[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2022, Cilt 27, Sayı 3, Sayfa(lar) 221-227
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Glokom Hastalarında Koruyucu İçeren ve İçermeyen Brimonidin Tartarat’ın Oküler Yüzey Üzerine Etkilerinin Karşılaştırılması
Hakan YILDIRIM1, Mehmet CANLEBLEBİCİ2, Mehmet BALBABA1, Ülkü ÇELİKER1, Murat ERDAĞ3, Onur ÇATAK1
1Fırat Üniversitesi, Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı, Elazığ, Türkiye
2Akdağmadeni Devlet Hastanesi, Göz Hastalıkları Kliniği, Yozgat, Türkiye
3Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Göz Hastalıkları Kliniği, Van, Türkiye
Anahtar Kelimeler: Glokom, Oküler Yüzey, Brimonidin Tartarat, Glaucoma, Ocular Surface, Brimonidine Tartarate
Özet
Amaç: Glokom hastalarında koruyuculu ile koruyucusuz %0,15 brimonidine tartarat’ın göz içi basıncına ve oküler yüzey üzerine kısa dönem etkilerini karşılaştırmak.

Gereç ve Yöntem: Çalışmaya kliniğimizde primer açık açılı glokom tanısı konulan, daha önce herhangi bir tedavi almamış ve oküler yüzey hastalığı bulunmayan 20 hastanın 40 gözü dahil edildi. Birinci grupta yer alan hastalara koruyucusuz %0,15 brimonidine tartarat, 2. gruba ise koruyuculu %0,15 brimonidine tartarat tedavisi başlandı. Çalışmamızda hastaların ilk başvuru sırasında ve ilaç tedavisi başlandıktan sonra 6. ay kontrollerinde göz içi basınçları (GİB), kornea ve oküler yüzey boyanma skoru (Oxford Skalası), gözyaşı kırılma zamanı (GYKZ), oküler yüzey hastalık indeksi (OYHİ) ve gözyaşı menisküs yüksekliği değerlendirildi.

Bulgular: Çalışmaya dahil edilen hastaların yaşı ortalama 57.21±9.29 yıldı. Hastaların tedavi öncesi ve sonrası ortalama GİB değerleri sırasıyla 21.30±1.72, 20.70±1.69 ve 16.35±0.88 mm Hg, 15.75±1.65 mmHg, OYHİ skorları 16.39±8.17, 16.41±8.12 ve 28.938.97, 35.05±16.05 olarak ölçüldü. Ortalama GYKZ 18.60±3.69, 18.65±3.64 ve 13.25±2.38, 11.45±4.08 sn, Oxford skalasına göre ortalama oküler yüzey boyanması 0.20±0.25, 0.18±0.15 ve 0.20±0.41, 0.60±0.68 idi. Ortalama menisküs yüksekliği ise 320.23±73.94, 315.72±85.92 ve 295.24±125.12, 285.75±138.45 mikrometreydi. Her iki grubun ilk muayenesi ve altıncı ay sonuçları karşılaştırıldığında GİB ve oküler yüzey bulgularında istatistiksel olarak anlamlı fark vardı (p <0.05). İki grubu 6.ayda kendi aralarında karşılaştırıldığında sadece Oxford skalasında istatistiksel olarak anlamlı fark (p <0.05) vardı.

Sonuç: Oküler yüzey problemi bulunan ve ayrıca yeni tanı alan glokom hastalarında da koruyucu içermeyen antiglokomatözler, tedaviye uyumsuzluğu ve cerrahide başarısızlığa neden olabilecek oküler yüzey hastalığına bağlı bulguları azaltmak için tercih edilebilir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Glokom, tanısı erken konulursa değiştirilebilen tek parametre olan göz içi basıncı (GİB) yüksekliği, tıbbi, lazer ve cerrahi yöntemlerle kontrol altına alınarak hastalığın ilerlemesi yavaşlatılabilmekte veya durdurulabilmektedir 1,2. Günümüzde glokom hastalarında ilk tercih edilen tedavi seçeneğini topikal antiglokomatöz ilaçlar oluşturmaktadır. Çalışmalar göstermiştir ki, topikal GİB düşürücü ilaçlar tedavinin temel basamağını oluşturmaktadır 3-6. Bazı glokom hastalarında, etkili bir GİB kontrolü için birden fazla topikal ilaç uygulanması gerekebilir. Topikal ilaç uygulamaları, aktif etken madde ya da koruyucular gibi yardımcı maddelerden dolayı lokal yan etkilere neden olabilmektedir.

