[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2015, Cilt 20, Sayı 1, Sayfa(lar) 019-024
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Thinprep ve Konvansiyonel Servikovajinal Smearlarin Histopatolojik Sonuçlarının Karşılaştırılması
Remzi ATILGAN1, Gökhan ARTAŞ2, Selçuk KAPLAN1, Zehra Sema ÖZKAN1, Salih Burçin KAVAK1, Behzat CAN1, İbrahim Hanifi ÖZERCAN2, EKREM SAPMAZ1
1Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı, Elazığ, Türkiye
2Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi, Patoloji Anabilim Dalı, Elazığ, Türkiye
Anahtar Kelimeler: Kolposkopi, Servikal intraepitelyal neoplazi, Vajinal smear, Colposcopy, Cervical intraepithelial neoplasia, Vaginal smear
Özet
Amaç: Thinprep otomatik sistem (TİS) ve konvansiyonel yöntemle alınan servikovajinal smearlarda epitelyal hücre anormalliği tespit edilen olguların histopatolojik sonuçlarının karşılaştırılması.

Gereç ve Yöntem: Ağustos 2011- Aralık 2013 tarihleri arasında 2001 Bethesda sistemi (TBS III)' e göre epitelyal hücre anormalliği saptanan 145 olguya kliniğimizde kolposkopik inceleme ve biyopsi yapıldı. Örneklerin 54' ünü TİS tekniğine göre, geri kalan 91' ini ise konvansiyonel yönteme göre servikovajinal smearında epitelyal hücre anormalliği saptanan olgular oluşturdu. Bunların histopatolojik inceleme sonuçları değerlendirilerek pozitif tanı oranları karşılaştırıldı.

Bulgular: TİS grubunda tespit edilen ASCUS olgularında %56 pozitiflik, ASC-H' de %50, LSIL' de %66 ve HSIL' de %100 pozitiflik saptandı. ASCUS olgularında en şiddetli patoloji CIN 3, LSIL olgularında mikroinvaziv karsinom, HSIL olgularında invazif serviks kanseri idi. Bu grupta sedece bir AGUS olgusu vardı ve bu olguda da kronik servisit saptandı. Konvansiyonel grupta tespit edilen ASCUS olgularında %35 pozitiflik, ASC-H' de %60, LSIL' de %73 ve HSIL' de %100 pozitiflik saptandı. ASCUS olgularında en şiddetli patoloji CIN 3, LSIL olgularında mikroinvaziv karsinom, HSIL olgularında ise invazif serviks kanseri idi. Bu grupta kolposkopi yapılan dört AGUS olgusunun tümünde de kronik servisit bulguları mevcuttu.

Sonuç: TİS veya konvansiyonel yöntemle alınan servikovajinal smearlarda ASC-H, LSIL ve HSIL'de olduğu gibi, ASCUS olgularında da şiddetli displazi mevcut olabilir. Pozitif tanı oranı TİS'te tespit edilen ASCUS olgularında daha yüksek olabilir. Bu nedenle bu olgularda da mutlaka kolposkopik inceleme ve şüpheli alanlardan biyopsi alınmasını öneriyoruz.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Serviks kanseri tüm dünyada kadınlar arasında meme ve kolon kanserinden sonra üçüncü sırada yer almaktadır. Dünyada yılda 529.800 hasta yeni tanı almakta ve 275.100 kadın serviks kanserinden dolayı yaşamını yitirmektedir1. Papanicolaou (Pap) testinin uygulanmaya başlanmasıyla birlikte serviks kanserinin mortalitesinde yıllık %70' lere varan düşüş saptanmıştır2. Günümüzde tarama amacıyla en yaygın olarak 2001 yılında revize edilmiş olan Bethesda Sistemi (BS) kullanılmaktadır. BS' e göre, skuamöz epitelyal hücre anormalliği; önemi belirlenemeyen atipik skuamöz hücreler (ASC-US), HSIL ekarte edilemeyen atipik skuamöz hücreler (ASC-H), düşük dereceli skuamöz intraepitelyal lezyon (LSIL), yüksek dereceli skuamöz intraepitelyal lezyon (HSIL) ve skuamöz hücreli karsinom (SCC) olmak üzere beş kategoriye ayrılmaktadır. BS' de hafif displazi (CIN 1) olguları LSIL 'e dahil edilirken, orta (CIN 2) ve ağır (CIN 3) dereceli displazi olguları HSIL kapsamına dahil edilmiştir. Glandüler epitel anormallikleri ise; atipik glandüler hücreler (AGC), endoservikal in situ adenokarsinom (AIS) ve adenokarsinom olarak başlıca üç grupta ele alınmaktadır3.

