğini
düşünüyoruz.