[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2024, Cilt 29, Sayı 2, Sayfa(lar) 102-108
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Yoğun Bakım Yatışı Gerektiren Pnömoni Hastalarında Sepsisin Öngörülmesinde Procalcitoninin Serum Albüminine Oranı
Maşide ARI1, Murat YILDIZ1, Tarkan ÖZDEMİR1, Mustafa Özgür CIRIK1, Güler ERASLAN DOĞANAY1, Melek DİDİK1, Hüsra TETİK MANAV1, Eren USUL2, Emrah ARI3
1Ankara Atatürk Sanatoryum Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Göğüs Hastalıkları Kliniği, Ankara, Türkiye
2Ankara Etlik Şehir Hastanesi, Acil Tıp Kliniği, Ankara, Türkiye
3Ankara Mamak Devlet Hastanesi, Acil Tıp Kliniği, Ankara, Türkiye
Anahtar Kelimeler: Pnömoni, Pnömosepsis, Prognoz, Procalcitonin, Albumin, Pneumonia, Pneumosepsis, Prognosis, Procalcitonin, Albumin
Özet
Amaç: Pnömoni, tüm dünyada en sık enfeksiyöz ölüm nedenleri arasında yer almaktadır. Özellikle yoğun bakım ünitesine (YBÜ) yatışı gerektiren pnömosepsis durumunda mortalite oranı %30'a kadar ulaşmaktadır. Son yıllarda gündemde olan Procalcitonin/albümin oranı (PAR), kritik hastaların belirlenmesinde önemli bir parametre olarak öne çıkmaktadır. Bu çalışmada, pnömoni nedeniyle YBÜ’ye kabul edilen kritik hastalarda pnömosepsisin öngörülmesinde PAR'ın rolünün değerlendirilmesi amaçlanmıştır.

Gereç ve Yöntem: Bu çalışma, bir eğitim ve araştırma hastanesinin anestezi ve göğüs hastalıkları yoğun bakım üniteleri'nde 01 Haziran 2022 ile 15 Kasım 2023 tarihleri arasında pnömoni nedeniyle yoğun bakım ihtiyacı olan 300 hasta üzerinde retrospektif olarak gerçekleştirilmiştir. Hastaların sosyodemografik özellikleri ve vital bulguları hasta dosyalarından; laboratuvar sonuçları ve radyolojik görüntüler ise hastane içi bilgi yönetim sistemi (HBYS) ve e-Nabız üzerinden incelenmiştir.

Bulgular: Çalışmaya 300 hasta dahil edildi. Hastaların yaş ortalaması 64.97±16.64 olarak belirlendi. Çalışmaya katılan hastaların %35.6 (107 hasta)’sı kadındı. Dahil edilen hastaların %72.4'ü (217 hasta) pnömosepsis tanısı aldı. Çalışmaya katılan hastaların %11'i (21 hasta) takip süresi boyunca 30 gün içinde vefat etti. Prokalsitonin/albümin oranı (PAR) pnömonisi olan hastalarda 0.31±0.82, pnömosepsisi olan hastalarda ise 1.56±4.96 olarak ölçüldü. Gruplar arasında anlamlı bir fark bulundu (p< 0.001). PAR için %73.3 duyarlılık ve %50.6 özgüllük ile 0.042 kesme değeri belirlendi. PAR'ın pnömosepsisin öngördürücü bir faktörü olduğu belirlendi. (AUC 0.631 %95 CI, 0.532-0.701; p< 0.001).

