[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2013, Cilt 18, Sayı 4, Sayfa(lar) 219-223
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Gastrointestinal Stromal Tümörlerin Klinik, Radyolojik ve Patolojik Bulgularının Değerlendirilmesi
Ayşegül AKDOĞAN GEMİCİ1, Osman KÖNEŞ2, Ali KOCATAŞ2, Ahmet Tan CİMİLLİ3
1Kağıthane Devlet Hastanesi, Radyoloji Kliniği, İstanbul, Türkiye
2Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Genel Cerrah Kliniği, İstanbul, Türkiye
3Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Radyoloji Kliniği, İstanbul, Türkiye
Anahtar Kelimeler: Gastrointestinal stromal tümör, Bilgisayarlı tomografi, Büyüme paterni, Santral nekroz, Gastrointestinal stromal tumor, Computed tomography, Growth pattern, Central necrosis
Özet
Amaç: Gastrointestinal stromal tümör (GİST) gastrointestinal kanalın en sık görülen mezenkimal tümörüdür. Özofagustan rektuma kadar tüm gastrointestinal kanal boyunca izlenebilir. Günlük pratikte hastalara uygulanan radyolojik tetkiklerin artışıyla birlikte GİST'lere daha sıklıkla rastlanmaktadır. Sadece tümör tanısını koyarken değil tedavi etkilerini izlemede ve tümör progresyon-nükslerini takip etmede radyolojik modalitelere sıkça ihtiyaç duyulmaktadır.

Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada Ocak 2007- Ocak 2013 yılları arasında hastanemizde tanı konulan ve cerrahi tedavileri yapılan 23 GİST olgusu retrospektif olarak değerlendirildi.

Bulgular: Olguların yaş dağılımları 32 ile 76 arasında değişmekte olup ortalama yaş 58.70±13.67'dir. Çalışmaya katılan hastaların % 52.2'si (n=12) erkek, % 47.8'i (n=11) kadındır. Lokalizasyon yeri incelendiğinde; 21 (% 91.3) olguda GİS, 2 (% 8.7) olguda ise GİS dışı olduğu görülmektedir. En sık lokalizasyon midedir. Araştırmaya katılan hastaların % 30.4'ünde (n=7) metastaz saptanmıştır. Omentum en sık metastaz yeri olarak izlenmiştir. Olguların risk grupları incelendiğinde; % 39.1'inin (n=9) yüksek, % 34.8'inin (n=8) orta ve % 26.1'inin (n=6) ise düşük risk grubunda olduğu saptanmıştır. Kitlelerin maksimum çapı 10.2 cm'dir. Kitlelerin % 69.1'i (n=13) lüminal büyüme paterni gösterirken, % 38.1'i (n=8) ekstralüminal büyüme paterni göstermiştir. Kitlelerin % 86.9'u (n=20) düzgün kenarlı iken % 13.1'i (n=3) düzensiz ve invaziv kenarlı izlenmiştir.

Sonuç: Görüntüleme yöntemleri GİST'lerin tanı, tedavi ve takibinde önemlidir. Bilgisayarlı tomografi radyolojik değerlendirmede ilk seçenektir. Ayrıca ultrasonografi (US), manyetik rezonans (MRG) ve flor18-deoksi-glukoz pozitron emisyon tomografinin (FDG-PET) bazı durumlarda kullanılabilir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Gastrointestinal stromal tümör (GİST) gastrointestinal kanalın en sık görülen mezenkimal tümörüdür1. Miyenterik pleksusta bulunan pacemaker hücreler olan “Cajal interstisyel hücreleri”nden ya da öncüllerinden ve sindirim sistemi düz kas hücrelerinden köken alır. Önceki yıllarda leiyomyom, leiyomyosarkom olarak adlandırılan tümörleri büyük çoğunluğunun aslında GİST olduğu düşünülmektedir2,3. GİST'lerin yıllık insidansının milyonda 6-15 olduğu bildirilmektedir4. Özofagustan anüse kadar, gastrointestinal kanalın herhangi bir yerinde ortaya çıkabilir. En sık midede (% 50-60), daha az sıklıkla ince barsak (% 20-30), özofagus (% 5), kolon- rektumda (% 10) yerleşir5. Daha nadiren mezenter, periton, omentum, karaciğer, pankreas, over ve uterus gibi karın içi organların membranlarında da izlenebilir6. GİST'lerin en sık metastaz yerleri karaciğer ve abdominal membranlardır (periton, mezenter, omentum). Tanı yaşı ortalama 60'tır7.

