Araştırmaya 126 kadın (%47,9), 137 (%52,1) erkek olmak üzere 263 kişi katılmıştır (Tablo
1). Yaş ortalaması 22,31±0,13’tür. Katılımcıların 61’i (%23,2) sigara, 147’si (%55,9) alkol kullanmakta olduğunu beyan etmiştir. Sigaraya başlama medyan yaşı 18,0 (min-maks: 10-25), alkole başlama medyan yaşı 17,5’tir (min-maks: 13-22).
Sigara kullanan katılımcılara sigara kullanmaya başlama nedenleri sorulmuş; en sık verilen cevaplar sırasıyla hiçbir özel nedeni yok (n =18, %28,6), arkadaş etkisi (n =15, %23,8) ve merak (n =14, %22,2) olmuştur. Alkol kullanan katılımcılar ise alkol kullanma sebeplerini sırasıyla en sık eğlence amaçlı (n =50, %38,2), hiçbir özel nedeni yok (n =40, %30,5), merak (n =24, %18,3) nedeniyle Fagerström ölçeğinden alınan puanlara göre sigara kullananların 44’ü (%73,3) düşük, 12’si (%20,0) orta, 4’ü (%6,7) ise yüksek bağımlı bulunmuş, 1 kişi ölçeği yanıtlamamıştır. Alkol kullanan katılımcılar ise AU-DIT ölçeği puanlarına göre 99’u (%67,3) düşük riskli kullanım, 43’ü (%29,3) zararlı kullanım, 5’i (%3,4) yüksek riskli alkol kullanımı davranışı sergilemektedir. Katılımcıların %60,8’i (n =90) ayda bir veya daha az alkollü içecek kullanmakta ve %52,7’si (n =78) her ay bir seferde altı veya daha fazla standart içki içme davranışını gerçekleştirmektedir. Katılımcıların %73,6’sı (n =109) ile çoğunluğu alkol aldığınız zaman günde iki standart içki içmektedir. Katılımcıların 67’si (%45,3) bir seferde altı veya daha fazla standart içki içmediğini belirtmiştir.
Bağımsız değişkenlerin sigara ve alkol kullanımına etkisi değerlendirilmiştir (Tablo 2). Cinsiyet ile sigara ve alkol kullanımı karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır. Benzer şekilde sınıf düzeyi ile sigara ve alkol kullanımı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır. Yaşadığı yere göre sigara kullanımında bir fark görülmezken, yurtta yaşayanlarda daha fazla alkol kullanımı olduğu görülmüştür (sırasıyla p =0,472; p =0,017). Gelir düzeyi ile sigara ve alkol kullanımı karşılaştırılmış, istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Anne eğitim düzeyi ile sigara ve alkol kullanımı karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Aynı şekilde baba eğitim düzeyi ile sigara ve alkol kullanımı karşılaştırıldığında yine istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Anne babanın birlikte olduğu durumda sigara kullanımı daha az görülmektedir (p =0,046).
Geçirilmiş psikiyatrik rahatsızlık öyküsü ile sigara ve alkol kullanımı karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur (sırasıyla p =0,008, p =0,049). Zor zamanlarında sıkıntılarını paylaştığı bir yakının olduğu durumda alkol kullanımının daha yüksek oranda olduğu görülmüştür (p =0,041). Ek olarak sigara kullanımı ile alkol kullanımı karşılaştırılmış ve istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur (p <0,001). Cinsiyete göre bakıldığında erkeklerin daha sık aşırı alkol tüketimi davranışı sergiledikleri görülürken sınıflar arasında istatistiksel farklılık saptanmamıştır (sırasıyla p =0,036, p =0,073). Şu anda yaşadığı yere göre yurtta ve aile evinde yaşayanlar (sırasıyla %64,6, %51,5) öğrenci evinde ve yalnız yaşayanlara (sırasıyla %26,3, %26,8) göre daha fazla aşırı alkol tüketimi davranışı sergilemektedir ve fark yurtta yaşayanlardan kaynaklanmaktadır (p <0,001). Bir oturuşta standart içkiden fazla alkol tüketenlerin zor zamanlarında sıkıntılarını rahatlıkla paylaştığı bir yakınının bulunmaması istatistiksel olarak ilişkili çıkmamıştır. Sigara kullanan bireylerin ise daha sık aşırı alkol tüketimi davranışı sergiledikleri görülmüştür (p <0,001).
Bağımsız değişkenlerin sigara kullanımına etkisi çok değişkenli analizle değerlendirildiğinde geçirilmiş psikiyatrik rahatsızlık öyküsü olanlarda sigara tüketiminin yaklaşık iki buçuk kat, alkol tüketenlerde bir buçuk kat fazla olduğu görülmüştür (Tablo 3).
Yurtta yaşamak alkol kullanımında yaklaşık üç kat, sigara içmek yaklaşık dört kat riskli bulunmuştur (Tablo 4). Benzer şekilde aşırı alkol tüketiminde yurtta kalmak yaklaşık beş kat, sigara kullanımı dört buçuk kat fazla riskli bulunmuştur.