    Koruyucu maddeler göz ilaçlarının önemli birer bileşenidir. Koruyucular mikrobiyal üremeyi durdura bildiği gibi ayrıca aktif maddenin bozulmasını engellemektedir. Koruyucu olmayan ilaçlar ile kısa sürede bulaş olabilmektedir. Koruyucuların gözyaşı lipid tabakası ve konjonktivadaki Goblet hücreleri üzerine olumsuz etkileri, gözyaşı film stabilitesini bozmaktadır 7-11. Bunların sonucu olarak kuru göz semptomlarında kötüleşme ve yüzeyel noktasal keratit görülebilir veya uzun süreli maruziyet sonucunda korneada kronik hasarlar oluşabilir. Ayrıca koruyucular hücre çoğalmasını ve rejenerasyon yeteneğini azaltmaktadır. Bunun sonucu olarak kornea iyileşmesi bozulmaktadır 7,12. Topikal antiglokomatöz ajanlar tek başına kullanılabildiği gibi farklı kombinasyonlarla ve farklı dozlarda birlikte de kullanılabilmektedir. Bu çoklu ilaç uygulaması ve sık dozlarda uygulama koruyuculara maruziyeti arttırmaktadır. Bu etkenlere uzun süreli maruziyet yanma ve batma gibi semptomlara neden olabilmektedir. Ek olarak bu hastalarda punktat korneal epitelyopati, kuru göz gibi oküler yüzey bozuklukları görülebilmektedir 13.

    Purite bir stabilize oksikloro komplekstir (SOC). Bu koruyucu madde fungusid, virusid ve bakterisid etki gösterir. Tam mekanizması açıklanmamış olsa da hücrelerdeki doymamış yağları ve glutatyonu okside ederek antimikrobiyal etki gösterdiği kabul edilmektedir 7. SOC göze damlatıldığında doğal göz yaşı kom-ponentleri olan sodyum ve klor iyonlarına, oksijene ve suya dönüştüğü gösterilmiştir 14. Purite, Alphagan-P® (Alphagan-P®, Allergan, Irvine, ABD) içeriğinde yer almaktadır. Alphagan-P de bunların dışında borik asit, kalsiyum klorür dihidrat, magnezyum klorür hek-zahidrat, potasyum klorür, sodyum borat dekahidrat, sodyum karboksimetil selüloz, sodyum klorür, hidroklorik asit ve/veya sodyum hidroksit ve pH ayarlaması için saf su gibi yardımcı maddeler bulunmaktadır. Alphagan-P oküler yüzeylerde benzalkonyum klorüre (BAK) göre daha iyi tolere edilmekle birlikte korneada minimal epitelyal hasar ve konjontivada enflamatuar hücre artışına neden olabilmektedir 7. BAK içeren ilaçları kullananlardaki kadar şiddetli olmasada oküler yüzeyde bozukluklar görülebilmektedir.

    Brimogut (Bilim İlaç, İstanbul, Türkiye) koruyucu içermeyen yeni bir brimonidine tartarat %0,15 preparatıdır. Bulaşı engellemek için gümüş eklenmiş, filtreleme ve silikon tüp bazlı valf mekanizmasına sahip yeni geliştirilen damlalık teknolojisi sayesinde Brimogut koruyucu içermeden sterilitesini koruyabilmektedir 15. Brimogut yapısında polivinil alkol, sodyum sitrat dihidrat, sitrik asit monohidrat, sodyum klorür, disodyum EDTA, hidroklorik asit, sodyum hidroksit ve saf su gibi yardımcı maddeler içermektedir. Literatürde koruyucu içermeyen ilaçlar kullanıldığında oküler yüzey semptomları ve bulgularına daha az rastlanıldığı gösterilmiştir 16,17.

