[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2010, Cilt 15, Sayı 1, Sayfa(lar) 001-004
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Akupunktur
Ahmet KAVAKLI
Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi, Anatomi AD ve Fırat Üniversitesi Hastanesi, Akupunktur Tedavi Birimi, ELAZIĞ, Türkiye
Anahtar Kelimeler: Akupunktur, tamamlayıcı tıp, tedavi, Acupuncture, complementary medicine therapy
Özet
Akupunktur kelime manası olarak “iğnelemek” şeklinde tercüme edilebilir. Günümüzde bilimsel metod ve temellere oturtulan akupunkturun yaklaşık 4000 - 5000 yıllık bir tedavi olduğu ileri sürülmektedir. İnsan vücudunun kendisinde olan iyileştirme gücünü harekete geçirdiği ve bu sayede tedavi ettiği kabul edilmektedir. Ülkemizde resmen kabul edilen akupunktur tedavisi Dünya Sağlık Örgütünün belli aralıklarla yayınladığı uygulama listesi dahilinde uygulanmaktadır. Genelde vücut ya da kulak bölgelerine uygulanmaktadır. Uygulamasının tıp hekimlerince kolay olması, tedavi maliyetinin çok düşük olması ve hemen hemen hiçbir yan etkisi veya komplikasyonu olmayan bir tedavidir. Bu avantajlarından dolayı ülkemizde gittikçe yaygınlaşmaktadır. Bu nedenlerden dolayı özellikle sosyal güvenlik kuruluşlarınca desteklenmeli ve gittikçe yaygınlaştırılmalıdır.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Akupunktur; latince iğne (acus) ve batırma, delme (punctura) kelimelerinden oluşmaktadır. Batı dillerinde “acupuncture” şeklinde yazılmaktadır. Türkçeye “iğnelemek” şeklinde tercüme edilebilir. Geleneksel Çin Tıbbında, hastalıkların vücutta meridyen adı verilen kanallarda dolaşan yaşam enerjisinin (Qi) akışındaki bozukluklar nedeni ile oluştuğu varsayılmaktır. Akupunkturla, vücuttaki meridyenler üzerindeki belli noktalara iğne batırmak suretiyle, bozulan enerji akışının düzeltilmesi amaçlanır. Akupunkturda istenilen sonucu elde etmek için temel unsur deriyi nereden uyaracağını bilmek ve uygun bir şekilde iğnelemektir. Geleneksel Çin tıbbında insan yaşayan evrenin bir parçası olarak kabul edilir ve her şeyin içinde varolan evrensel gücün insanın da içinde bulunduğuna inanılır. Qi adı verilen bu enerji insan vücudunda meridyen denilen kanallarda dolaşır. Akupunktur yöntemi ile bu kanallarda meydana gelen enerji dolaşım engelini ortadan kaldırarak dengeyi sağlamak ve bu şekilde hastalığı önlemek amaçlanır1,2.

    İnsan vücudunun kendi kendini onarım gücü çok yüksektir. Vücudumuzda bu gücü harekete geçiren belli uyarı noktaları vardır ki, bunlara “akupunktur noktaları” denir. Bu noktalar uyarılarak vücudumuzdaki enerji dolaşımı normale döndürülür ve hastalık hali ortadan kaldırılır. Böylece organizma ilaç tedavisine gerek kalmadan, kendi olanaklarıyla hastalığın ortadan kalkmasını sağlar. Akupunktur hastalığın belirtilerine değil, nedenine yönelik bir tedavi metodudur. Tedavi esnasında hem organ, hem de o organın hastalanması ile ortaya çıkan psikolojik sorun çözümlenmeye çalışılır. Hipokrat, canlıların kendi kendilerine iyi olma kudretinden ve iç hekimden bahseder. Paracelcus, “Hiçbir hayat sadece dış hekimin çabalarıyla varolamaz; dış hekim, iç hekime yardımcı olabilir” der. Akupunktur organizmanın kendi kendini tedavi ettiği bir metottur ve en önemli özelliği yan etkisinin olmamasıdır. İlaçsız tedavi yöntemi olan akupunktur, uzakdoğu ülkelerinde üniversitelerde ders olarak da okutulmaktadır. Türkiye’de de kullanımı hızla yaygınlaşmaktadır1,3. Akupunktur, alternatif tıp olarak değerlendirilmemelidir; binlerce yıllık geçmişiyle akupunktur tıbbın kendisidir. Bazen primer tedavi olarak bazende sekonder yani destekleyici veya tamamlayıcı tedavi olarak uygulanmaktadır. Bu açıdan baktığımızda batı dillerinde kısaca CAM denilen yani “complementary and alternative medicine” tedavi metodları içinde sayılmaktadır4-7.

