[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2023, Cilt 28, Sayı 3, Sayfa(lar) 184-190
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Sol Kalp Kateterizasyonu için Alternatif Girişim Yolu: Karotis Cut-Down Yaklaşımı
Onur DOYURGAN1, Osman AKDENİZ21, Yiğit KILIÇ1, Özlem GÜL3, Bedri ALDUDAK3
1Gazi Yaşargil Eğitim Araştırma Hastanesi, Çocuk Kalp-Damar Cerrahisi Kliniği, Diyarbakır, Türkiye
2Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Kardiyolojisi Anabilim Dalı, Elazığ, Türkiye
3Gazi Yaşargil Eğitim Araştırma Hastanesi, Çocuk Kardiyolojisi Kliniği, Diyarbakır, Türkiye
Anahtar Kelimeler: Kardiyak Kateterizasyon, Karotis Arteri, Cut-Down, Pediatrik Kardiyoloji, Cardiac Catheterization, Carotid Artery, Cut-Down, Pediatric Cardiology
Özet
Amaç: Pediatrik kateterizasyonda doğru damar seçimi işlemin başarısını etkileyen önemli bir faktördür. Bu çalışmada, kateterizasyon için kullanılan iki farklı yaklaşımı, işlem başarısı ve komplikasyonlar bakımından karşılaştırmayı amaçladık.

Gereç ve Yöntem: Departmanımızda Ocak 2017-Temmuz 2022 tarihlari arasında elektif koşullarda sol kalp kateterizasyonu yapılan yenidoğan ve infant hastalar çalışmaya alındı. Bu hastalara balon aortik valvüloplasti, balon koarktasyon anjioplasti, duktal stentleme, aortik arkus patolojilerinde tanısal görüntüleme ve modifiye Blalock-Taussig şantı girişimi işlemleri yapıldı. Hastalar iki gruba ayrıldı: femoral ponksiyon (FP, grup 1) ve karotis cut-down (CC, grup 2).

Bulgular: Doksandokuz hastaya 53’ü (%49.53) femoral, 54’ü (%50.47) karotis yoluyla gerçekleştirilen 107 kateterizasyon işlemi yapıldı. Bunların 25’i (%23.36) tanısal, 82’si (%76.64) girişimsel kateterizasyon işlemiydi. Karotis cut-down grubundaki hastalarda vücut ağırlığı daha az, işlem süresi, damara giriş süresi ve anestezi süresi daha kısa bulundu (sırasıyla 3.54 ve 3.10 kg, p =0.024; 112.25 ve 85.87 dk, p <0.001; 20 ve 14.01 dk, p <0.001; 159 ve 145.64 dk, p =0.025). Femoral ponksiyon yapılan hastalarda komplikasyon oranı %13.21 bulundu. Bunlarda 4 (%7.54) alt ekstremitede dolaşım bozukluğu, 2 (%3.77) pulmoner artere stent migrasyonu, 1 (%1.88) stent darlığı saptandı. Karotis cut-down grubunda 3 hastada (%5.55) yara yeri enfeksiyonu saptandı.

