Bu çalışmada özofagusta yabancı cisim saptanan çocuk olguların klinik, endoskopik ve radyolojik bulguları, tedavi ve komplikasyonlarının değerlendirilmesi amaçlandı. Çocuklarda yabancı cisim yutma daha çok 5 yaş altı çocuklarda görülmektedir. Özofagustaki yabancı cisimler yabancı cisim aspirasyonlarının önemli bir kısmını oluşturmaktadır
2,5,6.
Yapılan çalışmalarda özofagusta yabancı cisim saptanan olguların daha çok erkek olduğu bildirilmektedir5-9. Bizim bulgularımız literatürle uyumluydu.
Olguların 5’i dikkat eksikliği ve hiperaktivite, 3’ü serebral palsy ve biri Down sendromu nedeniyle takipliydi. Yapılan çalışmalarda mental retardasyonu, nörolojik ve psikiyatrik problemi olan çocuklarda yabancı cisim aspirasyonlarının daha sık görüldüğü bildirilmektedir1,10,11. Bizim bulgularımız literatürle uyumluydu.
Bu çalışmaya alınan 8 olgu yenidoğan döneminde özofagus atrezisi nedeniyle opere olmuştu. Ayrıca 2 olguda koroziv madde içimi sonrası strüktür gelişmişti. Olgularımızdan 2’si takiplerinde eozinofilik özofajit tanısı aldı. Bu olgularımızın hepsinde özofagusta değişik besin maddeleri takılmıştı. Özofagusta besin maddesi takılması; proton pompa inhibitörüne yanıt veren eozinofilik özofajit, özofagus atrezisi nedeniyle opere olan ve özofagusta striktürü olan çocuklarda daha sık görülmektedir12-15. Bizim verilerimiz literatürle benzerlik göstermekteydi.
Olguların en çok yaz aylarında başvurdukları gözlendi. Yaz mevsiminde okulların tatil olması ve çocukların ev dışında oyun oynamalarına bağlı olabileceği düşünüldü.
Özofagustaki yabancı cisimler hayatı tehdit eden; özofagus perforasyonu, mediastinit, sepsis, retrofaringeal apse ve trakeoözofageal fistül gibi komplikasyonlara yol açabilirler16. Bu nedenle özofagustaki yabancı cisimlere acil müdahale etmek gerekmektedir. Bu çalışmada olguların %2,4’üne ilk 3 saatte, %33’ne ilk 6 saatte ve %43’ne ilk 6-12 saatte işlem yapıldı. Hastalarımızın hiçbirinde işlem sırasında ve sonrasında istenmeyen herhangi bir durum görülmedi. Bunun nedeni işlemlerin erken ve uygun şekilde yapılmasına bağlı olabileceği düşünülmektedir.
Olguların 150’sinde (%72,5) yabancı cismin özofagus birinci darlıkta, 36’sında (%17,4) ikinci darlıkta ve 21’inde (%10) özofagus üçüncü darlıkta takıldığı gözlendi. Bizim verilerimiz literatürle benzerlik göstermekteydi (6-8, 17). Olguların 81’inde (%39) yutma güçlüğü, 70’inde (%33,8) ağızdan salya akması ve 21’inde (%10) boğulma yakınması mevcuttu. Yapılan çalışmalarda yabancı cisim yutan çocuklarda en sık; yutma güçlü, salya akması ve boğulma görüldüğü bildirilmektedir1,5,6,14,15.
Olguların 198’inde (%95,6) özofagustaki yabancı cisimler endoskopiyle çıkarıldı. Özofagustaki yabancı cisimler sıklıkla endoskopiyle çıkarılmaktadır1. Bizim verilerimiz literatürle benzerlik göstermekteydi.
Hastalarımızda yutulan yabancı cisimler sıklık sırasına göre; madeni para, besin, lityum pil ve tavuk kemiğiydi. Yapılan çalışmalarda özofagusta en çok madeni para, besin ve lityum pil olduğu bildirilmektedir5,7-9,18. Bizim verilerimiz literatürle uyumluydu.
Endoskopi sırasında özofagusta ülser saptanan olguların 4’ü lityum pil, 3’ü madeni para, 3’ü besin, 2’si metal saç tokası ve 1’i cam yutmuştu. Özellikle lityum piller özofagus mukozasında takıldıklarında ilk 12 saat içerisinde ülsere ve perforasyona yol açabilirler19. Çocuk gastroenteroloji pratiğinde lityum pil yutan olgulara hızlı bir şekilde müdahale edilmesi önerilmektedir 4. Bu çalışmada lityum pil yutan olgulara 6-12 saat içinde endoskopi yapıldı. Olgularda işlem sırasında ve sonrasında herhangi bir komplikasyon gözlenmedi. Bizim yaklaşımımız güncel kılavuzlarla uyumluydu.
Çocuklarda yabancı cisim yutma ciddi bir sağlık problemi olmaya devam etmektedir. Hayati tehdit edebilen ve acil müdahale gerektirir. Özellikle lityum piller özofagusta ciddi hasara yol açabilirler. Bu nedenle en kısa süre içerisinde endoskopik yolla çıkarılmalıdır. Özofagusta besin takılmasına bağlı disfaji ile başvuran büyük çocuklar eozinofilik özofajit yönünden değerlendirilmelidir. Sonuç olarak özofagusta yabancı cisim saptanan çocuk olgular endoskopik yaklaşım ile başarılı bir şekilde ve ciddi bir komplikasyon olmadan tedavi edilebilirler.