    Tarihçesi
    Çin’de 5000 yıl öncesine ait taş iğnelerle Akupunktur uygulandığına dair kanıtlar bulunmaktadır. Milattan önce 1000 yıllarında Shang hanedanı zamanında arkeolojik bulgular arasında akupunktur iğnelerine rastlanmıştır. Son zamanlardaki kazılarda elde edilen kanıtlar, bu iğneleri ilk kullananların Uygur Türkleri olduğunu, dolayısıyla bu yöntemin aslında Türk kökenli olduğunu göstermektedir. Akupunkturla ilgili yazılı en eski kaynak Çince olan Sarı imparator Huang Di Nei Jing ve onun veziri arasında geçen konuşmalar tarzında kaleme alınan iç hastalıkları kitabıdır ve yazılım tarihi M.Ö. 200 yılıdır. Bir Türk hekimi olan İbn-i Sina da 1100 yıllarında akupunktur enerji kanallarından veya meridyenlerden bahsetmiş, nabız muayenesi ile hastalıkların teferruatlı bir şekilde teşhis edilmelerini anlatmıştır. Akupunkturun Avrupa’da kullanılmaya başlanması 17. yüzyıla rastlar ve Pekin’e gönderilen “Cizvit misyonerleri” aracılığı ile olmuştur. Bu dönemde Çince olan klasik akupunktur kitapları Avrupa dillerine tercüme edilmiş ve uygulanmaya başlanmıştır. 1822’de Çin’de akupunktur özellikle sarayda yasaklanmış, ancak halk arasında yaşamaya devam etmiştir. 1944’de Mao’nun geçmeyen baş ağrılarına akupunkturla şifa bulması sonrası akupunktur yeniden gözde olmuştur. Akupunkturun Amerika’ya girmesi ise eski Amerika başkanlarından Nixon’un 1972’de Çin’e yaptığı gezide beraberindeki heyette bulunan New York Times gazetesi muhabiri James Raston’da apandisit gelişmesiyle başlamıştır. Gazeteci apandisit için ameliyata alınmış, ameliyattan sonra ağrıları akupunkturla giderilmiştir. Bu olay Amerika basınında günlerce yer almış ve bu sayede akupunktur Amerika’ya girmiştir1-8.

