AML, vasküler, düz kas ve olgun adipoz elementlerle
karakterize benign renal tümörler olarak kabul edilir.
AML, tüm renal tümörlerin %2,0-6,4'ünü oluşturur;
ancak, böbreğin en yaygın iyi huylu böbrek lezyonlarından
birini temsil eder
1,2. Çoğu AML
asemptomatiktir görülme sıklığı yaklaşık 10.000 yetişkinde
13'tür
3. AML'nin epiteloid varyantı EAML ilk
olarak 1995 yılında Martignoni ve arkadaşları tarafından,
esas olarak epiteloid hücrelerin baskınlığı ile karakterize
edilen, AML'nin farklı bir klinikopatolojik
varyantı olarak tanımlanmıştır
4. Renal AML’lerin
%1’i ise epitelioid morfoloji göstermektedir
5. Renal
EAML saf sporadik EAML ve TSK ile ilişkili EAML
olmak üzere iki alt grupta incelenmektedir. TSK ile
birlikteliğine bakıldığında EAML’nin klasik AML’den
daha yüksek oranda birliktelik gösterdiği saptanmıştır
6,7. AML’nin RHK’dan immünohistokimya olmaksızın
ayırıcı tanısını yapmak zordur
8. Bizim olgumuzda
acil serviste yan ağrısı ile yapılan tetkikler sonucu
renal kitle saptanmış, yapılan parsiyel nefrektomi
sonucu EAML saptanmış olup TSK birlikteliği açısından
araştırılması planlanmıştır. Boyut olarak küçük
EAML ler genelde asemptomatiktir. Bizim olgumuz ise çekilen BT sonucunda 11,5*8 cm kitlesi olan ve semptomatik
bir olgudur. Semptomatik lezyonlar ve 4
cm'den büyük lezyonlar için parsiyel nefrektomi veya
anjiyografik embolizasyon önerilmiştir
1. Renal
EAML için genel tedavi radikal nefrektomi ve ilerlemiş
hastalık durumunda sistemik tedavinin kullanılmasıdır.
Parsiyel nefrektomi ile erken tanı konulan vakalara
yıllık takip yapılabilir ve sistemik tedaviye gerek yoktur
9. Hastamıza kitle boyutunun 11,5 cm, egzofitik,
tamamen alt polde, toplayıcı sistemle bağlantısının
olmaması ve semptom olarak ağrı ile birlikte olması
nedeniyle parsiyel nefrektomi uyguladık. Parsiyel nefrektomi
sonrası EAML nüksü veya metastazı da mümkündür
ve radikal nefrektomi veya sistemik tedavi
gerekebileceğinden dikkatle takibe alınmalıdır
10.