Sonuç: Pnömoni nedeniyle yoğun bakıma başvuran hastalarda prokalsitonin/albümin oranı sepsise bağlı mortaliteyi öngörmede kullanılabilir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Pulmoner parankim dokusunun akut enfeksiyöz süreci olarak tanımlanan pnömoni, dünya çapında en yaygın enfeksiyöz ölüm nedenidir. Ayrıca önde gelen morbidite sebebidir. Yıllık pnömoni insidansının %0.28 ile %1.16 arasında değiştiği ve ileri yaşlarda insidans ve mortalitenin arttığı bilinmektedir1. Özellikle komorbiditesi olan kritik hastalarda, sepsis ve septik şoka neden olabilir. Sepsis ise enfeksiyonun neden olduğu ve patolojik inflamasyon ile organ sistemi disfonksiyonunun eşlik ettiği, hayatı tehdit eden sistemik inflama-tuvar yanıt sendromudur2. Sepsis ve septik şok, her yıl milyonlarca insanı etkileyen, ölüm oranları %30’lara ulaşan küresel sağlık sorunlarıdır3. 2021 yılında yapılan çalışmayla belirlenen güncel sepsis kılavuzunda; sepsisin erken tanı ve hızlı tedavisinin hastalığın mortalite ve morbiditesinin azaltılması açı-sından önemi vurgulanmıştır4. Bu hastalarda antibi-yotiğin erken uygulaması, zamanında sıvı resüsitasyonu mortaliteyi en aza indirebilir5. Bu amaçla hızlı ve doğru sonuçlanan prognositik parametrelere ihtiyaç devam etmektedir. Son yıllarda çeşitli biyobelirteçler, hızlı ve doğru sonuçlanması, ekonomik olması sayesinde birçok klinik hastalıkta kapsamlı bir şekilde araştırılmaktadır. Sepsisteki immün bozuklukların karmaşıklığı göz önüne alındığında, tek bir biyobelirteç sepsisin prognozunu değerlendirmek için yeterli olmadığı açıktır. Bu nedenle bu hastaların metabolik, inflamatuvar ve beslenme durumunu çoklu biyobelirteçlerle değerlendirmek daha doğru olacaktır6.

    Procalcitonin (PCT), tiroidin C hücrelerinde üretilen, sağlıklı bireylerde dolaşımda çok düşük konsantrasyonunda bulunan bir polipeptittir7. Sistemik inflamasyon durumunda, birçok doku tarafından üretilir8. Bakteriyel enfeksiyon durumunda, PCT üretimi doğrudan bakteriyel endotoksinler ve lipopolisakkaritler tarafından veya dolaylı olarak interlökin-6 gibi infla-matuvar sitokinler tarafından indüklenir9. Bu nedenle diğer proinflamatuvar belirteçlere kıyasla bakteriyel enfeksiyonun değerlendirilmesinde daha yüksek özgüllüğe sahiptir10. Bu nedenle kritik hastalarda bakteriyel enfeksiyonların teşhisi ve şiddetinin belirlenmesinde kullanılabilir11-13.

    Albümin (ALB), karaciğer tarafından üretilen negatif akut faz reaktanlarından biridir. Daha öncesinde sıklık-la beslenme durumunun belirlenmesinde kullanılsa da son zamanlarda albümin konsantrasyonu ile hastalığın şiddeti ve mortalite arasında ilişki olduğu gösterildi14,15. İnflamasyon, kılcal damarlarda geçirgenliği arttırarak albüminin kaçışına sebep olur. Bu durum interstisyel alanın genişlemesine ve albüminin dağılım hacminin artmasına neden olur. Ayırca inflamasyon durumunda albüminin yarı ömrünün kısaldığı ve top-lam albümin kütlesinin azaldığı da gösterilmiştir. Tüm bu inflamatuvar süreçler hipoalbuminemi ile sonuçlanır ve kritik hastalıklarda kötü sonlanım ile ilişkilidir16. Hipoalbuminemi, birçok hastalıkta morbidite ve mortalite belirlenmesinde bağımsız bir risk faktörüdür17,18.

    PCT/ALB oranı (PAR), PCT’nin ALB seviyesine bö-lünmesiyle hesaplanan bir endekstir ve enfeksiyon ile birlikte inflamasyonu gösterir19. Bu çalışma yoğun bakım yatışı gerektiren pnömonide, PAR’ın pnömosepsisi öngörmede rolünün değerlendirilmesi amaçlı tasar-landı.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Bu çalışma, tek merkezli olarak 01 Haziran 2022 ve 15 Kasım 2023 tarihleri arasında bir eğitim ve araştırma hastanesi anestezi ve göğüs hastalıkları yoğun bakım ünitelerinde pnömoni nedeni ile yatan hastalarda retrospektif olarak tasarlanmıştır.

    Bir eğitim ve araştırma hastanesi klinik araştırmalar etik kurulu’nun 22.11.2023 tarih ve 2839 numaralı kararı ile etik kurul onayı alınmıştır ve Helsinki Bildirgesi tarafından belirlenen etik ilkeler izlenerek yürütülmüştür.

    Pnömoni sebebi ile yoğun bakım yatış ihtiyacı olan hastaların; sosyo-demografik verileri, kan tetkikleri ve görüntüleme bulguları, hastalığın şiddeti, uygulanan tedavi, mekanik ventilatör desteği, vazopressör desteği değerlendirildi. Hastanın sonlanım durumu incelendi. Hastalar sepsisi olan ve olmayan olarak gruplandırılarak ve tüm değişkenler gruplara göre incelendi.

