Mantar zehirlenmelerinin çoğu doğadan toplanan yabani
mantarların yenmesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Mantar
zehirlenmelerinde yenen mantarın türüyle ilişkili olarak
gelişen zehirlenme belirtileri hafif GİS yakınmalardan,
multiorgan yetmezliği ve ölümle sonlanabilen ağır sitotoksik
tabloya kadar değişkenlik gösterir. Erken dönemde bulantı,
kusma, karın ağrısı, ishal gibi şikayetler ön plandadır. Ayrıca
erken nörolojik yakınmalar; baş ağrısı, baş dönmesi, öfori,
bilinç kaybı, görme bozukluğu, sanrının yanı sıra
antikolinerjik ve muskarinik belirtiler de gözlenebilmektedir
9. Mantar zehirlenmeleri yakınmaların başlangıç zamanına
göre erken (ilk 6 saate içinde) ve geç (6 saatten sonra) başlangıçlı
yakınmalar olarak görülebilmektedir. Gecikmiş
olarak başlayan yakınmalar %90 ölümcüldür. Zehirli olan ve
olmayan türdeki mantarların birlikte alımı söz konusu olabilir
ve yakınmaların erken başlaması ciddi bir mantar zehirlenmesini
dışlamaz
10. Aynı türden olsalar dahi mantar
yenilmesinin ardından kişiler arasında farklı etkilenmelerin
olabileceği rapor edilmiştir
11. Ayrıca mantar zehirlenmelerinde
görülen gastrointestinal yakınmalar başka bir GİS
patolojisi ile de karışabilir
12. Olgumuzda yakınmalar ilk 3
saatte başlamasına rağmen transaminazlarda artış ile karaciğerde
hasar gelişmiştir.
Akut pankreatit, klinik olarak ani başlayan karın ağrısı
ile birlikte serumda ve/veya idrarda pankreas sindirim enzimlerinin
yükselmesi ve pankreasta radyolojik değişikliklerin
bulunması ile tanımlanır13. Olgumuzun, acil servise başvuru
esnasında karın ağrısı, bulantı ve kusma mevcuttu.
Yapılan laboratuar incelemesinde amilaz ve lipaz değerleri
yüksek saptandı ve çekilen BBT'si akut pankreatit ile uyumlu
idi.
Mantar zehirlenmelerinin tanısı genellikle anamnez,
mantar türlerinin incelenmesi ve klinik belirtiler ile konabilir.
Hastanemizde toksikolojik inceleme yapılamadığı için bizim
olgumuzda zehirlenme tanısı anamnez ve klinik bulgulara
dayanarak konulmuştur. Mantar zehirlenmesi bulunan hastaların takibi tam kan sayımı, tam idrar incelemesi, kan sekeri,
böbrek ve karaciğer fonksiyon testleri, koagülasyon
parametleri, fibrinojen ve kan gazı incelemeleri ile yapılması
gerektiği bildirilmiştir3. Mantar alımını takiben 36 saat
içerisinde periyodik olarak karaciğer ve böbrek fonksiyonlarını
içeren testlerin tekrarlanması önerilmektedir14. Karaciğer
hasarı, mantar alımını takiben 24-36 saat sonra
transaminazlarda hızlı bir yükselme ile kendini gösterir9.
Mantar zehirlenmelerinde toksinler tüm vücudu etkilemelerine
rağmen özellikle karaciğer ve böbrek yetmezliği bu hastalardaki
temel mortalite ve morbidite nedenidir. Karaciğer
yetmezliği açısından kötü prognostik faktörler bilirubin ve
transaminaz düzeylerinde belirgin artma, protrombin zamanının
çok uzamış olması ve hipoglisemidir1. Böbrek yetmezliği;
hepatorenal sendrom ve alfa amanitinin doğrudan
böbrek üzerine olan toksik etkisiyle ilişkilidir15. Bizim
olgumuzda hepatik transaminazlarda hafif yükselme olmasına
rağmen renal fonksiyonların normal olduğu tespit edildi.
Mantar toksinleri farklı organları etkilemesine rağmen
literatürde mantar zehirlenmesi sonucu gelişen AP olgusu
nadirdir. Bildirilen bu olgularda AP kliniği ciddi karaciğer
yetersizliği ile birliktedir ve bu klinik tablodan siklopeptid
yapı içeren Amanita phalloides sorumlu tutulmaktadır6-8.
Mantar zehirlenmelerinde AP gelişiminde farklı mekanizmalar
mevcuttur. Siklopeptid içeren mantarlar RNA polimeraz
II inhibisyonu yaparak etki gösterirler. RNA polimeraz II
inhibisyonu protein sentezinde önemli rol oynayan karaciğer
ve böbrek gibi organları hedef organ durumuna getirir. Bu
grup mantar zehirlenmelerinin ilk fazı diğer mantar zehirlenmelerine
benzer ve gastroenteritten ayırt edilemeyebilir.