    Bizde çalışmamızda koruyucu içermeyen brimonidine tartarat %0,15 ve koruyucu olarak purite içeren brimonidine tartarat %0,15 kullandık ve bu ilaçların oküler yüzey ve göz içi basıncı üzerine etkisini 6 aylık bir sürede karşılaştırmayı amaçladık.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde yürütülen bu prospektif çalışma, Etik Kurul tarafından 08/10 sayılı kararla 9 Mayıs 2019 tarihinde onaylandı. Tüm katılımcılardan yazılı bilgilendirilmiş onam alındı. Oküler yüzey hastalığı olmayan ve primer açık açılı glokom tanısı alıp hiç tedavi almamış 20 hastanın 40 gözü çalışmaya dahil edildi. PAAG tanısı tekrarlanan GİB değerlerinin 21 mm Hg üstü olması, açıların gonyoskopik muayene ile açık olması, eşlik eden glokomatöz optik sinir hasarının hem muayene hem de optik koherens tomografi ile gösterilmesi ve görme alanında glokomatöz hasarın tespit edilmesiyle konuldu. Bu hastalar arasından tek ilaç olarak tedavide günde 2 defa damlatılan brimonidine tartarat %0.15 ile GİB değerleri kontrol altına alınan ve başka ilaç eklenmeyen hastalar seçildi. Hastalar randomize olarak iki gruba ayrıldı. Çalışmamızda 1. grubu koruyucu içermeyen brimonidine tartarat %0,15 kullanan, 2. grubu koruyucu olarak purite içeren brimonidine tartarat %0,15 kullanan hastalar oluşturmaktadır.

    Hastaların oküler yüzeyleri kornea ve konjonktival boyanma skoru (Oxford Skalası), gözyaşı kırılma zamanı (GYKZ), Oküler yüzey hastalık indeksi 2 (OY-Hİ), göz içi basınçları, gözyaşı menisküs yüksekliği tedavi öncesi ve tedavi başlandıktan sonra en az 6 aylık takip sonrası değerlendirildi. Çalışmaya Oxford skalası için 0 ve 1 derece, GYKZ için 10 saniye üstü, OYHİ için 16’nın altı, menisküs yüksekliği için 300 mikro-metre üstü olan hastalar dahil edildi 18-21. OHYİ 2 ve Oxford skoru sırasıyla tablo 1 ve resim 1 ile sunulmaktadır.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: OHYİ 2 anketi.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Resim 1: Oxford skoru şablonu ve skorlamaya göre oküler yüzey boyanması örneği.

    Herhangi bir oküler yüzey hastalığı tespit edilen hastalar, önceden oküler yüzey hastalığı öyküsü olanlar, oküler cerrahi öyküsü olanlar, sistemik hastalık öyküsü olanlar ve glokom tedavisi için birden çok ilaca ihtiyaç duyulan hastalar çalışmadan çıkarıldı.

    Kornea ve konjonktiva boyanma skoru değerlendirilmesi için çeşitli metotlar mevcut olup biz Oxford skalası kullanmayı tercih ettik. Skalaya göre boyanma yoğunluğu hiç boyanma olmamasına göre sıfır dereceden başlar ve tüm yüzeyin diffüz boyanması ise beşinci derece olup dereceler boyanan yüzey alanıyla orantılı artarak yükselmektedir (Resim 1).

    GYKZ, ölçümü için koruyucusuz florosein damlatıldıktan sonra kobalt mavi filtresi ile göz yüzeyinde gözyaşı bütünlüğünün bozulduğu (gözyaşının kırıldığı) ilk siyah alanın kaçıncı saniyede oluştuğu ölçülüp kaydedildi. OCT ile de gözyaşı menisküsünü objektif olarak ölçmek mümkündür ve hastalarımızda ön segment Optuuve Solix OCT cihazı ile OCT fotoğraflaması üzerinden menisküs yüksekliği ölçüldü (Resim 2).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Resim 2: OCT ile gözyaşı menüsküs yüksekliği ölçümü (Beyaz ok ile belirtilmiştir).

    Son olarak hastalara kuru göz için standart bir hikâye alabilmek için OYHİ 2 anketi uygulandı 22.

