Hemşirelik açısından karar verme stratejileri, hemşirelik
bilgisinin kullanılması ve uygulamaya konulmasını ifade
etmektedir. Hemşirelerin sağlıklı/hasta birey ve ailesinin
bakım ve tedavisinden istendik sonuçlar elde etmesi ve başarılı
olması mesleklerinden doyum almalarına katkı sağlayabilecektir.
Sağlıklı/hasta birey ile daha fazla bir arada olan ve
bireyin durumundaki değişiklikleri ilk önce belirleme fırsatına
sahip olan hemşireler, sağlık ekibinin karar verme sürecinde
güçlü bir destek oluşturabilmektedir
7.
KBB kliniğinde çalışan hemşirelerin mesleki doyumları
ve karar verme stratejilerini belirlemek amacı ile yapılan bu
çalışmada KBB hemşirelerinin MDÖ puan ortalamasının
65.09 olduğu belirlenmiştir. Mesleki doyum, her meslekte
önemlidir. Sağlık hizmetlerinin insanı konu alması, çok
dikkatli ve sürekli çalışmayı gerektirmesi nedeni ile sağlık
alanında çalışanlarda mesleki doyumun daha da önemli olduğu
açıktır12,13. Bu araştırmanın bulgusu ise hemşirelerin
mesleki doyumunun düşük olduğunu göstermektedir. Elde
edilen sonucun hemşirelerin yoğun iş yükü, ağır ve ölümcül
hastalara bakım verme, yaşanan yoğun stres, depresyon,
anksiyete, gerginlik, baş ağrısı, uykusuzluk gibi fizyolojik
etkiler ve sağlık hizmetindeki yetersizlikler, personelin dengesiz
dağılımı gibi nedenlerden kaynaklandığı düşünülmektedir.
Tüm bunlara ek olarak ülkemizde hemşireliğin toplum
içinde saygınlığının az olması, bağımsız çalışma olanağının
yeterince olmaması ve kurumsal desteğin yetersizliği; kadın
mesleği olarak görülen hemşireliğin eş ve annelik rollerinin
de etkisi ile hemşirelerin yüksek düzeyde mesleki doyumu
sağlayamadıklarını düşündürmektedir. Araştırmanın bu bulgusu
literatür bilgisinin yanı sıra yapılan araştırma bulguları
ile benzerlik göstermektedir12-14.
Kaya ve Solmaz KBB hemşireleri ile yaptıkları bir çalışmanın
sonucunda; hemşirelerin sağlıklı / hasta birey ve
ailesine yardım sağlayacağını düşündüğü kararları almakta
bilgili ve özgür yani otonom olmaları gerektiğini belirtmektedir15. Hemşirelerin, sağlık alanındaki gelişim ve değişimlere
uyum sağlamasının zorunlu olduğu, bu durumun yanı
sıra bireyin bakımında birincil rolü üstlenmeleri nedeni ile de
diğer sağlık profesyonellerini yönlendirmek için gereken
becerileri edinmeleri gerektiği kabul edilmelidir. Dolayısı ile
hemşirelerin otonom olmalarında çok önemli bir unsur olan
karar verme stratejileri irdelenmesi gereken önemli bir konudur.
KBB hemşirelerinin karar verme stratejileri puan ortalamaları
en yüksekten başlayarak sırası ile incelendiğinde
MK’da 27.21, İK’da 22.56, BK’da 20.88, KK’da ise 18.95
olduğu saptanmıştır. Buna göre hemşirelerin mantıklı karar
verme alt boyutundan aldıkları puanın en yüksek olduğu
belirlenmiştir. Mantıklı karar verme stratejisi, karar verme
durumunda, bireyin, akılcı ve rasyonel düşünerek, olası seçenekler
hakkında bilgi toplaması, her seçeneğin avantajlarını
ve dezavantajlarını dikkate alması ve yaptığı değerlendirmelerin
sonucunda en uygun seçeneğe yönelmesidir16. Hemşireler
bağımsız ve mantıklı karar verdiklerinde; işlerinde
daha başarılı, uygulamalarında daha girişken olmakta ve daha
az mesleki doyumsuzluğu yaşamaktadır. Araştırmamızda
hemşirelerin MK puanının diğer alt boyutlara göre daha
yüksek olması bu açıdan olumlu olarak görülmektedir.