Sonuç: Düşük vücut ağırlığı olan veya acil girişim yapılması gereken hastalarda sol kalp kateterizasyonu için karotis cut-down yaklaşımı primer damar erişim yolu olarak tercih edilebilir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Günümüzde kardiyak kateterizasyon, konjenital kalp hastalıklarının tanı ve tedavisinde kullanılan vazgeçilmez bir prosedür olmuştur. Kardiyak kateterizasyon için yaygın olarak kullanılan yol femoral girişim yoludur. Ancak düşük doğum ağırlıklı yenidoğan hastalarda ince çaplı femoral artere girmek genellikle zordur ve tekrarlayan femoral ponksiyonlar komplikasyon olası-lığını arttırır. Femoral ponksiyon sonrasında meydana gelen komplikasyonlar periferik nabız kaybı, alt ekst-remitede dolaşım bozukluğu, kanama, hematom, femoral arter trombozu, femoral arterde darlık, arteriyovenöz fistül, psödoanevrizma, diseksiyon ve femoral sinir hasarıdır 1,2. Dört kilogramdan küçük hastalarda femoral arter yoluyla yapılan kardiyak kateterizasyon sonrasında meydana gelen akut arteryel oklüzyon insidansı %20-%30 arasında bildirilmiştir ve akut arteryel oklüzyon insidansı sheath boyutu ile doğru oran-tılı ve hasta vücut ağırlığı ile ters orantılı bulunmuştur 3. Femoral yolun kullanılamadığı durumlarda buna alternatif çeşitli girişim yolları tarif edilmiştir. Bunlar arasında karotis arteri, aksiller arter, brakiyal arter gibi alternatif yollar vardır. Pediatrik yaş grubunda kardiyak kateterizasyon için en sık kullanılan alternatif yol karotis arteri yoludur 4. Karotis arterinin femoral artere göre daha geniş bir çapa sahip olması onu avantajlı hale getirir 5. Sol kalp lezyonlarına yönelik dik açılı girişim gerektiğinde (örneğin, aort stenozu, aort koarktasyonu, kesintili aortik ark anomalisi, modifiye Blalock-Taussig [mBT] şantı, vertikal patent duktus arteriyozus gibi) karotis arteri üzerinden işlem yapmak daha kolaydır 6,7. Pediatrik kardiyak kateterizasyon için karotis arteri cut-down yöntemi ilk olarak 1973 yılında Azzolina ve ark. 8 tarafından femoral yola alternatif yol olarak tarif edilmiştir. Karotis arteri yoluyla yapılan kardiyak kateterizasyon girişimleri düşük doğum ağırlıklı hastalarda daha az vasküler komplikasyon oranına sahiptir 3,9.

    Bizim bu çalışmadaki amacımız, kardiyak kateterizasyon için yapılan femoral ponksiyon ve karotis cut-down işlemlerinin işlem sürelerini, etkinliklerini, başarı oranlarını karşılaştırmak ve bunların avantajlarını ve dezavantajlarını literatür eşliğinde araştırmaktı.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Hasta Popülasyonu
    Departmanımızda Ocak 2017-Temmuz 2022 tarihlari arasında elektif koşullarda toplam 1156 hastaya kardi-yak kateterizasyon işlemi yapıldı. Balon koarktasyon anjioplasti, balon aortik valvüloplasti, aortik arkus patolojilerinde tanısal amaçlı, duktus bağımlı pulmoner kan akımı olan hastalarda duktal stent yerleştirilmesi, stent veya mBT şant girişimi prosedürleri uygulanan hastalar çalışmaya alındı. Hastalar damara erişim yeri-ne göre, femoral ponksiyon (grup 1) ve karotis cut-down (grup 2) olarak iki gruba ayrıldı. Hastaların de-mografik ve perioperatif verileri hastanenin veri tabanı kullanılarak retrospektif olarak analiz edildi. Her hastanın ailesinden çalışma için yazılı izin alındı. Çalışma protokolü Fırat Üniversitesi etik kurulu tarafından onaylandı. (Onay tarihi/sayısı: 27.5.2021/07-35). Ça-lışma, Helsinki Deklarasyonu ilkelerine uygun olarak yapıldı.

    İşlem
    Kateterizasyon işlemlerinin hepsi, hastalar entübe edilerek genel anestezi altında tam donanımlı bir kateterizasyon laboratuvarında yapıldı. İşlem boyunca hastaların kalp hızı, solunum sayısı, oksijen satürasyonu, kan basıncı monitörize edildi. İşlem öncesinde ve sonrasında hastalardan arteryel kan gazı ölçümleri yapıldı. Ekokardiyografi ile işlemden önce hastaların kardiyak lezyonları değerlendirildi.

    İki bin beş yüz gramdan az vücut ağırlığı, femoral bölgede enfeksiyon, başarısız femoral ponksiyon, vertikal açılı duktus olan hastalarda kateterizasyon için ilk tercih edilen yöntem karotis cut-down yöntemiydi. Bunlara ek olarak, vertikal duktusa girişim yapılması gereken hastalar, near atretik aort kapak ve kritik aort koarktasyonu olan hastalarda ilk olarak femoral yol denenmedi. Bu özellikleri taşıyan hastalarda ilk girişim yeri olarak karotis cut-down yöntemi tercih edildi (Şekil 1 ve 2).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 1: Kıvrıntılı duktus arteriyozus ile kanlanan pulmoner arterler.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 2: Şekil 1’deki duktus arteriyozusa stent konulması.

