[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2014, Cilt 19, Sayı 4, Sayfa(lar) 164-168
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Doksorubisin Uygulamasının Karaciğer, Böbrek ve Kalp Dokularındaki Ghrelin Ekspresyonuna Etkisi
Nevin KOCAMAN1, Tuncay KULOĞLU1, Selçuk İLHAN2, Süleyman AYDIN3
1Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi, Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı, Elazığ, Türkiye
2Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı, Elazığ, Türkiye
3Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı, Elazığ, Türkiye
Anahtar Kelimeler: Doksorubusin, Ghrelin, Karaciğer, Böbrek, Kalp, İmmünohistokimya, Doxorubicine, Ghrelin, Liver, Kidney, Heart, Immunohistochemistry
Özet
Amaç: Doksorubusin(Dx), kliniklerde oldukça yaygın olarak kullanılan ve oksidatif stresi artırıcı etki ile hücre hasarına yol açtığı bilinen antrasiklin grubu antibiyotiklerdendir. Ghrelin'in, glutatyon peroksidaz (GSH-Px) enzim aktivitesini artırarak serbest oksijen radikallerinin oluşumunu azalttığı bilinmektedir. Bu çalışmada, Dx uygulamasına bağlı oluşan olası doku hasarına karşı sıçan karaciğer, kalp ve böbrek dokularındaki endojen ghrelin ekspresyonunun immünohistokimyasal metodlarla tesbit edilmesi amaçlandı.

Gereç ve Yöntem: Çalışmada 14 adet erişkin, Wistar Albino cinsi erkek sıçan kullanıldı. Sıçanlar her grupta 7 denek olmak üzere iki gruba ayrıldı. Grup I'deki sıçanlar kontrol olarak kullanıldı. Grup II'yi oluşturan deneklere çalışmanın 1. günü tek doz 10 mg/kg intraperitoneal (ip) Dx uygulandı ve deney süresi olan 14 gün boyunca herhangi bir işlem yapılmadı. Deneyin sonunda sıçanlar dekapite edilerek karaciğer, kalp ve böbrek dokuları çıkartıldı. Rutin histolojik takipler sonucunda dokular parafin bloklara gömüldü. Parafin kesitlere Avidin-biyotin kompleks metodu uygulanarak ghrelin immünreaktivitesine bakıldı. Dokulardaki immunreaktivitenin belirlenmesi için immunboyama yapıldı ve gruplar arası sitoplazmik boyamanın derecesi semi-kantitatif olarak değerlendirildi.

Bulgular: Kontrol grubuna ait karaciğer dokularındaki ghrelin immunreaktivitesi orta derece (+2) iken, kalp ve böbrek doku kesitlerinde hafif (+1) olarak değerlendirildi. Dx grubu sıçan dokularındaki immünreaksiyon; karaciğerde (+1) hafif, kalp ve böbrek dokularında şiddetli (+3 ) olarak ayırt edildi.

Sonuç: Dx kullanımı sonucu oluşan karaciğer, kalp ve böbrek dokularındaki hasar karşısında, endojen bir antioksidan olan ghrelin, dokudan dokuya değişiklik gösteren bir salınım sergilemektedir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Doksorubusin (Dx), Streptomyches peucetius’un fermantasyonu ile elde edilen antrasiklin antibiyotiklerdendir1. Tümör tedavisinde geniş spekturumlu bir ajan olması nedeniyle önemli olmakla beraber, toksik yan etkileri ilacın terapötik kullanımını kısıtlamaktadır2. Dx ’in kimyasal yapısı, oksidatif stresi artırıp serbest radikallerin oluşmasına ve hücre hasarına yol açmaktadır3. Demir iyonları, plazmada serbest radikal reaksiyonları için katalitik bir etkiye sahip olup Dx’in demir iyonu ile oluşturduğu kompleksin, potansiyel preoksidan etkisi olduğu gösterilmiştir. Bu kompleks, glutatyon veya nikotinamid adenin dinükleotit fosfat (NADPH) bağımlı enzimleri azaltması yanında, serbest radikal oluşum reaksiyonlarını başlatabilmektedir4.