Çalışmamızda kadın ve erkek gruplarında BK ve KK
puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık
saptanmıştır. Ülkemizde kadınlar boyun eğmeye ve elindeki ile yetinmeye teşvik edilmekte erkekler ise el üstünde
tutularak kız kardeşlerinden daha değerli olduğu anlayışına
göre büyütülmektedir4. Bunun sonucu olarak kadınların
otonom karar veremedikleri ve toplumsal cinsiyet nedeni ile
kendilerine yüklenen rol, sorumluluklar ve ekonomik yetersizliklerden
dolayı verdikleri kararlardan emin olamadıkları
gerçeğini ortaya koymaktadır. Ancak bu konu ile ilgili yapılan
çalışmalarda kadın ve erkek gruplarının İK, MK, BK ve
KK puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı
farklılık bulunmadığı saptanmıştır5,17.
Çalışmada 40 yaş ve üstü hemşirelerin kararlarında kararsız
kalmadıkları ve mesleki doyumlarının daha fazla olduğu
saptanmıştır. Çalışma bulgusu 40 yaş ve üstü hemşirelerin
mesleki deneyimlerinde doruk noktasına ulaştığının, verdikleri
kararın hem sağlıklı/hasta birey ve ailesi hem de kendileri
için ne kadar hayati önem taşıdığının farkına vardıklarının ve
bu nedenle kararlarında kararsız kaldıklarının bir göstergesidir.
Hemşirelerin genç yaşlarda doyum düzeylerinin düşük
olmasının ise genç yaşta beklentilerin fazla olması, çalışma
hayatına uyum sağlayamama, işleri üzerinde kontrol ve
denetimin olmamasından kaynaklandığını düşündürmektedir12-14. Ayrıca 40 yaş ve üstü hemşirelerin mesleki deneyimleri,
otonom karar vermeleri, görev, yetki, sorumluluklarının
belirlenmiş olması ve yerleşik bir düzene sahip olma gibi
nedenlerden dolayı diğer yaş grubundaki hemşirelere göre
mesleki doyumlarının daha fazla olduğu varsayılmaktadır.
Araştırma kapsamına alınan hemşirelerden sadece ön
lisans ve lisans mezunu hemşirelerin KK puanları arasında
istatistiksel anlamlığın bulunduğu ve lisans mezunu hemşirelerinin
ön lisans mezunu hemşirelere göre daha fazla kararsız
kaldıkları saptanmıştır. Bu veri lisans mezunu hemşirelerin
kararlarında otonom olmaya çalıştıklarını ve verdikleri kararın
sonucunu düşünerek kararlarında kararsız kalabildiklerini
düşündürmektedir. Lisans düzeyinde üniversite eğitimi bireylerde,
eleştirel düşünme becerisini kazandırma ve geliştirme
kapsamında yaratıcı, özgür, çok yönlü vb. düşünme alışkanlıkları
oluşturmaktadır. Oysa, her ne kadar son yıllarda değişme
eğiliminde olsa da, hemşirelerden genellikle söyleneni
uygulamaları beklenmiştir18. Dolayısı ile bu durum lisans
mezunu hemşirelerin ikilem yaşamalarına ve kararlarında
kararsız kalmalarına yol açabilmektedir. Öte yandan Uysal ve
Enç’in çalışmalarında sağlık meslek lisesi, ön lisans, lisans ve
yüksek lisans eğitim gruplarının İK, MK, BK ve KK puan
ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık
saptanmadığı ifade edilmiştir5,19.
