Spinal tümörlerde yaş ortalaması literatürde tümör
tiplerine göre bildirilmiştir. Buna göre metastatik spinal
tümörler en çok 50–60 yaşlar arasında görülür
15,16.
Spinal tümör serimizde ortalama yaş 57.50 olup literatür
ile uyumludur. Meningiomalar için literatürde verilen
yaş ortalaması 50–60 arası olup serimizde 50.10
olarak bulunmuştur
17, 18 Schwannomalar için Egemen
ve arkadaşları
19 52, Levy ve arkadaşları
20
ise 43 yaşı ortalama yaş olarak bildirmişlerdir. Serimizde
ise yaş ortalaması 38.85 olarak bulunmuştur.
Cooper‘ın epandimoma serisinde ortalama yaş 37 olarak
bildirilmiştir
21. Serimizde ise 37.43 olarak bulunmuş
olup literatürle uyumludur.
Spinal tümörlerde cinsiyet dağılımına bakıldığında
metastatik spinal tümör serilerinde erkek olguların
kadınlara göre daha çok olduğu bildirilmiştir 15, 16, 22. Serimizde de 16 erkek ve 5 kadın olguya rastlanmış
olup literatürle uyumludur. Tüm yayınlarda
meningiomaların kadınlarda çok daha fazla sayıda
olduğu bildirilmiştir 23. Serimizde meningiomalar
için bulunan kadın/erkek oranı 3.5/1'dir. Egemen ve
arkadaşları 19 ile Levy ve arkadaşlarının 20 yayınladığı
schwannoma serilerinde erkek hastaların daha
çok olduğu bildirilmiştir. Serimizde erkek/kadın oranı
1.4/1 olarak bulunmuştur. Görülme sıklıkları erkeklerde
kadınlara oranla daha yüksek olduğu bildirilen
epandimomalar için serimizde erkek/kadın oranı 2.2/1
olarak bulunmuş olup literatürle uyumludur.
Hastaların başvuru yakınmalarına bakıldığında
metastatik spinal tümörlerde sıklık sırasına göre ağrı
kuvvet kaybı, duyu bozuklukları ve sfinkter bozuklukları
görüldüğü bildirilmiştir 15, 24, 25. Solero'nun
174 olguluk meningioma serisinde hastaların yakınmaları
sırasıyla %92,5 kuvvet kaybı, %60,9 duyu bozukluğu
%53 ağrı ve %50 sfinkter bozukluğu şeklinde
bildirilmiştir 18. Levy ve arkadaşlarının 20
schwannoma serisinde olguların %84'ünde ağrı
%33'ünde kuvvet kaybı ve %25'inde sfinkter bozukluğu
yakınma olarak bildirilmiştir. Cooper'ın 21 çalışmasında
epandimomalı hastaların yakınmaları sıklık
sırasına göre ağrı, duyu bozukluğu, kuvvet kaybı ve
sfinkter bozukluğu olarak bildirilmiştir. Spinal tümörlü
hastalarımızın başvuru yakınmaları literatürle uyumlu
bulunmuştur.
Sundaresan'ın metastatik spinal tümör serisinde
ilk yakınma ile başvuru arasında geçen süre 6 hafta ile
3 ay olarak bildirilmiştir 26. Solero'nun 18
meningioma serisinde olguların %67'sinde yakınmaların
başlangıcı ile başvuru arasında geçen süre 6 ay ile 3
yıl arasında değiştiği, %16'sında 6 aydan daha kısa
süre geçtiği bildirilmiştir. Levy ve arkadaşlarının 20
schwannoma serisinde semptomların ortalama süresi
19 ay olarak bildirilmiştir. Cooper ise epandimomalı
olgular için ortalama semptom süresini 6.4 yıl olarak
bildirmiştir 21.
Hastaların başlangıç nörolojik muayenelerine bakıldığında
metastatik spinal tümörlerde motor bozukluk
bulguları çeşitli serilerde %84 ile %100 arasında bulunmuş
duyu bozukluk bulguları benzer oranlarda
saptanmış, sfinkter bozukluk bulguları ise göreceli
olarak daha az görülmüştür 15, 24, 27. Serimizde
motor bozukluk bulguları hastaların %88.24'ünde
duyu bozukluk bulguları %58.83'ünde ve sfinkter bozukluk
bulguları %11.74'ünde bulunmuştur.
Solero'nun meningioma serisinde hastalarda motor
bozukluk bulguları %99, duyu bozukluk bulguları %97
ve sfinkter bozukluk bulguları %51 olarak bildirilmiştir
18. Serimizde motor bozukluk bulguları %77.75
duyu bozukluk bulguları %66.65 oranında bulunmuştur.
