Dinamik kontür tonometre ile yapılan GİB ve ONG
ölçümlerinin korneanın biyomekanik parametrelerinden
etkilenmediği yapılan pek çok çalışmada gösterilmiştir
2,8-11. Gözün aksiyel uzunluğundaki artışın
ise ONG'ni azalttığını gösteren yayınlar vardır
8,12.
ONG glokom hastalarının değerlendirilmesinde
önemli bir parametredir4,5,13. Açık açılı glokomda
azalmış ONG, artan glokomatöz fonksiyonel ve yapısal
hasar ile ilişkilidir4. Küçük ONG'nin orta ve ciddi
görme alanı kaybı ile ilişkili olduğu ve görme alanı
defektlerinin gelişimi için bir risk faktörü olabileceği
gösterilmiştir5. Bir çalışmada trabekülektomi ameliyatı öncesi ölçülen ONG değerinin 2 mmHg üzerinde
olmasının uzun vadede başarılı GİB kontrolü için iyi
bir prognostik parametre olabileceği gösterilmiştir13.
ONG değeri primer açık açılı glokomda azalırken,
oküler hipertansiyonda artmaktadır. Ocakoğlu ve ark.
oküler hipertansiyonlu hastalarda ONG değerlerini
primer açık açılı glokomlu hastalardan ve sağlıklı kontrollerden
daha yüksek bulmuşlardır. Oküler hipertansiyonlu
hastalarda ONG'nin yüksek olmasının, retina
ganglion hücrelerinin baskıya bağlı iskemiden korunmasını
amaçlayan bir savunma mekanizması sonucu
koroidin kan akımı artışına bağlı olabileceğini öne
sürmüşlerdir14.
Bu çalışmada ONG ile GİB arasında anlamlı
bir ilişki olduğu ve GİB artışının ONG'nide artırdığı
görülmüştür. Literatürde bunu destekleyen çalışmalar
vardır8,14-19. ONG ile GİB arasındaki bu ilişki
göz duvarının elastik özellikleri ile açıklanabilir. Yüksek
GİB düzeyleri gözlerde skleral duvar gerilimini
artırır, daha fazla elastik genişlemeye neden olur
ve kalbin sistolü sırasındaki oküler volümde artışa yol
açar8,16. Çalışmalarda her 1 mmHg GİB değişimi
için 0.12-0.21 mmHg ONG artışı görülmüştür2,8.
Trabekülektomi ameliyatı öncesi ve sonrası GİB'nın
ölçüldüğü bir çalışmada; ONG değişikliklerinin GİB
değişimleri ile ilişkili olduğu ve filtrasyon cerrahisinin
ONG üzerinde hiçbir etkisinin olmadığı gösterilmiştir17. Diğer bir çalışmada eksüdatif yaşa bağlı makula
dejenerasyonu olan hastalarda intravitreal enjeksiyondan
sonra ölçülen ONG ve GİB düzeyleri arasında açık
bir pozitif ilişki saptanmıştır19.
Bu çalışmada yaş, cinsiyet, sistemik hastalıklar,
görme keskinliği, glokomun süresi, glokom ilaçları,
MD ve sLV değerlerinin ONG'ni etkilemedikleri görülmüştür.
Yaş artışı ile ONG'nin arttığını gösteren çalışmalar
olduğu gibi, etkilenmediğini gösteren çalışmalar da
vardır9,14,20-22. Kotecha ve arkadaşlarının yaptığı
çalışmada, artan yaşın Goldman aplanasyon tonometri
yöntemini dinamik kontür tonometreye göre daha fazla
etkilediği ve bu etkinin yaşla beraber artan kornea gerginliğine bağlı olduğu belirtilmiştir22. Bu çalışmada
ise yaşın ONG'ni etkilemediği görülmüştür.
Kan basıncı ile ONG'nin arttığını gösteren çalışmalar
olduğu gibi, etkilenmediğini gösteren çalışmalar
da vardır1,9,21,23. Karadağ ve ark.23 çalışmalarında
sistemik hipertansiyona sahip kişilerin kan
basınçları tedavi ile düşürülse dahi ONG değerlerinin
normal bireylerden daha yüksek olduğunu tespit etmişlerdir.
Bu hastalarda ONG yüksekliğinin glokomatöz
hasar için koruyucu olacağı fikrini öne sürmüşlerdir.
Bu çalışmada eş zamanlı kan basıncı ölçülmemiş, sadece
sistemik hastalıklar sorgulanmış ve hipertansiyon
varlığı dikkate alınmıştır. Bu çalışmada sistemik hastalıkların
ONG'ni etkilemedikleri görülmüştür.
ONG'nin topikal karbonik anhidraz inhibitörleri,
nifedipine ve bevacizumab gibi ilaçlardan etkilendiği
gösterilmiştir24-26. Schmidt ve ark.24 topikal
dorzolamidin oküler hipertansiyon ve glokomsuz kontrol
grubunda ONG'ni artırdığını bulmuşlardır. Yorgun
ve ark.26 ise çalışmalarında, intravitreal bevacizumab
enjeksiyonundan 30 dk sonra yaptıkları ölçümlerde
GİB'nda anlamlı bir değişiklik görmezken ONG
değerini anlamlı olarak yüksek bulmuşlardır. Bu artışın
bevacizumabın erken dönemde koroidal kan akımına
etkilerinden kaynaklanabileceğini öne sürmüşlerdir. Bu
çalışmada glokom tedavisi için kullanılan ilaçların
ONG'ni etkilemedikleri görülmüştür.
Çalışmanın zayıf yönlerinden biri olgu sayısının
az olmasıdır. Diğer zayıf yön ise sistemik hastalıklar
sadece öyküde sorgulanmış, bunların(diabet, hipertansiyon,
kalp hastalığı) varlığı veya yokluğu olarak değerlendirilmiş,
ONG ölçümleriyle eş zamanlı olarak
kan basıncı ve kan glukoz seviyeleri ölçülmemiş olmasıdır.
Sonuç olarak ONG ile GİB arasında anlamlı bir
ilişki olduğu gösterilmiştir. Diğer oküler ve sistemik
faktörlerin ONG'ne olan etkilerini değerlendirmek için
daha geniş serilerde ve uzun izlem sürelerindeki prospektif
çalışmalara gereksinim vardır.