OK sık görülen iyi huylu kemik tümörüdür. Soliter OK genellikle femur, humerus, tibia gibi kemiklerin metafizer bölgelerinde oluşur. Diğer kemiklerde ise nadir görülür
1,2. Klinik olarak ağrısızdır. Semptomatik olgularda palpe edilebilen kitle yanında ağrı ve bazen komşu sinir basısına bağlı nörolojik bulgular görülmektedir. Uzun kemikler dışındaki nadir görülen kaburga gibi lokalizasyonlardaki OK lar ağrı kliniği ile karşımıza çıkabilmektedir
4. Çalışmamızda 10 hastamızın kaburgalarda OK görülürken bir hastamızda skapulada görüldü. Yedi hastanın birden fazla kaburgasında kitle mevcutken, üç hastanın tek kaburgasında lezyon vardı.
Genellikle OK asemptomatik olarak bilinmesine karşın kemik kırıkları, iskelet deformitesi, eklem problemleri ile birlikte görülebilir. OK da vasküler komplikasyonlar (psödo anevrizmalar, venöz arter trombozları) ve nörolojik problemler (spinalkord basısı) görülebilir1,2. Kaburgalardaki OK lar genelde kostokondral bileşkede görülür ve ciddi göğüs ağrısı, pnomotoraks, torasik outlet sendromu, ampiyem, hemotoraks, diyafragma laserasyonu ve rüptürüne neden olabilirler4. Ayrıca kemoterapi, radyoterapi ve kemik iliği nakli sonrasında da OK görülebileceği bildirilmektedir5. Çalışmamızda mevcut komplikasyonlar görülmedi. Ancak kitlenin büyüklüğü dolayısı ile nefes darlığı, karın ağrısı ve dispeptik şikâyetleri diyafragmaya bası sonucuna bağladık. Bir hastamızda skapulada 4 ay devam eden hareket ile şiddetlenen şiddetli sırt ağrısı mevcuttu.
Her OK kıkırdak bir yapı ile kaplıdır. Uzun kemikte büyüme plağına yakın, dış tarafa doğru büyür. Matriksinde normalde trabeküler kemik mevcuttur4,6. Radyolojik olarak ana kemik ile bağlantılı kitle tespit edilir. Akciğer röntgeni gerçek lokalizasyonu belirlemede yetersizdir. BT ve MR ile yerleşim, komşu dokularla ilişkisi ve morfolojisi daha net belirlenir7. Çalışmamızda akciğer grafisi ile kitlenin görünümü tespit edildi. Ancak kas, batın organları ve diyaframla ilişkisi net olarak tespit edemedik. Bundan dolayı hastalarımıza BT çekildi. Bazı hastalarımızın diyaframa ve büyük damarlarla ilişkisinin ayırımı için toraks manyetik rezonans görüntüleme çekildi.
Neoplastik sebeplerle yapılan göğüs duvarı rezeksiyonu ve rekonstrüksiyonunda, tümöral dokunun tam olarak çıkarılması ve uygun materyal seçimiyle yapılan rekonstrüksiyon, başarılı bir sonuç için temel ilkeleri oluşturmaktadır8.
Toraks duvarı defektlerinde rekonstrüksiyonun amacı toraks duvarının stabilitesi korumak, paradoksal solunumu engellemek ve fizyolojik solunumun sağlanmasına yardımcı olmaktır. Ayrıca intratorasik organları dış etkenlerden korumak ve kozmetik olarak dış görünümün düzeltilmesi sağlamaktır. Özellikle anterior ve anterolateral 3.-7. kaburgaların cerrahi olarak alınmasından sonra 5 cm. nin üzerindeki geniş toraks duvarı defektlerinde paradoks solunum daha kolay gelişmektedir. Toraks duvarı posteriorunda ise skapula altındaki toraks duvarı rezeksiyonlarında oluşan defektlerde, skapula destek görevi gördüğünden paradoks solunum görülmez. Paravertebral bölgedeki defektlerde de, bu bölgedeki kas grupları paradoks solunumu engellediği için prostetik greft gerekmeyebilir9. Çalışmamızda 4 hastanın toraks duvarı defekti 5-10 cm arasında idi. Malignite potansiyelinden dolayı kitle tamamen çıkartıldı. Mersilen mesh + metilmetakrilat infeksiyonlara dirençli ve radyolüsent yapıda olduğundan dolayı tercih ettik10. Mersilen meshin yumuşaklığı, kolay şekil verilebilmesi, ısıya ve gerginliğe dayanıklılığı nedeniyle kullanılabilir. Sandviç greft oluşturulurken mersilen mesh yara iyileşmesi sırasında oldukça az doku reaksiyonu vermektedir11. Bu yüzden rekonstrüksiyon yaptığımız hastalara mersilen mehs+metil metakrilat tercih ettik, postoperatif 4. yılında hiçbir hastamızda komplikasyon gelişmedi.
Yaşlılardaki OK ların malignte potansiyelleri vardır, OK un kondro sarkomdan ayırmak bazen zor olabilir, eğer hastaların pre-medikasyonları normal ise kaburga kartilajından kaynaklanan tümörler erkenden rezeke edilmelidir12.
Sonuç olarak OK lar malignite potansiyeli taşıyabilir, dev boyutlara ulaşabilir ve komşu organlara bası yapabilirler. Bunun için OK ların total olarak çıkartılmaları gerekir. Oluşan toraks duvarı defektinin paradoks solunuma neden olmaması için uygun prostetik materyalin kullanılması gerekir. Kullanılan bu greftlerin yara iyileşmesi kolaylaştırılması, sonradan enfeksiyon gelişmemesi, normal doku ile uyumlu olması ve ağrı yapmaması öncelikli olmalıdır