Şizofreniyi de içeren bazı nöropsikiyatrik hastalıklarda,
nitrik oksidin rolünün olduğu varsayımı, üzerinde önemle
durulan görüşlerden biridir. Çalışmada paranoid, dezorganize,
rezidüel, farklılaşmamış şizofreni alt tipleriyle
sağlıklı bireylerden oluşan kontrol grubu serum NO
düzeyleri bakımından karşılaştırıldığında önemli sonuçlar
elde edilmiştir.
Şizofrenili grupta serum NO düzeyleri, kontrollerden
daha yüksekti. Kontrol grubuna göre, şizofreninin tüm
alt tiplerindeki NO düzeyleri yüksek olmakla beraber,
kontrol grubuna en yakın değerler farklılaşmamış tipte
gözlendi. Paranoid şizofrenlerin serumlarındaki NO
düzeyleri kontrollerle karşılaştırıldığında ise belirgin
olarak yüksekti.
Yapılan grup içi korelasyon analizlemesinde ise; şizofren
hastaların serumlarındaki NO düzeyleri ile hastalık süresi
ilişkisi incelendiğinde; rezidüel şizofreni alt tipinde
serum NO düzeyleri ile hastalık süresi arasında anlamlı
pozitif korelasyon belirlendi. Paranoid şizofreni alt tipinde
de serum NO düzeyleri ile hastalık süresi arasında
anlamlı pozitif korelasyon belirlendi. Dezorganize şizofreni
alt tipinde serum NO düzeyleri ile hastalık süresi
arasında anlamlı korelasyon mevcut değildi. Farklılaşmamış
şizofreni alt tipinde de serum NO düzeyleri ile hastalık süresi arasında anlamlı korelasyon mevcut değildi.
Santral seviyede NO’nun hafıza, konvülziyonlar,
serebral iskemi, retinada ışık sinyallerinin iletimi, davranış
öğrenimi, şizofreni, bipolar bozukluk, yeme bozuklukları
ve bağımlılıkta rolü olabileceği gösterilmiştir
10.
Karson ve ark. 11 postmortem şizofrenlerin beyin serebellumlarında
Nitrik oksid sentaz (NOS) konsantrasyonlarına
bakmışlar ve yükselmiş NOS konsantrasyonu
tespit etmişlerdir. Tedavi gören şizofrenili ve panik bozukluklu
hastalarda yapılan çalışmada şizofrenili grubun
plateletlerinde NOS aktivitesi yüksek bulunmuştur 12.
Şizofreni ile NO ilişkisini inceleyen kısıtlı çalışma bulunmaktadır.
Das ve ark. 13’nın şizofreninin membran
patolojisinde NO, serbest radikaller ve poliaminlerin rolü
olabileceği konulu çalışmasında; şizofrenili hastalardan
ve kontrol grubundan alınan deri fibroblastları üzerinde
yapılan kültür çalışmasında poliaminlerin arttığı, nitrat
seviyelerinin azaldığı ve tiyobarbitürik asit alt türevlerinde
herhangi bir farklılık olmadığını belirtmişlerdir.
Ayrıca tedavi almayan şizofrenili hastaların fibroblast
kültürlerindeki total nitrat ve nitrit seviyeleri, tedavi alan
ve kontrol grubuyla kıyaslandığında daha düşük bulunmuştur.
İlaç tedavisi alanlarda total nitrat seviyesi çok
anlamlı olmamakla beraber tedavi almayanlar ve kontrol
grubuna göre artış göstermiştir.
Kontrollerde ve şizofrenili hastaların polimorfonükleer
lökosit (PMN), platelet ve plazmalarında nitrit konsantrasyonunun
araştırıldığı çalışmada; şizofren hastaların
PMN’lerinde nitrit konsantrasyonu yaş ve cinsiyetten
bağımsız olarak daha düşük bulunmuştur. Aile öyküsünün
pozitif veya negatif olması ile, şizofreni tipinin farklı
olması ya da hastalığın süresinin farklı olmasıyla
PMN’deki NO düzeyi belirgin farklılık göstermese de
kontrollerle şizofrenlerin PMN nitrik oksid konsantrasyonları
arasında farklılık mevcuttu. Başlangıçta bu çalışma
kontrol ve şizofrenili hastaların PMN’lerindeki NO
konsantrasyon değişikliklerini analiz etmek amacıyla
yapılmış ve PMN’deki NO düzeylerinde değişiklik görülünce
bunun spesifitesi araştırılmıştır. Plateletlerde ve
plazmada nitrit konsantrasyonu kaydedilmiştir ve şizofrenlerin
plateletlerinde ve plazmalarındaki nitrit konsantrasyonlarının
kontrol grubuna göre bir farklılık göstermediği
sonucuna varılmıştır 14.
Diğer bir çalışmada 15 şizofrenik hastaların beyinlerinde
NO sisteminde disfonksiyon olduğunu gösteren
bazı kanıtlar mevcuttur. Çalışmada şizofrenili hastalarda,
kontrol grubunda ve diğer nörolojik hastalığı olanların
serebrospinal sıvılarında NO’nun metabolitleri nitrit ve
nitrat konsantrasyolarını ölçülmüştür ve şizofrenili grup
diğerleri ile karşılaştırıldığında daha düşük seviyeler
bulunmuştur. Bu bulgular şizofrenilerin beyinlerinde NO
sisteminde azalma olduğu hipotezini desteklemektedir.
Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar gösterdi ki serebrospinal
sıvıda NO metabolitlerinin azlığı ile şizofreni ilişkilidir
ve hastalık bu biyokimyasal sistemdeki bir disfonksiyondan
kaynaklanır. Şizofrenlerin temporal veya
frontal loblarındaki NOS içeren nöronların dağılımının
azlığı ile nöropatolojik olarak ilişkilendirilebilir.