    Çalışmanın istatistiksel analizinde “SPSS Statistics Client Mac OS 25.0” bilgisayar paket programı kullanıldı. Tanımlayıcı istatistiksel yöntemlerin yanında veriler grupların kendi içlerinde öncesi ve sonrası karşılaştırmak amaçlı Wilcoxon testiyle ve gruplar arasında ise Mann Whitney U testi ile analiz edildi.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Ortalama yaş toplamda 57.21±9.29, birinci grupta 57.8±8.2, ikinci grupta 58.45±11.5 yıl olarak hesaplandı. Ortalama GİB tedavi öncesi ilk grupta 21.30±1.72 ve ikinci grupta 20.70±1.69 mm Hg, altıncı ayda ise ilk grupta 16.35±0.88, ikinci grupta 15.75±1.65 mm Hg olarak ölçüldü. Altıncı ayda birinci grupta hastaların ortalama GİB değerlerinde %23,2 düşüş izlenirken ikinci grupta %23,9 düşüş izlendi. OYHİ skorları tedavi öncesi birinci grupta 15.39±8.17, ikinci grupta 15.41±8.12 olarak tespit edildi. Altıncı ayın sonunda OYHİ skorları birinci ve ikinci grupta sırasıyla ortalama 28.93±8.97 ve 35.05±16.05 idi. GYKZ tedavi öncesi birinci grupta ortalama 18.60±3.69, tedavi sonrası 13.25±2.38, ikinci grupta tedavi öncesi 18.65±3.64, tedavi sonrası 11.45±4.08 saniye olarak ölçüldü.

    Oxford skalasına göre oküler yüzey boyanması skoru tedavi öncesi birinci grupta ortalama 0.20±0.25 (0-1, ortanca 0) iken, tedavi sonrası altıncı ayda 0.20±0.41 (0-2, ortanca 0) idi. Aynı değer tedavi öncesi ikinci grupta ortalama 0.18±0.15 (0-1, ortanca 0) iken, tedavi sonrası 6. ayda 0.60±0.68 (0-2, ortanca 1) olarak ölçüldü. Gözyaşı menisküs yüksekliği birinci grupta tedavi öncesi ortalama 320.23±73.94, tedavi sonrası altıncı ayda 295.24±125.12 idi, ikinci grupta aynı değerler sırasıyla 315.72±85.92 ve 285.75±138.45 mikrometreydi. Tablo 2 ile bu değerler özetlenmiştir.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: Gruplara göre sonuçlar.

    Her iki ilaçta da tedavi öncesi ve sonrası altıncı ay kontrolleri karşılaştırıldığında, GİB düşüşünde ve oküler yüzey bulgularında istatistiksel olarak anlamlı seviyede farklılık görülürken (p <0.05), iki ilaç altıncı ayda kendi aralarında karşılaştırıldığında konjonktival boyanma dışında diğer parametrelerde istatistiksel olarak anlamlı fark görülmedi (p <0.05). Çalışmaya dahil edilen hastaların hiçbirinde ilaç kullanımına bağlı olarak sistemik yan etki gözlenmedi.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Göz içi basıncının medikal veya cerrahi ile düşürülmesi glokoma bağlı oluşan optik sinir hasarını engellemede en önemli tedavi seçeneğidir 23-25. Glokom hastalarında uzun süreli topikal ilaç kullanımı oküler yüzeyi olumsuz etkileyebilmektedir. Bununla birlikte, topikal ilaçların oküler yüzey üzerine olumsuz etki mekanizmaları halen araştırılmaktadır 26.

    Literatürde, topikal antiglokomatöz ilaçların oküler yüzey sağlığı üzerine farklı düzeylerde etkileri olduğu bildirilmiş olmakla beraber; koruyucu içermeyen ilaçlar, önceden sunulan ilaçlara kıyasla daha az yan etkiye sahip olduğu görülmüştür 27-30.

    Diğer koruyuculara göre, purite taramalı elektron mikroskobu ile belirlendiği üzere, göz için minimum düzeyde toksiktir. 39 tavşan üzerine yapılan bir çalışmada, purite ile beraber koruyucu olarak polikuad ve sodyum perborat karşılaştırılmış, bu çalışmada korneal epitel hasarının boyutu sırasıyla polikuad, sodyum perborat ve purite da daha az olduğu bildirilmiştir 31.

