[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2009, Cilt 14, Sayı 4, Sayfa(lar) 250-253
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Elazığ Eğitim Araştırma Hastanesi Sarahatun Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği'ne Başvuran Hastalara Uygulanan Kontraseptif Yöntemler ve Hastaların Demografik Özellikleri
Salih Burçin KAVAK
Elazığ Eğitim Araştırma Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum, ELAZIĞ, Türkiye
Anahtar Kelimeler: Aile planlaması, kontraseptif metod, Family planning, contraceptive methods
Özet
Amaç: Yaptığımız çalışmada Sarahatun Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği'nde verilen kontraseptif yöntemler ve bu hizmeti alan kadınların demografik özelliklerini inceledik.

Gereç ve Yöntemler: Hastane kayıtları retrospektif olarak incelendi ve tercih edilen yöntemler ve olguların sosyodemografik özellikleri araştırıldı.

Bulgular: Ekim 2007-Ekim 2008 tarihleri arasında hastanemiz aile planlaması ünitesine 2943 kişi başvurdu. Rahim içi araç en sık tercih edilen yöntem olarak tespit edildi. Rahim içi araç, kondom, oral kontraseptif ve aylık iğneler sırasıyla % 69,9,%15,7 %12,6 ve %1,7 sıklıkla tercih edilmiştir.

Sonuç: Modern konraseptif yöntemler konusunda hastaların bilinçlendirilmesi önem taşımaktadır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Aile planlaması hizmetleri; ailelerin istedikleri sayıda ve istedikleri zaman çocuk sahibi olmaları veya evli çiftlerin ekonomik olanaklarına ve kişisel isteklerine göre çocuk sayılarını belirlemeleri ve doğumları istedikleri aralıklarla gerçekleştirmelerini sağlamaya yönelik çalışmalar olarak tanımlanır1.

    Günümüzde bu amaçla geleneksel (doğal) ve modern olmak üzere 2 farklı aile planlaması yöntemi kullanılmaktadır. Türkiye'de 2003 yılı verilerine göre ailelerin %71'i aile planlaması yöntemi kullanmaktadır. Aile planlaması yöntemi kullananların ise %42,5'i modern, %28,5'i geleneksel yöntemlerle korunmaktadır. Ancak %99'u en az bir etkili aile planlaması yöntemi bilmesine, %69,0'u tekrar bir çocuk sahibi olmak istememesine, hatta %11,0'i isteyerek düşük yapmasına karşın, her üç kadından biri herhangi bir yöntem kullanmak istememektedir. Türkiye'de karşılanmayan aile planlaması ihtiyacı halen %7,9'dur. Aynı çalışmanın verilerine göre 2003 yılında en çok kullanılan aile planlaması yöntemleri, tüm evli kadınlarda geri çekme, rahim içi araç (RİA), kondom, tüp ligasyonu, oral kontraseptif haplar(OKS) ve diğer yöntemler şeklindedir. Lise ve üzerinde eğitimi olan kadınlarda ise kondom %21.3, RİA %19.4, geri çekme %19.3, OKS %6.5 ve tüp ligasyonu şeklinde sıralanmaktadır2. Aile planlaması hizmetlerinde gerek anne sağlığı, gerekse çocuk sağlığı açısından ailelerin bakabilecekleri kadar çocuk yapması hedeflenmektedir.

    Yapılan çeşitli çalışmalarda, aile planlaması programlarına ağırlık verilmesi ile anne ölümlerinin % 30-40, bebek ölümlerinin de en az % 20 oranında azalacağı belirtilmektedir3-5. Bu açılardan bakıldığında aile planlaması yöntemleri bireylerin ve toplumun daha sağlıklı ve daha uygun sosyoekonomik bir temele oturması açısından önemini korumaktadır.

