[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2014, Cilt 19, Sayı 1, Sayfa(lar) 022-024
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Kan Kültürlerinde Salmonella typhi Üremesi Olan Tifo Olgularının İrdelenmesi
Adnan BİLİCİ1, Mehmet ÇABALAK1, Affan DENK2, Kutbeddin DEMİRDAĞ2
1Bingöl Devlet Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği, Bingöl, Türkiye
2Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Elazığ, Türkiye
Anahtar Kelimeler: Tifo, Kan kültürü, S. typhi, Typhoid fever, Blood culture, S. typhi
Özet
Amaç: Kan kültürlerinde S. typhi izole edilen tifo olgularının klinik ve laboratuvar bulguları ile tedavi yönünden değerlendirilmesi amaçlandı.

Gereç ve Yöntem: Tifo ön tanısı ile yatırılan ve kan kültürleri pozitif olan hastalar çalışmaya alındı. S. typhi'nin identifikasyonunda konvansiyonel mikrobiyolojik yöntemler ve VITEK 2 otomatize sistem kullanıldı.

Bulgular: Olguların 5'i kadın (%71.4), 2'si erkek (%28.6) olup yaş ortalaması 32.57±11.54 (yaş aralığı 14-48) idi. Bir olgu hastaneye yatış öncesi tanı konmadan antibiyotik almış idi. Bütün olguların kan kültürlerinde S. typhi izole edildi. Başvuru yakınmaları en sık ateş, halsizlik, baş ağrısı, iştahsızlık, karın ağrısı ve ishal idi. Olguların fizik muayenesinde sıklık sırasına göre azalan sırayla; ateş, hepatomegali, splenomegali, paslı dil, rölatif bradikardi ve roseol saptandı. Vakaların %85.7'sinde eritrosit sedimantasyon hızı yüksekliği, %71.4'ünde C-reaktif protein yüksekliği, %57.2'sinde AST ve ALT yüksekliği, %42.8'inde anemi, %42.8'inde trombositopeni ve %28.5'inde lökopeni saptandı. 5 olguda (%71.4) siprofloksasin, 2 olguda (%28.6) seftriakson tedavisi 10 gün süreyle kullanıldı. Tüm olgular şifa ile taburcu edildi. Bir olguda (%14.3) mezenterik lenfadenit saptandı.

Sonuç: Tifo, ateşi olan her hastada düşünülmesi gereken, fekal-oral yolla bulaşan, ülkemiz açısından endemik bir enfeksiyon hastalığıdır. Tifo ön tanılı hastalarda kan kültürleri özellikle antibiyotik tedavisi başlanmadan önce alınmalıdır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Tifo, S. enterica serotype typhi (S. typhi)'nin neden olduğu akut sistemik bir enfeksiyon hastalığı olup yalnızca insanlarda görülür1-3. Tüm dünyada hala güncelliğini korumakta ve özellikle alt yapısı tamamlanmamış bölgelerde hastalığa daha sık rastlanmaktadır1. En önemli bulaş kaynağı akut tifolu hastalar ile kronik taşıyıcılardır. Bu kişilerin idrar ve dışkıları ile kontamine olmuş yiyecek ve suyun alınması sonucunda bulaşma olabilir. Özellikle yaz aylarında daha sık görülen enfeksiyon, gelişmiş ülkelerde sporadik olgular şeklinde seyretmektedir4.

