Hastalar
Çalışmaya Ekim 2017 ile Temmuz 2022 tarihleri arasında aort koarktasyonu tanısıyla tek cerrahi ekip tarafından ardışık olarak cerrahi tamir yapılan 1 yaşından küçük 72 hasta dahil edildi. Çalışmaya dahil edilen hastalardan bilgilendirilmiş onam alındı. Helsinki deklerasyonu prensiplerine uygun olarak yapılan çalışmamıza, Lokal Etik Kuruldan alınan 25/11/2022 tarih ve 227 sayılı onay sonrasında başlandı. Hastaların yaş, cinsiyet, vücut ağırlığı, tanı, eşlik eden kardiyak ve kardiyak dışı anomalileri, kros klemp süresi, postoperatif komplikasyonlar, postoperatif mekanik ventilasyon süresi, yoğun bakımda kalış süresi, hastanede kalış süresi ve takip süresi kayıt edildi. Hastaların demografik ve perioperatif verileri hastanenin veri tabanı kullanılarak retrospektif olarak analiz edildi. Hastalar cerrahi tamir tekniği açısından “genişletilmiş rezeksiyon ve uç uca anastomoz” tekniği (grup 1) ve “subklaviyan flep aortoplasti” tekniği (grup 2) olarak iki gruba ayrıldı.
Tüm hastalara postoperatif ekokardiyografi ile değerlendirme yapıldı. Herhangi bir fizik muayene bulgusu veya rekürren koarktasyon şüphesi olduğunda hastalara tanısal kardiyak kateterizasyon yapıldı. Gradiyentin 20 mmHg’dan fazla olması tekrar girişim endikasyonu olarak kabul edildi6. Olası bir intrakraniyal kanama varlığını tespit etmek için her hastaya preoperatif ve postoperatif dönemde kraniyal görüntüleme yapıldı.
Bilimsel literatürde belirtildiği gibi, “izole koarktasyon” eşlik eden herhangi bir intrakardiyak lezyon olmaksızın aort koarktasyonu varlığı olarak tanımlandı (biküspid aortik kapak hariç). “Kompleks koarktasyon” ise intrakardiyak lezyon ile birlikte olan aort koarktasyonu olarak tanımlandı7,8. Kesintili veya hipoplastik aortik ark anomalisi olan hastalar, uzun segment aort koarktasyonu olan hastalar ve hemodinamik olarak anlamlı ventriküler septal defekti olan hastalar bu çalışmaya dahil edilmedi.
Aort koarktasyonunun tipi, hastaların yaşı, cinsiyeti, eşlik eden kardiyak ve nonkardiyak anomaliler, preoperatif ve postoperatif peak sistolik gradient, cerrahi tekniğin çeşidi, rekürren koarktasyon varlığı, postoperatif komplikasyonlar, takip süresi, mortalite, tekrar girişim gereksinimi analiz edildi (Tablo 1, 2 ve 3).
Rekürren koarktasyon, kalp kateterizasyonunda desenden aortada darlık öncesi ve sonrasında peak sistolik gradientin 20 mmHg’dan fazla olması olarak tanımlandı.
Cerrahi teknik
Tüm ameliyatlarda standart genel anestezi teknikleri kullanıldı ve sol üçüncü interkostal aralıktan lateral torakotomi ile kalp durudurulmadan yapıldı. Cerrahi prosedürün tipi, ameliyatı yapan cerrah tarafından belirlendi. Akciğer anteriora doğru ekarte edildi. İnen aortadan çıkan kollaterallere zarar verilmemeye özen gösterildi. Kros klemp konmadan önce hastalara 100Ü/kg heparin sodyum yapıldı. Aktive pıhtılaşma zamanı (ACT) >200 saniye olduktan sonra kros klemp kondu.
Genişletilmiş uç uca anastomoz grubunda (Grup 1) cerrahi prosedür
Sol karotis arteri, sol subklaviyan arter ve inen aorta serbestleştirildi ve dönüldü. Sol karotis arterinin distaline ve proksimal inen aortaya damar klempleri kondu. Patent duktus arteriyozus 1 numara ipek ile bağlandı ve aortadan divize edildi. Sol subklaviyan arterden normal inen aortaya kadar olan tüm alan duktal doku kalmayacak şekilde rezeke edildi. İnen aortanın üst kısmına ve proksimal aortanın küçük kurvaturuna longitudinal kesiler yapılarak mümkün olduğunca geniş bir anastomoz hattı elde edildi. Distal aort 7-0 polypropylene sütür ile arkın alt tarafına kontinü teknikle anastomoze edildi.
Subklaviyan flep aortoplasti grubunda (Grup 2) cerrahi prosedür
Sol subklaviyan arter distalden bağlandı ve divize edildi. Transekte edilen subklaviyan artere longitudinal insizyon yapılarak subklaviyan arter flep haline getirildi. Subklaviyan arterdeki insizyon proksimale doğru ilerletildi ve koarkte segment geçilecek şekilde normal inen aortaya ulaşılana kadar uzatıldı. Posterior aortik ridge rezeke edildi. Flep dokusu koarkte segment üzerine simetrik olarak yerleştirildi ve 7-0 polypropylene sütür ile kontinü olarak dikildi.
Postoperatif takip
Postoperatif altıncı haftada, üçüncü ayda, altıncı ayda ve birinci yılda pediatrik kardiyoloji ve kardiyovasküler cerrahi polikliniklerinde hastaların klinik durumları kontrol edildi. Alt ve üst ekstremitelerdeki kan basınçları ölçüldü. Periferik nabızları muayene edildi. Transtorasik ekokardiyografi ile inen aortada basınç gradi-yentine bakıldı. Diyastolik uzanım gösteren gradiyent saptandığında anastomoz bölgesinde rekoarktasyon olduğundan şüphelenildi ve bu hastalara kardiyak kateterizasyon yapıldı. Kateterizasyonda 20 mmHg’dan fazla gradiyent varlığı tekrar girişim için bir endikasyon olarak kabul edildi.
İstatistiksel değerlendirme
İstatistiksel analiz için SPSS sürüm 23.0 (Windows için bilgisayar paket programı) kullanıldı. Verilerin normallik sınamasında Shapiro Wilk testi kullanıldı. Sürekli değişkenlerden parametrik olanlar ortalama±Standart sapma (SS), parametrik olmayan veriler ise ortanca (minimum-maksimum) şeklinde gösterildi. Kategorik değişkenlerin değerlendirilmesinde Ki-kare testi ve Fisher’s exact test kullanıldı. Sürekli değişkenlerden bağımsız gruplarda normal dağılım gösteren verilerin karşılaştırılmasında Student-t testi kullanıldı. Normal dağılım göstermeyen gruplarda Mann-Whitney U testi kullanıldı. Değişkenler arası ilişkinin incelenmesinde pearson ve spearman korelasyon testleri kullanıldı. p <0,05 değeri anlamlı kabul edildi.