    Bunların dışında kalan diğer bütün hastalarda ilk olarak femoral ponksiyonla girişim yapıldı. Hastalara sheath yerleştirilmesini takiben 100 Ü/kg heparin sodyum yapıldı. İşlemden sonra hastalar entübe ve monitörize olarak yoğun bakım ünitesine transfer edildi ve tüm olgulara kontrol ekokardiyografi yapıldı. Karotis cut-down grubundaki hastalara işlemden sonraki ilk 24 saat içinde ve altıncı ayda karotis renkli Doppler ultrasonografi ve ayaktan takip sırasında nörolojik muayene yapıldı. Hastaların demografik verileri, işlem sırasın-daki ve işlem sonrasındaki değişkenler, her iki gruptaki teknik başarı ve takip sonuçları karşılaştırıldı.

    Ana femoral artere direkt ponksiyon tekniği: Bu gruptaki hastalarda Seldinger metoduyla ana femoral artere ponksiyon yapıldı ve 0.018 inch kılavuz tel iler-letilerek uygun boyuttaki sheath yerleştirildi. İşlem sona erdiğinde sheath çekildi ve en az 10 dakika kompres uyguladı. Hastalar kanama kontrolü sağlandıktan sonra yoğun bakım ünitesine transfer edildi. Hastalara 24 saat süreyle kanama ve dolaşım takibi yapıldı.

    Cerrahi karotis cut-down tekniği: Karotis cut-down işlemleri tam donanımlı kateterizasyon odasında yapıldı. Hasta supin pozisyonunda masaya yatırıldı. Omuz-larının altına bir yastık koyularak boyun ekstansiyona getirildi ve başı karşı tarafa 45 derece çevrildi. Boyundan damar erişimi için sıklıkla kullanılan bu manevra ile arterin mümkün olduğu kadar kolay ulaşılabilir olması sağlandı. %10‘luk povidone-iodine solüsyonu ile cilt silinip hasta örtüldükten sonra sternokleidomas-toid kasın medial kenarı boyunca 2 cm’lik longitudinal bir cilt insizyonu yapıldı. Ana karotis arteri serbestleş-tirildi ve ipek sütür ile dönüldü.

    Ana karotis arterinin cerrahi kanülasyonu: Arterin adventisyasına bir adet 7.0 polypropylene sütür kullanı-larak pursestring sütürü yerleştirildi. Ardından pursestring sütürünün ortasından iğne ile damara girildi. İğne içinden yumuşak uçlu kılavuz tel asendan aorta içine gönderildi. İşaretlenen seviyeye kadar (2 cm) sheath ilerletilerek damar içine yerleştirildi (Şekil 3).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 3: İpek sütür ile işaretlenmiş 4F sheath.

    Tel çıkartıldıktan sonra turnike sıkıldı ve sheath ipek sütür ile turnikeye sabitlendi. Kateterizasyon işleminin tamamlanmasının ardından sheath çıkartıldı ve arter üzerindeki pursestring sütürü bağlandı (Şekil 4).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 4: Sner ile sabitlenmiş ve 4F sheath ile kanüle edilmiş sağ ana karotis arteri.

    Bazı hastalarda kanama kontrolü sağlamak için 7.0 polypropylene sütür ile ekstra dikiş konulması gerekti. Hastalar boyunda hematom açısından yoğun bakım ünitesinde yakından takip edildi.

