Histerektomi peri ve postmenapozal dönemdeki kadınlarda en sık yapılan cerrahi operasyondur. Genellikle fibroidler, endometriozis, adenomyozis ve uterovaginal prolapsus, anormal vajinal kanama, pelvik ağrı gibi jinekolojik patolojilerde bir tedavi yöntemi olarak uygulanmaktadır
4.
Her yıl 15 yaş ve üzerindeki 590,000 kadına histerektomi yapıldığı tahmin edilmektedir6.
Shergill ve ark.7 100 histerektomi materyalinin histopatolojik sonuçlarını gözden geçirmişler ve 38 olguda leiomyoma ve adenomyosis, 25 olguda leiomyoma, 3 olguda adenomyosis tanısı histopatolojik olarak histerektomi materyallerinde teyid edilmiştir.
Ojeda ve ark.8 621 histerektomi materyalinin histopatolojik incelemesini yapmışlardır; %44.76 leiomyoma, %22.33 endometrial hiperplazi, %14 adenomyozis, %12.23 malign hastalık, %6.44 endometriozis tespit etmişlerdir. Bizim çalışmamızda da % 40.16 myoma uteri , % 38.22 olguda endometrial hiperplazi ve %25.48 adenomyozis, %8.86 endometrial polip tespit edildi.
Adenomyzis, myometriyum içerisine endometriumun selim invazyonu olarak tanımlanabilir. Genellikle bu patolojide uterus diffuz olarak büyür9. Adenomyozis ve uterin leiomyomlar sıklıkla bir arada bulunur. Zaman zaman daha genç yaşlardaki kadınlarda görülse de, semptomatik kadınların ortalama yaşı genellikle 40 yaş veya üstüdür10. Adenomyozisin etyolojisi ve patolojik mekanizması tam olarak bilinmemektedir. Bununla beraber progesteron tarafından karşılanmamış uzamış östrojen aktivitesi etyolojide rol oynamaktadır11,12. Tanı oranları patologlar arasında %10 ile % 80 arasında değişmektedir13. Batı ve Amerikan çalışmaları histerektomi materyallerinde adenomyozis sıklığının %5-70 arasında değişiklik gösterdiğini bildirmiştir14. Klinik olarak adenomyozis tanısı konulabilmesinin %2.6 ile %26 gibi düşük oranda olduğu literatürde belirtilmektedir. Çünkü adenomyozis semptomları leiomyomlar, endometriozis veya endometrial poliplerle de görülebilmekte veya birden fazla patolojinin aynı anda olabildiği üzerinde durulmaktadır15. Biz histerektomi materyallerinde adenomyozis görülme sıklığını literatürdeki oranlara benzer şekilde % 25.48 bulduk.
Leiomyom, erken reprodüktif çağdaki kadınlarda en sık görülen neoplazidir. Adenomyosis vakalarında birlikte en sık görülen neoplazidir. Uterin leiomyoma için yapılan histerektomi operasyonu daha ziyade erken reprodüktif çağda yapılmaktadır11,16.
Endometrial polipler (EP) reprodüktif ve postmenopozal dönem kadınlar arasında sık görülen bir problem olup, semptom olarak sıklıkla kanama düzensizliklerine yol açmaktadır. Genel populasyona bakıldığında EP' lerin sıklığının yaklaşık olarak % 15- % 25 olduğu tahmin edilmektedir. Endometrial polipler pre ve postmenapozal kadınlarda anormal uterin kanamanın en sık görülen nedenidir17-19. Bizim çalışmamızda endometrial polip görülme oranı % 8.86 idi. Endometrial polip görülme sıklığının düşük olmasının nedeni, endometrial poliplerin tedavisinde öncelikle D&C ve histeroskopik rezeksiyon yapılmasından dolayıdır.
