Safenöz venöz sistem primer varis oluşumunda en etkili yapıdır. Variköz venli hastaların % 60-70'inde safeno-femoral bileşkede ve VSM' de reflü mevcuttur
8. Variköz ven cerrahisi safen venin strippingiyle birlikte olsun ya da olmasın kasık bölgesinde yüksek ven ligasyonunu içermektedir
9,10.
Tek başına ligasyon strippinge göre daha az hematom ve ağrı gibi rahatsızlıklara yol açmaktadır. Ancak bu hastalarda daha yüksek neovaskülarizasyon oranlarıyla karşılaşılmaktadır10. Son verilerde strippingle beraber olsun ya da olmasın yüksek ligasyon uygulanan hastalar için 11 yıl sonunda rekürrens oranları %62 olarak bildirilmektedir2. Bunun yanında pek çok çalışmada VSM strippinginin yüksek ligasyona göre daha düşük rekürrens ile birlikte olduğu bildirilmektedir. Dwerryhouse ve ark.10 tek başına ligasyon uygulananlarda %20 olan 5 yıldaki reoperasyon ihtiyacı strippingle %6'lara gerilediğini göstermişlerdir. Jones ve arkadaşlarının11 çalışmalarında da 2 yıllık takiplerde VSM stripingi yapılmayanlarda %43 rekürrens saptanırken stripping yapılanlarda bu oran %25 olarak bulunmuştur. VSM'nın strippingi büyük safen venle direk bağlantı oluşturan uyluk perforanlarının kaldırılmasına olanak sağlar ve kasık bölgesinden gelişen rekürrensleri azaltır10,12.
Safeno-femoral bileşkede cerrahi yetersizlik rekürren variköz venlerin en önemli sebebidir. Otopsi serilerinde önceden opere edilmiş ekstremitelerin %15.1'inde rezidüel safen ven ile karşılaşılmıştır6. Safenöz venin femoral venle birleşme yerinden ligasyonu, safeno-femoral bölgedeki tüm dalların hatta femoral vene ait dalların bile bağlanmasıyla rekürrenslerin minimize edileceği konusunda görüş birliği vardır7. Bizim de tercihimiz safeno-femoral kavşakta tüm dalların görülerek bağlanması, aksesuar safen ihtimaline karşın etraf dokularda özenli diseksiyonla tüm venöz yapıların ortaya konması ve strippinge ilave girişimlerin de mutlaka aynı seansta tamamlanması şeklinde olmaktadır. Bizim 1 yıllık takiplerini tamamlamış olgularımızda nüks oranımız %5.2 olarak belirlenmiştir. Bu oranın düşük olmasının tercih ettiğimiz agressif yaklaşım sonucu olduğunu düşünmekteyiz.
Cerrahi olarak tam uygulanmış safeno-femoral bileşke ligasyonu sonrası rekürrensin 2 temel sebebi vardır: Common femoral venden önceden var olan dalların dilatayonu veya neovaskularizasyon olarak isimlendirilen açığa çıkmış endotelden anjiyojenik stimulasyon sonucu yeni venleri oluşumu13. Varolan venlerin dilatasyonu lenf nodundaki venüllerde ya da femoral venin vazovazorumundaki küçük adventisyal damarlarda gelişebilir. Böylece uylukta bu dilate dallar femoral ven ile rezidüel yüzeyel venler arasında yeni bağlantılar oluşabilir7,13. Safeno-femoral bileşke bölgesinin mesh ile kapatılması ya da kribriform fasyanın sütüre edilmesiyle neovaskülarizasyonun önlenebileceği bildirilmiştir2.