    Yetişkinlerde büyüme hormonu eksikliğinin oksidatif stresi artırdığı, ancak büyüme hormonu tedavisi ile bu durumun geriye döndüğü bildirilmiştir5. Ghrelin, Masayasu Kojima tarafından ilk defa 1999 yılında büyüme hormonu salgılatıcı hormon reseptörü 1a (GHS-R1a)’ya bağlanmış peptit yapıda endojen bir gastrik hormon olarak keşfedilmiş ve endojen kaynaklı güçlü bir büyüme hormonu salgılatıcısı olduğu görülmüştür6-7. Esas olarak mide mukozasında yer alan endokrin fonksiyonlara sahip P/D1 ve X/A hücreleri tarafından üretilmektedir8. Ghrelin’in hipotalamus, pituiter bez, beyin, böbrek, pankreas, kalp, mide ve bağırsak dokularında bulunduğu ve GHS-R 1a reseptörü üzerinden etki ettiği tesbit edilmiştir9-10.

    Ghrelin uygulamasının glutatyon peroksidaz enzim aktivitesini artırarak serbest oksijen radikallerinin oluşumunu azalttığı gösterilmiş olup preadipozit hücre kültürlerinde ve spontan hipertansif sıçanlarda; süperoksit dismutaz, katalaz ve glutatyon peroksidaz enzimlerinin aktivitesini artırdığı, vasküler süperoksit üretimini önlediği bildirilmiştir11-13.

    Bu çalışma ile kliniklerde çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılan Dx’in, dokularda oluşturabileceği hasar karşısında endojen bir antioksidan olan ghrelin’in; karaciğer, kalp ve böbrek dokularında nasıl bir tepki oluşturduğunu immunohistokimyasal yöntemlerle belirlemeyi amaçladık.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Çalışmamızda 8 haftalık erişkin Wistar Albino cinsi erkek sıçanlar kullanıldı. Sıçanlar bulundukları ortamın sıcaklığı 22-25˚C arasında sabit ortamda ve 12 saat ışık, 12 saat karanlıkta takip edildi. Sıçanlar havalandırma sistemi bulunan bir ortamda özel olarak hazırlanmış ve her gün altları temizlenen kafeslerde beslendi. Yemler özel çelik kaplarda, su ise paslanmaz çelik bilyeli biberonlarda normal çeşme suyu olarak verildi. Çalışmanın tüm aşamalarında 1983 Helsinky deklarasyonunda bildirilen “Hayvanlarda Bilimsel Çalışmalar için Etik Kurallar” a uyulmuştur.

    Deney hayvanları, daha önceki çalışmalara dayanarak her grupta 7 sıçan olmak üzere 2 gruba ayrıldı.

    Grup I (n=7): Kontrol grubu sıçanlara deney süresi olan 14 gün boyunca herhangi bir işlem yapılmadı.

    Grup II (n=7): Dx grubu deneklere deneyin ilk günü 10 mg/kg/tek doz Dx intraperitoneal (ip) olarak verildi ve deney sonuna kadar herhangi bir işlem yapılmadı.

    Deneyin 15. günü tüm gruplardaki sıçanlar, ketamin (75mg/kg)+xylazine (10mg/kg) intraperitoneal uygulanarak anestezi altında dekapite edildi. Dekapitasyonun ardından sıçanların böbrek, kalp ve karaciğer dokuları hızla çıkarılıp %10 formaldehitle tespit edildi. Takiben histokimyasal incelemeler için parafin bloklar hazırlandı.