    Sepsis tanısı, Uluslararası Sepsis Konsensusuna göre SOFA (Sepsis-related Organ Failure Assessment, Sıra-lı Organ Yetmezliği Değerlendirme Skoru) kriterleri kullanılarak konuldu. Procalcitonin içn ng/mL cinsin-den sonuç elde edildi. Albumin ise mg/dl cinsinden ifade edildi.

    Çalışmaya belirtilen tarihler arasında 18 yaş üstü, gebelik durumu olmayan, yoğun bakım yatışı gerektiren pnömonisi olan hastalar dahil edildi. Çalışmadan dışlanma kriterleri:

    -Kanıtlanmış viral enfeksiyonu olan hastalar
    -Şiddetli karaciğer ve böbrek fonksiyon bozukluğu
    -İskemik pulmoner, kardiyak veya serebrovasküler olaylar (miyokard enfarktüsü, serebrovasküler hastalık gibi)
    -Kan alınmadan önce albümin içeren intravenöz sıvılar alan hastalar
    -Nefrotik sendrom, kronik karaciğer hastalığı gibi hipoalbuminemiye sebep olabilecek hastalıkları olanlar
    - Verilerinde eksiklik olan hastalar

    İstatistiksel Analiz
    Elde edilen verilerin istatistiksel analizi IBM SPSS 27.0 istatistik paket programı kullanılarak yapıldı. Değişkenlerin normal dağılımına uygunluğu görsel (histogram ve olasılık grafikleri) ve analitik yöntemler (Shapiro-Wilk testi) kullanılarak incelendi. Tanımlayıcı istatistikler normal dağılan sayısal verilerde ortalama ve standart sapma, normal dağılım göstermeyenlerde median ve minimum-maximum aralık, nominal veri-lerde sayı ve yüzde şeklinde ifade edildi. Normal dağı-lan sayısal değişkenler iki grup arasında “Bağımsız Gruplarda T testi”; üç grup arasında “ANOVA” ile normal dağılım göstermeyen sayısal değişkenler iki grup arasında “Mann Whitney U testi”, üç grup arasın-da “Kruskal Walls” ile analiz edildi. Grup içi analizler normal dağılım gösterenlerde “Eşlerde t testi” kullanı-larak değerlendirildi. Nominal veriler iki grup arasında “Pearson Ki-kare testi” ya da “Fisher’s Exact test” kullanılarak değerlendirildi. Pnömosepsis tahmini için belirleyici olan faktörlerin belirlenmesinde ROC analizinde eğri altında kalan alan (AUC) değerlendirildi, veriler %95 güven aralığında ifade edildi. Normal dağılan sayısal değişkenlerin korelasyonu “Pearson korelasyon testi”, normal dağılım göstermeyen sayısal değişkenler ise “Spearman korelasyon tesi” ile analiz edildi. Çalışmadaki istatistiksel analizlerde p değeri 0.05’in altındaki karşılaştırmalar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Çalışmaya 300 hasta dahil edildi. Hastaların yaş ortalaması 64.97±16.64 olarak sonuçlandı. Çalışmaya katılan hastaların 107 (%35.6)’si kadındı. Hastaların sosyo-demografik özellikleri tablo 1’de verildi.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Hastaların sosyo-demografik özellikleri.

    Çalışmaya dahil edilen hastaların 217 (%72.4)’si pnö-mosepsisti. Çalışmaya dahil edilen hastaların 21 (%11)’i takipleri sırasındaki 30 gün içerisinde vefat etti.

    Hastaların mortalite durumu gruplara göre değerlendirildiğinde, sepsis grubunda mortalite anlamlı derecede daha yüksekti (p<0.001). Komorbidit durum varlığının mortaliteye etkisi incelendiğinde anlamlı farklılık sap-tanmadı. Ancak kronik obstruriktif akciğer hastalığının (KOAH) varlığı ayrıca ele alındığında pnömosepsis grubunda anlamlı daha yüksekti (p= 0.011). Hastaların sepsis durumuna göre klinik özellikleri ve mortalite durumu tablo 2’de belirtildi.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: Hastaların sepsis durumuna göre klinik özellikleri ve tahlil sonuçları.

    Hastalar sepsis durumuna göre gruplandırarak kan tetkikleri incelendiğinde böbrek fonksiyon bozukluğu sepsis grubunda anlamlı derecede daha fazlaydı (p< 0.001). Total bilurubin, pnömosepsisi olan hasta-larda daha yüksekti (p< 0.001). Ayrıca hastaların ALB, PCT VE PAR’ı değerlendirildiğinde her iki grup arasında anlamlı farklılık mevcuttu (p< 0.001). Hastaların sepsis durumuna göre kan tetkiklerinin değerlendirilmesi tablo 2’de verildi.