Mesleki deneyim yılının KBB kliniğinde çalışan hemşirelerin
kararlarını vermede etkili olduğu ve temel bilgi, beceri
ve performansın en iyi belirleyicisi olduğu düşünülerek, bu
değişkende istatistiki anlamlığın sadece 1-10 ve 21-30 yıl
deneyim gruplarının puanlarından kaynaklandığı ve deneyim
yılı fazla olan hemşirelerin kararlarında kararsız kalmadıkları
saptanmıştır. Ancak Acıbozlar çalışmasında, çalışma süresi
16 yılın üzerinde olan yönetici hemşirelerin KK puanları,
çalışma süresi 1-5 yıl ve 11-15 yıl arasında olan yönetici
hemşirelerin puanlarından istatistiksel olarak yüksek olduğunu
belirtmiştir20.
Çalışmada mesleki deneyim yılı ile doyum arasında bir
ilişki bulunmuş, deneyim yılı arttıkça mesleki doyumun
arttığı belirlenmiştir. Kaya ve ark. bir devlet hastanesinde
çalışan hemşirelerin tükenmişliklerini incelemişler ve yaş
arttıkça mesleki doyumla yakından ilişkili olduğu düşünülen
tükenmişliğin azaldığını bulmuşlardır21. Bu durumun
nedenini ise özünde sağlıklı/hasta birey ve ailesine yardım
etmeyi barındıran hemşirelik mesleğine başlama ve deneyim kazanmanın, bireysel ve mesleki birçok yarar sağladığı ile
açıklamak mümkündür.
Bu çalışmada poliklinik hemşirelerinin servis ve ameliyathane
hemşirelerine göre daha mantıklı kararlar verdikleri
görülmüştür. Öte yandan poliklinik hemşirelerinin servis ve
ameliyathane hemşirelerine göre ve servis hemşirelerinin
ameliyathane hemşirelerine göre daha az kararsız kaldıkları
saptanmıştır. Çoğu zaman birden fazla seçeneği düşünmek ve
uygulamak zorunda kalan hemşireler, hangi bölümde çalışırsa
çalışsın, mantıklı ve çoğu kez çok önemli kararlar vermek
zorundadırlar. Bu çalışmadaki birimler arasındaki farkın
örneklemin özelliği olduğu düşünülmektedir.
Araştırma kapsamına alınan KBB hemşirelerinin gündüz
çalışanların mesleki doyumlarının vardiyalı çalışanlara
göre daha fazla olduğu görülmüştür. Vardiya çalışması gündüz
saatlerinin dışında dönüşümlü olarak gündüz, akşam ya
da gece çalışma; nöbet çalışması resmi çalışma günleri ve
saatleri dışında çalışma durumudur. Ancak sağlık hizmeti
gibi kesintisiz hizmet veren veya üretimi aralıksız devam
ettirmek zorunda olan işletmeler vardiyalı sistem ile çalışmak
zorundadırlar. Sağlık hizmeti veren çalışanların dikkatinin ve
verimliliklerinin hayati önemi vardır. Yapılacak hata telafisi
mümkün olmayan sonuçlara sebep olabilecektir. Hemşireler,
sağlık ekibi içerisinde sağlıklı/hasta bireyin ve ailesinin her
türlü sorununda 24 saat boyunca ilk başvurdukları ve bu
görevi nedeni ile sağlık ekibi içerisinde iletişimi sağlayarak
kilit rol oynayan sağlık ekibi üyesidir. Uluslararası Çalışma
Örgütü (ILO) hemşirelerin çalışma ortamına ait başlıca stresörleri
yöneticilerle yaşanan çatışmalar, rol çatışması ve
belirsizliği, aşırı iş yükü, hastalarla çalışma nedeniyle yaşanan
duygusal stres, yoğun bakıma gereksinimi olan ve ölmekte
olan hastalarla çalışma, hastalarla yaşanan çatışmalar ve
vardiya ile çalışma olarak tanımlamaktadır. Vardiya sistemi
ile çalışmanın, hemşirelerin fizyolojik, psikolojik sağlıkları
üzerinde olumsuz etkilere yol açtığını ve bu durumun hem
hemşirelerin hem de hastaların güvenliğini olumsuz etkilediği
belirtilmektedir. Ayrıca uzun süreli, vardiyalı ve nöbetli
çalışma, hemşirelerin özellikle eş ve annelik gibi ek sorumlulukların
olması, yaşanan anksiyete ve depresyon, genel sağlık
durumu, sosyal aktiviteye katılımı etkileyerek mesleki doyumsuzluğa
neden olmaktadır12,13,22-24. Bu araştırma
bulgusu literatür ve yapılan araştırmalar ile paralellik göstermektedir13,24.