    Parafin bloklardan 5–6 mm kalınlığındaki kesitler polilizinli lamlara alındıktan sonra deparafinize edilip, dereceli alkol serilerinden geçirildi. Dokular antigen retrieval için sitrat tampon solüsyonunda pH 6’da mikrodalga fırında (750W) 7+5 dakika kaynatıldı. Zemin boyasını önlemek için Ultra V Block (TA-125-UB, Lab Vision Corposıçanion, USA) solüsyonu uygulamasını takiben primer antikor (Ghrelin goat poliklonal IgG, sc-10368, Santa Cruz Biotechnology, California, USA) ile 60 dakika inkübe edildi. Primer antikor uygulanmasından sonra sekonder antikor (30 dakika) (Donkey anti-goat IgG-B, sc-2042), Streptavidin Alkaline Phosphatase (30 dakika) (TS-060-AP, Lab Vision Corposıçanion, USA) ve Fast Red Substrate System (TA-125-AF, Lab Vision Corposıçanion, USA) ile muamele edildi. Mayer’s hematoksilen ile zıt boyaması yapılan dokular PBS (Phosphate Buffered Saline) ve distile sudan geçirilerek uygun kapatma solusyonu ile kapatıldı. Hazırlanan preparatlar Olympus BX 50 mikroskobunda incelenerek değerlendirildi ve fotoğraflandı.

    İmmunohistokimyasal Boyama
    Karaciğer, kalp ve böbrek dokularında meydana gelen immunpozitifliğin belirlenmesi için immunboyama yapıldı ve gruplar arası sitoplazmik boyamanın derecesi semi-kantitatif olarak değerlendirildi. Skorlama; -, yok; +1, hafif; +2, orta; +3, şiddetli olarak değerlendirildi.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Ghrelin immünreaktivitesi için yapılan immünohis-tokimyasal boyamanın ışık mikroskobik incelenmesi sonucu elde edilen Ghrelin immünreaktivitelerine ait semikantitatif değerler Tablo 1’de; karaciğer, kalp ve böbrek dokularına ait mikroskopik görünümler ise Şekil 1-6’da verilmiştir.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Gruplara ait karaciğer, kalp ve böbrek dokularında ghrelin immunreaktivitesi semikantitatif analiz değerleri.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 1: Kontrol grubuna ait karaciğer dokusu ghrelin immunreaktivitesi ayırtedilmekte. 400X.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 2: Dx grup sıçan karaciğer dokusu ghrelin immunreaktivitesi izlenmekte. 400X.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 3: Kontrol grubuna ait kalp dokusu ghrelin immunreaktivitesi ayırtedilmekte. 400X.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 4: Dx grup sıçan kalp dokusu ghrelin immunreaktivitesi gözlenmekte. 400X.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 5: Kontrol grubuna ait böbrek dokusuna ait ghrelin immunreaktivitesi ayırtedilmekte. 400X.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 6: Dx grup sıçan böbrek dokusu ghrelin immunreaktivitesi gözlenmekte. 400X.

    Mevcut çalışmanın histolojik bulgularına göre, kontrol grubuna ait sıçan karaciğer dokularında özellikle vena sentralis çevresindeki hepatositlerde daha belirgin olmak üzere ghrelin immunreaktivitesi (+2) orta derecede izlenirken, kalp ve böbrek dokularında hafif (+1) olarak ayırtedildi.

    Dx grubuna ait karaciğer dokularına ait kesitlerdeki ghrelin hafif (+1) derecede pozitif boyanmasına rağmen, kalp ve böbrek dokusu kesitlerinde immunreaktivite şiddetli (+3) idi ve özellikle böbreğin distal tübüllerinde yoğunlaşmıştı.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Dx geniş spekturumlu antitümöral bir ajan olup tedavide oldukça yaygın kullanıma sahiptir. Ancak toksik yan etkileri, ilacın terapötik kullanımını kısıtlamaktadır2. Uzun süreli kullanımı ve doza bağlı olarak özellikle karaciğer, böbrek ve kalp dokusunda toksik etki göstererek bazal metabolizmanın bozulmasına neden olmaktadır14. Dx’e bağlı oluşan organ toksisitelerinin temel sebebinin oksidatif strese bağlı olduğu ileri sürülmektedir15. Dx kullanımı sonucu oluşan süperoksit anyonu, hidroksil radikalleri ve hidrojen peroksit gibi reaktif oksijen ürünlerinin organlarda hasara neden olabileceği bilinmektedir16.