    Yaptığımız çalışmada Elazığ Eğitim Araştırma Hastanesi Sarahatun Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği Aile Planlaması Polikliniği’nde verilen kontraseptif yöntemleri ve bu hizmeti alan kadınların demografik özelliklerini inceledik.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Çalışmamızda Elazığ Eğitim Araştırma Hastanesi Sarahatun Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği Aile Planlaması Polikliniği’ne Ekim 2007-Ekim 2008 tarihleri arasında aile planlaması hizmeti almak için başvuran 2943 olgunun kayıtları retrospektif olarak incelendi. Bu süre içinde polikliniğe başvuranların aldıkları hizmetler ile aile planlaması yöntemi kullanma durumu ve bu durumu etkileyen faktörler değerlendirildi. Hastalara uygulanabilecek en uygun kontraseptif yöntemler konusunda danışmanlık hizmeti verilmiş ve poliklinik kayıt defterinde soru olarak sorulan başvuran kişilerin demografik özellikleri (yaş, cinsiyet, eğitim durumu), doğurganlık özellikleri (gebelik sayısı, doğurduğu çocuk sayısı, yaşayan çocuk sayısı, düşük sayısı, son gebeliğin sonlanma durumu, son gebelik aralığı), kontrasepsiyon özellikleri (son 3 aydaki kullandığı korunma şekli) hakkında bilgiler elde edilmiştir. Veriler SPSS 12.0 programında değerlendirilmiş ve istatistiksel analizde iki ortalama arasındaki farkın önemlilik testi ve çok gözlü düzenlerde Ki-kare testi kullanılmıştır.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Aile planlaması polikliniğine başvuran toplam 2943 kadının yaş ortalaması 31,05 idi. En genç olgu 17 yaşında olup en yaşlı olgu 49 yaşındadır. Hastaların yaş dağılımları Tablo 1’de sunulmuştur.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Araştırmaya katılan olguların yaş grupları.

    En genç olgunun hiç gebeliği bulunmayıp, kontraseptif yöntemden faydalanmak üzere başvurmuştur. Olguların yaşadıkları yerleşim yerleri Tablo 2’de sunulmuş olup sırasıyla %6,9’u köy, %9,5’i ilçe, %83,5’i de şehir merkezinde yaşamaktadır.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: Araştırmaya katılan olguların yaşadıkları yerler.

    Araştırmaya katılan olguların % 56,1’i ilkokul mezunu olup %16,7 olgu ise okur-yazar değildir. Olguların eğitim durumları Tablo 3’te gösterilmiştir.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 3: Araştırmaya katılan olguların eğitim durumları.

    Gelir dağılımına bakıldığında ise %36,7 olgu işsiz yada sabit aylık gelire sahip olmayan aile yapısına sahipken; %53,7 olgu en az asgari ücret olmak üzere sabit aylık geliri bulunan aile yapısına sahip olarak tespit edilmiştir. Olguların %9,5’i ailelerinin aylık gelirini standartların üzerinde olarak tanımlamışlardır.

    Gebelik sayılarına bakıldığında ortalama gebelik sayısı 2,59 olarak bulunmuştur. Okur yazar olmayanların ortalama gebelik sayıları 3,44 ve ortalama canlı çocuk sayıları 3,02; ilkokul mezunu olanların gebelik sayıları ortalama olarak 2,62 iken ortalama canlı çocuk sayıları 2,38 olarak bulunmuştur. Ortaokul ve lise mezunlarının ortalama gebelik sayısı 2,00 ve ortalama canlı çocuk sayısı 1,86’dır. Yüksek okul mezunlarının ortalama gebelik sayısı ise 1,91 ve ortalama canlı çocuk sayısı 1,78’dir. Olguların % 16,7’si okur yazar değildir. %5,5 olgu ise yüksek okul mezunudur. %80,7 olgunun son gebeliği canlı doğumla sonlanmıştır. %0,6 kadın hiç gebe kalmadan kontraseptif yöntem uygulamak için başvurmuştur.

    İncelenen sure içerisinde başvuran kadınların %83,5’i hizmet bölgesinden ve %16,5’i ise bölge dışındandır.

    Olguların son 3 ayda kullandıkları kontrasepsiyon yöntemlerine bakıldığında geleneksel yöntem olan geri çekmenin %34 ile ilk sırada kullanıldığı, RİA ile korunma oranının %23,8, kondom kullanma oranının %15,9 olduğu, OKS’nin %8,8, aylık enjeksiyonun %1,2 oranında kullanıldığı tespit edilmiştir. Olguların %16,3’ü ise herhangi bir yöntem kullanmamıştır. Bu oranlar tablo 4’te gösterilmiştir.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 4: Araştırmaya katılan olguların son 3 ayda kullandıkları yöntemler.

    Araştırmada iki yıldan az aralıklı gebeliği olan birey sayısı %42,3 tür. Çalışmada %16,3 olgu son 3 ay içerisinde hiçbir kontrasepsiyon yöntemi kullanmamışken; yine son 3 ay içerisinde toplam %50,3 olgu etkin olmayan yöntemler kullanmıştır.

