![]() |
![]() |
[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ] |
Fırat Tıp Dergisi |
[ English ] [ Tam Metin ] [ PDF ] |
Merkezimizde Yapılan Böbrek Biyopsilerinin Retrospektif İncelenmesi |
Erdoğan ÖZDEMİR1, Hatice Ayşe ÖZDEMİR2, Erman ÖZDEMİR3, Pınar ÖZDEMİR4, Mustafa TİMURKAAN1, Turgay YILMAZ1, Ramazan ULU5 |
1Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesi, İç Hastalıkları Kliniği, Elazığ, Türkiye 2Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği, Elazığ, Türkiye 3Pendik Devlet Hastanesi, Nefroloji Kliniği, İstanbul, Türkiye 4Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi, Nefroloji Kliniği, İstanbul, Türkiye 5Adıyaman Üniversitesi, Nerfoloji Anabilim Dalı, Adıyaman, Türkiye |
Amaç: Bu çalışmada 2006- 2016 yılları arasında merkezimizde yapılan böbrek biyopsileri retrospektif olarak incelenmiş, biyopsi sonuçlarında merkezimizde en sık hangi tanılara varıldığı ve bu tanıların demografik verilerle ilişkisinin ortaya konması amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Çalışmamıza merkezimiz arşivinden ve otomasyon sisteminden yeterli verilerine ulaşılabilen 200 hasta dahil edilmiştir. Bulgular: Vakaların 103'ü (%51,5) erkek, 97'si (%48,5) kadındı. Ortalama biyopsi yaşı 38,8±14,1 idi. En sık biyopsi yaş aralığı 115 biyopsi ile 18-40 yaş arası olurken, sonrasında en çok biyopsi yapılan yaş 41-60 yaş arası ve en düşük sayı 61 yaş üstündekilerde 13 biyopsiydi. Merkezimizde en sık biyopsi endikasyonunun nefrotik sendrom olduğu görüldü. Nefrotik sendromu sırasıyla non-nefrotik proteinüri (%16), akut böbrek yetmezliği (%12,5), sistemik hastalığın böbrek tutulumu (%12,5), hematüri (%2,5), nefritik sendrom (%1,5) takip etmekteydi. En sık görülen renal hastalık %63 ile primer glomerülonefritler idi. Primer glomerülonefritleri %27,5 ile sekonder glomerülonefritler takip etmektey-di. Primer glomerülonefritler içinde en sık fokal segmental glomerüloskleroz, sonrasında sırasıyla membranöz glomerülonefrit, membranoproliferatif glomerülonefrit, minimal değişiklik hastalığı, IgA nefropatisi saptanmıştır. Sekonder glomerülonefritlerde ise sırasıyla amiloidozis, lupus nefriti ve diyabetik nefropati saptandı. Sonuç: Elde ettiğimiz bulgular böbrek biyopsi endikasyonu konulan olguların demografik ve klinik özellikleri dikkate alınarak, ülkemiz şartlarında bu hastalar hakkında ileriye dönük fikir yürütmemize katkıda bulunacaktır. Perkütan böbrek biyopsisi böbreğin parankimal hastalıklarının tanısında, takip ve tedavisinde önemini korumaktadır. |
[ English ] [ Tam Metin ] [ PDF ] |
[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ] |