    Kulak akupunkturunun gelişmesi ise oldukça yenidir. 50 yıl kadar önce Fransız doktor Nogier Mısır’a yaptığı bir gezi sırasında bazı kişilerin kulaklarındaki bir noktanın dağlanmış olduğunu fark eder. Nedenini sorduğunda ise bunun bel ağrısına iyi geldiğini öğrenir. Ülkesine döndüğünde araştırmalarına başlar ve kulakta vücudun her bir bölgesi/organı için bir yansıma alanı olduğunu fark eder ve bu dağlanan noktanın bel bölgesine tekabül ettiğini bulur1-6. Akupunkturla ilgili en eski yazılı kaynak olan sarı imparatorun iç hastalıkları kitabı’na bakıldığında ise bu noktalarla uyumlu kulak noktalarının tarif edildiği görülmüştür. Günümüzde, Çin’deki Tıp Fakültelerinde Batı Tıbbının yanı sıra geleneksel Çin Tıbbının da eğitimi verilmektedir. Öğrenciler ilk üç sene temel tıp bilimleri eğitimi aldıktan sonra isteklerine bağlı olarak ya 3 yıl batı tıbbı ya da 2 yıl geleneksel Çin tıbbı eğitimi almakta, isterlerse bir diğerinin eğitimini üzerine ekleyebilmektedirler. Geleneksel Çin Tıbbının hastanelerde ayrı poliklinikleri bulunmakta ve hemen her tür hastalığın teşhis ve tedavisinde kullanılmaktadır1,3,9-11. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) de 1970 yılında akupunkturu resmi tedavi metodu olarak kabul etmiş ve bugün 80’den fazla rahatsızlıkta akupunktur tedavisinin etkinliğini onaylamıştır. En son 2002 yılında WHO İtalya’da yaptığı toplantıda yapılan kontrollü klinik çalışmaları değerlendirilmiş ve akupunkturla tedavi edilebilecek hastalıklar listesini güncellemiştir ve her geçen gün de bu sayı artmaktadır12,13. Avrupa ve Amerika’da akupunkturun gelişmesi asıl olarak 20. yy ortalarına rastlar. İlaç gerektirmeyen ve maliyeti düşük bu tedavi metodu gün geçtikçe daha gözde olmaktadır. Akupunktur bugün için 120 kadar ülkede resmi olarak uygulanmakta, birçok Avrupa ülkesi, ABD’nin 47 eyaleti ve Kanada’da 90 kadar üniversitede kürsüleri bulunmakta ve başta Almanya ve Avusturya olmak üzere bazı ülkelerde sağlık sigorta kurumlarınca da ödenmektedir. Ülkemizde ise Sağlık Bakanlığı ancak 1991 yılında akupunkturu resmi olarak onaylamış ve yönetmeliğini yayınlamıştır. Bugün ancak sağlık bakanlığının sertifika verdiği hekimler uygulama yetkisine sahiptir1,2. Bugün için akupunkturun etkinliğini gösteren çok sayıda klinik ve deneysel çalışmalar yapılmış ve yapılmaya devam edilmektedir14-24. Yapılan bu çalışmalara baktığımızda; deneysel olarak beyin iskemi modeli yapılan ratlarda akupunktur uygulamasının beyinde görülen iskemik değişiklikleri etkilediği ve değiştirdiği gösterilmiştir14,20,21. Mikroskopik beyin incelemesinde iskemik bulgularda azalma14, özellikle striatal bölgede yeni matür nöronların oluşması ve migrasyonu21 ve ratlarda fonksiyonel iyileşme bulgularının olduğu gösterilmiştir20. Bu çalışmalarla akupunkturun varolan immatür nöral kök hücreleri aktive ederek olgunlaştırdığı ve migrasyona uğratarak bu yollarla iyileşmeye yol açtığı düşünülmektedir. Benzer olarak deneysel yapılan alzeihmer ve parkinson hayvan modellerinde akupunkturun etkinliği araştırılmış ve parkinsonlu modellerde nigrostriatal sistem üzerine etkisi olduğu22, alzeihmer modellerinde ise hipokampustaki endogen nöral kök hücrelerini etkileyerek ratlarda klinik ve biyokimyasal faydalar sağladığı gösterilmiştir23. Yapılan klinik çalışmalara baktığımızda; postthoracotomy15 ve median sternotomy19 sonrası oluşan ağrılarda uygulanan elektroakupunktur tedavisinin analjezik alımı ve ağrı skorlarında anlamalı bir azalmaya yol açtığı tespit edilmiştir. Başağrısı çeken hastalarda uygulanan rutin tedavi metodları ile akupunktur tedavisinin maliyetleri toplam 3182 hasta üzerinde hesaplanmış ve sonunda toplam maliyet açısından akupunktur tadavisinin diğer tedavilere göre daha ucuz olduğu ve etkin olduğu ortaya konulmuştur16. Başağrısı olan çocuklarda lazer akupunktur uygulanarak çiftkör, placebo kontrollu ve randomize yapılan çalışmada lazer akupunkturun placebo lazer ve kontrol grubundan çok daha etkili olduğu (p<0.001) gösterilmiştir17. Akut felç geçiren hastalara uygulanan akupunktur tedavisinin günlük yaşam aktivitelerine ve yaşam kalitesine etkileri araştırılmış ve sonuç olarak sağlık ve sosyal hizmetlerin kullanımı, sağlıkla ilişkili yaşam kalitesi ile günlük yaşam kalitesinde faydalı etkileri olduğu gösterilmiştir18. BMJ’de 2008 yılında yayınlanan çalışmada invitro fertilizasyon yapılan bayanlarda gebelik ve canlı doğum oranlarına akupunkturun etkisi üzerine yapılan çalışmalar derlenmiş ve sonuç olarak mevcut başlangıç verilerine göre embriyo transferi yapılan bayanlarda akupunkturun gebelik ve canlı doğum oranlarını artırdığı ve faydalı olabileceği belirtilmiştir24.