    Koruyucuların toksik etkilerini en aza indirerek ilaç toleransını iyileştirme girişimleri devam etmektedir. Amaç, koruyucuya toplam maruziyeti azaltmaktır. Başka bir yaklaşım, mevcut ürünleri daha iyi tolere edilen koruyucularla yeniden formüle etmektir. Bu tür bir ürün olan Alphagan-P®’de, Mart 2001'de FDA tarafından onaylanan bir brimonidine tartarat bileşiği, mevcut formülasyonda BAK’ın yerini purite almıştır. Glokom veya oküler hipertansiyonu olan hastalarda 12 aylık bir klinik karşılaştırma, brimonidine tartarat-purite’ın iyi tolere edildiğini ve BAK içeren brimonidine göre anlamlı derecede daha düşük bir alerjik konjonktivit insidansı ve aynı zamanda eşdeğer GİB düşürücü etkinlik sağladığını göstermiştir 32. Bizim çalışmamızda hiçbir olguda alerjik konjonktivit görülmezken, GİB düşürücü etkisi olarak her ne kadar çalışmaya katılan diğer grup koruyucusuz olsa da eşit etkinlik gösterdiği görüldü.

    Brimonidin tartaratın kullanımıyla alerjik reaksiyonlar, blefarit, blefarokonjonktivit, konjonktivit, konjonktival foliküller ve hiperemi gibi yan etkiler %10 seviyelerine kadar değişik oranlarda izlenebilir 33. Hastalarımızda bahsedilen bu yan etkilerden hiçbiri görülmedi.

    Brimonidin tartarat selektif alfa-2 reseptör antagonistidir. Hem üveal dışa akımını artırarak hem de aköz üretimini azaltarak göz içi basıncını düşürmektedir. Bizim çalışmamızda gruplar içerisinde başlangıç ile 6 ay sonrası GİB’leri arasında anlamlı fark vardı (ilk grup ve ikinci grup için p <0,01). Purite içeren ve koruyucusuz her iki grup arasında her iki sürede GİB düşüşü açısından anlamlı fark yoktu (p =0,35).

    OYHİ oküler yüzey hastalığında kullanılan yaygın bir skorlama sistemidir. Bu skorlamada oküler rahatsızlık, okuma, televizyon izleme esnasında yaşadığı problemler, bulanık görme, ışık hassasiyeti gibi birçok semptom ele alınmaktadır. Bu ele alınan semptomlara göre bir puanlama yapılmaktadır. Koruyucu içeren ve koruyucusuz travoprost ile yapılan bir çalışmada koruyucusuz olguların OYHİ skorunun daha iyi olduğunu bildirmişlerdir. Ancak biz grupları kendi aralarında karşılaştırdığımızda OYHİ skoru arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu (p =0,567). Bunun sebebi olarak purite’ın gözde dönüştüğü bileşenlerinin BAK kadar toksik olmamasından ötürü olabileceğini düşünmekteyiz 34.

    Oxford skoru kornea ve konjonktivanın florosein damlayla boyanma derecesine göre değerlendiren bir skorlama sistemidir. Bu skorlama sisteminin puanlaması 0 ile 5 arasında değerler almaktadır. Glokom tedavisi alan ve oküler yüzeyin değerlendirildiği bir çalışmada Oxford skorunun topikal antiglokamatöz kullananlardan belirgin olarak medikasyon almayanlara göre yüksek olduğu bildirilmiştir 35. Çalışmamızda her iki grubunda başlangıçtaki Oxford skorunu karşılaştırdığımızda istatistiksel olarak anlamlı fark izlenmedi (p =0,567). Her iki grubun 6 ay sonraki skorunda ise birinci grubun istatistiksel olarak ikinci gruptan daha düşük skora sahip olduğunu tespit ettik (p =0,026). Bunun birinci grupta az olmasının sebebinin purite’ın kornea ve konjonktivada azda olsa oluşturduğu enflamasyona ikincil geliştiğini düşünmekteyiz.

    Gözyaşı menisküs yüksekliği ölçümü uzun yıllardır kullanılan bir yöntemdir. Ön segment OCT’si ile gözyaşı menisküsü hızlı, kolay, noninvazif olarak değerlendirilebilinir. Yapılan bir çalışmada alt kapak gözyaşı menisküs yüksekliği kuru gözde 211,70±71,23 μm, sağlıklı gözde 300,50±142,03 μm olarak ölçülmüş ve iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olduğu bildirilmiştir 36. Çalışmamızda ise iki grup arasında altıncı ayda istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu (p =0,76).