    Pap smearda yalancı negatif tanı oranı %40 olup en sık nedenleri örnekleme hatası ( %60), tarama hatası (%40) ve çok düşük oranda değerlendirme hatasıdır4. TİS' te alınan örnek tamponlanmış alkol bulunan bir şişe içerisine karıştırılır. Elde edilen bu hücre süspansiyonu özel bir filtre sisteminden geçirilerek kan, mukus ve diğer ölü hücreler ayrıştırılıp, geride kalan hücreler bir lam üzerine yayılır. Bu yöntemle diğer hücrelerden temizlenen servikal hücreler daha kolay incelenir. Glandüler lezyonu saptama özgüllüğü ile birlikte intraepitelyal lezyonları tespit etmedeki duyarlılığının Pap testinden daha fazla olduğu bildirilmiştir5.

    Bu çalışmada TİS ve konvansiyonel yöntemle alınan servikovajinal smear sitolojik incelemesinde epitelyal hücre anormalliği saptanan hastalardan kolposkopik incelemeyle alınan servikal biyopsi örneklerinin histopatolojik inceleme sonuçları karşılaştırıldı.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Ağustos 2011-Aralık 2013 tarihleri arasında * Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Jinekoloji Polikliniği' ne başvuran ve Bethesda III 2001 Klasifikasyonu [The Bethesda System 2001 (TBS) III]' e göre3 epitelyal hücre anormalliği tespit edilen 145 olgunun kolposkopik biyopsi sonuçları değerlendirildi. ASC-US, ASC-H, LSIL, HSIL, AGC, karsinom anormal bulgular olarak değerlendirildi ve çalışma kapsamına alındı. Normal, reaktif, atrofi, infeksiyon ve yetersiz olarak rapor edilen sonuçlar çalışma kapsamı dışında tutuldu. Tüm olgular iki gruba ayrıldı.

    Grup1 (n= 54): TİS yöntemi kullanılarak servikovajinal smear alınan ve TBS III' e göre değerlendirilen olgular. Çalışmada alınan smearlar * Patoloji ABD' ında TİS (ThinPrep 2000 processor, Cytcy Corporation, USA) cihazı ile değerlendirildi.

    Grup2 (n=91): Dış merkezlerden kolposkopi amaçlı gönderilen ve tamamı konvansiyonel yöntemle smear alınan ve TBS III' e göre değerlendirilen olgular.

    Tüm olguların kolposkopik muayenesi kliniğimizde yapıldı ve alınan servikal biyopsilerin tümü * Patoloji Anabilim Dalı' nda değerlendirildi.

    Kolposkopik inceleme tekniği: Kolposkopik incelemelerde 20 büyütme yapabilen ve yeşil filtre bulunan binoküler Olympus (Olympus optical co, ltd. made in Japan) mark.a kolposkopi aleti kullanıldı. İncelemeler uzman bir jinekolog doktor, bir asistan ve hemşire tarafından yapıldı. Standart kolposkopi tekniğine uyuldu. Serviks serum fizyolojik ile yıkandıktan sonra küçük büyütmede taranıp yeşil filtre kullanılarak damarlanmadaki patolojiler araştırıldıktan sonra servikse %3-5' lik asetik asit uygulandı. Asetik asit uygulamasından sonra 60-90 saniye kadar beklenerek küçük ve büyük büyütmelerde servikal bölge tekrar incelendi. Yeşil filtre kullanılarak aseto-beyaz alanlar ile damarsal patolojilerin yerleri belirlendi. Lugol solüsyonuyla serviks boyandıktan sonra iyot tutmayan alanlar tespit edildi. Aseto-beyaz, punktuasyon, mozaik, lökoplaki, erozyon, atipik damarlanma ve iyot tutmayan alanlardan Kevorkiyan servikal biyopsi forsepsi yardımıyla biyopsi alındı. Alınan biyopsi örnekleri formol içeren bir kaba konularak patoloji laboratuvarına gönderildi. Servikal intraepitelyal neoplazinin derecelendirilmesi Richart'a göre yorumlandı6.

