Zorlayıcı yaşam olaylarının intihar girişiminde önemli bir yere sahip olduğu, yatkınlığı arttırdığı ve tetik çekici etkenler olduğu bildirilmektedir
10. Bunların içinde anne-baba ile tartışma, aile içi sorunlar, cezalandırılma en önde gelenleridir. İntihara yönelen gençlerin bunlara karşı çok duyarlı ve kolay zedelenebilir olduğu bildirilmektedir
11-12. Yine, akademik başarısızlık, karşı cinsten arkadaşı ile ilişkisinin bozulması
13, arkadaş ilişkilerinin bozulmasının
14 önemli etkenler olduğu saptanmıştır.
Çalışmamızda olumsuz yaşam olaylarının intihar girişiminde bulunan grupta daha çok görüldüğü bulunmuştur (p<0.001). İntihar girişiminde bulunan ergen grubunda görülen olumsuz yaşam olaylarının başında okul devamsızlığı (% 47.2), ebeveynin parasal durumundaki olumsuz değişiklik (% 38.8), kız/erkek arkadaşından ayrılma (% 33.3), aile yakınlarından birinin ölümü (% 33.3), ailede ruhsal/duygusal sorun öyküsü (% 27.7), ebeveynlerin eskisinden daha fazla tartışması (% % 25) yer almaktadır.
İki grup arasında anlamlı fark yaratan olumsuz olaylar sırasıyla “kız/erkek arkadaşından ayrılma” (fisher p=0.001), “ebeveynin parasal durumundaki olumsuz değişiklik” (fisher p<0.05), “okul devamsızlığı” (p<0.05), “okul başarısızlığı/sınıf tekrarı” (fisher p<0.05), “okul değişikliği” (fisher p<0.05), “ailede ruhsal/duygusal sorun öyküsü” (p<0.05) ve “ebeveynlerin eskisinden daha fazla tartışması” (fisher p<0.05) olarak bulunmuştur.
Ders başarısızlığının çalışmamızda intihar girişimlerinin en çok Mayıs ve Haziran aylarında görülmesi ve akademik yılın sonuna denk gelmesi nedeniyle örtüşebileceği düşünülse de bu konuda daha detaylı inceleme gerekmektedir. İntihar girişiminde bulunan çocuk ve gençlerin büyük çoğunluğunda psikososyal etken olarak çatışmalı aile ve akran ilişkileri, okul ile ilgili sorunlar bulunmaktadır15. Aysev12 çalışmasında intihar girişiminde aile içi sorun, kız-erkek arkadaş ile sorunları önde gelen nedenler olarak bildirmiştir. Dilsiz ve ark18 yaptıkları çalışmada; intihar girişiminde tetikleyici faktör olarak aile içi çatışmaların ön sırada geldiğini bildirmişlerdir. Şıklar ve Sayar'ın yaptığı çalışmalarda da aile baskısı, erkek-kız arkadaşlıkları ile ilgili sorunlar ve okul başarısızlığı en sık intihar girişim nedenleri olarak bulunmuştur16-17.
Olumsuz çocukluk çağı yaşantılarından erken fiziksel/cinsel kötüye kullanım ve ebevyn ihmali ergenlik ve erişkinlikteki intihar davranışı için iyi kanıtlanmış risk faktörlerindendir18-20. Çocukluk çağı kötüye kullanımı ve ihmalinin ortaya çıkma olasılığı, aile içi çatışma, ebeveyn psikopatolojisi ve ihmalkar ebeveynlerde intihar girişimleri gibi psikopatoloji oluşumuna katkıda bulunan olumsuzlukların bulunduğu ailelerde daha yüksektir. Çalışmamızda intihar girişiminde bulunan ergen grubunda kötüye kullanım oranlarının düşük (% 8.3) olması vaka sayısının yeterli olmamasından, hastaneye başvuran popülasyonun özelliklerinden, ergenlerde görülen psikopatolojilerin farklı olmasından veya ergen bildirimlerindeki eksikliklerden kaynaklanmış olabilir. Diğer yandan bu bulgularımız ergen intiharları öncesinde okul ya da ailede yaşanan sorunlar, okul başarısızlığı ya da kız-erkek arkadaşından ayrılma gibi başlıca stresli yaşam olaylarının bulunduğunu bildiren literatür bilgisiyle de örtüşmektedir4.
Sonuç olarak olumsuz yaşam olaylarının intihar girişiminde bulunan ergenlerde sağlıklı ergenlere göre daha sık görüldüğü; ergen intihar davranışı için risk değerlendirmede, önlem ve tedavi yaklaşımında üzerinde durulması gerektiği düşünülmektedir.
Çalışma örnekleminde çalışma grubunu Marmara Üniversitesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi kliniğine başvuran ergenler ve kontrol grubunu ise çalışma grubuna benzer sosyodemografik profil göstereceğinin öngörülmesi nedeniyle Zeynep Kamil İlköğretim Okulu'ndan ve Üsküdar Haydarpaşa Lisesi'nden seçilen ergenler oluşturmaktaydı. Çalışmanın sonucunu genelleyebilmek açısından bu alanda daha geniş örneklemli, standardize ve yaşa uygun ölçek ve yöntemlerin kullanılabileceği klinik ve toplum örneklemli çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.