    Göz damlalarındaki birçok koruyucu, oküler yüzeyde histopatolojik, enflamatuar ve toksik değişikliklere neden olur. Daha az zararlı koruyucu içeren veya daha düşük konsantrasyonlarda koruyucu içeren göz damlalarını seçmek hasta için faydalı olabilir. Purite kullanımı sonucu oluşabilen oküler yüzey bozukluğu her ne kadar BAK ve diğer koruyuculara göre daha az görülse de bazı hastalarda ciddi rahatsızlıklara neden olup ilaca devam konusunda problem yaratabilmektedir. Özellikle oküler yüzey hastalığı bulunan hastalarda koruyucusuz ilaçlar tercih edilmelidir 37. Çalışmamızda iki grup arasında altıncı ayda sadece Oxford skalasıyla boyanmada farklılık görülmektedir. Bütün parametrelerde her ne kadar istatistiksel olarak anlamlı fark olmasa da oküler yüzey bulgularının birinci grupta daha iyi olduğu görülmüştür. Bu verilerden yola çıkarak purite içeren ile koruyucusuz brimonidine tartarat arasında konjonktival boyanma dışında önemli bir fark olmamasına rağmen özellikle çoklu ilaç kullanan hastalardan veya oküler yüzeyi problemli olanlarda koruyucusuz ilacın seçilmesi oküler rahatsızlık hissini azaltabilir.

    Çalışmanın kısıtlılıkları az sayıda vaka olması, 6 aylık takip süresi, ilk tedavi seçeneği olarak prostoglandin analoglarının kullanılmaması, şiddetli oküler yüzey bulguları olan hastaların dahil edilmemesidir. Ek olarak maalesef kullanma imkânımızın olmadığı impresyon sitolojisi ile oküler yüzeyi inceleyemedik. Koruyucu içeren ve içermeyen brimonidine kullanan hastalar üzerinde gelecekte, impresyon sitolojisi ile değerlendirme yapılabilirse bu maddelerin etkilerinin hücresel düzeyde daha doğru gösterebileceğine inanmaktayız.

    Sonuç olarak çalışmamızda koruyucusuz grupta oküler yüzey bulguları Oxford skorlaması dışında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmamasının çalışmaya dahil edilen hasta sayısının az olması, takip süresinin kısa olması ve yardımcı maddelerdeki farklılıklardan kaynaklanıyor olabilir. Koruyucusuz antiglokomatöz ilacın kullanılması hem hasta uyumsuzluğunu ortadan kaldırabilir hem de ilaç kullanılmamasına bağlı oluşabilecek glokomun progresyonu ve ilaç kullanmama sonucunda cerrahiye ihtiyaç duyan hastaların sayısını azaltabilir. Ek olarak, oküler yüzey hastalığı bulunan glokom hastalarında gerçekleştirilen glokom cerrahisinde, başarısızlık yaşanan olgular oküler yüzey bozukluğu ile ilişkilendirilebilmektedir 38-42. Bu nedenle, glokomlu hastalarda oküler yüzey hastalığının tedavisi ve önlenmesi, oküler morbiditeyi azaltmak ve glokom tedavisinin başarısını artırmak açısından önemlidir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • Sonuç
    Koruyucusuz ve purite içeren brimonidine tartaratın göz içi basıncını kontrol altına almada benzer etkinlikte olduğu görülmüş olup, oküler yüzey bulgular açısından sadece yüzey boyanmasında farklılık izlenmiştir. Koruyucusuz formülün ve purite içeren formülün hastalar tarafından iyi tolere edildiği, koruyucusuz formülün oküler yüzey hastalığı bulunan hastalarda ilk planda seçilebilir ve semptomların azalması hastanın tedaviye uyumunu arttırabilir. Ayrıca, glokom cerrahisine ihtiyaç duyan olgularda oküler yüzey problemlerindeki azalmaya bağlı olarak başarı oranı artabilir. Koruyucu içermeyen brimonidine tartarat’ın oküler yüzey ve GİB üzerine etkisini araştıran daha geniş hastaların olduğu ve uzun takip süresi olan yeni çalışmalara ihtiyaç vardır.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Weinreb RN, Aung T, Medeiros FA. The pathophysiology and treatment of glaucoma: A review. JAMA - J Am Med Assoc 2014; 311: 1901-11.