    İstatistiksel Analiz
    İstatistiksel analiz için SPSS sürüm 23.0 (Windows için bilgisayar paket programı) kullanıldı. Verilerin normallik değerlendirmesi skewness ve kurtozis değerlerinin -1,5 ile+1,5 arasında olması ve histogram-ların incelenmesiyle yapıldı. Sürekli değişkenlerden parametrik olanlar ortalama±standart sapma (SS), par-ametrik olmayan veriler ise ortanca (minimum-maksimum) şeklinde gösterildi. Kategorik değişkenlerin değerlendirilmesinde Ki-kare testi ve Fisher’s exact test kullanıldı. Sürekli değişkenlerden bağımsız gruplarda normal dağılım gösteren verilerin karşılaştırılmasında bağımsız örneklemler t testi kullanıldı. Normal dağılım göstermeyen gruplarda Mann-Whitney U testi kullanıldı. p <0.05 değeri an-lamlı kabul edildi.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Doksan dokuz hastaya 53’ü (%49.53) femoral, 54’ü (%50.57) karotis yoluyla gerçekleştirilen 107 kateteri-zasyon işlemi yapıldı. Bunların 25’i (%23.36) tanısal, 82’si (%76.64) girişimsel kateterizasyon işlemiydi. Ortanca kateterizasyon yaşı 16 gün (1-210) ve ortalama vücut ağırlığı 3.32±1.00 kg (1.3-7.2) idi. Grup 2’deki 54 hastanın 13’üne (%24.07) (5 duktal stent, 2 balon koarktasyon anjioplasti, 2 balon aortik valvüloplasti ve 4 tanısal kalp kateterizasyonu işlemi) önce femoral yol denenmişti; ancak çok sayıda femoral girişim yapılmasına rağmen başarısız olunması nedeniyle işlem sonlandırıldı ve başka bir seansta karotis cut-down ile damar erişimi sağlandı. Gruplar arası karşılaştırmalarda Grup 2’deki hastalar daha düşük ağırlık, daha kısa işlem, damara giriş ve anestezi süresine sahipti ve bu hastalarda daha büyük sheath kullanılmıştı (sırasıyla p değerleri, p =0.024, p <0.001, p <0.001, p =0.025 ve p =0.032). Hastaların demografik özellikleri ve kardiyak kateterizasyon verileri tablo 1’de gösterilmiştir.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Hastaların demografik özellikleri ve kardiyak kateterizasyon verilerinin dağılımı.

    Hastalar tanılarına göre sınıflandırıldığında sıklık sırasında göre ventriküler septal defekt (VSD) + pulmoner atrezi (%27.10), intakt ventriküler septumlu (IVS) pulmoner atrezi (%25.23), aort koarktasyonu (%21.49), aort stenozu (%15.88), stent/mBT şant darlığı (%5.62) ve aortik interruption (%4.68) olarak saptandı. Hasta tanılarının gruplar arası dağılımı tablo 2’de verilmiştir.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: Tanıların gruplararası dağılımı.

    Yapılan gruplar arası analizde VSD + pulmoner atrezi ve stent/mBT şant darlığı hastalarına daha sık CC yapı-lırken, IVS + pulmoner atrezi hastalarında FP daha sık kullanılmıştı (p <0.001). Hastalara her iki grupta da en sık tanısal amaçlı kateterizasyon yapılırken bunu duktal stent işlemi takip etmekteydi. Gruplarda yapılan katete-rizasyon işlemleri tablo 3’de verilmiştir.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 3: Yapılan kateterizasyon işlemlerinin gruplararası dağılımı.