    Bu çalışmada, kan kültürlerinde S. typhi izole edilen ve tifo tanısı konulan olguların klinik ve laboratuvar bulguları ile tedavi yönünden değerlendirilmesi amaçlandı.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Haziran-Ağustos 2011 tarihleri arasında Bingöl Devlet Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları kliniğine tifo ön tanısı ile yatırılan ve kan kültürleri pozitif olan hastalar çalışmaya alındı. Tüm olguların anamnez, fizik muayene ve laboratuvar tetkikleri yapıldı. Olgular semptom ve fizik muayene bulguları, laboratuvar tetkik sonuçları, komplikasyon ve tedavi yönünden değerlendirildi. Elde edilen veriler hasta formlarına kaydedildi. Bütün olgulardan, antibiyotik tedavisi başlanmadan önce 30 dakika arayla 2 set kan kültürü alındı. Kan kültürleri için Bact/Alert F aerobik ve anaerobik besiyerleri kullanıldı. S. typhi'nin identifikasyonunda konvansiyonel mikrobiyolojik yöntemler ve VITEK 2 otomatize sistem kullanıldı. Üretilen suşlara karşı antibiyotik duyarlılık testleri disk difüzyon yöntemiyle çalışıldı5. Olguların tümüne başvuruda ve yatışının ikinci haftasında Gruber-Widal (GW) testi uygulandı.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Olguların tümü Bingöl ili Merkez ilçeden başvurdu. 5'i kadın (%71.4), 2'si erkek (%28.6) olup yaş ortalaması 32.57+11.54 (yaş aralığı 14-48) idi. Başvuru yakınmaları en sık ateş, halsizlik, baş ağrısı, iştahsızlık, karın ağrısı ve ishal idi. Olguların fizik muayenesinde sıklık sırasına göre azalan sırayla; ateş, hepatomegali, splenomegali, paslı dil, rölatif bradikardi ve roseol saptandı. Tifo olgularının semptom ve bulguları Tablo 1'de sunulmuştur. Laboratuvar tetkiklerinde; olguların tümünde kreatin kinaz (CK) ve laktat dehidrogenaz (LDH) yüksek, Gruber-Widal (GW) testinde S. typhi O antijenlerine karşı aglütininlerin titresi 1/200 ve üzerinde saptandı. Altı vakada eritrosit sedimantasyon hızı (ESH) yüksekliği, 5'inde C-reaktif protein (CRP) yüksekliği, 4'ünde aspartat aminotransferaz (AST) ve alanin aminotransferaz (ALT) yüksekliği, 3'ünde anemi, 3'ünde trombositopeni ve 2'sinde lökopeni saptandı. Bütün olguların kan kültürlerinde S.typhi izole edildi. Olguların laboratuvar bulguları Tablo 2'de sunulmuştur. Bir olgu hastaneye yatış öncesi tanı konmadan antibiyotik almış idi. 5 olguda siprofloksasin, 2 olguda seftriakson tedavisi 10 gün süreyle kullanıldı. Tedaviye ateş cevabı ortalama 4.8 gün+1.2 saptandı. Tüm olgular şifa ile taburcu edildi. Bir olguda (%14.3) mezenterik lenfadenit saptandı.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Tifo olgularının semptom ve bulguları


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: Tifo olgularının laboratuvar bulguları

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Tifo, ülkemizde hala önemini koruyan halk sağlığı sorunudur. Ülkemiz açısından endemik bir enfeksiyon hastalığı olup fekal-oral yolla bulaşmaktadır ve özellikle yaz aylarında bazı bölgelerde salgınlara yol açmaktadır6.

    Hastalığın kesin tanısı kan, kemik iliği, dışkı ve idrardan S. typhi'nin üretilmesi ile konur2,6,7. Birden fazla alınan kan kültürlerinden etkenin izole edilme oranı %73-93'e kadar çıkartılabilir. Bu oran, hastalığın üçüncü haftasında %50, antibiyotik alan hastalarda ise %40'a kadar düşebilir4,7. Ülkemizde de özellikle antibiyotik alan hastalarda kan kültür pozitifliği %40-60 arasında saptanmıştır8-10. Olgularımızda pozitif kan kültür oranının yüksek olmasını, bir olgu hariç, diğerlerinin antibiyotik kullanma öykülerinin olmaması ve enfeksiyonun erken döneminde (1-3 gün) başvurmalarına bağlayabiliriz.

    GW testinin tanı değeri tartışılmaktadır. Bununla birlikte endemik bölgelerde, o bölgeye özgü en düşük titrenin saptanarak, pozitifliklerin bu titre üzerinden belirlenmesi, takiplerde dört kat ve üzerinde artışın olması, sonuçların klinik ve diğer laboratuvar bulgular ışığında değerlendirilmesi durumunda bu testin tanı değeri artmaktadır6. Baran ve ark.8 yaptıkları çalışmada GW testini %61.9, Sırmatel ve ark.10 ise, hastaların başvuru sürelerinin 2-7. gününde %66.6, 8-14. gününde %75, 15-90. gününde %100 pozitif olarak saptamışlardır. Çalışmamızda olgularımızın tamamında GW testi pozitif bulundu. Bu yüksek pozitiflik oranı, vaka sayımızın az olmasına bağlı olabilir.