    Hastaların kan tetkikleri ile korelasyon analizi sonucuna göre; WBC, nötrofil, total bilurubin ve kreatin değerleri ile PAR arasında pozitif yönde korelasyon izlendi. Klinik bulgular ile korelasyon analizi sonucuna göre; SOFA, Ortalama arteriyel basınç, hastanede ve mekanik ventilatörde kalış süresi, vazopressör tedavi ihtiyacı ile PAR arasında pozitif korelasyon saptandı. Korelasyon analiz sonuçları tablo 3’te verilmiştir.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 3: Procalcitonin/albümin oranı ile korelasyon analizi sonuçları.

    ALB; pnömonisi olan hastalarda 3.37±0.54, pnömosep-sisi olan hastalarda ise 3.06±0.59 saptandı. Gruplar arasında anlamlı farklılık mevcuttu (p< 0.001). %62.7 sensitivite ve %67.5 spesifite ile ALB için cut off değer 3.29 olarak belirlendi. ALB’nin pnömosepsisin ön görülmesinde belirleyici olduğu saptandı (AUC 0.652 %95 CI, 0.585-0.719; p< 0.001) (Tablo 4).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 4: Biyobelirteçlerin pnömosepsis tahmininde roc analizi sonuçları.

    PCT; pnömonisi olan hastalarda 0.90±2.15, pnömosep-sisi olan hastalarda ise 4.58±13.94 saptandı. Gruplar arasında anlamlı farklılık mevcuttu (p< 0.001). %65.4 sensitivite ve %55.4 spesifite ile PCT için cut off değer 0.185 olarak belirlendi. PCT’nin pnömosepsisin ön görülmesinde belirleyici olduğu saptandı (AUC 0.621 %95 CI, 0.551-0.691; p= 0.001) (Tablo 4).

    PAR; pnömonisi olan hastalarda 0.31±0.82, pnömosepsisi olan hastalarda ise 1.56±4.96 saptandı. Gruplar arasında anlamlı farklılık mevcuttu (p< 0.001). %73.3 sensitivite ve %50.6 spesifite ile PAR için cut off değer 0.042 olarak belirlendi. PAR’ın pnömosepsisin ön görülmesinde belirleyici olduğu saptandı (AUC 0.631 %95 CI, 0.562-0.701; p< 0.001) (Tablo 4).

    PCT, ALB ve PAR'ın pnömosepsisi ön görmedeki rolünü değerlendirmek için yapılan ROC eğrisi analizi şekil 1’de verildi.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 1: PCT, ALB ve PAR'ın pnömosepsisi öngörmesine göre ROC analizi grafiği.

    PAR yaşayan hastalarda 0.81±3.01, vefat edenlerde ise 2.92±7.39 olarak sonuçlandı. Gruplar arasında anlamlı farklılık mevcuttu (p< 0.001). %82.2 sensitivite ve %44.5 spesifite ile PAR için cut off değer 0.053 olarak belirlendi. PAR’ın mortalitede belirleyici olduğu saptandı (AUC 0.659, %95 CI, 0.587-0.731; p< 0.001).

    SOFA skoru 2 ve üzeri alındığında mortalite tahmininde sensitivite %98.6, spesifite %36.1 olarak sonuçlandı (AUC 0.674 (%95 CI, 0.612-0.736; p< 0.001). PAR ve SOFA skorunun mortaliteyi ön görmedeki rolünü değerlendirmek için yapılan ROC eğrisi analizi şekil 2’de verildi.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 2: PAR ve SOFA skorunun mortaliteyi öngörmesine göre ROC analizi grafiği.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Pulmoner parankim dokusunun akut enfeksiyöz süreci olarak tanımlanan pnömoni, dünya çapında en yaygın enfeksiyöz ölüm nedeni olup önde gelen morbidite nedenleri arasındadır. Özellikle komorbiditesi olan kritik hastalarda, sepsis ve septik şoka neden olabilir. Pnömonide artan komorbidite artan mortalite ile ilişkilidir 20. Yapılan çalışmada KOAH’ın pnömoni insidansında ve hastaneye yatışta artış ile ilişkili olduğu belirtilmiş olup hava akımı kısıtlılığının derecesinin artması, bağımsız olarak pnömoni nedenli yatış ihtimalinin artışı ile ilişkili olduğu belirtilmiştir21 . Ayrıca KOAH nedenli hastane yatışı olan hastalarda pnömoni varlığı artan mortalite ile ilişkilidir22. Pnömoni hastalarında yapılan bir çalışmada KOAH varlığının artan mortalite ile ilişkili olduğu gösterilmiştir23. Çalışmamızda komorbidite varlığının sepsiste anlamlı farklılık oluşturmadı. KOAH varlığı ayrıca değerlendirildiğinde pnömosepsiste daha yüksek olduğu görüldü. Altta yatan kronik inflamasyonun kritik hastalıkla sonuçlanması ile ilişkili olduğunu düşünmekteyiz.