    Çalışmamızda FP grubundaki hastalarda komplikasyon oranı %13.20 (n =7) idi. Bunlarda 4 (%7.54) vasküler obstrüksiyona bağlı alt ekstremitede dolaşım bozukluğu, 1 (%1.88) stent darlığı ve 2 (%3.77) pulmoner artere stent migrasyonu saptandı. Takipte alt ekstremi-tede dolaşım bozukluğu görülen hastalar düşük mole-kül ağırlıklı heparin ile tedavi edildi. Karotis cut-down grubunda ise sadece 3 hastada (%5.55) yara yeri enfek-siyonu saptanması dışında komplikasyon görülmedi. Bu hasta uygun antibiyoterapi verilerek tedavi edildi. Karotis cut-down işlemi uygulanan hastalara 6. ayda karotis Doppler ultrasonografi yapıldı. Hiçbir hastada karotis arterinde darlık tespit edilmedi. Çalışmamızda vasküler erişim prosedürüne bağlı mortalite görülmedi.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Pediatrik kardiyak kateterizasyon işlemleri, doğumsal kalp hastalığı olan hastaların anatomik ve hemodinamik tanı ve tedavisinde uygulanmaktadır 10. Günümüzde girişimsel işlemlerin sıklığı giderek artmakta ve bu da artan komplikasyon oranlarını beraberinde getirmektedir. Yapılan işlemin başarısı işlemin zorluğu, yapan kişinin deneyimi, kullanılan malzemeler, hastanın tanısı, yaşı, ağırlığı gibi birçok faktöre bağlı olduğu gibi kullanılan vasküler yolla da ilişkilidir. Biz bu çalışmamızda benzer tanı gruplarında FP ve CC ile yaptığımız kateterizasyon işlemlerini karşılaştırdık. Çalışmamızda CC grubunda daha düşük ağırlık, daha kısa işlem süresi, damara giriş süresi, anestezi süresi saptadık.

    Birçok merkezde femoral arter sol ventrikül kateterizasyonu için birinci tercih olarak kullanılmaktadır. Seyrinin düz olması nedeniyle femoral arterin manipülasyonu kolaydır ve yineleyen girişimlere olanak tanır. Fakat bu işlem palpasyonla hissedilerek körleme yapı-lır ve damarın direkt olarak görülememesi anatomik varyasyonlar olduğu zaman bu işlemi riskli hale getirir. Literatüre bakıldığında, femoral yoldan yapılan kateterizasyon işlemi sonrasında damar ile ilgili komplikasyon oranlarının az olmadığı görülmektedir. Varan ve ark. 11, vücut ağırlığı 2000 gramdan küçük olan hastalarda femoral arter yaralanma oranını %54.5 olarak bildirmişlerdir. Brotschi ve ark. 13, küçük yaş ve düşük vücut ağırlığının femoral arter kateterizasyonu sırasında meydana gelen arteryel tromboz insidansını artıran faktörler olduğunu bildirmiştir. Femoral arteryel tromboz hastanede kalış süresini uzatmakta, maliyeti yükseltmekte, erken ve geç dönemde morbidite ve mortalite artışına neden olmaktadır 14. Kritik aort stenozu, near atretik aort koarktasyonu veya vertikal kıvrıntılı duktus arteriyozusu olan hastalarda küçük çaplı femoral arterden kateteri retrograd olarak ilerlet-mek teknik olarak zor olabilir 15. Karotis arteri, balon aortik valvüloplasti, duktal stent ve sistemik-pulmoner şant girişimleri gibi işlemlerde femoral arteryel komplikasyonlardan kaçınmak için tercih edilebilir 6,12. Duktusun vertikal açılı olması nedeniyle femoral arterden yapılan başarısız girişimler, vertikal duk-tusa stent yerleştirilmesi, stent redilatasyonu, sistemik-pulmoner arter şant girişimleri ve vücut ağırlığı 2500 gramdan küçük olan infantlarda karotis yolunun ilk girişim yeri olarak güvenle kullanılabileceği bildirilmektedir 16,17. Çalışmamızda femoral girişimi başarısız olan 13 (%12.14) hastaya CC yoluyla kateterizasyon yapılmıştır. Bu hastaların 5’ine duktal stent, 2’sine balon koarktasyon anjioplasti, 2’sine balon aortik val-vüloplasti ve 4’üne tanısal kalp kateterizasyonu yapılmıştı. Justino ve Petit 6, 42 hastaya yaptıkları 47 kateterizasyon işleminde perkutan karotis girişimi ile ilişkili olarak 2 trombotik oklüzyon, 2 hematom, 1 nonoklüziv trombüs ve 1 psödoanevrizma bildirmiştir. Polat 17, ultrasound kılavuzluğunda perkütan girişim yaptıkları yeni bir seride karotis arter giriş yeri ile iliş-kili vasküler komplikasyon oranını %19 olarak rapor etmiştir. Choudhry ve ark. 12, 3 aydan küçük infant-larda perkutan karotis girişimiyle kalp kateterizasyonu yapılan hastalarda işlem sonrasında karotis arter psödoanerizması oranını %10-20 olarak bildirmiştir. Görülmektedir ki, yapılan girişim ultrasound kılavuzluğunda bile olsa giriş yeri ile ilgili vasküler komplikasyonlar meydana gelebilmektedir. Çünkü anatomik olarak ana karotis arterine lateralde internal juguler ven ve posteriorda vagus siniri komşuluk etmektedir. Hedef damar olan ana karotis arterine damarı görmeden ponksiyon yapıldığı zaman vagus siniri veya internal juguler ven hasara uğrayabilir.