    Gastrointestinal stromal tümörler bazı tümör sendromlarının bir komponenti olarak da bulunabilirler: Mayo Kliniği'nden endokrin patolog J. Aidan Carney'in tanımlamış olduğu Carney triadında, gastrik GİST'ler paragangliomalarla ve akciğer kondromlarıyla birlikte bulunabilirler8. GİST'lerin nörofibromatozis tip 1 ile de ilişkili olabileceği gösterilmiştir2. Hastalık erken evrelerde genellikle asemptomatiktir. İleri evrelerde en sık semptomlar; karın ağrısı (% 50-70), gastrointestinal sistemde kanama (% 20-30) ve karında kitle palpe edilmesidir2,3. Günlük pratikte hastalara uygulanan radyolojik tetkiklerin artışıyla birlikte GİST'lere daha sıklıkla rastlanmaktadır. Sadece tümör tanısını koyarken değil tedavi etkilerini izlemede ve tümör progresyon nükslerini takip etmede radyolojik modalitelere sıkça ihtiyaç duyulmaktadır. Bilgisayarlı tomografi (BT) bu amaçla sık tercih edilmekle birlikte ultrason (US), magnetik rezonans görüntüleme (MRG), pozitron emisyon tomografisi (PET) de görüntülemede sıklıkla kullanılabilmektedir. Çalışmamızda Ocak 2007- Ocak 2013 tarihleri arasında hastanemizde opere olan ve radyolojik- patolojik değerlendirmeleri yapılan 23 vakayı literatür bilgileri eşliğinde gözden geçirmeyi amaçladık.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Bu çalışmada Ocak 2007-Ocak 2013 tarihleri arasında hastanemizde tanı konulan ve cerrahi tedavileri yapılan 23 GİST olgusu retrospektif olarak incelendi. Olguların tümüne ameliyat öncesi tüm karın US, oral- intravenöz (İV) kontrastlı dinamik tüm karın BT (64 dedektörlü Siemens BT cihazı) ve /veya İV kontrastlı tüm karın MRG (1.5 Tesla Siemens Magnetom MR Cihazı) yapıldı. Olgularda izlenen kitleler gastrointestinal sistem (GİS) içi (mide, ince barsak, kalın barsak ) ve GİS dışı olarak ikiye ayrıldı. Kitlelerin BT ile lokalizasyon ve maksimum çapları belirlendi. BT bulguları postoperatif patoloji bulguları ile korele edildi. Ayrıca BT ile kitlelerin büyüme paterni (endolüminal –ekzolüminal) ve kenar özellikleri ( düzgün, düzensiz ve invaziv) not edildi. Tanı anında metastaz olup olmadığı ve onkolojik tedavileri araştırıldı.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Çalışma Ocak 2007- Ocak 2013 tarihleri arasında 23 olgu üzerinde yapılmıştır. Olguların yaş dağılımları 32 ile 76 arasında değişmekte olup ortalama yaş 58.70±13.67'dir. Çalışmaya katılan hastaların % 52.2'si (n=12) erkek, % 47.8'i (n=11) kadındır. Tablo 1'de araştırmaya katılan hasta bulgularının dağılımları yer almaktadır.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Çalışma parametrelerimizin dağılımı

    Olguların lokalizasyon yeri incelendiğinde; 21 (% 91.3) olguda GİS, 2 (% 8.7) olguda ise GİS dışı olduğu görülmektedir. Olguların % 60.9'unun (n=14) mide, % 8.7'sinin (n=2) duodenum, % 17.4'ünün (n=4) ince barsak , % 4.3'ünün (n=1) kalın barsak, % 8.7'sinin (n=2) ise GİS dışı alanlardan kaynaklığı saptanmıştır.