    Güçlü bir büyüme hormonu endojen salgılatıcısı olan ghrelin ve reseptörleri; arter, ven, vasküler düz kas hücreleri, böbrek, pankreas, hipotalamus, beyin, hipofiz bezi, mide, bağırsak ve kalp miyosit hücrelerinde bulunmuştur17. Bu dağılım ghrelinin ve GH (büyüme hormonu) salgılatıcıların çeşitli organlarda birçok fizyolojik roller üstlendiğini göstermektedir. Ghrelin, kardiyovasküler sistemde iskemiye bağlı gelişen pek çok bozukluğa karşı koruyucu etki yapmaktadır18. Ghrelin hormonu serbest radikalleri ortadan kaldırarak onların kan ve doku düzeylerini azaltabilir19. Ghrelin’in, iskemiye bağlı artan sitokrom c ve kaspaz 3 salınımını azaltarak apoptotik yolağı inhibe ettiği ve dolayısıyla da apoptozisi önleyerek beyin dokusunun hasarlanmasına engel olduğu tespit edilmiştir20.

    Dx karaciğerde histopatolojik olarak; venookluziv hastalık, kronik fibrozis, karaciğer yağlanması, kolestaz ve hepatoselüler fonksiyon bozukluğuna neden olabilmektedir21. Karaciğer hastalıkları üzerine ghrelin’in etkilerini araştıran pek çok çalışma, bu peptidin, karaciğer hasarında hafifletici bir rol oynadığını göstermektedir22. Ghrelin, nötrofil inhibisyonu yanında Tümör Nekrotizan Faktör-α (TNF-α), İnterlökin1 β (IL-1β) ve İnterlökin-6 (IL-6)’nın ekspresyonunu azaltarak parsiyel karaciğer rezeksiyonu sonucu oluşan iskemik hasarın göstergeleri olan aspartat aminotransferaz (AST), alanin aminotransferaz (ALT), laktat dehidrogenaz (LDH), malondialdehit (MDA) seviyelerini olumlu yönde etkilemektedir22. Xu ve arkadaşları23, ghrelin’in TNF-α/NF-kB (Nuclear Factor kappa B) yolakları ve mitokondrial koruma mekanizmaları ile Dx’in oluşturduğu kardiyotoksisiteye karşı MDA ve LDH aktivitelerindeki artışı azaltarak koruyucu etki yaptığını göstermişlerdi. Ghrelin’in dolaşımda çok düşük dansiteli lipoprotein (VHDL) ve yüksek dansiteli lipoprotein (HDL) ile taşındığı bilinmektedir24. Bu çalışmada, Dx grubu karaciğer dokularındaki ghrelin ekspresyonu, kontrol grubu ile kıyaslandığında, büyük ölçüde azalmıştı. Bu azalmanın muhtemel sebebinin karaciğer hasarına bağlı olarak VHDL ve HDL’nin yapımının azalmasına bağlı olarak periferik dokulardan karaciğere ghrelin’in taşınmasının azaldığı yönündedir.