    Sepsis şüphelenilen veya kanıtlanmış bir enfeksiyon sonrası gelişen sistemik inflamatuvar yanıt sendromu olarak tanımlanmaktadır24,25. Yoğun bakımlara önemli bir kabul nedenidir ve mortalite %30’lara ulaşmaktadır26. Sepsis hastalarında uzun vadeli prognozu belirleyen en önemli faktör antibiyotiğin erken uygulaması ve zamanında sıvı resusitasyonudur. İlk saatlerde yapılan uygun tedavi ve zamanında müdahale prognozu iyileştirebilir27. Güncel kılavuzlara göre sepsis tedavisi, kişiselleştirilmeli ve tedaviyi her hastanın ihtiyaçlarına göre uyarlamak için biyobelirteçlerin kullanımı arttırılmalıdır. Bu tür biyobelirteçlerin temel özellikleri; hızlı sonuçlanması, yüksek özgüllük, duyarlılık ve sepsisin ilerlemesini izleme yeteneği olmalıdır. PAR, PCT düzeyinin ALB’ye oranı olup, yoğun bakımlarda sıklıkla kullanılan, kolay elde edilebilir, hızlı sonuçlanan bir parametredir. Bu amaçla, çalışmamızda elde ettiğimiz sonuçlar neticesinde PAR’ın pnömosepsiste belirleyici bir biyobelirteç olduğu saptandı. Ayrıca çalışmamızda bu biyobelirteçlerin tek başına sepsisi ön görmedeki rolü de değerlendirildi. Yapılan korelasyon analizinde ALB, PCT ve PAR’ın sepsisin ön görülmesinde belirleyici olduğu gösterildi. Bu biyobelirteçler arasında sepsisin ön görülmesinde pozitif prediktif değeri en yüksek olan PAR’dı.

    PCT, enfeksiyon/enflamasyonun spesifik bir biyobelir-tecidir ve klinisyenlere sepsis tanısında yardımcı olabilir28. Tan ve ark. 29 tarafından yapılan meta-analizde yetişkin hastalarda sepsis tanısı için PCT’nin kullanılabileceği belirtilmiştir. Çalışmamızda da pnö-mosepsis durumunda PCT’nin daha yüksek olduğu ve pnömosepsisin ön görülmesinde belirleyici olduğu saptandı.

    ALB, karaciğer hepatositleri tarafından sentezlenen, dolaşımda en çok bulunan proteindir ve genellikle beslenme göstergesi olarak kabul edilir. ALB'nin inf-lamasyon ile yakından ilişkili olduğu son çalışmalarda gösterilmiştir14,30. Ayrıca ALB’nin, sepsis hastala-rında mortalitenin belirleyicisi olduğu da belirtilmiştir31. Falguera ve ark.32 tarafından toplum kökenli pnömoni hastalarında yapılan çalışmada hipoalbumineminin bakteriyemi ile ilişkili olduğu belirtilmiştir. Çalışmamızda da pnömosepsiste hipoalbuminemi olduğu görüldü. ALB pnömosepsisin ön görülmesinde belirleyici bir biyobelirteçtir.

    PAR daha öncesinde pnömoni dışı diğer sespis nedenlerinde değerlendirilmiş ve sepsiste tanısal belirleyici olduğu gösterilmiştir 33. Li ve ark.34 tarafından yapılan çalışmada ise pnömosepsisili yenidoğanları belirlemede önemli bir biyobelirteç olduğu gösterilmiştir. Çalışmamız da pnömosepsisi, pnömoniden ayırt etmede tanısal bir biyobelirteç olduğu gösterildi. PAR, yoğun bakımlara önemli bir kabul nedeni olan pnömonide, sepsisin erken tanısında hayat kurtarıcı bir biyobelirteç olarak kullanılabilir.