    Araştırmaya katılan hastaların % 69.6'sında (n=16) metastaz görülmezken, % 30.4'ünde ise (n=7) metastaz saptanmıştır. Olguların metastaz yerleri incelendiğinde; % 4.3'ünde (n=1) karaciğer metastazı, % 21.7'sinde (n=5) omental, % 4.3'ünün (n=1) ise omental ve batın ön duvarı metastazı görülmüştür. Olguların % 69.6'sında (n=16) metastaz saptanmamıştır.

    Olguların risk grupları incelendiğinde; % 39.1'inin (n=9) yüksek, % 34.8'inin (n=8) orta ve % 26.1'inin (n=6) ise düşük riskli grupta olduğu görülmüştür. Risk grubuna göre santral nekroz ve metastaz görülme oranları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmıştır (Tablo 2) (Şekil 1).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: Risk gruplarına göre santral nekroz ve metastaz değerlendirmeleri

    Şekil 1: Risk grubuna göre Santral nekroz ve metastaz dağılımı

    Olguların BT ile belirlenen maksimum çapları 2 ile 30 cm arasında değişmekte olup ortalama 10.22±8.37 cm'dir. BT'de tanımlanan maksimum çap ile risk grubu ve santral nekroz görülme durumları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık izlendi (Tablo 3) (Şekil 2-3).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 3: Santral nekroz ve risk gruplarına göre maksimum çap (BT) değerlendirilmesi

    Şekil 2: Santral nekroza göre maksimum çap (BT) dağılımı

    Şekil 3: Risk grubuna göre maksimum çap (BT) dağılımı

    Araştırmaya katılan % 47.8'inde (n=11) onkolojik tedavi verilmemişken, % 52.2'sinde ise (n=12) onkolojik tedavi uygulanmıştır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Gastrointestinal stromal tümör, özofagustan anüse tüm GİS boyunca ve omentum, mezenter, retroperitonyumdan (GİS dışı alanlar) gelişebilen, interstisyal Kajal hücrelerinden kaynaklanan mezenkimal tümörlerdir9. GİST'ler 8-93 yaşları arasında, genellikle 4. dekad sonrasında ortalama olarak 60'lı yaşlarda görülür10,11. Miettinen ve ark.10 yaptığı çalışmaya göre, bazı vaka serilerinde erkek hasta hakimiyeti izlenirken, diğer serilerde cinsler arasında eşit yayılım gösterilmiştir10,11. Bizim çalışmamızda incelenen 23 vakanın 19'u (% 83) 50 yaş üstünde olup, görülme yaşı ve erkek/kadın vaka sayısı oranı (12/11 [1.09]) literatürle uyumludur.

    Geniş seriye sahip değişik çalışmalarda, GİST'lerin GİS ve GİS dışı alanlarda görülme sıklıkları araştırılmıştır. Fletcher ve ark.12 yaptığı çalışmada bu oran, midede % 50-60, ince barsakta % 20-30, kalın barsakta % 10, özofagusta % 5, GİS dışı alanlarda % 5 olarak verilmiştir. Duodenal GİST'ler yalnızca % 4 oranındadır. Bizim çalışmamızda mide (% 60.9) ve ince barsak (% 26.1) yerleşimli vaka sayısı literatürle uyumlu iken, kalın barsak (% 4.3) yerleşimli vaka sayısı literatürden daha azdır. Bunun yanında GİS dışı alanlar (% 8.7) ve duodenum (% 8.7) yerleşimli vaka sayısı literatürden daha fazla bulunmuştur. Literatürde de az bir oranda görülen özofagus yerleşimli vakalar, serimizde bulunmamaktadır.

    Mide ve rektumda yerleşim gösteren GİST'ler, daha küçük boyutlu olurken, kolon ve ince barsak yerleşimli tümörler daha ileri sarkom karakterindedir. Özofagus yerleşimli mezenkimal tümörler daha çok iyi huylu olurken, bu yerleşimli GİST'lerin tanıları konulduğunda ileri evrededirler ve prognozları kötüdür. Mide GİST'leri, en büyük grubu oluştururlar.