Talukder ve ark20 328 histerektomi materyalinin histopatolojik sonucunu değerlendirmişlerdir. En yaygın tespit edilen histopatolojik bulgular; % 87.80 kronik servisit, %17.07 leiomyoma, %3.96 adenomyozis, %3.35 endometrit, % 2.44 serviksin skuamoz hücreli karsinomu , % 2.44 endometrial polip, % 1.83 endometrial hiperplazi olarak tespit etmişlerdir.
Bukhari ve ark21 1832 histerektomi materyalinin patoloji sonucunu incelemişlerdir. % 94.1 selim, % 4.3 habis, kalan % 1.62 olguda belirgin bir patolojik değişiklik saptamamışlardır. Selim lezyonlar; leiomyoma (%27.8), adenomyozis (%20.5), leiomyoma ile birlikte adenomyozis (% 15.8) ve diğer benign patolojilerdir. Habis lezyonlar karsinoma (%3.5) ve sarkom (%0.81) dur. Bizim çalışmamızda selim ön tanılarla operasyon yapılmasına rağmen leiomyosarkom oranı % 0.27, servikal kanser tespit edilme oranı % 0.83 idi.
Verit ve ark22 yaptıkları çalışmada abdominal histerektominin en sık endikasyonunu % 48,5 ile leiomyom, vaginal histerektominin ise %96.5 ile prolapsus olduğunu bildirmişlerdir
Bizim çalışmamızda % 40.16 sıklığı ile leiomyom en yaygın tespit edilen selim lezyon idi. Takiben % 38.22 oranında endometrial hiperplazi tespit edildi.
Uterin kanser Birleşik devletlerde en yaygın pelvik jinekolojik malignensidir ve gelişmiş ülkelerde daha sık görülür23. Bizim hiçbir olgumuzda endometrium karsinomu tespit edilmedi. Bir olgumuzda. (% 0.27) leiomyosarkom tespit edildi.
Endometrial hiperplazi, endometriumun endometrioid adenokarsinomu için prekürsördür. Endometrial hiperplazi 4 farklı kategoride sınıflandırılır; sitolojik atipili veya atipisiz basit hiperplazi, atipili veya atipisiz kompleks hiperplazi. Basit atipisiz hiperplazili hastalarda karsinoma ilerleyiş % 0- 3, basit atipili hiperplazilerde % 0-8, kompleks atipili hiperplazilerde % 9- 29' dur24,25. Kompleks atipili hiperplazilerde histerektomi materyallerinde endometrial karsinom birlikteliğinin % 20- 52 arasında olduğu bildirilmiştir26. Bizim çalışmamızda endometrial hiperplazi görülme oranı % 38.22 idi. Atipisiz endometrial hiperplazili olguların tedavisinde öncelikle medikal tedavi uygulanmış, tedaviye dirençli olgularda ise olgunun klinik durumuna göre histerektomi yapılmıştır.
Sonuç olarak çalışmamızda, preoperatif klinik ön tanılarda adenomyozis oranı çok düşük (% 3.87) olmasına karşın histerektomi materyallerinde çok daha fazla (% 25.48) tespit edildi. Özellikle etiyolojisi açıklanamayan menometrorajilerde ve kronik pelvik ağrılı olgularda adenomyozisin sıklığı akılda tutulmalıdır.
Endometrial hiperplazi görülme oranının preoperatif düşünülenden daha fazla olduğu histerektomi materyallerinin histopatolojik incelemesi sonucu tespit edildi. Myoma uteri ve endometrial hiperplazilerin yüksek oranda birlikteliği düşünülürse myoma uteri nedeniyle opere edilecek olgularda menometrorajide mevcut ise, endometrial örnekleme yapılmasının önemli olduğu görülmektedir.
Endometrial patolojiler nedeniyle özellikle premenapozal ve postmenapozal dönemde opere edilecek olgularda servikal neoplazilerin beraber olabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle endometrial örnekleme yaparken endoservikal örneklemenin yapılmasının önemini vurgulamaktayız.