    Wang ve ark.35 sepsis ve septik şoklu hastaları de-ğerlendirdiği çalışmada PAR seviyesindeki yüksekli-ğin, sepsisli hastalarda septik şoka ilerlemeyi ve mortaliteyi öngördüğü gösterilmiştir. Çalışmamızda da PAR’ın pozitif inotrop ihtiyacı ile korele olduğu saptandı. Mortalitenin %30’lara ulaştığı septik şokta hızlı sonuçlanan bir biyobelirteç olan PAR’ın yol gösterici olması bu hastaların tedavisinde geç kalınmaması adına önemlidir.

    PAR kritik birçok hastalıkta kötü prognositik faktör olarak gösterilmiş ve yoğun bakım ünitesine kabul için bağımsız bir risk faktörü olduğu belirtilmiştir36-38. Mortalitenin belirlenmesindeki rolü yakın zamanlı birkaç çalışmada değerlendirilmiştir39. Yakın zamanda sepsis hastalarının değerlendirildiği bir çalışma-da PAR’ın mortaliteyi öngörmede değerli bir biyobelir-teç olduğu gösterilmiştir40. Çalışmamızda da PAR’ın 30 günlük mortalitede belirleyici olduğu sap-tandı. Bu sonuç neticesinde PAR; mortalite ve morbiditesi yüksek olan pnömosepsiste mortalitenin ön görülmesinde biyobelirteç olarak kullanılabilir.

    SOFA skoru, şu anda dünya çapında organ yetmezliğini değerlendirmek için kullanılan en önemli skorlama sistemidir ve sepsisli hastalarda artan mortalite ile ilişkilendirilmiştir41,42. Sepsis ve septik şok için üçüncü uluslararası fikir birliği tanımı (Sepsis-3), yoğun bakım ünitesinde SOFA skorunun kullanılmasını önermektedir. Li ve ark.40 acil serviste sepsis ve septik şoklu hastaların mortalitesinin ön görülmesinde SOFA kadar olmasa da kullanabileceği gösterilmiştir. Çalışmamızda PAR, mortalite tahmininde SOFA ile kıyaslandı ve AUC’leri sırayla 0.659 ve 0.674 olarak sonuçlandı. PAR ile SOFA’nın korelasyon analizi yapıldığında pozitif yönde anlamlı korelasyon izlendi. Ulusararası düzeyde kabul edilen SOFA skoru ile kore-lasyonun olması PAR’ın sepsis ve mortalite tahminindeki değerini attıracağını düşünmekteyiz.

    Chen ve ark.43 tarafından yapılan çalışmada PAR düzeyindeki yüksekliğin, sepsisin neden olduğu akut böbrek hasarını belirlenmesi ve mortalite ile güçlü bir şekilde ilişkili olduğunu bildirmiştir. Çalışmamızda PAR’ın anlamlı yüksek olduğu pnömosepsis grubunda kreatinin yüksekliği ve GFR düşüklüğünün korelasyo-nu gösterildi. Pnömosepsis hastalarında sıvı resusitas-yonunda geç kalınmaması adına uyarıcı bir belirteç olabilir.

    Solunum yetmezliği pnömoninin en korkulan sonuçlarından biridir. Bu hastalarda invaziv mekanik ventilasyon (İMV) ihtiyacı gerektiren solunum desteği, majör yoğun bakım kabul kriterlerindendir44. İMV’de artan süre ventilasyon ilişkili pnömoni gibi artan komplikasyonlarla ilişkilidir. Bu nedenle YBÜ’de, hastalığın seyri ve mortalitesi üzerinde olumsuz etkisi olan ventilatörle ilişkili komplikasyon olasılığını en aza indirmek için akciğer koruyucu ventilasyon ve mümkün olan en erken, en doğru zamanda ayrılma stratejileri uygulanmaktadır. Çalışmamızda PAR ile İMV’de geçirilen gün sayısı arasında korelasyon olduğu gösterildi. Bu hastaların yönetiminde dikkatle yaklaşılması adına önemli bir biyobelirteç olabilir.

    Çalışmamızda elde ettiğimiz sonuçlar neticesinde, yoğun bakımlarda sıklıkla kullanılan iki parametreyi içeren PAR; hızlı ve doğru sonuçlanan, düşük maliyeti ile pnömosepsisin ön görülmesi ve mortalite tahmininde güvenle kullanılabilecek kötü prognositik bir biyobelirteçtir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Marrie TJ, Huang JQ. Epidemiology of community-acquired pneumonia in Edmonton, Alberta: an emergency department-based study. Can Respir J 2005; 12:139-42.

    2) Bosmann M, Ward PA. he inflammatory response in sepsis. Trends Immunol 2013; 34:129-36.