    Tifolu hastalarda kültür pozitifliği, GW pozitifliği ile beraber öykü, klinik gidiş, fizik muayene bulguları ve diğer laboratuvar sonuçları da tanıya yardımcı ipuçları verir1,2,6,7. Tifolu hastalar sıklıkla baş ağrısı, yüksek ateş, üşüme titreme, paslı dil, halsizlik, bulantı, kabızlık, ishal, karın ağrısı gibi şikayetler ile başvururlar5. Hastaların çoğunda laboratuvar bulgusu olarak lökopeni, eritrosit sedimantasyon hızında artış saptanırken, fizik muayene bulgularında yüksek ateş, rölatif bradikardi, splenomegali ve hepatomegali bulunabilir2,6.

    Taşova ve ark.'nın11 yaptığı bir çalışmada tifo tanısı alan 40 olgunun en sık başvuru yakınma ve bulguları; ateş %92.7, bulantı %17.5, kusma %30, baş ağrısı %42.5, karın ağrısı %60, ishal %60, kabızlık %15, artralji-miyalji %27.5, öksürük %27.5 hepatomegali %55, splenomegali %40, roseol %25 olarak bildirilmiştir. Taşyaran ve ark.12, 1984-1994 yılları arasındaki 10 yıllık süreçte takip ettikleri 249 tifo-paratifo olgusunu retrospektif olarak değerlendirmişlerdir. Buna göre hastaların en sık başvuru yakınmaları ateş (%98), baş ağrısı (%64.7), bulantı-kusma (%38.2), ishal (%37), öksürük (%17.7) ve kabızlık (%11.3) olarak bulunmuştur. Aynı çalışmada hastalarda en sık saptanan klinik bulgular splenomegali (%70.3), hepatomegali (%50.2), rölatif bradikardi (%47.8), roseol (%37) ve lenfadenopati (%26.5) bildirilmiştir. Olgularımızda ise azalan sırayla; ateş, halsizlik, baş ağrısı, iştahsızlık, hepatomegali, karın ağrısı, splenomegali, paslı dil, rölatif bradikardi, ishal ve roseol idi. Bu sonuçlar, vaka sayısı az olmakla birlikte yerli literatür verileri ile uyumlu bulunmuştur8-12. Roseol, tifoda patognomonik olmamakla beraber tanıyı düşündüren bir bulgudur4,7. Ülkemizde yapılan bazı çalışmalarda roseol görülme oranı %16-37 arasında bildirilmiştir10-12. Başka bir derlemede roseol görülme oranı %13-49 olarak verilmiştir9. Çalışmamızda ise bir olguda (%14.3) roseol saptadık.

    Laboratuvar bulguları yönünden Taşova ve ark.11; %27.5 lökopeni, %12.5 lökositoz, %45 anemi, %50 trombositopeni, %60 AST yüksekliği, %62.5 ALT yüksekliği, %65 ESH yüksekliği tespit etmişlerdir. Olgularımızda saptanan laboratuvar bulguları yerli literatür sonuçlarıyla uyumlu bulunmuştur8-12.

    Günümüzde tifo tedavisinde önerilen ilaçların (ki-nolon, üçüncü kuşak sefalosporinler) yanı sıra klasik tedavi de (kloramfenikol, ampisilin, trimetoprim-sulfametoksazol) direnç olmadığı sürece hala önemini korumaktadır6,7,10,12-14. Özellikle kinolonların kullanıldığı çalışmalarda tedavi süresinin kısaldığı ve taşıyıcılık oranının düşürüldüğü belirtilmektedir15-17. Olgularımızın 5'ine siprofloksasin, 2'sine ise seftriakson 10 gün süreyle verildi.

    Tifoda barsak komplikasyonları en sık görülen komplikasyonlardır. Barsak kanaması ve perforasyonu dışında toksik ensefalopati, şok, miyokardit, akut kolesistit, pnömoni, osteomyelit, septik artrit, endokardit, menenjit ve değişik organlarda septik apseler görülebilir3,4,6-8. Olgularımızın hiçbirinde komplikasyon gözlenmedi, sadece bir olguda (%14.3) mezenterik lenfadenit saptandı.