    Korunma yöntemleri hakkında bilgiyi alma kaynakları; sağlık kuruluşları %34,6, arkadaşları %22,3, diğer aile fertleri %12,1, medya %6,6, diğer (%24,4) olarak tespit edilmiş ve bu oranlar Tablo 5’te gösterilmiştir.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 5: Araştırmaya katılan olguların bilgi edinme kaynakları.

    Olguların %78,3’ünün son gebeliği normal doğum olup %19,1’i sezaryen, %1,9’u ise düşükle sonuçlanmıştır. %0,6 olgu hiç gebe kalmamıştır. Oranlar Tablo 6’da gösterilmiştir.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 6: Araştırmaya katılan olguların son gebeliklerinin sonlanma şekilleri.

    Olguların %29,1’i son gebeliği üzerinden 1 yıl geçmeden tekrar gebe kalmış ve bunların %62,6’sı sonradan sağlık kuruluşlarından danışmanlık hizmeti alarak aile planlaması polikliniğine kontraseptif yöntem almak üzere başvurmuştur.

    Aile planlaması polikliniğinde en yüksek sıklıkta kullanılan yöntem tüm yaş gurupları için %69,9 ile rahim içi araç olmuştur. Kondom %15,7, oral kontraseptif %12,6, enjeksiyon ise %1,7 olgu tarafından kullanılmaktadır. Uygulanan yöntemler, olgu sayıları ve bunların yüzdelik dereceleri Tablo 7 ve Şekil 1’de verilmiştir.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 7: Araştırmaya katılan olguların tercih ettikleri yöntemler.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 1: Araştırmaya katılan olguların tercih ettikleri yöntemler
    OKS: Oral Kontraseptif, RİA: Rahim İçi Araç,
    KON: Kondom, ENJ: Aylık Enjeksiyon.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Türkiye’de her yıl 1.780.000 gebelik gerçekleşmekte, 1.378.000 canlı doğum, 201.000 isteyerek düşük, 178.000 kendiliğinden düşük, 23.000 ölü doğum olmaktadır2.

    Sevindik ve ark.6 çalışmalarında istemli düşük yapan kadın oranlarını % 18.2 olarak tespit etmişlerdir.

    Anne ölümlerinin büyük kısmı beş obstetrik komplikasyon nedeniyledir ki bunlar kanama (%25), enfeksiyon (%15), gebeliğe bağlı hipertansiyon (%12), sağlıksız düşük (%13) ve engellenmiş doğum (% 8) olarak sayılabilir. Anne ölümlerinin % 13’ünden sağlıksız ortamlarda yapılan ve güvenli olmayan düşüklerin sorumlu olduğu düşünülürse olayın önemi ortaya çıkmaktadır7. Günümüzde verilen aile planlaması yöntemlerinin başarısını sınırlayan bazı faktörler vardır. Çiftlerin etkili bir yöntemle gebelikten korunmak için yeterli bilgiye sahip olmamaları, aile planlaması hizmetlerinin yaygın ve nitelikli olmayışı, kişisel ve dini inanışlar, kadınların karar verme hakkının oldukça sınırlı olması, verilen aile planlaması yöntemin kullanıcıya ya da yönteme ait başarısızlığı istenmeyen gebeliklerin başlıca nedenlerini oluşturur8.

    Sosyoekonomik gelişmenin doğurganlığı azalttığı pek çok araştırmada gösterilmiştir. Bunun en tipik örneği sanayileşme ile beraber gelişmiş ülkelerde ortaya çıkmış ve kentleşme, eğitim düzeyinin yükselmesi, üretim için insan gücü gereksiniminin azalması, kadının ev dışında çalışmaya başlaması, meslek edinmesi ve statüsünün yükselmesi gibi etkenler gelişmiş ülkelerde doğurganlığı azaltmıştır9. Türkiye’de 1993 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA) verileri kaynak olarak alındığı bir çalışmada, kontraseptif yöntemlerin kullanımı ve seçimini etkileyen belirleyici etkenler kültürel, kişisel, doğurganlık ve eşlerin öğrenim düzeyinin önemli bir faktör olduğu görülmüştür. Tüm bu faktörler göz önünde bulundurularak analiz yapıldığında kontraseptif yöntem kullanımı ve seçiminde, kadının eğitim düzeyinin erkeğinkinden daha fazla belirleyici bir faktör olduğu saptanmıştır. Türkiye’de kadının artan eğitim düzeyi ve aile planlamasının benimsenmesi ve gebelikten korunma hizmetlerine talebi oluşturan en etkili değişken faktördür2.