Ülkemizde hemşirelik en fazla gereksinim duyulan
mesleklerden biridir ve çoğu kez hemşireler çalışmak istedikleri
bölümü seçmede özgür davranamamakta ve yöneticinin
yönlendirdiği bölümde çalışmak zorunda kalabilmektedir.
Ayrıca hemşirelik eğitimi sırasında çalışma alanları öğrencilere
yeterince tanıtılmamakta, dolayısı ile bazen de yeni
mezun hemşire herhangi bir tercihi olmadığından yöneticinin
belirttiği alanda çalışmaktadır6. Çalışma kapsamına alınan
KBB hemşirelerinden çalıştığı alanı isteyerek seçmediğini
ifade edenlerin MK puanlarının yüksek olmasının açıklanan
bu durumlarla ilişkili olabileceği düşünülmektedir. Öte yandan
KBB kliniğini isteyerek seçen grubun MDÖ puanlarının
daha yüksek olması, bu düşünceyi desteklemektedir.
Araştırma kapsamına alınan KBB hemşirelerinden birimden
ayrılmak istemediğini ifade edenlerin BK puanı diğer
gruptan düşük bulunmuştur. Bir sağlık bakımı kurumunda,
bireye hizmet interdisipliner ekip anlayışı ile sunulduğunda,
sağlık ekibi üyeleri de kararlarını mesleki otonomi ile verebilmektedir.
Bu durum sağlık ekibi üyesinin doyumunu arttırmakta
ve çalıştığı sağlık bakımı kurumundan ayrılmayı
düşünmemektedir19. Dolayısı ile çalışmanın sürdürüldüğü
KBB kliniğinde kararlarında bağımlı olmayan hemşirelerin
KBB kliniğinde memnuniyetle çalışmaları ve ayrılmak istememeleri
bu durumun doğal sonucudur.
Çalışma kapsamına alınan KBB hemşirelerinin KK ve
BK puanları arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişkinin olduğu
saptanmıştır. Bireyler herhangi bir konuda kararsız kaldıklarında
ve sorunu çözebilecek seçeneklerden en uygun olanını
belirlerken, bir başkasından fikir almak yaygın olarak kullanılan
yaklaşımlardan biridir25. Kararlarında kararsızlık
yaşayan bireylerin kararlarında bağımlı olmaları, açıklanan
bu durum ile ilişkilidir. Öte yandan BK ve MDÖ arasında
negatif yönde anlamlı bir ilişkinin olması ise KBB hemşirelerinin
kararlarında bağımlılıkları arttıkça mesleki doyumlarının
azaldığına işaret etmektedir. Hemşirelerin, sağlık bakımı
sisteminde meslek özelliklerini taşıyan bir sağlık disiplini
üyesi olarak rol alabilmeleri ve hizmet verdikleri bireylere
kapsamlı ve etkin bakım sunabilmeleri için kararlarında
bağımsız olmaları gerekmektedir21. Bu nedenle bağımsız
karar veremeyen hemşirenin mesleki doyumunun azalması
beklenen bir sonuçtur.