    CIN 1: Hafif displazi, epitelin alt 1/3'üne sınırlı displastik değiğiklikler.

    CIN 2: Orta dereceli displazi, epitelin 2/3'ünü içine alan displastik değişiklikler.

    CIN 3: Şiddetli displazi, epitelin tamamına yakınını tutan displastik değişiklikler.

    CIS: Karsinoma insitu, epitelin tümünü içeren displastik değişiklikler.

    Bütün lezyonlarda bazal membran sağlamdır.

    Her bir olgunun yaşı ve smear sonucu (ASCUS, ASC-H, LSIL, HSIL, AGUS) ile histopatolojik sonucu (nonneoplastik bulgular, CIN 1, CIN 2, CIN 3, karsinoma insitu, invaziv karsinom) karşılaştırıldı. Olgu sayısının yeterli olduğu parametrelerde G1 ve G2 arasında istatistiksel değerlendirme yapıldı.

    Verilerin istatistiksel analizinde SPSS 15. 0 (SPSS Inc. Chicago, Il. USA) programı kullanıldı. Sonuçların değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistikler ortalama (±) standart sapma biçiminde, nominal değişkenler ise olgu sayısı ve (%) olarak gösterildi. Parametreler arasındaki ilişkilerin değerlendirilmesinde X2 ve Mann–Whitney U testi kullanıldı, p<0.05 anlamlı kabul edildi. Çalışma için yerel etik komitesinden izin alındı.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Hastaların yaş ortalaması G1' de 46±5, G2' de 45±7 idi. Her iki grupta yaş ortalaması arasında istatistiksel fark. bulunmadı (p>0.05).

    G1' deki hastalara kolposkopi yapıldı ve tüm hastaların biyopsi sonuçları laboratuvar kayıtlarından bulundu. ASCUS (Resim 1a) olgularında %56 pozitiflik (Resim 1b), ASC-H' de %50, LSIL' de %66 ve HSIL (Resim 2a)' de %100 pozitiflik (Resim 2b) saptandı. ASCUS olgularında en şiddetli patoloji bir olguda CIN 3, LSIL ve HSIL olgularının birinde karsinoma insitu, diğer HSIL olgusunda ise invazif serviks kanseri saptandı.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Resim 1A: ASCUS (42 yaşında hastaya ait TİS servikojinal smear). Hafif artmış nükleus sitoplazma oranına sahip, nükleol belirginliği bulundurmayan iyi kromatinize skuamöz hücreler (PAP X200).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Resim 1B: CIN-I (42 yaşındaki ASCUS olgusunun kolposkopik biyopsisi). Epitelin 1/3 alt kısmında polarite kaybı ve nükleer membran düzensizliği gösteren hücreler ile bir alanda atipik mitoz (HE X400).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Resim 2a: H-SIL (54 yaşındaki hastanın TİS servikovajinal smearı). Oldukça artmış nükleus sitoplazma oranına sahip, hiperkromatik nükleuslu, nükleol belirginliği bulundurmayan ve kaba kromatinli skuamöz hücreler (PAP X400).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Resim 2b: Skuamöz Hücreli Karsinom (54 yaşındaki H-SIL olgusunun kolposkopik biyopsisi). Geniş eozinofilik sitoplazmalı, nükleol belirginliği bulunan, artmış nükleus sitoplazma oranına sahip atipik hücrelerin bazal membranı aşarak stromaya invaze olduğu tümör yapısı (HE X400).