    Hormonal kontrepsiyon 40 yıldan daha fazladır aile planlaması programlarında klinik kullanımın bir parçası olmuştur. Bir çok modern hormonal kontraseptifler, ayrıca, nonkontraseptif faydalar da sağlar10. Ancak ülkemizde hormonal kontraseptif yöntemlerin kullanımı halen daha gelişmiş ülkelerdeki seviyelerin altındadır. Bizim çalışmamızda OKS kullanım oranı %12,6 ve aylık enjeksiyon kullanım oranı %1,7 olarak bulunmuştur.

    İntrauterin kontrasepsiyon ise birleşik devletlerde 1960’ların başından beri kullanılmaktadır. Geçen son 4 dekatta, Amerikan kadınları 9 farklı araç kullanmışlar ve yaklaşık olarak her yıl 47 milyon kadının ilgisini intrauterin araçlar çekmektedir11.

    Çalışmamızda kadınların ortalama gebelik sayısı 2,59 olarak bulunmuştur. Elazığ ilinin doğu Anadolu bölgesinde yer alması gebelik sayısının yüksek çıkmasında doğurganlık oranının halen bu bölgede yüksek olmasına bağlanabilir. Veriler Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA) çalışmasıyla paraleldir2.

    Çalışmamızda okur yazar olmayanların ortalama gebelik sayıları 3,44 ve ortalama canlı çocuk sayıları 3,02; ilkokul mezunu olanların gebelik sayıları ortalama olarak 2,62 iken ortalama canlı çocuk sayıları 2,38 olarak bulunmuştur. Ortaokul ve lise mezunlarının ortalama gebelik sayısı 2,00 ve ortalama canlı çocuk sayısı 1,86’dır. Yüksek okul mezunlarının ortalama gebelik sayısı ise 1,91 ve ortalama canlı çocuk sayısı 1,78’dir. Eğitim düzeyinin artmasıyla gebelik sayısının azalması açıkça görülmektedir.

    Öğrenim durumu incelendiğinde, kadınların %5,5’i üniversite mezunu olup, %16,9’u ise herhangi bir okul mezunu değildir. %56,1’i ilkokul ve %21,5’i ortaokul ve lise mezunudur. TNSA 2003 genel sonucuna göre kadınların %60.2’si herhangi bir okul mezunu olmayan, %32.7’si ilköğretim mezunu, %6.9’u ise lise ve üstü öğrenim düzeyinde olduğu sonucu saptanmıştır. TNSA 2003’ün verilerine göre kente yaşayan kadınların %19,8’i herhangi bir okul mezunu değil, %51.7’si ilköğretim mezunu, %28.1 ise lise ve üstü öğrenim düzeyinde oldukları belirlenmiştir2. Bizim çalışmamızda olguların % 56,1’i ilkokul mezunu olup %16,7 olgu ise okur yazar değildir. Olgularımızın %21,7’si ortaokul-lise ve %5,5’i yüksek öğrenim düzeyindedir. Bu veriler Türkiye verileriyle paralellik göstermektedir.

    Bozkurt ve ark 2365 kadını incelemişler ve 1914 kadın (%80.9) evlilik ilk dönemlerinde herhangi bir kontraseptif yöntem kullanmadıklarını söylemişlerdir. Evliliğin hemen sonrasında kontraseptif metodlarından birini kullanan 451 kadın, %34.2 lik oranla en yaygın olarak kondom, takiben %31.2 oranında oral ontraseptif ve %25.9 oranında koitus interraptus yöntemini kullandıklarını söylemişlerdir. 1903 kadın %80.2 bir kontaraseptif metod kullandıklarını 462 kadın ise %19.5 herhengi bir kontraseptif yöntem kullanmadıklarını söylemişlerdir. Kontraseptif metodlarının dağilımı analiz edildiğinde intrauterin aracın en yaygın olarak kullanılan metod ( n=1046, %55)olduğu görülmüştür12.

    Özgür ve ark.13 çalışmalarında Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşayan kadınlar arasında, reprodüktif yaştaki evli kadınların %48.2’sinin herhangi bir aile planlaması metodunu kullanmadıklarını göstermişlerdir. %37.4’ü güncel kontraseptif yöntemleri kullanıyor ve %14.4’ü de geçmişte bir aile planlaması yöntemi kullandıklarını söylemişlerdir. Kullanılan güncel kontraseptif yöntemlerin % 73.1’i etkili yöntemlerdi. Bölgesel olarak geri kalmışlığın sonucu analiz edildiğinde göstermiştir ki, eğitim düzeyi, Türkçe bilgisi, konut tipi, yaşayan çocuk sayısı, aile planlaması metodlarının kullanımında etkili temel değişkenlerdir. Bizim bulgularımız incelendiğinde olguların % 50,3’ü aile planlaması polikliniğine başvurmadan önce ya hiçbir yöntem kullanmamışlar ya da geleneksel yöntemlerle korunmaya çalışmışlardır.