    Akupunktur Nasıl ve Nerelere Uygulanır?
    Akupunktur yaklaşık 5000 yıldır vücuda sivri bir cisim batırılarak uygulanmaktadır. Bu, taş çağında sivri taşlar iken sonraları iğneye dönüşmüştür. Günümüzde altın, gümüş ve çelik iğneler duruma göre tercih edilmekte ve kullanılmaktadır. Bu iğnelerin etkinliğini artırmak için iğne ucuna bağlanan moxa ile iğnelerin ısıtılması yöntemi de oldukça eskidir ve Çin’de hala akupunktur-moxibusyon birlikte anılmaktadır. İğnelerin ucuna elektrik akımı verilerek akupunktur uygulamaları (elektroakupunktur) ise nispeten yenidir ve bir benzeri TENS ile fizik tedavide iğnesiz olarak 1-2 yüzyıldır uygulansa da akupunktur ile birlikte son 50 yıldır anılmaya başlanmıştır. Aşağı yukarı 10 yıldır popüler olan lazer akupunktur uygulaması ise oldukça yenidir, teknolojisi hızla değişmektedir ve özellikle iğne korkusu olanlara ve çocuklara tavsiye edilmektedir. Mevcut tıbbi literatürün hemen tamamı iğneli akupunktur ile ilgilidir ve lazerin etkinliği ile ilgili daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.

    Akupunktur vücutta farklı yerlere yapılmaktadır. Ancak genelde vücut gövdesi ile kol ve bacaklar kullanılmaktadır. Bununla beraber mikrosistem olarak kulak, el, ayak ve baş gibi bölgelere yapılan akupunktur uygulamaları da vardır. Uygulama tekniği açısından günümüzde elektroakupunktur, lazer, infrared ve moxa uygulamaları yapılıyorsa da yapılan çalışmalarda kuru iğne uygulamasına karşı belirgin bir üstünlükleri görülmemiştir1-5.

    Vücut Akupunkturu
    Akupunktur tedavisinde gövde, boyun, baş, kol ve bacaklar, el ve ayaklar gibi vücudun çeşitli bölümleri kullanılır. İnsan vücudundaki belirli akupunktur noktalarına iğneler sayesinde yapılan uyarılarla organizmanın hemen her yerine ulaşabilecek haberler iletilmektedir. Bu iletişim, akupunktur noktasını oluşturan hücrelerden lokal hücresel uyarıların sinir terminallerine ve son olarak da beyne ulaşır. Beyin de bu uyaranı gerekli organlara ulaştırır ve ilgili organ ve uzuvlardaki enerji dengesi düzelir. Dolayısıyla hastalık da ortadan kalkmış olur. Vücuda konulan iğneler uygulama alanına göre değişik uzunlukta olup iğneler 15-30 dakikalık seans sonunda çıkarılır. Ortalama bir tedavi hastanın durumuna ve hastalığının çeşidine göre değişmekle beraber 10-15 seans yapılarak tamamlanır. Bazen daha uzun süren tedavilerde yapılmaktadır1,2.

    Kulak Akupunkturu
    Kulak akupunkturunda ise, kulak bir mikrosistemdir yani vücudun aynasıdır. Vücutta bozulan her fonksiyon kulaktan tespit edilebilir. Kulakta, vücuda ait her organın bir yansıma alanı bulunmaktadır. Bu alan üzerindeki akupunktur noktalarının uyarılması ile organların fonksiyon bozuklukları, ağrılar, hormonal bozukluklar düzeltilebilmektedir. Bu noktalar vücudun aksine kulakta birbirine çok yakın olduğu için tedavinin etkinliğini artırmak için kulak dedektörü ile yer tesbiti yapılarak iğneleme işlemi yapılır. Kulağa hem vücuttaki gibi geçici iğne, hem de haftada bir değişen kalıcı iğne konulabilir4,6.