    Gastrointestinal stromal tümörlerin malignite potansiyelini tanımlamak amacıyla çok düşük risk, düşük risk, orta risk ve yüksek risk tanımlamaları kullanılmaktadır. Riski belirlemede kullanılan en önemli özellikler tümör çapı (cm olarak maksimum tümör çapı), mitotik oran (mitoz sayısı/50 büyük büyütme alanında) ve tümör yerleşim yeridir. Çok düşük risk grubuna 2-5 cm arası çap ve mitoz sayısı 5'den az olan mide orijinli kitleler girmekte olup bizim vaka serimizde bu özelliklerde olgu izlenmemektedir. Düşük risk grubunda 6/23 vaka (% 26.1), orta risk grubunda 8/23 vaka (% 34.8) ve yüksek risk grubunda 9/23 (% 39.1) vaka bulunmaktadır. Çalışmamızda, Fletcher ve ark.12 oluşturduğu risk kategorizasyonuna göre yüksek risk grubunda bulunan vakaları incelediğimizde, literatürle uyumlu bir şekilde, bu gruba giren vakaların, midede 4/9 (% 44.4), ince barsakta 2/9 (% 22.2), kalın barsakta 1/9 (% 11.1) ve gastrointestinal kanal dışı yerleşimde 2/9 (% 22.2) oranında oldukları görülmüştür. Özofagus yerleşimli vakamız bulunmadığından bu lokalizasyona ait oran verilememiştir.

    Gastrointestinal stromal tümörleri değerlendirmede kullanılabilecek görüntüleme teknikleri BT, MRG, FDG PET‘i içermektedir. Oral ve İV kontrastlı dinamik tüm batın BT standart preoperatif görüntüleme tekniğidir. Oral kontrast madde kullanarak kitlenin gastrointestinal sistemle ilişkisi, İV kontrast madde kullanarak kitlenin kontrast tutulum paterni, vaskülarizasyonu ve olası metastazlar saptanabilmektedir. İV kontrast madde kullanımı öncesinde alınan görüntülerde ise kitlenin dansitesi hakkında daha net bilgi sağlanmaktadır. GİST'ler çoğunlukla hipervaskülerdirler. Kontrast madde verilmesi sonrası yoğun periferal kontrast fiksasyonu gösterirler. Ayrıca kistik dejenere alanlar, kalsifikasyon ve hemoraji alanları içerebilirler.

    Gastrointestinal stromal tümörlerin boyutu 0.3 cm'den 30 cm'ye ulaşabilir. Çalışmamızda BT ile ölçülen maksimum çap 10.22 cm olup literatür ile uyumludur. Lezyonların çoğu kas duvarından orijin alarak endofitik veya egzofitik büyüme gösterirler. Sınırları düzgün, düzensiz ve invaziv izlenebilir.

    Bizim olgu serimizdeki 21 GİS içi olgunun % 69.1'i (n=13) endofitik büyüme, % 38.1'i (n=8) egzofitik büyüme göstermekte idi. Kitle sınırları 20 (% 86.9) hastada düzgün, 2 (% 8.8) hastada düzensiz, 1 (% 4.3) hastada invaziv idi. Serimizdeki 1 olguda, mide kaynaklı kitle dalak hilusuna invazyon göstermekte idi.

    Gastrointestinal stromal tümörlerin % 15-50 kadarı metastatik hastalıkla başvururlar. En sık metastaz bölgeleri karaciğer ve peritondur13. Bölgesel lenf nodlarına ve ekstraabdominal bölgelere çok nadiren metastaz yaparlar, kemik ve akciğer metastazları literatürde bildirilmekle birlikte çok nadirdir13. Çalışmamızda 7/23 (% 30.4) oranında metastatik hastalık izlenmiş olup literatür ile uyumludur. Literatürde en sık metastaz yeri karaciğer olarak belirtilmekle birlikte bizim olgu serimizde literatürden farklı olarak en sık metastaz yeri peritondur (Tablo 2).

    Risk grubuna göre, metastaz ve BT'de santral nekroz görülme oranları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmıştır (p<0.01). Risk grubu yükseldikçe santral nekroz ve metastaz görülme oranları artmaktadır. Serimizde yüksek risk grubunda olan 9 hastanın 6'sında (%85.7) metastaz, 8'inde (%72.7) santral nekroz izlenmiştir.

    Bilgisayarlı tomografide saptanan maksimum çap arttıkça santral nekroz görülme sıklığı yükselmektedir. Santral nekroz saptanan olgularda maksimum çap 15.91 cm iken, santral nekroz görülmeyen hastalarda çap 5 cm olarak ölçülmüştür.