Şizofren hastalarda arginaz, manganez, total nitrit seviyeleri
ve arginin-NO yolağında bunların ilişkisini belirlemek
amacıyla yapılan bir çalışmada; kontrol grubu ile
şizofren hastalar karşılaştırıldığında plazma arginaz
aktivitesi ve manganez düzeyi belirgin olarak daha düşük
ve total nitrit seviyesinin daha yüksek olduğu bulunmuştur.
Çalışma neticesinde arginin-NO yolağının
şizofreninin patogenezinde rol aldığı kanısına varılmıştır
16.
Şizofreninin defisit ve nondefisit formlarındaki nitrik
oksit üretiminin seviyesini belirlemek amacıyla yapılan
diğer bir çalışmada; sağlıklı kontroller, defisit ve nondefisit
şizofrenlerde invivo olarak NO üretimini baz
alarak nitrat seviyeleri ölçülmüştür. Plazma nitrit seviyelerinde
anlamlı bir fark gözlenmemiş, fakat plazma nitrat
seviyeleri defisit sendromlu hastalarda non-defisit sendromlu
hastalara göre önemli derecede düşük bulunmuştur.
Sonuçta şizofrenide primer negatif semptomların,
NO üretimindeki azalmayla açıklanabileceğini öne sürmüşlerdir
17.
Herken ve ark. 18’ının şizofren hastaların eritrositlerindaki
NO seviyesini belirlemek amacıyla yapmış oldukları
çalışmada ise şizofrenili hastalar kontrol grubuyla
kıyaslandığında eritrositlerinde daha yüksek miktarda
NO tespit edilmiştir. Çalışma neticesinde NO'nun ve
peroksinitrit gibi ürünlerinin şizofreninin patofizyolojisinde
rol aldığını belirtmişlerdir.
Srivastava ve ark. 14 şizofrenlerin plateletlerinde ve
plazmalarında nitrit konsantrasyonlarının kontrol grubuna
göre bir farklılık göstermediği sonucuna varırken,
Ramirez ve ark. 15 tarafından yapılan çalışmada şizofrenlerin
serebrospinal sıvılarında NO metabolitlerinin
azaldığı bulunmuştur. Zoroğlu ve ark. 19 tarafından
yapılan çalışmada plazma nitrit düzeyleri, bu çalışmadaki
serum NO düzeyleri gibi sağlıklı kontrollere göre
yüksek olarak bulunmuştur.
Son dönemlerde yapılan şizofreninin psikotik alevlenmesinde
nitrik oksit, asimetrik dimetilarginin, simetrik
dimetilarginin ve L-arginin düzeylerinin incelendiği bir
çalışmada; şizofreni hastalarında nitrik oksit düzeylerinin
kontrol grubuna göre anlamlı olarak düşük olduğu ve
hastalık şiddetinin NO seviyeleri ile hafifçe pozitif korelasyon
gösterdiği saptanmıştır 20.
Şizofrenide nitrik oksidin (NO) etkileri hem hayvan
modellerinde hem de hasta popülasyonunda iyi araştırılmıştır.
Histokimyasal, genetik, biyokimyasal ve klinik
öncesi farmakolojik bulgular, NO'nun yetersiz üretimi ile
şizofreni arasındaki bir ilişkiyi destekliyor gibi görünmektedir.
Bununla birlikte, NO'nun şizofrenideki etkisinin
gerçek kapsamı ve mekanizmasına ilişkin mevcut
anlayış bugüne kadar eksiktir 21.
Şizofrenide genel morbiditeyi büyük ölçüde etkileyen
olumsuz belirtiler ve bilişsel işlev bozukluğu, daha iyi
tedavileri gerektirir. Beyinde hücre içi ve hücreler arası
bir haberci olan nitrik oksit (NO) şizofreninin patogenezinde
rol oynar, aşırı NO üretimi patolojiye katkıda bulunabilir,
bu nedenle NO sentaz (NOS) inhibitörleri gibi
NO üretimini azaltmayı amaçlayan moleküller tedavi
için aday olabilir 22.
Literatürlerdeki NO ölçümlerinin sonuçları farklılıklar
göstermektedir. NO seviyelerini ölçmek için kullanılan
yöntemler, farklı test materyalleri (serum, plazma vs.),
hastalık sürecinde farklı fazlardaki hasta örneklemeleri
(akut, kronik veya remisyon vs.) antipsikotik tedavisi
almış olmak veya hastalığın farklı fazlarındaki hastaları
örneklemek gibi bazı faktörler bu farklılıklara sebep
olmuş olabilir.
Düşünce bozukluklarının kliniğe hakim olduğu paranoid
şizofreni alt tipinde NO düzeylerinin kontrollere göre en
yüksek düzeyde saptanması ayrıca rezdüel ve paranoid
tipte hastalık süresi ile serum nitrik oksid düzeyi arasındaki
anlamlı korelasyon, fizyopatolojik süreçte molekülün
rolü olabileceğini destekler niteliktedir. Tartışmak
istediğimiz diğer bir konu da, şizofreninin diğer alt tiplerine
göre daha düşük serum NO düzeyleri saptadığımız
farklılaşmamış tipin şizofrenin bir alt tipi olmayıp, başka
bir psikotik bozukluk olabileceğidir.
Sonuç olarak bu çalışma; NO’nun, şizofreni patofizyolojisindeki
rolünü açıklaması açısından önemli bir adımdır.
Şizofrenide NO'nun rolü olabileceği görüşünü desteklemekte
ve teyit etmektedir. Aynı zamanda NO'nun
hastalığın klinik seyri, sınıflaması ve prognozu açısından
güvenilir bir parametre olarak kullanılabilmesi için daha
ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.