    Konvansiyonel smearda tespit edilen epitelyal hücre anormalliği olan ve kolposkopi amaçlı kliniğimize gönderilen toplam 91 hastaya kolposkopi eşliğinde biyopsi yapıldı. Tüm hastaların biyopsi sonuçları laboratuvar kayıtlarından bulundu. ASCUS olgularında %35 pozitiflik, ASC-H' de %60, LSIL (Resim 3a)' de %73 (Resim 3b) ve HSIL' de %100 pozitiflik saptandı. ASCUS olgularında en şiddetli patoloji bir olguda CIN 3, LSIL olgusunda karsinoma insitu, HSIL olgularının birinde karsinoma insitu, diğer HSIL olgusunda ise invazif serviks kanseri saptandı. AGUS olgusularının tamamında kronik servisit bulguları mevcuttu. G1 ve G2' ye ait tüm parametreler (Tablo 1)' de gösterildi.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Tanı dağılımı ve kolposkopik histopatolojik sonuçlar


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Resim 3a: L-SIL (52 yaşındaki hastanın konvansiyonel smearı ). Üç boyutlu sıkı grup oluşturmuş, artmış nükleus sitoplazma oranına sahip, nükleer membran düzensizliği bulunan skuamöz hücreler (PAP X400).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Resim 3b: Mikroinvaziv Skuamöz Hücreli Karsinom (52 yaşındaki L-SIL olgusunun kolposkopik biyopsisi). Yüzeydeki çok katlı yassı epitelde geniş eozinofilik sitoplazmalı, nükleol belirginliği bulunan, artmış nükleus sitoplazma oranına sahip atipik hücrelerin bazal membranı aşarak stromaya invaze olduğu tümör yapısı (HE X400).

    G1 ve G2 karşılaştırıldığında hem ASCUS (p=0.14, p>0.05, x2 testi) hem LSIL (p=0.81, p>0.05, x2 testi) için pozitif tanı oranları arasında istatistiksel fark. tespit edilmedi. HSIL, ASC-H ve AGUS olgu sayısının yetersizliği nedeniyle istatistiksel değerlendirme yapılamadı.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Çalışmada TİS veya konvansiyonel yöntemle alınan servikovajinal smearlarda ASC-H, LSIL ve HSIL' de olduğu gibi, ASCUS olgularında da şiddetli displazinin mevcut olabileceği gösterildi. İstatistiksel olarak anlamlı fark. olmamakla birlikte TİS' te tespit edilen ASCUS olgularında pozitif tanı oranı daha yüksek bulundu.

    Servikal smearda tespit edilen anormal servikal sitolojik bulguların varlığında kolposkopik inceleme ve sonrasında alınan biyopsi ile değerlendirme altın standart olarak kabul edilmektedir. Ancak servikal sitoloji ile histoloji arasında uyumsuzlukların olabileceği unutulmamalıdır. Belirlenen servikal displazilerin histomorfolojik sınıflaması ise takip ve tedavi açısından önemlidir. Bir çalışmada anormal servikal sitolojiye sahip olan hastaların kolposkopik incelemesinde %90.8 oranında servikal displazi varlığı gösterilmiştir. Aynı çalışmada normal servikal sitoloji saptanan hastaların biyopsi sonuçlarının histolojik incelemeleri sonucu %62.8' inde normal servikal histolojik bulgular bildirilmiştir7. (TBS) III e göre CIN 1 LSIL' e, CIN 2 ve CIN 3 ise HSIL kapsamına dahil edilmiştir. Yaptığımız çalışmada ASCUS olgusunda CIN 3, LSIL olgularında ise CIN 2, CIN 3, hatta karsinom tespit edilmesi servikal sitoloji ile histoloji arasındaki uyumsuzluğun olabileceğini desteklemektedir.