    Elektroakupunktur
    Vücut veya kulaktaki noktalara iğneler takıldıktan sonra bu iğnelerin ucuna elektrik akımı verilir. Özellikle bel-boyun ağrısı gibi ağrılı durumlarda etkilidir2,3.

    Laser Akupunktur
    Özellikle aşırı iğne korkusu olanlar ve çocuklara yapılacak uygulamalarda kullanılır. Belli özellikle yapılmış lazer cihazları ile tespit edilen noktalara laser ışını gönderilerek uygulama yapılır. Ancak kuru iğne ile yapılan tedaviye karşı tedavi edici özelliği açısından bir üstünlük gösterilememiştir7,8.

    Akupunktur Hangi Hastalıklarda Uygulanır?
    Akupunktur organizmanın kendi kendini tedavi ettiği bir metottur ve en önemli özelliği yan etkisinin olmamasıdır. Bu tedavi metodunu üç ana başlık altında toplayabiliriz.

    • Çeşitli hastalıkların tedavisi
    • Analjezi-Anestezi
    • Alışkanlıkların Tedavisi

    Günümüzde bu başlıklar altında özellikle WHO’un belirlediği tedavi edilebilen hastalıklar listesine göre bazı durumlarda primer tedavi edici olarak bazılarında ise destekeleyici tedavi metodu olarak uygulanmaktadır12,13. Bu listeye göre akupunkturla tedavi edilebilen hastalıklar dört gruba ayrılmış ve listelenmiştir:

    1. Etkili bir şekilde tedavi edilebilen hastalıklar; Kemotreapi veya radioterapi yan etkilerinde, alerjik rinit, minor depresyon, primer dismenore, fasial ağrılar, başağrısı, essensial hipertansiyon, primer hipotansiyon, diz ağrıları, sırt ve bel ağrıları, kusama ve bulantı, boyun ağrıları, postoperative ağrılar, diş ağrıları, siyatik, tenisçi dirseği, burkulma ve stroke.

    2. Tedavi edici etkisi olan ancak daha fazla çalışmalara ihtiyaç olan hastalıklar; Abdominal ağrılar, acne vulgaris, bell paralizi, bronşial asthma, kanser ağrıları, kardiak nöroz, insüline bağımsız diabet, kulak ağrıları, organik olmayan infertilite, fasial spazm, fibromyaljia ve myofasial inflamasyon, gastrokinetik bozukluk, postherpetik nöraljia, insomia, doğum sancıları, nonorganic erkek sexüel disfonksiyonları, meniere hastalığı, nörodermatitis, obesity, polikistik over sendromu, premenstrual sendrom, kronik postatitis, pruritis, radiküler veya pseudordiküler ağrılar, primer raynaud sendromu, reflex sempatik distrofi, travmatik üriner retansiyon, acut omurga ağrıları, boyun tutulması, sigara alışkanlığı.

    3. Geleneksel ve diğer bazı tedavilerle tedavisi zor olan ve akupunkturla tedaviden bazen fayda görebilen hastalıklar; kloazma, renk körlüğü, sağırlık, irritabıl kolon sendromu.

    4. Moniterize edilmiş ve modern medikal ekipman altında olan ve akupunktur uygulanabilecek hastalıklar; koma, koroner kalp hastalığı, çocuklarda viral ensefalit, paraliziler vb.

    Binlerce yıldır bilinen ve uygulanan akupunktur tedavisini maliyetinin çok düşük olması, uygulamasının pratik olması ve hastalara hemen hemen hiçbir yan etkisi olmadan fayda vermesi nedeniyle bu tedavi metodunun son yıllarda tekrar gündeme gelmesine ve yaygınlaşmasına sebep olmuştur. Tüm bu nedenlerden dolayı akupunktur tedavisinin yaygınlaşması ve özellikle sosyal güvenlik kuruluşlarınca desteklenmesinin ve resmi ödeme listesine alınmasının faydalı olacağını böylece ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacağını düşünmekteyiz.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Çevik C. Medikal Akupunktur. 1.Baskı, Ankara, Promat AŞ, 2001: 19-41.

    2) Dökme B. Akupunktur ve Akuenerji. 1.baskı, İstanbul, Veli Yayınları, 2006: 7-33.

    3) Nazlıkul H, Eraltan EH. Tamamlayıcı Tıp Akupunktur. İstanbul, Nobel, 2002: 71-79.

    4) Sezen A. Modern Kulak Akupunkturu. Ankara, Başar Ofset, 1994: 15-21.

    5) Akben A. Akupunkturla Tedavi Sanatı. İstanbul, Mozaik Yayınları, 2005: 9-23.

    6) Oleson T. Auriculotherapy Manuel: Chinese and Western Systems of Ear Acupuncture. 2nd Edition, Los Angeles, Health Care Alternatives Inc. 1998: 1-6.

    7) Gellman H. Acupuncture Treatment for Musculoskeletal Pain. New York, Taylor and Francis, 2002: 3-28.

    8) Mann F. Textbook of Acupuncture. London, William Heinemann Medical Boks, 1987: 2-7; 105-110.

    9) Maciocia G. The Foundations of Chinese Medicine. New York, Churchill Livingstone, 1989: 7-15.

    10) Jirni C, Wang N. Acupuncture Case Histories from China. Seattle, Eastland Pres, 1988: 13-35.

    11) Peigen K, Yuanping W. First Edition, Acupuncture Treatment of Neurological Disorders. Beijing, Traditional Chinese Medical Publishers of China, 1991: 3-82.

    12) http://apps.who.int/bookorders/anglais/detart1.jsp?sesslan=1&codlan=1&codcol=93&codcch=196, 14 Aralık 2009.

    13) http://whqlibdoc.who.int/publications/2002/9241545437.pdf. 14 Aralık 2009.

    14) Kavaklı A, Köse E, Akpolat N, Sarsılmaz M. The effect of acupuncture on rats with brain ischemia-reperfusion. Neurosciences 2009; 14: 10-13.

    15) Vickers A, Rusch V, Malhotra V, Downey R.Acupuncture is a feasible treatment for post-thoracotomy pain: results of a prospective pilot trial. BMC Anesthesiology 2006;6:1-8.

    16) Witt CM, Reinhold T, Jena S, Brinkhaus B, Willich SN. Cost-effectiveness of acupuncture treatment in patients with headache. Cephalgia 2008; 28: 334-345.

    17) Gottschling S, Meyer S, Inessa G, Distler L, Berrang J. Laser acupuncture in children with headache: A double-blind, randomized, bicenter, placebo-controlled trial. Pain 2008; 137: 405-412

    18) Hedsteöm GG, Claesson L, Klingenstiera U, Olausson B. Effects of Acupuncture Treatment on daily Life Activities and Quality of Life: A Controlled, Prospective, and Randomized Study of Acute Stroke Patients. Stroke 1998; 29: 2100-2108.

    19) Çolak MC, Kavaklı A, Kılınç A, Rahman A. Postoperative pain and respiratory function in patients treated with electroacupuncture following coronary surgery. Neurosciences 2010; 15: 7-10.

    20) Wang SJ, Omori N, Li F, Jin G, Hamakawa Y, Sato K, et al. Functional improvement by electro-acupuncture after transient middle cerebral artery occlusion in rats. Neurol Res. 2003 Jul;25: 516-521.

    21) Yang ZJ, Shen DH, Guo X, Sun FY. Electroacupuncture enhances striatal neurogenesis in adult rat brains after a transient cerebral middle artery occlusion. Acupunct Electrother Res. 2005;30: 185-199.

    22) Park HJ, Lim S, Joo WS, Yin CS, Lee HS, Lee HJ, et all. Acupuncture prevents 6-hydroxydopamine-induced neuronal death in the nigrostriatal dopaminergic system in the rat Parkinson's disease model. Exp Neurol 2003 Mar;180:93-98.

    23) Tang Y, Yin HY, Zeng F, Yu SG. Pondering in-situ induction of endogenous neural stem cells in hippocampus of rats with Alzheimer disease by acupuncture. Zhong Xi Yi Jie He Xue Bao. 2005;3:351-354.

    24) Manheimer E, Zhang G, Udoff L, Haramati A, Langenberg P, Berman BM et all. Effects of acupuncture on rates of pregnancy and live birth among women undergoing in vitro fertilisation: systematic review and meta-analysis. BMJ. 2008; 336: 545-549.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]