    Bilgisayarlı tomografide tanımlanan maksimum çap ile risk grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık görülmektedir (p<0.01). Yüksek risk grubunda hastalarda izlenen maksimum çap 18 cm iken, düşük risk grubunda olan hastalarda maksimum çap 3.3 cm bulunmuştur. BT'de saptanan maksimum çap arttıkça risk grubu da yükselmektedir.

    Bilgisayarlı tomografi evrelemede ve cerrahi planlamada kullanılır. Bilinen veya şüpheli rektal GİST ‘te preoperatif evrelemede MRG, BT'den daha iyi bilgiler verir. Ayrıca endoanal US rektal GİST olgularında kullanılabilir.

    Ancak hiçbir radyolojik tetkik yöntemi GİST tanısını koymak için yeterli değildir. Kesin tanı için biyopsi materyali ve immünhistokimyasal değerlendirme şarttır. GİST'lerde C-kit (CD 117) % 95, CD 34 % 70 ve düz kas aktini % 30-40 oranında pozitiftir14. Bizim olgu serimizde tüm olgularda CD 117 pozitif idi. 16 (% 69) olguda CD 34 ve 6 (% 26) olguda düz kas aktini pozitif idi.

    Cerrahi rezeksiyon GİST tedavisinin en önemli yöntemidir. Adenokarsinomların aksine GİST'ler çok nadir olarak lenf nodu metastazı yaptıkları için lenfade-nektomiye genel olarak gerek yoktur15,16. Cerrahi olarak bütünüyle eksize edilemeyecek vakalarda, nüks, metastatik veya hastanın genel durumunun cerrahiye uygun olmadığı durumlar ile yüksek riskli ameliyat gerektiren olgularda imatinib mesilat ilk tercih edilecek tedavi yöntemidir. İmatinib mesilat, GİST'lerde C-kit reseptörü tirozin kinazın özgün inhibitörüdür. Medikal tedavi sonrası gerileyen tümörlerde cerrahi tedavi için hasta tekrar değerlendirilir. Bizim olgularımızın hiçbirinde cerrahi öncesi onkolojik tedavi yapılmamıştır. Tedavi sonrası takipler 3-6 ay aralıklarla oral ve İV kontrastlı BT ile yapılmalıdır. Rezeksiyon sonrası nüksler genellikle ilk yıl içerisinde ortaya çıkmaktadır. Tedavinin radyolojik takibinde yalnızca tümör boyutu değerlendirilmemelidir. Çünkü nüks veya progresyon geliştiğinde kitle boyutlarında büyüme olmadan kitle içinde ayrı bir lezyon ortaya çıkabilir. Yine tedavinin erken dönemlerinde kitlede küçülme olmayabilir, hatta miksoid dejenerasyon ve tümör içi hemorajiler nedeniyle tümör hacmi büyüyebilir. Burada tümörün BT'de izlenen dansitesindeki değişiklikler önemlidir. Ayrıca PET takipte yardımcıdır. Anatomik değerlendirmede BT etkin iken fonksiyonel değerlendirmede PET daha iyidir. Ayrıca PET'in BT'ye göre avantajları olduğu durumlar mevcuttur. PET, BT'de görülmeyen tümörleri ortaya koyabilir. Tedaviye cevabı değerlendirmede daha hızlı bilgi sahibi olunmasını sağlar (1-2 haftada). Nekrotik doku ve tümör dokusunu ayırt edebilir17-19.

    Sonuç olarak, GİST gastrointestinal kanalın en sık görülen mezenkimal tümörüdür. Günlük pratikte hastalara uygulanan radyolojik tetkiklerin artışıyla birlikte GİST'lere daha sıklıkla rastlanmaktadır. Hastalara tanı immünhistokimyasal indikatörler yardımıyla konmaktadır. Tedavide ise ilk planda cerrahi, genel durumu cerrahiye uygun olmayan olgular ile nüks, metastatik hastalık varlığında onkolojik tedavi (imatinib/sunitinib) ilk tercih edilecek tedavi yöntemidir. Radyolojik yöntemlere tümör tanısını koymada, tedavi etkinliğini izlem ve ölçmede, tümör progresyon-nükslerini takip etmede sıkça ihtiyaç duyulmaktadır. BT bu amaçla sık tercih edilmekle birlikte US, MRG, PET görüntülemede sıklıkla kullanılabilmektedir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Sturgeon C, Chejfec G,Espat N. Gastrointestinal stromal tumors: a spectrum of diseases. Surg Oncol 2003; 12: 21-6.

