Ortanca izlem süresi 15 ay olan olguların 91 (%58)'i erkek, 66 (%42)’sı kadın olup ortalama yaş 53.1±15 idi. Hastaların tanı anındaki laboratuvar sonuçları incelendiğinde ortanca değerleri; hemoglobin 8.2 (2-14.4) g/dL, lökosit 12.600 (700-315.000) /mm3, trombosit 39.000 (3.000-1.957.000) /mm3, LDH 410 (53-2455) U/L, albümin 3.7 (1.5-7.2) gr/dL, ferritin 320 (11-13.484) ng/mL, ürik asit 5.3 (1.6-21) mg/dL, CRP 25 (1-396) mg/L, sedimantasyon 60 (3-257) mm/saat, B12 vitamini 326 (51-1500) pg/mL, folik asit 7.5 (1.7-23) ng/mL olarak saptandı. Yüz kırk yedi (%93.6) hasta de novo ve 10 (%6.4) hasta sekonder AML’ydi. Hastaların 64 (%40.8)’ü A, 24 (%15.3)’ü B, 9 (%5.7)’u AB, 58 (%36.9)’i 0 kan grubuyken; 2 hastanın kan grubu tespit edilemedi. İki grubun kan grubu dağılımları incelendiğinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu görüldü (p =0.006). De novo AML grubunda B Rh pozitif (%15 ve %0) ile 0 Rh pozitif (%32 ve %0) ve sekonder AML grubunda A Rh pozitif (%50 ve %35.4) ile 0 Rh negatif (%20 ve %6.1) kan grupları oranı daha yüksekti (Tablo
1).
Tanıdaki sitogenetik sonuçları değerlendirildiğinde olguların 105 (%66.9)’inde normal, 18 (%11.5)’inde t(15;17), 13 (%8.8)’ünde t(8;21), 5 (%3.2)’inde inv 16, 3 (%1.9)’ünde t(11q23), 2 (%1.3)’sinde del p53, 1 (%0.6)‘inde del 5q, 1 (%0.6)‘inde del 7, 1 (%0.6)‘inde t (9;22), 1 (%0.6)‘inde t(3;5), 1 (%0.6)‘inde t(1;11), 1 (%0.6)‘inde t(8;21) ile del 9q birlikteliği ve 5 (%3.2)’inde bakılmamış olduğu saptandı.
Olgularımızdan 147 tanesine moleküler test yapılmış olduğu görüldü. Yüz yirmi (%81.6)’si normal, 17 (%11.6)’si PML-RARA pozitif, 5 (%3.4)’i RUNX1-RUNX1T1, 2 (%1.4)’si FLT3-ITD, 1 (%0,7)’i del p53, 1 (%0.7)’i BCR-ABL, 1 (%0.7)’i MLL pozitif bulundu.
Altmış beş yaş üstü grupta indüksiyon tedavisi olarak 19 hastaya düşük yoğunluklu tedavi, 1 hastaya yüksek yoğunluklu tedavi uygulandı; 13 hasta tedavi almayı reddetti. Altmış beş yaş altı grupta ise 95 hastaya yüksek yoğunluklu tedavi, 25 hastaya düşük yoğunluklu tedavi uygulandı; 4 hasta tedavi almayı reddetti.
Remisyon-indüksiyon kemoterapisi alan 139 hastanın yanıt durumu değerlendirildiğinde; 91 (%65.4) hastada tam yanıt, 28 (%20.1) hastada primer dirençli hastalık saptandı. Yirmi (%14.3) hasta ise tedavi sırasında kaybedildiğinden yanıt durumu değerlendirilemedi. Yirmi yedi (%29.6) hastanın relaps olduğu ve relapsların 0-3 ay arasında 2 (%7.4), 3-6 ay arasında 3 (%11.1), 6-12 ay arasında 12 (%44.4) hastada olduğu görüldü.
Ortanca 15 aylık izlem süresi sonunda %67.5 olgunun ex olduğu ve nedenleri incelendiğinde ise %48.1’inin hastalık, %38.6’sının enfeksiyon ve %13.2’sinin de diğer nedenli olduğu görüldü.
Hastalarda genel sağkalımı etkileyen risk faktörlerini belirlemek amacıyla tek değişkenli ve çok değişkenli Cox Regresyon analizi yapılmış ve elde edilen bulgular tablo 2’de sunulmuştur.
Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 2: Genel sağkalım ile ilişkili faktörlerde tek değişkenli ve çok değişkenli Cox regresyon analizi. |
Yapılan tek değişkenli analizler sonucunda yaş, akut promyelositer lösemi tanılı olma, AML tedavi yanıtı, remisyon indüksiyon tedavi yanıtı, intrakranial kanama, sepsis, başvuru sırasında 50000-100000/μL lökositoz varlığı, C-reaktif protein değerleri OS ile ilişkili bulundu. Tek değişkenli analizler sonucunda p <0.1 çıkan değişkenler çok değişkenli modele dahil edildi. Buna göre, AML tedavisinde tam yanıt elde edilememesinin (HR: 2.988; %95 CI: 1.622-5.505; p <0.001), remisyon indüksiyon tedavisinde tam yanıt elde edilememesinin (HR: 2.675; %95 CI: 1.552-4.613; p <0.001), intrakranial kanama varlığının (HR: 4.44; %95 CI: 1.794-10.987; p=0.001) ve sepsis durumunun (HR: 3.026; %95 CI: 1.675-5.467; p <0.001) OS’yi olumsuz yönde etkilediği saptandı.
Yüz elli yedi hastada gelişen toplam 340 FEN atağı incelendiğinde atakların %24’ünde etken patojen izole edildi. İzole edilen patojenlerin %70’ini gram-negatif bakterilerin, %27’sini gram-pozitif bakterilerin ve %2’sini fungal patojenlerin oluşturduğu saptandı. En sık bakteriyel etken olarak gram-negatif etkenlerden K.Pneumonia, gram-poziflerden ise Koagülaz-negatif Stafilokok izole edildi. İdrar kültüründe %77.1 üreme saptanmazken, %22.9’unda üreme tespit edildi ve en sık bakteriyel etken olarak genişlemiş spektrumlu betalaktamaz üreten E.coli izole edildi. Klinik olarak tanımlanmış enfeksiyonlar arasında ise %48.2 pnömoni, %13.9 perianal infeksiyon, %5.3 tromboflebit, %3.5 katater enfeksiyonu ve %29.1 diğer enfeksiyonlar saptandı.
Tüm hastalar değerlendirildiğinde ortalama PFS ve OS süresi sırasıyla 64.9 (%95 GA: 55.3-74.6) ve 35.6 (%95 GA: 28.2-43.1) aydı. 1, 3, 5 yıllık PFS ve OS oranları sırasıyla; %80.2, %66.1 %60.1 ve %54.1, %29.8, %23.9 olarak bulundu (Şekil 1, 2).