    2) Quigley HA. Number of people with glaucoma worldwide. Br J Ophthalmol 1996; 80:3 89-93.

    3) Baudouin C, Pflugfelder SC. Challenges in the clinical measurement of ocular surface disease in glaucoma patients. Clin Ophthalmol 2011; 5: 1575-83.

    4) McKinnon SJ, Goldberg LD, Peeples P et al. Current management of glaucoma and the need for complete therapy. Am J Manag Care 2008; 14: 20-27.

    5) Ntim-Amponsah CT, Amoaku WMK, Ofosu-Amaah S et al. Prevalence of glaucoma in an African population. Eye 2004; 18: 491-7.

    6) Budenz DL, Barton K, Whiteside-de Vos J et al. Prevalence of glaucoma in an urban west african population: The tema eye survey. JAMA Ophthalmol 2013; 131: 651-8.

    7) Noecker RJ, Herrygers LA, Anwaruddin R. Corneal and conjunctival changes caused by commonly used glaucoma medications. Cornea 2004; 23: 490-6.

    8) Baudouin C. Short term comparative study of topical 2% carteolol with and without benzalkonium chloride in healthy volunteers. Br J Ophthalmol 1998; 82: 39-42.

    9) Yalvaç IS, Gedikoğlu G, Karagöz Y et al. Effects of antiglaucoma drugs on ocular surface. Acta Ophthalmol Scand 1995; 73: 246-8.

    10) Kuppens E V M J, Jong C A D, Stolwijk T R et al. Effect of timolol with and without preservative on the basal tear turnover in glaucoma. Br J Ophthalmol 1995; 79: 339-42.

    11) Fraunfelder F W. Corneal toxicity from topical ocular and systemic medications. Cornea 2006; 25: 1133-8.

    12) Pinheiro R, Panfil C, Schrage N et al. The impact of glaucoma medications on corneal wound healing. J Glaucoma 2016; 25: 122-7.

    13) Pisella P J, Pouliquen P, Baudouin, C. Prevalence of ocular symptoms and signs with preserved and preservative free glaucoma medication. Br J Ophthalmol 2020; 86; 418-23.

    14) Walsh K, Jones L. The use of preservatives in dry eye drops. Clin Ophthalmol 2019; 13: 1409-25.

    15) Ozulken K, Çubuk M Ö, İnan N et al. The comparison of bacterial contamination and antibacterial efficacy of the anti-glaucomatous eyedrops with and without preservatives. J Glaucoma Cataract 2020; 15: 118-22.

    16) Baudouin C, Renard JP, Nordmann JP et al. Prevalence and risk factors for ocular surface disease among patients treated over the long term for glaucoma or ocular hypertension. Eur J Ophthalmol 2013; 23: 47-54.

    17) Pisella PJ, Debbasch C, Hamard P et al. Conjunctival proinflammatory and proapoptic effects of latanoprost and preserved and unpreserved timolol: An ex vivo and in vivo study. Investig Ophthalmol Vis Sci 2004; 45: 1360-8.

    18) Chun Y S, Yoon W B, Gi Kim K et al. I. Objective assessment of corneal staining using digital image analysis. Investig Ophthalmol Vis Sci 2014; 55: 7896-903.

    19) Grubbs J R, Tolleson-Rinehart S, Huynh K et al. A review of quality of life measures in dry eye questionnaires. Cornea 2014; 33: 215-8.

    20) Imamura H, Tabuchi H, Nakakura S et al. Usability and reproducibility of tear meniscus values generated via swept-source optical coherence tomography and the slit lamp with a graticule method. Int Ophthalmol 2018; 38; 679-86.

    21) Abelson MB, Ousler GW3rd, Nally LA et al. Alternative reference values for tear film break up time in normal and dry eye populations. Adv Exp Med Biol 2002; 506: 1121-5.

    22) Jacobi C, Cursiefen C. Ophthalmological complications in Sjogren’s syndrome. Z Rheumatol 2010; 69: 32-40.