    Türkiye' de servikal sitolojide epitelyal hücre anormalliği prevalansı %1,8- %8,6 arasında değişmekte ve sırası ile ASCUS %1.07, LSIL %0.3, HSIL %0.17 ve AGUS %0.08 oranında bildirilmiştir (8, 9) Bu çalışmada dış merkezlerden gönderilen hastalar nedeniyle smearda epitelyal hücre anormalliği prevalansını hesaplamadık.

    Genel olarak çalışmalar incelendiğinde %39' luk oranla ASCUS en sık tespit edilen sitolojik sonuç olarak rapor edilmiştir. ASCUS' lu olguların yaklaşık olarak %10 kadarında servikal displazi ve invaziv serviks kanseri saptanmaktadır. LSIL %10-20 oranında ilerleme göstermekte, HSIL olgularının ise yaklaşık %17' sinde spontan regresyon görülmekle birlikte, %30 kadarı invaziv serviks kanserine ilerlemektedir10,11. Bir çalışmada ASCUS olgularının histopatolojik değerlendirilmesinde %9.5 oranında CIN 2-3 tanısı konmuştur12. Bizim çalışmamızda konvansiyonel smear ile saptanan ASCUS olgularında CIN 2-3 tanısı %5.4 bulunurken, TİS' te bu oran %7.6 olarak tespit edildi.

    Fallani ve ark.13 ASCUS ve LSIL sitolojik tanılı olguların kolposkopi altında yapılan biyopsi histolojilerini karşılaştırmışlardır. 584 kadının 358'i ASCUS, 226'sı LSIL tanısı almıştır. ASCUS'lu olguların biyopsisinde %36.3 CIN 1, %15.7 CIN 2-3 ve İnsitu Ca, bir olguda İnvazif Ca tespit etmişlerdir. LSIL' li olguların % 67.7' si CIN 1, %20.8 CIN 2-3 ve İnsitu Ca, iki olguda da İnvazif Ca tespit etmişlerdir. Çıkan sonuçlara göre ASCUS ve LSIL sitolojik tanılı hastaların tümüne kolposkopik inceleme yapılmasını önermişlerdir.

    Yaltı ve ark.14 çalışmalarında; ASCUS saptanan olguların %5.8' inde invaziv kanser saptamışlardır. Bu nedenle, smearında ASCUS tespit edilen olgularda kolposkopik biyopsi, endoservikal küretaj, gerekirse konizasyon yapılmasını önermişlerdir. Olgu sayımız az olmakla birlikte ASCUS olgularında daha ileri histopatolojik tanılar nedeniyle gerek konvansiyonel, gerekse TİS yöntemi ile alınsın ASCUS olgularına kolposkopi yapılmasını bulgularımız desteklemektedir.

    Boztosun ve ark.15 konvansiyonel smear ile tespit edilen epitelyal hücre anormalliği saptanan olguların kolposkopik biyopsi sonuçlarını ASCUS= %28.5, ASC-H= %46.1, LSIL= %46.1, HSIL= %85.7, AGC= %20 pozitif yüzde oranları olarak bildirmişlerdir. Yazıcı ve ark.16 ASC-US' lu 40 olgunun 5 (%12.5)' inde CIN-1, 1 (%2.5)' inde CIN-2, 2 (%5)' sinde CIN-3 ve 1 (%2.5)' inde invaziv kanser tespit etmişlerdir. ASC-H saptanan 3 hastanın 1 (%33.3)' inde karsinoma insitu, 2 (%66.7)' sinde invaziv kanser saptamışlardır. LSIL' li 39 hastada, 28 (%71) normal patoloji, bir olguda (%2.6) karsinoma in situ saptamışlardır. HSIL saptanan 14 hastanın 4 (%28.6)' ü normal ve 5 (%35.7)' i invaziv kanser tanısı almıştır. AGUS saptanan 15 olgudan 10 (%66.7)' u normal, 3 (%20)' ü invaziv serviks kanseri tanısı almıştır. Çalışmamızda TİS' te tespit edilen ASCUS olgularında %56 pozitiflik, ASC-H' de %50, LSIL' de %66 ve HSIL' de %100 pozitiflik tespit ettik. Konvansiyonel smearda tespit edilen ASCUS olgularında %35 pozitiflik, ASC-H' de %60, LSIL' de %73 ve HSIL' de %100 pozitiflik saptadık. Her iki grupta toplam AGUS olgularının tümünde de kronik servisit bulguları mevcuttu. Çalışmamızda konvansiyonel yöntemle tespit edilen ASCUS, ASC-H ve HSIL pozitiflik oranları yukarıdaki çalışmalarda tespit edilen değerlere benzer bulundu.