    3) Osborn TM, Nguyen HB, Rivers EP. Emergency medicine and the surviving sepsis campaign: an international approach to managing severe sepsis and septic shock. Ann Emerg Med 2005; 46: 228-31.

    4) Evans L, Rhodes A, Alhazzani W et al. Surviving sepsis campaign:international guidelines for management of sepsis and septic shock 2021. Intensive Care Med 2021; 47: 1181-247.

    5) Kim K. Future of sepsis: perspective on diagnosis. Clin Exp Emerg Med 2022; 9: 269-70.

    6) Póvoa P, Coelho L, Dal-Pizzol F. How to use biomarkers of infection or sepsis at the bedside: guide to clinicians. Feb Intensive Care Med 2023; 49: 142-53.

    7) Lippi G, Sanchis-Gomar F. Procalcitonin in inflammatory bowel disease: Drawbacks and opportunities. World J Gastroenterol 2017; 23: 8283-90.

    8) Vouloumanou EK, Plessa E, Karageorgopoulos DE et al. Serum procalcitonin as a diagnostic marker for neonatal sepsis: a systematic review and meta-analysis. Intensive Care Med 2011; 37: 747-62.

    9) Hatzistilianou M. Diagnostic and prognostic role of procalcitonin in infections. ScientificWorldJournal 2010; 10: 1941-6.

    10) Wacker C, Prkno A, Brunkhorst FM et al. Procalcitonin as a diagnostic marker for sepsis: a systematic review and meta-analysis. Lancet Infect Dis 2013; 13: 426-35.

    11) Habib A, Raza S, Ali U et al. Diagnostic Accuracy of Serum Procalcitonin (PCT) as an Early Biomarker of Neonatal Sepsis using Blood Culture as Gold Standard. J Coll Physicians Surg Pak 2021; 30: 383-7.

    12) Zheng N, Zhu D, Han Y. Procalcitonin and C-reactive protein perform better than the neutrophil/lymphocyte count ratio in evaluating hospital acquired pneumonia. BMC Pulm Med 2020; 20: 166.

    13) Tarján D, Szalai E, Lipp M et al. Persistently High Procalcitonin and C-Reactive Protein Are Good Predictors of Infection in Acute Necrotizing Pancreatitis: A Systematic Review and Meta-Analysis . Int J Mol Sci 2024; 25: 1273.

    14) Eckart A, Struja T, Kutz A et al. Relationship of Nutritional Status, Inflammation, and Serum Albumin Levels During Acute Illness: A Prospective Study. Am J Med 2020; 133: 713-22.

    15) Don BR, Kaysen G. Serum albumin: relationship to inflammation and nutrition. Semin Dial 2004; 17: 432-7.

    16) Soeters PB, Wolfe RR, Shenkin A. Hypoalbuminemia: Pathogenesis and Clinical Significance. JPEN J Parenter Enteral Nutr 2019; 43: 181-93.

    17) Qian SY, Liu J. Relationship between serum albumin level and prognosis in children with sepsis, severe sepsis or septic shock. Zhonghua Er Ke Za Zhi 2012; 50: 184-7.

    18) Nour M, Hegazy A, Mosbah A et al. Role of Microalbuminuria and Hypoalbuminemia as Outcome Predictors in Critically Ill Patients. Crit Care Res Pract 2021; 2021: 6670642.

    19) Gui Y, Xu Y, Yang P. Predictive Value of the Platelet-to-Albumin Ratio (PAR) on the Risk of Death at Admission in Patients Suffering from Severe Fever with Thrombocytopenia Syndrome. J Inflamm Res 2021; 14: 5647-52.

    20) Campling J, Jones D, Chalmers J et al. Clinical and financial burden of hospitalised community-acquired pneumonia in patients with selected underlying comorbidities in England. BMJ Open Respir Res 2020; 7: e000703.

    21) Williams NP, Coombs NA, Johnson MJ et al. Seasonality, risk factors and burden of community-acquired pneumonia in COPD patients: a population database study using linked health care records. Int J Chron Obstruct Pulmon Dis 2017; 12: 313-22.

    22) Yu Y, Liu W, Jiang HL et al. Pneumonia Is Associated with Increased Mortality in Hospitalized COPD Patients: A Systematic Review and Meta-Analysis. Respiration 2021; 100: 64-76.

    23) Dai RX, Kong QH, Mao B et al. The mortality risk factor of community acquired pneumonia patients with chronic obstructive pulmonary disease: a retrospective cohort study. BMC Pulm Med 2018; 18: 12.