    23) Lichter P R. Expectations from clinical trials: Results of the Early Manifest Glaucoma Trial. Arch Ophthalmol 2002; 120: 1371-2.

    24) Kass MA, Heuer DK, Higginbotham EJ et al. The Ocular Hypertension Treatment Study: A randomized trial determines that topical ocular hypotensive medication delays or prevents the onset of primary open-angle glaucoma. Arch Ophthalmol 2002; 120: 701-13.

    25) Heijl A, Leske MC, Bengtsson B et al. Reduction of intraocular pressure and glaucoma progression: Results from the Early Manifest Glaucoma Trial. Arch Ophthalmol 2002; 120: 1268-79.

    26) Martone G, Frezzotti P, Tosi GM et al. An In vivo confocal microscopy analysis of effects of topical antiglaucoma therapy with preservative on corneal ınnervation and morphology. Am J Ophthalmol 2009; 147: 725-35.

    27) Jaenen N, Baudouin C, Pouliquen P et al. Ocular symptoms and signs with preserved and preservative-free glaucoma medications. Eur J Ophthalmol 2007; 17: 341-9.

    28) Misiuk-Hojlo M, Pomorska M, Mulak M et al. The RELIEF study: Tolerability and efficacy of preservative-free latanoprost in the treatment of glaucoma or ocular hypertension. Eur J Ophthalmol 2019; 29: 210-5.

    29) Li F, Huang W, Zhang X. Efficacy and safety of different regimens for primary open-angle glaucoma or ocular hypertension: a systematic review and network meta-analysis. Acta Ophthalmol 2018; 96: 277-84.

    30) El Ameen A, Vandermeer G, Khanna RK et al. Objective ocular surface tolerance in patients with glaucoma treated with topical preserved or unpreserved prostaglandin analogues. Eur J Ophthalmol 2019; 29: 645-53.

    31) Lass JH, Mack RJ, Imperia PS et al. An in vitro analysis of aminoglycoside corneal epithelial toxicity. Curr Eye Res 1989; 8: 299-304.

    32) Katz LJ. Twelve-month evaluation of brimonidine-Purite versus brimonidine in patients with glaucoma or ocular hypertension. J Glaucoma 2002; 11: 119-26.

    33) Fudemberg SJ, Batiste C, Katz LJ. Efficacy, safety, and current applications of brimonidine. Expert Opin Drug Saf 2008; 7: 795-9.

    34) Katz G, Springs CL, Craven ER et al. Ocular surface disease in patients with glaucoma or ocular hypertension treated with either BAK-preserved latanoprost or BAK-free travoprost. Clin Ophthalmol 2010; 4: 1253-61.

    35) Dubrulle P, Labbé A, Brasnu E et al. Influence of treating ocular surface disease on intraocular pressure in glaucoma patients intolerant to their topical treatments: A report of 10 cases. J Glaucoma 2018; 27: 1105-11.

    36) Soyugelen DG, Gürdal C, Saraç Ö et al. Kuru göz hastalarinda optik koherans tomografi ile gözyaşi menisküs parametrelerinin deǧerlendirilmesi. Türk Oftalmoloiji Derg 2013; 43: 258-62.

    37) Thygesen J. Glaucoma therapy: Preservative-free for all? Clin Ophthalmol 2018; 12: 707-17.

    38) Arici MK, Arici DS, Topalkara A et al. Adverse effects of topical antiglaucoma drugs on the ocular surface. Clin Exp Ophthalmol 2000; 28: 113-7.

    39) Baudouin C, Pisella PJ, Fillacier K et al. Ocular surface inflammatory changes induced by topical antiglaucoma drugs: Human and animal studies. Ophthalmol 1999; 106: 556-63.

    40) Baudouin C, Labbé A, Liang H et al. Preservatives in eyedrops: The good, the bad and the ugly. Prog Retin Eye Res 2010; 29: 312-34.

    41) Skalicky SE, Goldberg I, McCluskey P. Ocular surface disease and quality of life in patients with glaucoma. Am J Ophthalmol 2012; 153: 1-9.

    42) Baudouin C. Ocular surface and external filtration surgery: Mutual relationships. Dev Ophthalmol 2012; 50: 64-78.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]