    Karotis cut-down perkütan tekniğe göre daha invaziv bir yöntem olsa da, daha düşük komplikasyon oranları-na sahiptir. Çalışmamızda karotis cut-down grubundaki hastalarımızda perkutan işlemin tipik komplikasyonla-rından (hematom, kanama, intravasküler trombüs, psödoanevrizma gibi) hiçbirini görmedik. Sadece 3 (%2.80) hastada girişim yeri ile ilgili komplikasyonla (yara enfeksiyonu) karşılaştık. Hem kendi femoral ponksiyon grubumuzla, hem de literatürdeki karotis ponksiyon gruplarıyla karşılaştırdığımızda, bizim karotis cut-down yoluyla kateterizasyon yaptığımız hastalarda daha az komplikasyon meydana geldiğini tespit ettik. Bunun sebebinin karotis arterini doğrudan görerek teli damar içine ilerletmek olduğunu düşünmekteyiz.

    Yapılan çalışmalarda femoral artere konulan sheath boyutu arttıkça damarsal komplikasyonların arttığı bildirilmiştir. Karotis arteri femoral artere göre daha geniş olduğu için karotis arter girişimi daha büyük kılıf takılmasına imkan verir ve özellikle düşük kilolu hastalarda vasküler komplikasyonlarından kaçınmak için tercih edilebilecek bir giriş yoludur 3. Nitekim çalışmamızda karotis cut-down grubunda femoral ponksiyon grubuna göre daha büyük çaplı sheath kullanılmıştır.

    Küvözden çıkartılıp kateterizasyon masasına alınan düşük kilolu bebekler hipotermiye daha duyarlıdır ve bunlarda vücut sıcaklığı sabit tutulmalıdır 18. Aksi takdirde hızla metabolik asidoz ve periferik dolaşım bozukluğu gelişebilir. Bu nedenle bu bebeklerde işlem süresinin kısa olması önemlidir. Buna ek olarak, kritik aort stenozu/koarktasyonu, mBT şantı trombozu, duktal stent trombozu gibi acil girişim gerektiren hemodinamik olarak instabil olan hastalarda hızlı bir şekilde damar erişimi sağlamak hayat kurtarıcıdır 19. Kardiyak kateterizasyon yapılan çocuklarda vücut ağırlığının küçük olmasının vasküler komplikasyon insidansını en fazla arttıran faktör olduğu ve damar ponksiyon süresinin uzun olmasının girişime bağlı olumsuz olaylar ile ilişkili olduğu bildirilmiştir 1. Ligon ve ark. 20, sistemik-pulmoner arter şantına müdahale edilmiş hastalarda perkutan karotis ve femoral arter yaklaşımlarının karşılaştırıldığı bir çalışmada ise işlem süresinin, hedef artere ulaşma süresinin ve anestezi süresinin karotis yaklaşımı lehine daha kısa olduğu bildirilmiştir. Bizim çalışmamızda da buna benzer şekilde karotis cut-down grubunda işlem sürelerinin (anestezi süresi, işlem süresi, artere giriş süresi) daha kısa olduğu bulundu.

    Yenidoğan böbreğinin glomerüler filtrasyon kapasite-sinin düşük olması nedeniyle bu hastalarda verilecek kontrast madde volümünün düşük tutulması nefrolojik komplikasyonlardan kaçınmak için dikkat edilmesi gereken noktalardan biridir 21. Mobley ve ark. 22, düşük doğum ağırlıklı (<2500 g) yenidoğanlarda kardiyak kateterizasyon sırasında kullanılan kontrast madde miktarının daha fazla olduğunu bildirmiştir. Bizim çalışmamızda kontrast madde miktarı açısından iki grup arasında anlamlı fark bulunmadı.