Ciddi karın ağrısı, kusma ve ishal alımdan 6-10 saat sonra
başlar. Birkaç saat süren bu dönemin ardından hastanın
kendini iyi hissettiği fakat karaciğer enzimlerinin yükselmeye
başladığı ikinci evre başlar. Üçüncü evre ise genellikle
alımdan 4-5 gün sonra görülen ciddi karaciğer, böbrek ve
nadiren pankreatik etkilenme evresidir. Bu evrede hastada
halsizlik, idrarda koyulaşma, ciltte sararma, karın ağrısı ve
iştahsızlık bulunabilir. Ayrıca karaciğer enzimleri, üre,
kreatinin ve bilirubin düzeylerinde yükseklik, pıhtılaşma
testlerinde bozukluk, hipoglisemi ve hipokalsemi saptanabilir16. Mantar toksinlerinin pankreas hücrelerine direkt toksik
etkileri de akut pankreatit nedeni olabilir. Siklopeptid yapı
içeren mantarlar glukoz, kalsiyum ve tiroid dengesini sağlayan
hormonları da etkileyebilir. Pankreas β hücreleri üzerinde
direkt toksik etki sonucu insülin ve C-peptid enzim düzeylerinde
de artışa neden olabilir. Bu insülin salınımı
hepatoselüler hasar öncesi hipoglisemi ile sonuçlanır. Serum
kalsitonin düzeyinde artışa bağlı hipokalsemi gelişebilir6. Olgumuzda karaciğer enzimleri ve pankreatik enzimlerde
artış mantar alımından 24 saat sonra saptanmıştır. Ayrıca
hastanın takibi süresince pıhtılaşma bozukluğu, börek fonksiyon
kaybı, hipoglisemi, hipokalsemi ve bilirubin miktarında
artış tespit edilmemiştir. Bu nedenle hastamızın
siklopeptid içermeyen başka bir mantar türü ile zehirlenmiş
olabileceğini düşünmekteyiz. Muskarinik mantarlar etkilerini
alımdan sonra ilk 3 saat içinde gösterirler. Bu mantarlar
postganglionik parasinaptik reseptörleri stimüle ederler ve
kolinerjik sendroma (salivasyon, lakrimasyon, diyare,
bronkore, ürinasyon vb.) neden olurlar16. Mantar zehirlenmelerinde
AP gelişimine neden olabileceği düşünülen
diğer bir mekanizma ise organofosfat zehirlenmelerinde
olduğu gibi aşırı kolinerjik uyarıdır. Bu durumda pankreas ve
kanallarında aşırı basınç artışı ve buna bağlı olarak pankreas
salgılarının doğal akışının bozulması AP'e neden olabilir17. Bizim olgumuzda başvuru anında belirgin kolinerjik
bulgular tespit edilmemiştir.
Mantar zehirlenmesi tespit edilen olgular için standart
bir tedavi stratejisi veya antidot tedavisi yoktur9. Tedavide
sıvı elektrolit desteğinin yanı sıra, erken dönemde toksinin
gastrointestinal sistemden emilimini engellemek için gastrik
lavaj uygulanır ve aktif kömür verilir. Diğer tedavi ajanları
ise Silibinin, Penisilin G, Thioctic asit ve N-asetilsistein'dir.
Mantar zehirlenme olgularında sodyum bikarbonat ile diürez
uygulanabileceğine dair çalışmalar da mevcuttur14. Ayrıca
plazmaferez, hemoperfüzyon ve hemodiyaliz diğer tedavi
seçenekleridir. Ciddi karaciğer yetmezliği gelişmesi halinde
karaciğer transplantasyonu tek tedavi seçeneği olabilir1.
AP'te ise tedaviyi etyoloji ve pankreatitin klinik şiddeti
belirler. AP'te sıvı-elektrolit tedavisi, gastrik ve pankreatik
sekresyonların kontrolü, özellikle bulantı ve kusması olan
hastalarda nazogastrik dekompresyon yapılması ve
antibiyotikler tedavinin temel noktalarıdır. Olgumuzda
gelişen karaciğer hasarı ve AP uygulanan tedavi ile
komplikasyonsuz olarak iyileşmiştir. Mantar zehirlenmesinde
AP tespit edilmesi durumunda her iki klinik tabloya uygun
tedavi planı oluşturulmalı ve gelişebilecek olası komplikasyonlar
yakından izlenmelidir.
Sonuç olarak; mantar zehirlenmeleri karaciğer
yetersizliği başta olmak üzere multiorgan yetersizliğine ve
ölüme neden olabilir. Mantar zehirlenmesi sonucu başvuran
ve karın ağrısı mevcut hastalarda AP olabileceği de
düşünülmelidir. Bu zehirlen-meye eşlik eden AP varlığında
zehirlenme tedavisinin yanı sıra AP kliniğine uygun tedavi
yaklaşımı uygulanmalıdır.