    Dx’e bağlı kardiyotoksisite de, kan basıncı ve EKG değişiklikleri gibi hafif semptomlar görülebileceği gibi konjestif kalp yetmezliği, disritmi, miyokardit, perikardit ve kardiyomiyopati gibi ağır bulgular da görülebilir25. Histopatolojik olarak ise miyokard liflerinde şişme, intertisiyel ödem, disorganizasyon, nekroz ve vakuolizasyon görülebilir26. Dx, kalp dokusunda apoptotik etkilere sebep olmaktadır27. Ghrelin ise in vitro olarak endotel hücreleri ve kardiyomiyositlerin apoptozisini baskılamakta ve sol ventrikül disfonksiyonunu düzeltmektedir27. Sentetik ghrelin analoglarının verildiği kalp yetmezliği olan hastalarda ghrelin’in, olumlu etkilere sebep olduğu gösterilmiştir28. Yine ghrelin hem vazodilatasyon yaparak, hemde miyokardiyal kontraktiliteyi artırarak, miyokard hasarına bağlı patolojilerde olumlu bir etki yapmaktadır29. İntravenöz ghrelin enjeksiyonu sonrası kan basıncının düşmeden kardiyak atım hızının düştüğü ancak kardiyak çıkışın arttığı görülmüştür10. Ghrelin, arterlerdeki endotelin-1’in vazakonstriktif etkisini de ortadan kaldırmaktadır27. Ghrelin'in kardiyovasküler sistem üzerindeki protektif etkilerinin fosfatidil kinaz inhibisyonu yoluyla kardiyak inflamasyonu engellemesi şeklinde olduğu yönündedir30. Sıçanlar üzerinde yapılan başka bir çalışmada uzun süreli ghrelin tedavisinin artan böbrek nitrik oksit (NO) üretimi ile ilişkili diüretik etkisi sonucu, tuz bağımlı hipertansiyonu dengeleyerek kardiyo-protektif etki yaptığını göstermiştir31. Yaptığımız çalışmada, kontrol grubu ile kıyaslandığında Dx grubu sıçanların kalp dokularındaki ghrelin immunreaktivitesinin anlamlı oranda arttığı görüldü. Doksorubusin grubu kalp dokularında ghrelin immunreaktivitesinin artma sebebinin, Dx’e bağlı gelişebilecek kalp hasarına karşı ghrelin’in koruyucu etki yapmasının sonucu olabilir.

    Dx böbrekler üzerinde de çeşitli değişikliklere sebep olur ki bunlar; hemorajik sistit, oligüri, dizüri, kreatininde yükselme, hiperürisemi şeklinde gelişebilir32. Histopatolojik olarak ise böbrekte glomerüler kapiller permeabilitesinde artış ve tübüler atrofi meydana getirmektedir33. Değişikliklerin ortak sebebi, serbest oksijen radikalleri (SOR)’nin oluşumu ve lipit peroksidasyonudur34. Ghrelin böbrek dokularından da salgılanan bir peptit hormondur. Daha önceki çalışmalar, böbreklerden yüksek miktarda; hatta ilk tesbit edildiği doku olan mide dokusundan bile daha fazla ghrelin sentezlendiğini göstermiştir35.

    İntravenöz ghrelin enjeksiyonu kan basıncını düşürüp, kardiak çıkışı artırmaktadır10. Sıçanlarda nükleus traktus soliterii’ye intracerebroventriküler ghrelin enjeksiyonu sonrası sempatik aktivitenin baskılanarak kan basıncının ve kalp hızının düştüğü görülmüştür36 Bu durumun böbrekler üzerinde olumlu etkiye sebep olacağı bilinmektedir. Mevcut bilgiler ışığında Dx uygulamasına bağlı artmış oksidan strese karşı, antioksidan özelliği olan ghrelin’in böbrek dokusunu korumaya yönelik olarak ve ayrıca Dx uygulamasına bağlı azalmış glomerüler filtrasyon hızı (GFR) sonucu oluşabilecek bir hipertansif atağa karşı da, koruyucu amaçlı olarak arttığı yönündedir.

    Sonuç olarak, ghrelin immunoreaktivitesinin Dx grubu kalp ve böbrek dokularında artma sebebinin, Dx uygulaması sonucu oluşan oksidan hasara karşı ghrelin’in koruyucu amaçlı arttığı şeklindedir. Ancak hastalık grubu KC dokularında ghrelin ekspresyonunun kalp ve böbrek dokularının tersine azalmış olarak tesbit edilmesi ise ghrelin taşıyıcı yağ asitlerindeki düşme gibi metabolik etkileşimden dolayı olduğu yönündedir. Mevcut bilgilerin ışığında, oksidatif stres ve lipid profilinin birlikte değerlendirileceği daha kapsamlı çalışmaların yapılmasına ihtiyaç olduğu kanaatine varılmıştır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Kayaalp SO, Türker A. Kanser kemoterapisinin esasları ve antineoplastik ilaçlar. In: kayaalp SO (Editors). Rasyonel Tedavi yönünden Tibbi Farmakoloji. 12. Baskı, İstanbul: Güneş Basımevi, 2009: 331.