    Duggan ve ark.17 2288 TİS ve 2211 konvansiyonel yöntemle alınan smear sonuçlarını değerlendirmişlerdir. Normal sıklığı [normal limitler (NL) içerisinde ve benign hücresel değişiklikler] TİS' te %6 oranında daha az, anormal (veya ASCUS) sıklığı %6.8 oranında daha fazla rapor edilmiştir. TİS ve konvansiyonel kohort sonuçlarından sırasıyla 1156 (%51) ve 1291 (%58) NL, 625 (%27) ve 561 (%25) benign hücresel değişiklikler, 101 %4) ve 65 (%3) ASCUS, 21 (%1) ve 2 (%0.1) AGUS, 301 (%13) ve 224 (%10) LSIL, ve 74 (%3) ve 40 (%2) HSIL tespit etmişlerdir. LSIL veya daha yüksek anormal TİS' in %57.5 (n=266)' inde ve anormal konvansiyonel testlerin %60.9 (n=190)' unda teyid edilmiştir. Çalışmamızda TİS' te tespit edilen ASC-H ve HSIL pozitiflik değerleri birbirine yakın bulundu. Bu grupta olgu sayımız sınırlı olduğu için istatistiksel değerlendirme yapılmadı. Ancak ASCUS ve LSIL pozitiflik tanı oranlarının TİS' te yukarıdaki çalışmalara göre daha yüksek olduğu görüldü. Her iki yöntemle tespit edilen epitelyal hücre anormalliği saptanan olguların kolposkopik biyopsi sonuçları karşılaştırıldığında TİS' te ASCUS tanı pozitifliği konvansiyel yönteme göre daha yüksek bulundu. Ancak istatistiksel farklılık tespit edilmedi. Diğer tiplerde de tanı pozitiflik oranları birbirine yakın değerlerde idi.

    Düşük grade lezyonlarda herhangi bir CIN tipi TİS vakalarının %70' inde, manuel tarama yapılanların %80' inde bulunmuştur. Yüksek derece oranında histoloji ile teyid edildiğinde istatistiksel olarak bir fark. görülmemiştir18. Miller ve ark. ise TİS sisteminin HSIL tanı oranlarında anlamlı bir artışa neden olduğunu fakat ASC-H tanısında benzer artışlar olduğunu bildirmişlerdir19. Bizim çalışmamızda da LSIL' de herhangi bir CIN tespit oranı konvansiyonel tarama için %70 ve TİS için % 62 oranında tespit edildi. Bu grupta da istatistiksel farklılıklar tespit edilmedi.

    Sonuç olarak, gerek TİS gerekse konvansiyonel yöntemle alınsın, servikovajinal smearında epitelyal hücre anormalliği tespit edilen tüm olgular belirlenmiş olan uygun protokollere göre yönetilmelidir. ASC-H, LSIL ve HSIL' de olduğu gibi özellikle ASCUS olgularında da şiddetli displazinin olabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle jinekologların, konvansiyonel yöntemle epitelyal hücre anormalliği tespit edilen, özellikle de ASCUS olgularında uygun takibin ve kolposkopik incelemenin rutinin dışında bir kez daha hatırlamalarının önemli olduğunu düşünmekteyiz.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Jemal A, Bray F, Center M, Ferlay J, Ward E, Forman D. Global cancer statistics. CA Cancer J Clin 2011; 61: 69-90.