    Çalışmamızda karotis arterindeki cerrahi cut-down deneyimimizi hem gözden geçirdik, hem de tekniğimizi alışılagelmiş standart femoral ponksiyon yöntemiyle karşılaştırdık. Elde ettiğimiz verilere baktığımızda bazı tanı ve işlemlerde karotis yaklaşımının femoral yaklaşıma göre daha verimli olduğunu bulduk ve nörolojik olay gibi bizi endişelendiren bir durum gözlemlemedik. Karotis cut-down yapılan tüm hastalarımıza işlemden sonraki ilk 24 saatte ve altıncı ayda renkli Doppler ultrasonografi ile damar açıklığı kontrolü yaptık ve hiçbir hastanın karotis arterinde stenoz veya kan akı-mında azalma saptamadık.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • Sonuç
    Çalışmamızda geleneksel femoral yol ile karşılaştırıl-dığında CC grubundaki hastalarda işlem süresi daha kısa, prosedürel başarı oranı daha yüksek olarak bulundu. Kardiyak kateterizasyon için karotis cut-down yaklaşımı, her ne kadar cerrahi bir işlem olsa da, güvenilir vasküler cerrahların olduğu merkezlerde incelikli cerrahi teknik, titiz bir yaklaşım ve işlem sonrası yakın gözetim ile başarıyla kullanılabilir. Çalışmamız, özellikle kritik aort darlığı, near atretik aort koarktasyonu gibi acil müdahale gereksinimi olan düşük vücut ağırlığına sahip hastalarda karotis cut-down girişiminin primer kateterizasyon yolu olarak kullanılabileceğini düşündürmektedir. Ancak pediatrik popülasyonda kardiyak kateterizasyonda karotis cut-down yönteminin güvenli olduğunu söylemek için uzun dönem takip sonuçlarını araştıran çalışmalara ihtiyaç vardır.

    Çalışmanın kısıtlılıkları: Çalışmamızın bazı kısıtlılık-ları vardır. Bunlar, çalışmamızın retrospektif olması, vaka sayımızın az olması, perkutan karotis ponksiyon grubunun olmaması, hastaların ortalama takip sürelerinin kısa olmasıdır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Roushdy AM, Abdelmonem N, El Fiky AA. Fac-tors affecting vascular access complications in children undergoing congenital cardiac catheteri-zation. Cardiology in the Young 2012; 22: 136-44. DOI 10.1017/S1047951111000989.

    2) Uçar B, Kılıç Z, Karataş Z. Kalp kateterizasyonu yapılan çocuklarda kateter giriş yerine ait vasküler komplikasyonlar. Turkish J Pediatr Dis 2012; 6: 23-30.

    3) Glatz AC, Shah SS, McCarthy AL et al. Prevalence of and risk factors for acute occlusive arterial injury following pediatric cardiac catheterization: a large single-center cohort study. Catheter Cardiovasc Interv 2013; 82: 454-62. DOI 10.1002/ccd.24737.

    4) Davenport JJ, Lam L, Whalen-Glass R et al. The successful use of alternative routes of vascular ac-cess for performing pediatric interventional cardiac catheterization. Catheter Cardiovasc Interv 2008; 72: 392-8. DOI 10.1002/ccd.21621.

    5) Steinberg C, Weinstock DJ, Gold JP, Notterman DA. Measurements of central blood vessels in in-fants and children: normal values. Cathet Cardio-vasc Diagn 1992; 27:197-201. DOI 10.1002/(ISSN)1097-0304.

    6) Justino H, Petit CJ. Percutaneous common carotid artery access for pediatric interventional cardiac catheterization. Circ Cardiovasc Interv 2016; 9: e003003.

    7) Fischer DR, Ettedgui JA, Park SC, Siewers RD, Del Nido PJ. Carotid artery approach for balloon dilation of aortic valve stenosis in the neonate: a preliminary report. J Am Coll Cardiol 1990; 15: 1633-6.

    8) