[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2010, Cilt 15, Sayı 4, Sayfa(lar) 215-216
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Sol Vokal Kord Paralizisinin Nadir Bir Nedeni: Spontan Duktus Arteriozus Anevrizmasına Bağlı Ortner Sendromu
Naime ALTINKAYA1, Şenay DEMİR1, Gürcan ERBAY1, Özlem ALKAN1, Cem ÖZER2
1Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dalı, ADANA, Türkiye
2Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı, ADANA, Türkiyesup>2
Anahtar Kelimeler: Duktus arteriosus anevrizması, vokal kord paralizisi, Ortner sendromu, Aneurysm of ductus arteriosus, vocal cord paralysis, Ortner syndrome
Özet
Vokal kord paralizileri intra ve ekstralarengeal patolojilere bağlı olarak ortaya çıkabilen bir klinik bulgudur. Kardiyovasküler patolojilere bağlı olarak gelişen sol vokal kord paralizisi Ortner (kardiyovokal sendrom) sendromu olarak adlandırılmaktadır. İlk olarak 1897 yılında Ortner tarafından mitral stenozlu bir olguda tanımlanmıştır. Septal defekt, mitral valv prolapsusu ve aort anevrizması gibi altta yatan çeşitli nedenlerle bağlı gelişebilir. Spontan duktus arteriosus anevrizmasına bağlı gelişen Ortner sendromu ise oldukça nadirdir Biz bu makalede bir yıldır ses kısıklığı yakınması ile başvuran, fizik muayenesinde sol vokal kord paralizisi saptanması üzerine toraks BT tetkikinde duktus arteriosus anevrizması saptadığımız 67 yaşındaki erkek olguyu sunduk.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Vokal kord paralizileri intra ve ekstralarengeal patolojilere bağlı olarak ortaya çıkabilen bir klinik bulgudur. İntratorasik patolojiler iyi bilinen ekstralarengeal nedenlerdendir ve büyük kısmını toraks içi malign lezyonlar ve bunlara bağlı oluşan mediastinal lenfadenopatiler oluşturur1. Kardiyovasküler patolojilere bağlı olarak gelişen sol vokal kord paralizisi Ortner sendromu olarak adlandırılmaktadır. Mitral stenoz, septal defekt, mitral valv prolapsusu ve aort anevrizmasına sekonder gelişebilir. Spontan duktus arteriosus anevrizmasına bağlı gelişen sol vokal kord paralizisi ise oldukça nadirdir2,3.

    Bizim olgumuzun bir özelliği spontan duktus arteriosus anevrizmasının erişkinde oldukça nadir görülmesi, diğer bir özelliği ise Ortner sendromuna neden olmasıdır. Bu makalede spontan duktus arteriosus anevrizması sonucu gelişen Ortner sendromu ve bilgisayarlı tomografi (BT) bulguları sunulmuştur.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Olgu Sunusu
    Bir yıldır ses kısıklığı yakınması ile başvuran, 67 yaşında erkek hastanın yapılan endoskopik larenks muayenesinde, sol vokal kordun paramedyan konumda hareketsiz olduğu saptandı. Sigara kullanmayan hastanın klinik değerlendirmesinde öncelikle larenks ve çevre dokularda direk kord hareketlerini veya inervasyonunu bozarak paraliziye neden olacak herhangi bir nedene rastlanmaması üzerine boyun ve toraks BT incelemesi yapılmıştır. Boyun BT tetkikinde herhangi bir kitle saptanmadı, sol vokal kordda paralizi ile uyumlu asimetrik görünüm izlendi.

    Toraks BT tetkikinde ise aortikopulmoner pencere düzeyinde 3 cm çapında sakküler anevrizma saptandı ve anevrizmanın nereden kaynaklandığının ayrıntılı görüntülenmesi amacıyla BT anjiyografi yapıldı. BT anjiyografide; İV kontrast sonrası 1.25 mm kesit kalınlığında görüntüler elde olundu. Çalışma istasyonunda “volume rendering” yöntemi ile 3 boyutlu görüntüler oluşturuldu. Bu anevrizmanın pulmoner trunkus ile arkus aorta arasındaki patent duktus arteriosustan kaynaklandığı 3 boyutlu görüntülerle gösterildi (Resim 1-2).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Resim 1: Kontrastlı aksiyel planda BT görüntüde aortikopulmoner pencere düzeyinde sakküler anevrizma (açık ok) ve patent duktus (ok) izlenmektedir.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Resim 2: Kontrastlı BT görüntülerden elde edilen üç boyutlu reformat görüntüde, siyah ok arkus aorta ile pulmoner turunkus arasındaki patent duktus arteriozusu, beyaz ok ise bu duktustan kaynaklanan anevrizmayı göstermektedir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Ortner sendromu (kardiyovokal sendrom) kalp ve toraks içi büyük damarsal elemanların patolojileri sonrasında sol nervus rekürrens basısına bağlı ortaya çıkan ses kısıklığı tablosu olarak tanımlanmıştır1,2,4. Çocuklarda sıklıkla konjenital kalp ve damar gelişim anomalilerine bağlı olarak görülürken, erişkinde genellikle aort cerrahisi sonrası bir komplikasyon olarak gelişen nervus rekürrens hasarları oluşturmaktadır1. Bizim olgumuzdaki gibi spontan duktus arteriozus anevrizmasına bağlı gelişen sol nervus rekürrens paralizisi ise oldukça nadirdir.

    Duktus arteriosus fetal yaşamda sistemik ve pulmoner dolaşım arasındaki bağlantıyı sağlayan aorta ile pulmoner arter arasında bulunan normal anatomik yapıdır, normalde doğumdan hemen sonra kapanır. Bu duktustan kaynaklanan anevrizma ise spontan veya patent duktus arteriozusun cerrahi tedavisi sonrasında gelişebilir. Spontan gelişen duktus arteriozus anevrizması daha nadir görülür4. Bizim olgumuzdaki gibi ilk semptom ses kısıklığı olabilir.

    Vokal kordların inervasyonu, nervus vagustan çıkan süperior ve inferior laringeal (nervus rekürrens) aracılığı ile sağlanmaktadır. N. laryngeus inferior sağ ve sol tarafta farklı anatomik seyir gösterir. Sağ tarafta nervus vagus gövdesinden ayrıldıktan sonra subklavian arteri çaprazlayarak yukarı doğru çıkarken, sol tarafta toraks içinde arkus aortayı çaprazlayarak yukarı doğru seyir gösterir. Sol tarafta daha uzun seyir ve toraks içi anatomik yapılarla yakın komşuluk nedeniyle patolojilere daha yatkındır1,5.

    Vokal kord paralizine neden olacak patolojileri araştırırken daha ucuz, hızlı ve kolay uygulanabilir olması nedeni ile BT tercih edilmektedir. Toraks BT anjiyografi ile aortikopulmoner pencere düzeyinde pulmoner arter ve arkus aorta arasındaki patent duktustan gelişen anevrizmanın gösterilmesi ile tanı konulur.

    Duktus arteriozus anevrizmasının spontan rüptür, enfeksiyon ve tromboemboli gibi ciddi komplikasyonları bulunmaktadır2. Tedavi cerrahidir, ancak bizim olguda hasta operasyonu kabul etmediğinden cerrahi tedavi yapılamadı.

    Sonuç olarak ses kısıklığı ile başvuran hastaların değerlendirilmesinde etiyolojik yelpazenin genişliği dikkate alınmalı, spontan duktus arteriozus anevrizması gibi nadir bir vasküler patojinin de ses kısıklığına yol açabileceği akılda tutulmalıdır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Karataş A, Altıntaş O, Bilgili M, Veyseller B, İpek A. Aort Anevrizmasına Bağlı Sol Vokal Kord Paralizi (Ortner Sendromu-Kardiyovokal Sendrom). [The Vocal Cord Paralysıs Due To The Aortıc Aneursym (Ortner's Syndrome-Cardıovocal Syndrome)] Türkiye Klinikleri J Cardiovasc Sci 2006; 18: 258-260.

    2) Day JR, Walesby RK. A spontaneous ductal aneurysm presenting with left recurrent laryngeal nevre palsy. Ann Thorac Surg. 2001; 72: 608-609.

    3) Kokotsakis J, Misthos P, Athanassiou T, Skouteli E, Rontogianni D, Lioulias A. Acute Ortner's syndrome arising from ductus arteriosus aneurysm. Tex Heart Inst J. 2008; 35: 216-217.

    4) Gothi R, Ghonge NP. Case Report: Spontaneous aneurysm of ductus arteriosus: A rare cause of hoarseness of voice in adults. Indian J Radiol Imaging. 2008; 18: 322-323.

    5) Bickle IC, Kelly BE, Brooker DS. Ortner's syndrome: a radiological diagnosis. Ulster Med J. 2002; 71: 55-56.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]