İnkompetan perforan venler rekürrenslerde öneme sahiptir. Bu nedenle variköz ven cerrahisi planlaması preoperatif yüzeyel, perforan ve derin sistemin bütün olarak değerlendirildiği doppler incelemesi ve hastada varolan reflü durumlarına göre belirlenmelidir. Yalnızca inkompetan ven yetmezliği nadir olup %2 oranında bulunur. İnkompetan ven yetmezliği süperfisiyal ven yetmezliğiyle beraber olduğunda süperfisiyal venöz reflünün sekeli olarak düşünülür. Bu hastalarda tek başına perforan ven cerrahisi bacak pompa fonksiyonunu düzeltmemektedir2. Derin venöz sistemde reflüsü bulunmayan hastalarda yalnızca süperfisiyal reflünün giderilmesiyle inkompetan bacak mediyal kommünikan venlerin %80'inde yetmezliğinin düzeldiği gösterilmiştir15. Süperfisiyal ven yetmezliği yanında derin ven yetmezliği de bulunan hastalarda ise safen cerrahisine ilave perforan ven cerrahisi gerekmektedir16. Çünkü bacak perforan venlerinin çoğu direk safen venle iştirakte olmayıp posteriör ark vene bağlanmaktadır2. Bu hastalarda hem yüzeyel hem perforan venlerdeki yetmezliğin aynı seansta cerrahi olarak giderilmesi önerilmektedir17. Venöz ülser iyileşmesi ancak süperfisiyal ve perforan venlere yönelik kombine tedaviyle sağlanabilmektedir14. Bizim serimizde toplam 21 hastada strippinge ilave açık perforan ven cerrahisi uygulanmıştır. Açık perforan ven cerrahisi yara iyileşmesi açısından çok ciddi bir sorun olduğundan çok tercih edilen bir yöntem değildir. Günümüzde bu yönteme karşı subfasiyal endoskopik perforan cerrahi (SEPS) etkinliği ve üstünlüğü kanıtlanmış olarak daha yaygın olarak tercih edilmektedir15. Ancak kurumumuzun imkanları bu tekniği kullanmaya olanak vermediği için biz hastalarımızda açık tekniği kullanmaktayız.
Safen sinir yaralanması strippingin en önemli komplikasyonudur. Pek çok makalede postop safen sinir yaralanması %4-50 olarak bildirilmiştir1,18. Safen sinir injurisinin semptomları bacağın iç yüzü boyunca uyuşma, sızlama ve yanma hissidir18. Postoperatif 3. ayda hastaların %37'inde objektif testlerle belirlenmiş duyu bozulmaları saptanmıştır9. Sinir yaralanmasının geçici olduğu yaygın kanaat olmasına rağmen postoperatif 2. yılda %8 prevalans bildirilmiştir1. Çalışmamızda taburcu edildiklerinde parestezi yakınması olan hasta sayımızın 1 yıl sonunda yarı yarıya azalmış olduğunu gördük. Safen siniri femoral sinirin duyu dalı olup bacağın mediyal yüzünü innerve eder. Diz altında safen vene çok yakın seyreder. Stripperin bilekten kasığa doğru çekilmesi sonrası pretibiyal ve infrapatellar safen sinir yaralanması %50'den daha sık oranda bulunmuştur19. VSM strippinginin kasıktan ayağa doğru yapılmasıyla safenöz sinir yaralanma insidansı %23-40'lara gerilemektedir1,20. Safen venin tibiyal tüberküllerin 4 cm altına kadar olan kısmının çıkarılması olarak tanımlanan parsiyel stripping işlemiyle rekürrens oranlarında bir artış olmaksızın safen sinir yaralanma insidansının azaltılabileceği iddia edilmektedir9. Ancak bu yöntemle de safen sinir yaralanma ihtimali tamamen ortadan kalkmamakta, parsiyel stripping ile safen sinir yaralanma oranları ancak %5-7'e indirilebilmektedir. Stripping işlemi sonrası gözlenen parestezide safen siniri ile veninin diz bölgesinde %12 sıklıkla birlikte olabilmesi, stripperin uygunsuz geçişi ya da konvansiyonel stripperlerin etraf dokuları sıyırması gibi nedenlerin de rolü bulunduğu düşünülmektedir2.
Sonuç olarak; variköz venlere yönelik cerrahi girişimler için operasyon öncesi yüzeyel, derin ve perforan sistemin doppler ultrasonografi ve/veya venografiyle değerlendirilmesi önemlidir. Varolan patolojilerin aynı seansta ve bütün olarak giderilmesi rekürrens oranlarını azaltmak için gereklidir. Ayrıca stripping işleminin kasıktan bileğe doğru yapılması safen sinir yaralanması ihtimalini azaltacaktır.