Egemen ve arkadaşlarının 19 schwannoma serisinde
hastaların %86'sında motor bozukluk bulguları,%
78'inde duyu bozukluk bulguları ve %13.6'sında
sfinkter bozukluk bulguları olduğu bildirilmiştir. Serimizde
olguların %65.12'sinde motor bozukluk bulguları
%60.45'inde duyu bozukluk bulguları ve
%8.33'ünde sfinkter bozuklukları saptanmıştır. Cooper'ın
21 epandimoma serisinde sıklık sırasına göre
duyu bozukluk bulgularının ön planda olduğu bunu
motor bozukluk bulguların takip ettiği bildirilmiştir.
Serimizde olguların %41.14'ünde duyu bozukluk bulguları
%35.20'sinde motor bozukluk bulguları saptanmıştır.
Tam kuvvet kaybı daha çok metastatik ve
malign tümörlerde gözlenmiştir. Bu olguların cerrahi
sonrası nörolojik düzelmeleri de benign tümörlere göre
daha az olmuştur. Duyu kayıpları ise özellikle
schwannomalar, meningiomalar ve epandimomalarda
fazla gözlenmiştir.
Spinal tümörlerin segmental dağılımını incelediğimizde
Baykaner ve arkadaşlarının serisinde %56
torakal, %24 lomber ve %20 servikal bölgede yerleşim
izlendiği bildirilmiştir 28. Serimizde en sık olarak
torakal ve lomber bölge yerleşimi tespit edilmiş ve her
iki bölge eşit olarak (%29.78) bulunmuştur. Metastatik
spinal tümörlerde literatürü incelediğimizde yerleşimin
en sık torakal bölgeye, daha sonra sıklık sırasıyla
lomber, servikal ve sakral bölgeye olduğunu gördük
15, 24, 27, 29-31. Serimizde de metastatik tümörler
%61.90 torakal bölgede yerleşmiştir. Meningio-malara
yerleşimin en sık torakal bölgeye daha sonra sırasıyla
servikal ve lomber bölgeye olduğu görülmektedir 32-34. Serimizde %60 torakal bölgede, %30 servikal
bölgede görülmüştür. Schwannomaların segmental
dağılımı Levy'nin 20 serisinde %42 torakal, %30
servikal ve %27 lomber bölge olarak bildirilmiştir.
Serimizde schwannomalar en sık lomber bölgede
(%41.65) görülürken torakal bölgede daha az sıklıkta
görülmüştür (%8.35). Literatürlerde epandimomaların
en sık lomber bölgede (%57) ikinci sıklıkta ise servikal
bölgede yerleştiği bildirilmiştir 21. Serimizde de en
sık lomber bölge yerleşimi saptanmıştır (%56.24).
Literatürde metastatik spinal tümörlerin büyük
kısmının ekstradural olarak yerleştiği bildirilmiştir 15 24, 27. Serimizde metastatik spinal tümörlerin %95.23
ekstradural yerleşim gösterdiği saptanmış olup literatürle
uyumludur. Meningiomaların genelde intradural
ekstramedüller yerleştiği daha az oranda ise intradural
intramedüller veya yalnızca ekstradural yerleşimli
olabileceği bildirilmiştir 30, 34. Serimizde
meningiomalar için %90 intradural ekstramedüller ve
%10 ekstradural yerleşim saptanmıştır. Schwannomaların
yerleşiminin %80-85 intradural ekstramedüller
%5-10 intradural intramedüller ve %5 ekstradural olduğu
literatürlerde bildirilmiştir 19, 35. Serimizde
%66.66 oranında intradural ekstramedüller ve %33.33
oranında ekstradural yerleşim saptanmıştır. Serimizde
epandimomaların ise %68.75 intradural ekstramedüller
ve %31.25 intradural intramedüller yerleşim gösterdiği
görülmüştür. Epandimomalar, schwannomalar ve
meningiomaların büyük çoğunluğunun intradural
ekstramedüller yerleşimli, astrositomaların ise hepsinin
intradural intramedüller yerleşimli olduğu görüldü.
Metastatik spinal tümörlerin biri hariç tümü ekstradural
yerleşimliydi.
Spinal tümörlere cerrahi yaklaşımımız iki yolla
olmuştur. Birinci yol anterior yaklaşımla korpektomi
ve tümör çıkartılmasıdır. İkinci yol ise posterior yaklaşımla
laminektomi, hemilaminektomi ve osteoplastik
laminoplasti ve tümör çıkartılmasıdır. Serimizde tüm
olgular ele alındığında %98.93 posterior girişim ve
%1.07 anterior girişim uygulanmıştır. Ayrıca olguların
%14.9'una stabilizasyon yapılmıştır. Stabilizasyon
sıklıkla metastatik tümör rezeksiyonu yapılan ve
instabilite gelişen veya gelişebilecek olgulara uygulanmıştır.
Sonuç olarak; spinal tümörler nöroşirürji pratiğinde
önemli yer tutan bir hastalık grubudur. Cerrahisi zor
ve dikkat gerektirir. Hangi tümöre ve hangi bölgeye
nasıl yaklaşılacağının bilinmesi spinal tümörlerde
mortalite ve morbiditenin azaltılmasında önemlidir.