    2) Valdespino VM, Valdespino VE. Cervical cancer screening: state of the art. Curr Opin- Obstet Gynecol 2006; 18: 35-40.

    3) Solomon D, Davey D, Kurman R, et al. Bethesda 2001 Workshop: the 2001 Bethesda system-terminology for reporting the results of cervical cytology. JAMA 2002; 287: 2114-9.

    4) Karabacak T, Aydın Ö, Düşmez D, Polat A, Cinel L, Eğilmez R. [Limitation, inadequacy rates and reasons in cervicovaginal smears (2832 cases) ] Patoloji Bülteni 2001; 18: 22-5.

    5) McNeeley SG. New cervical cancer screening techniques. Am J Obstet Gynecol 2003; 189: 40-1.

    6) Richart'ın Richart RM. Natural history of cervical intraepithelial neoplasia. Clin Obstet Gynecol 1967; 10: 748-84.

    7) Anschau F, Guimarães Gonçalves MA. Discordance between cytology and biopsy histology of the cervix: what to consider and what to do. Acta Cytol 2011; 55: 158-62.

    8) Turkish Cervical Cancer and Cervical Cytology Research Group. Prevalence of cervical cytological abnormalities in Turkey. Int J Gnecol and Obs 2009; 106: 206-9.

    9) Atilgan R, Celik A, Boztosun A, Ilter E, Yalta T, Ozercan R. Evaluation of cervical cytological abnormalities in Turkish population. Indian J Pathol Microbiol 2012; 55: 52-5.

    10) ASCUS-LSIL Traige Study (ALTS) Group. A randomized trial on the management of low-grade squ- amous intraepithelial lesion cytology interpretations. Am J Obstet Gynecol 2003; 188: 1393-400.

    11) Abike F, Engin AB, Dunder I, Tapisiz OL, Aslan C, Kutluay L. Human papilloma virus persistence and neopte- rin, folate and homocysteine levels in cervical dysplasias. Arch Gynecol Obstet 2011; 284: 209-14.

    12) Infantolino C, Fabris P, Infantolino D, et al. Usefulness of human papillomavirus testing in the screening of cervical cancer precursor lesions: a retrospective study in 324 cases. Eur J Obstet Gynecol Reprod Biol 2000; 93: 71-5.

    13) Fallani MG, Pena C, Fambrini M, Marchionni M. Cervical cytologic reports of ASCUS and LSIL. Cyto-histological correlation and implication for management. Minerva Ginecol 2002; 54: 263-9.

    14) Yaltı S, Gürbüz B, Bilgiç R, Çakar Y, Eren S. Evaluation of cytologic screening results of the cervix. Int J Gynecol Cancer 2005; 15: 292-4.

    15) Boztosun A, Mutlu AE, Özer H, Aker H, Yanık A. [The evaluation of colposcopic biopsy results in patients with epithelial cell abnormalities at cervicovaginal smear] Türk Jinekolojik Onkoloji Derg 2012; 15: 13-9.

    16) Yazıcı F, Tazegül A, Esen H, Çelik Ç. [The Evaluation of the Biopsy Results Taken Under Colposcopy in Patients with Abnormal Cervicovaginal Smear Results ] Turkiye Klinikleri J Gynecol Obst 2011; 21: 83-8.

    17) Duggan MA, Khalil M, Brasher PM, Nation JG. ThinPrep yield of confirmed tests however was almost 50% higher than the conventional test. Cytopathology 2006; 17: 73-81.

    18) Koltz BR, Russell DK, Lu N, Bonfiglio TA, Varghese S. Effect of Thin Prep(®) imaging system on laboratory rate and relative sensitivity of atypical squamous cells, high-grade squamous intraepithelial lesion not excluded and high-grade squamous intraepithelial lesion interpretations. Cytojournal 2013; 10: 6.

    19) Miller FS, Nagel LE, Kenny-Moynihan MB. Implementation of the ThinPrep imaging system in a high volume metropolitan laboratory. Diagn Cytopathol 2007; 35: 213-7.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]