    24) Singer M, Deutschman CS, Seymour CW et al. The Third International Consensus Definitions for Sepsis and Septic Shock (Sepsis-3). JAMA 2016; 315: 801-10.

    25) Rello J, Valenzuela-Sánchez F, Ruiz-Rodriguez M et al. Sepsis: A Review of Advances in Management. Adv Ther 2017; 34: 2393-411.

    26) Cecconi M, Evans L, Levy M et al. Sepsis and septic shock. Lancet 2018; 392: 75-87.

    27) Uffen JW, Oosterheert JJ, Schweitzer VA et al. Interventions for rapid recognition and treatment of sepsis in the emergency department: a narrative review. Clin Microbiol Infect 2021; 27: 192-203.

    28) Vijayan AL, Vanimaya, Ravindran S et al. Procalcitonin: a promising diagnostic marker for sepsis and antibiotic therapy. J Intensive Care 2017; 5: 51.

    29) Tan M, Lu Y, Jiang H, Zhang L. The diagnostic accuracy of procalcitonin and C-reactive protein for sepsis: A systematic review and meta-analysis. J Cell Biochem 2019; 120: 5852-9.

    30) Sheinenzon A, Shehadeh M, Michelis R et al. Serum albumin levels and inflammation. Int J Biol Macromol 2021; 184: 857-62.

    31) Saucedo-Moreno EM, Fernández-Rivera E, Ricárdez-García JA. Hypoalbuminemia as a predictor of mortality in abdominal sepsis. Cir Cir 2020; 88: 481-4.

    32) Falguera M, Trujillano J, Caro S et al. A prediction rule for estimating the risk of bacteremia in patients with community-acquired pneumonia. Clin Infect Dis 2009; 49: 409-16.

    33) Luo X, Yang X, Li J. The procalcitonin/albumin ratio as an early diagnostic predictor in discriminating urosepsis from patients with febrile urinary tract infection. Medicine (Baltimore) 2018; 97: e11078.

    34) Li T, Li X, Zhu Z et al. Clinical value of procalcitonin-to-albumin ratio for identifying sepsis in neonates with pneumonia. Ann Med 2023; 55: 920-5.

    35) Wang X, Jing M, Li L et al. The Prognostic Value of Procalcitonin Clearance and Procalcitonin to Albumin Ratio in Sepsis Patients. Clin Lab 2023; 1: 69.

    36) Deng S, Gao J, Zhao Z et al. Albumin/Procalcitonin Ratio Is a Sensitive Early Marker of Nosocomial Blood Stream Infection in Patients with Intra-Cerebral Hemorrhage. Surg Infect (Larchmt) 2019; 20: 643-9.

    37) Kim HH, Lee JH, Lee DH et al. Association between C-reactive protein-to- albumin ratio and 6-month mortality in out-of-hospital cardiac arrest. Acute Crit Care 2022; 37: 601-9.

    38) Çakırca TD, Çakırca G, Torun A et al. Comparing the predictive values of procalcitonin/albumin ratio and other inflammatory markers in determining COVID-19 severity. Pak J Med Sci 2023; 39: 450-5.

    39) Chen H, Liu Q, Wang L. An analysis of the 28-day mortality risk factors in acute respiratory distress syndrome patients and the establishment of prediction models. Am J Transl Res 2021; 13: 6937-44.

    40) Li F, Ye Z, Zhu J et al. Early Lactate/Albumin and Procalcitonin/Albumin Ratios as Predictors of 28-Day Mortality in ICU- Admitted Sepsis Patients: A Retrospective Cohort Study. Med Sci Monit 2023; 31: 29.

    41) Vincent JL, Moreno R, Takala J et al. The SOFA (Sepsis-related Organ Failure Assessment) score to describe organ dysfunction/failure. On behalf of the Working Group on Sepsis-Related Problems of the European Society of Intensive Care Medicine. Intensive Care Med 1996; 22: 707-10.

    42) Singer M, Deutschman CS, Seymour CW et al. The Third International Consensus Definitions for Sepsis and Septic Shock (Sepsis-3). JAMA 2016; 23: 315: 801-10.

    43) Chen L, Wu X, Qin H et al. The PCT to Albumin Ratio Predicts Mortality in Patients With Acute Kidney Injury Caused by Abdominal Infection-Evoked Sepsis. Front Nutr 2021; 8: 584461.

    44) Nair GB, Niederman MS. Updates on community acquired pneumonia management in the ICU. Pharmacol Ther 2021; 217: 107663.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]