    Sonuç olarak; tifo ülkemiz açısından ateşi olan her hastada düşünülmesi gereken endemik bir enfeksiyon hastalığıdır. Erken tanı ve tedavi, komplikasyonları ve mortaliteyi azaltan en önemli faktördür. Tifo ön tanılı hastalarda kan kültürleri özellikle antibiyotik tedavisi başlanmadan önce alınmalıdır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Ghenghesh KS, Franka E, Tawil K, et al. Enteric fever in Mediterranean north Africa. J Infect Dev Ctries 2009; 3: 753-61.

    2) Cabello A, Bayona JF, Fernandez-Roblas R, Fernandez-Guerrero M, Ramos JM, de Gorgolas M. Enteric fever in Madrid. A review of the last 30 years. Enferm Infecc Microbiol Clin 2013; 31: 313-5.

    3) Parry CM, Hien TT, Dougan G, White NJ, Farrar JJ. Typhoid fever. N Eng J Med 2002; 347: 1770-82.

    4) Hornick RB. Typhoid fever. In: Hoeprich PD, Jordan MC, Ronald AR (Editors). Infectious Diseases: A modern trcatise of ınfectious pracesses. 4th ed, Philadelphia: JB Lippincott, 1994: 747-53.

    5) Bilgehan H. Klinik Mikrobiyolojik tanı. 4. Baskı, İzmir: Barış Yayınları Fakülteler Kitabevi, 2004: 427-54.

    6) Topçu AW, Özbakkaloğlu B. Tifo. Topçu AW, Söyletir G, Doğanay M (Editörler). Enfeksiyon hastalıkları ve mikrobiyolojisi. 3.baskı, İstanbul: Nobel Kitabevi, 2008: 909-21.

    7) Miller SI, Pegues DA. Salmonella species including Salmonella typhi. In: Mandell GL, Bennett JE, Dolin R (Editors). Prin-ciples and practice of infectious disease. 7th ed. New York: Churchill Livingstone, 2010: 2887-903.

    8) Baran Aİ, Binici İ, Demir C ve ark. Tifo: 21 olgunun değerlendirilmesi. Van Tıp Dergisi 2011; 18: 36-40.

    9) Willke A, Sözen TH, Gültan K, Kurt H, Balık İ. Tifo: 100 hastanın klinik, laboratuvar ve tedavi yönünden değerlendirilmesi. Ankara Tıp Bülteni 1988; 10: 53-62.

    10) Sırmatel F, Baydar İ, Namıduru M. 30 tifo olgusunun klinik, laboratuvar bulguları ve tedavileri yönünden değerlendirilmesi. Klimik Derg 1992; 5: 165-7.

    11) Taşova Y, Saltoğlu N, Yaman A, Kılıç NB, Dündar İH. Tifo: 40 olgunun değerlendirilmesi. Klimik Derg 1997; 10: 21-4.

    12) Taşyaran MA, Parlak M, Kaya A, Yılmaz Ş. Erzurum'da tifo ve paratifo olguları. Mikrobiyoloji Bülteni 1995; 29: 123-30.

    13) Maloney WJ, Guerrant RL. Epidemiology, therapy and prevention of infection with Salmonella organism. Curr opin Infect Dis 1992; 5: 74-9.

    14) Wallace MR, Yousif AA, Mahroos GA, et al. Ciprofloxacin versus ceftriaxone in the treatment of multiresistant typhoid fever. Eur J Clin Microbiol Infect Dis 1993; 12: 907-10.

    15) Trujillo IZ, Quiroz C, Gutierrez MA, Arias J, Renteria M. Fluoroquinolones in the treatment of typhoid fever and the carrier state. Eur J Clin Microbiol Infect Dis 1991; 10: 334-41.

    16) Göktaş P, Coşkun D, Karaağaçlıoğlu F ve ark. Tifo tedavisinde kloramfenikol ve siprofloksasin etkinliklerinin karşılaştırılması. Klimik Derg 1999; 12: 27-31.

    17) Effa EE, Lassi ZS, Critchley JA, et al. Fluoroquinolones for treating typhoid and paratyphoid fever (enteric fever). Cochrane Database Syst Rev 2011; 10: CD004530.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]