    Dünyada gebeliği önleyici yöntem kullanımı incelendiğinde, hap ve kondom gibi kısa etki süreli yöntemlerin gelişmiş ülkelerde, tüp ligasyonu ve RİA gibi uzun etki süreli yöntemlerin gelişmekte olan ülkelerde daha yaygın kullanıldığı görülmektedir14. Bizim çalışmamızda da %69,9 gibi bir oranla RIA en sık tercih edilen yöntem olarak ortaya çıkmıştır.

    Özellikle doğumdan sonraki bir yıl içerisinde tekrar gebe kalan olgular gebeliklerini devam ettirdikleri takdirde son doğumun ardından etkin korunma yöntemlerini araştırmak için daha istekli görünmektedirler. Bu durum bizim çalışmamızda da ortaya konulmuştur.

    Ülkemizde son yapılan istatistiksel veriler ve bizim çalışmamız da göz önüne alındığında, Türk kadınları arasında modern kontraseptif yöntemlerin kullanımının arttığı görülmektedir.

    Çalışmamızda olguların %34.6’sı korunma yöntemleri hakkındaki bilgi kaynağını sağlık kuruluşlarından almışlardır. Dolayısıyla bu kuruluşlarda verilecek olan bilgilendirmeler istenmeyen gebeliklerin ve bunların uygunsuz şekilde sonlandırılmalarına bağlı morbidite ve mortalitenin azalmasına katkıda bulunacaktır. Bu nedenle, aile planlaması ile ilgili halkın bilgilendirilmesinde sağlık kuruluşlarının faaliyetlerinin vazgeçilemez önemli bir faktör olduğunu düşünmekteyiz.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Baykan Z, Maral I, Bumin MA. Ankara ili Gölbaşı Bölgesi’ndeki 15-49 Yaş Evli Kadınların Çocuk İsteme Durumlarına Göre AP Yöntemi Kullanımı ve Kullanılan AP Yöntemleri. Sağlık ve Toplum. 2001;11:24-29.

    2) Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etüdleri Enstitüsü. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA). Ankara. 2003.

    3) The Johns Hopkins University. Why Family Planning Matters. Population Reports. 1999; 27: 1-16.

    4) UNICEF. The State Of The World‘s Children 2001. Oxford University Pres. New York. 1996: 118-121.

    5) Westoff C, Bankole A. The Time Dynamics Of Unmet Need An Example From Morocco. International Family Planning Perspectives. 1998; 24: 12-14

    6) Sevindik FN, Açık Y, Gülbayrak C, Akgün D. Elazığ İl Merkezinde Yaşayan Evli Kadınların İstemli Düşük Yapmak Amacıyla Uyguladıkları ve Bildikleri Geleneksel Yöntemler. TSK Koruyucu Hekimlik Bülteni. 2007; 6:321-324.

    7) Bilgel N. Halk Sağlığı Bakışıyla Ana Çocuk Sağlığı. Bursa. Güneş-Nobel Tıp Kitabevi.1997:111-112.

    8) Koçoğlu O G. İsteyerek Düşüklerde Yeni Bir Yaklaşı., Hacettepe Toplum Hekimliği Bülteni. 2000;21:4.

    9) Çalı Ş. “Nüfus ve Nüfus Sorunları” Aile Planlamasında Temel Bilgiler. İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı. İstanbul. 1997:17-25.

    10) Blumenthal PD, Edelman A. Hormonal contraception.Obstet Gynecol. 2008;112:670-684.

    11) Hubacher D, Cheng D. Intrauterine devices and reproductive health: American women in feast and famine. Contraception. 2004;69:437-446.

    12) Bozkurt N, Ozkan S, Onan A, Korucuoğlu U, Aygün R, Himmetoğlu O. Distribution of contraceptive use in a Turkish population. Eur J Obstet Gynecol Reprod Biol. 2007;131:52-56.

    13) Ozgür S, Bozkurt AI, Sahinöz S, Ozcirpici B, Sahinöz T, Saka G et al. Family planning in the Southeast Anatolian Project Region. Eur J Contracept Reprod Health Care. 2004;9:78-88.

    14) United Nations, Population Division, Departmant Of Economic And Social affair,World Contraceptive Use 2003, Consult www.unpopulation.org, New York.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]