    2) O'Brien BA, Harmon BV, Cameron DP, Allan DJ. Nicotinamide prevents the development of diabetes in the cyclophosphamide-induced NOD mouse model by reducing beta-cell apoptosis. J Pathol 2000; 191: 86-92.

    3) Yagmurca M, Bas O, Mollaoglu H, et al. Protective effects of erdosteine on doxorubicin-induced hepatotoxicity in rats. Arch Med Res 2007; 38: 380-5.

    4) Weijl NI, Cleton FJ, Osanto S. Free radicals and antioxidants in chemotherapy-induced toxicity. Cancer Treat Rev 1997; 23: 209-40.

    5) Evans LM, Davies JS, Anderson RA, et al. The effect of GH replacement therapy on endothelial function and oxidative stress in adult growth hormone deficiency. Eur J Endocrinol 2000; 142: 254-62.

    6) Kojima M, Hosoda H, Date Y, Nakazato M, Matsuo H, Kangawa K. Ghrelin is a growth-hormone-releasing acylated peptide from stomach. Nature 1999; 402: 656-60.

    7) Korbonits M, Bustin SA, Kojima M, et al. The expression of the growth hormone secretagogue receptor ligand ghrelin in normal and abnormal human pituitary and other neuroendocrine tumors. J Clin Endocrinol Metab 2001; 86: 881-7.

    8) Fukushima N, Hanada R, Teranishi H, et al. Ghrelin directly regulates bone formation. J Bone Miner Res 2005; 20: 790-8.

    9) Li Z, Li Y, Zhang W. Ghrelin receptor in energy homeostasis and obesity pathogenesis. Prog Mol Biol Transl Sci 2013; 114: 45-87.

    10) Gnanapavan S, Kola B, Bustin SA, et al. The tissue distribution of the mRNA of ghrelin and subtypes of its receptor, GHS-R, in humans. J Clin Endocrinol Metab 2002; 87: 2988.

    11) Iseri SO, Sener G, Yuksel M, et al. Ghrelin against alendronate-induced gastric damage in rats. J Endocrinol 2005; 187: 399-406.

    12) Kawczynska-Drozdz A, Olszanecki R, Jawien J, et al. Ghrelin inhibits vascular superoxide production in spontaneously hypertensive rats. Am J Hypertens 2006; 19: 764-7.

    13) Zwirska-Korczala K, Adamczyk-Sowa M, Sowa P, et al. Role of leptin, ghrelin, angiotensin II and orexins in 3T3 L1 preadipocyte cells proliferation and oxidative metabolism. J Physiol Pharmacol 2007; 58: 53-64.

    14) Kalender Y, Yel M, Kalender S. Doxorubicin hepatotoxicity and hepatic free radical metabolism in rats. The effects of vitamin E and catechin. Toxicology 2005; 209: 39-45.

    15) Chen Y, Jungsuwadee P, Vore M, Butterfield DA, St Clair DK. Collateral damage in cancer chemotherapy: oxidative stress in nontargeted tissues. Mol Interv 2007; 7: 147-56.

    16) Karım S, Bhandarı U, Kumar H, Salam A, Sıddıquı MAA, Pıllai KK. Doxorubicin induced cardiotoxicity and its modulation by drug. Ind J Pharmacol 2001; 33: 203-7.

    17) Tschop M, Weyer C, Tataranni PA, Devanarayan V, Ravussin E, Heiman ML. Circulating ghrelin levels are decreased in human obesity. Diabetes 2001; 50: 707-9.