    2) Miettinen M,Majidi M,Lasota J. Pathology and diagnostic criteria of gastrointestinal stromal tumors (GISTs): a re-view.Eur J Cancer 2002; 38: 39-51.

    3) Joensuu H, Fletcher C, Dimitrijevic S, Silberman S, Roberts P, Demetri G. Management of malignant gastrointestinal stromal tumours. Lancet Oncol 2002; 3: 655-64.

    4) Silva MV, Reid R. Gastrointestinal stromal tumors (GIST):c-kit mutations, CD117 expression, differential diagnosis and targeted cancer therapy with imatinib. Pathol Oncol Res 2003; 9: 13-9.

    5) Miettinen M, El-Rifai W, Sobin HL, Lasota J. Evaluation of malignancy and prognosis of gastrointestinal stromal tumors: a review. Hum Pathol 2002; 33: 478-83.

    6) Roberts PJ, Eisenberg B. Clinical presentation of gastrointes-tinal stromal tumors and treatment of operable disease. Eur J Cancer 2002; 38: 37-8.

    7) Buchdunger E, O'Reilly T, Wood J. Pharmacology of imatinib (STI571). Eur J Cancer 2002; 38: 28-36.

    8) Siberman S, Joensuu H. Overview of issues related to imatinib therapy of advanced gastrointestinal stromal tumors: a discussion among the experts. Eur J Cancer 2002; 38: 66-9.

    9) Stratakis CA, Carney JA. The triad of paragangliomas, gastric stromal tumours and pulmonary chondromas (Carney triad), and the dyad of paragangliomas and gastric stromal sarcomas (Carney-Stratakis syndrome): molecular genetics and clinical implications. J Intern Med 2009; 266: 43-52.

    10) Duffaud F, Blay JY. Gastrointestinal stromal tumors: biology and treatment. Oncol 2003; 65: 187-97.

    11) Sturgeon C, Cheifec G, Espat NJ. Gastrointestinal stromal tumors: a spectrum of disease. Surg Oncol 2003; 12: 21-6.

    12) Connolly EM, Gaffney E, Reynolds JV. Gastrointestinal stromal tumors. Br J Surg 2003; 90: 1178-86.

    13) Fletcher CDM, Berman JJ, Corless C, et al. Diagnosis of gastrointestinal stromal tumors: a consensus approach. Human Pathology 2002; 33: 459-65.

    14) Wong NACS, Young R, Malcomson RDG, et al. Prognostic indicators for gastrointestinal stromal tumors: a clinipathological and immunohistochemical study of 108 resected cases of the stomach. Histopathology 2003; 43: 118-26.

    15) Bucher P, Villiger P, Egger JF, et al. Management of gastroin-testinal stromal tumours: from diagnosis to treatment. Swiss Med Wkly 2004; 134: 145-53.

    16) Crosby JA, Catton CN, Davis A, et al. Malignant gastrointestinal stromal tumours of the small intestine: a review of 50 cases from a prospective database. Ann Surg Oncol 2001; 8: 50-9.

    17) Neuhaus SJ, Clark MA, Hayes AJ, et al. Surgery for gastroin-testinal stromal tumour in the post-imatinib era. ANZ J Surg 2005; 75: 165-72.

    18) Demetri GD, von Mehren M, Antonescu CR, et al. NCCN Task Force report: update on the management of patients with gastrointestinal stromal tumors. J Natl Compr Canc Netw 2010; 8: 1-41.

    19) Andtbacka RHI, Ng CS, Scaife CL, et al. Surgical resection of gastrointestinal stromal tumors after treatment with imatinib. Ann Surg Oncol 2007; 14: 14-24.

    20) Holdsworth CH, Badawi RD, Manola JB. CT and PET: early prognostic indicators of response to imatinib mesylate in patients with gastrointestinal stromal tumor. AJR Am J Roentgenol 2007; 189: 324-30.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]