    18) Bodart V, Febbraio M, Demers A, et al. CD36 mediates the cardiovascular action of growth hormone-releasing peptides in the heart. Circ Res 2002; 90: 844-9.

    19) Küçüksu M. Metabolik sendrom olusturulmus sıçanlarda enalapril maleate’ın ghrelin ve obestatin üzerine Etkisi. Uzmanlık Tezi. 2009; 61-74.

    20) Chang L, Ren Y, Liu X, et al. Protective effects of ghrelin on ischemia/reperfusion injury in the isolated rat heart. J Cardiovasc Pharmacol 2004; 43: 165-70.

    21) Baquiran DC, Gallagher J (Editors). Lippincott’s cancer chemotherapy handbook, Philadelphia: PA: W. B. Saunders Company, 2001.

    22) Iseri SO, Sener G, Saglam B, Ercan F, Gedik N, Yegen BC. Ghrelin alleviates biliary obstruction-induced chronic hepatic injury in rats. Regul Pept 2008; 146: 73-9.

    23) Xu Z, Lin S, Wu W, et al. Ghrelin prevents doxorubicin-induced cardiotoxicity through TNF-alpha/NF-kappaB pathways and mitochondrial protective mechanisms. Toxicology 2008; 247: 133-8.

    24) Beaumont NJ, Skinner VO, Tan TM, et al. Ghrelin can bind to a species of high density lipoprotein associated with paraoxonase. J Biol Chem 2003; 278: 8877-80.

    25) Wojtacki J, Lewicka-Nowak E, Lesniewski-Kmak K. Anthracycline-induced cardiotoxicity: clinical course, risk factors, pathogenesis, detection and prevention--review of the literature. Med Sci Monit 2000; 6: 411-20.

    26) Morishima I, Matsui H, Mukawa H, et al. Melatonin, a pineal hormone with antioxidant property, protects against adriamycin cardiomyopathy in rats. Life Sci 1998; 63: 511-21.

    27) Nagaya N, Kangawa K. Ghrelin, a novel growth hormone-releasing peptide, in the treatment of chronic heart failure. Regul Pept 2003; 114: 71-7.

    28) Palus S, von Haehling S, Doehner W, et al. Effect of application route of the ghrelin analog BIM-28131 (RM-131) on body weight and body composition in a rat heart failure model. Int J Cardiol 2013; 168: 2369-74.

    29) Rizzo M, Rizvi AA, Sudar E, et al. A review of the cardiovascular and anti-atherogenic effects of ghrelin. Curr Pharm Des 2013; 19: 4953-63.

    30) Cao Y, Tang J, Yang T, et al. Cardioprotective effect of ghrelin in cardiopulmonary bypass involves a reduction in inflammatory response. PLoS One 2013; 81: e55021.

    31) Aoki H, Nakata M, Dezaki K, et al. Ghrelin counteracts salt-induced hypertension via promoting diuresis and renal nitric oxide production in Dahl fats. Endocr J 2013; 60: 571-81.

    32) Baquiran DC, Gallagher J (Editors). Lippincott’s Cancer Chemotherapy Handbook, Philadelphia: PA: W. B. Saunders Company, 2001.

    33) Injac R, Strukelj B. Recent advances in protection against doxorubicin-induced toxicity. Technol Cancer Res Treat 2008; 7: 497-516.

    34) Menna P, Salvatorelli E, Minotti G. Cardiotoxicity of antitumor drugs. Chem Res Toxicol 2008; 21: 978-89.

    35) Dagli AF, Aydin S, Karaoglu A, Akpolat N, Ozercan IH, Ozercan MR. Ghrelin expression in normal kidney tissue and renal carcinomas. Pathol Res Pract 2009; 205: 165-73.

    36) Lin Y, Matsumura K, Fukuhara M, Kagiyama S, Fujii K, Iida M. Ghrelin acts at the nucleus of the solitary tract to decrease arterial pressure in sıçans. Hypertension 2004; 43: 977-82.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]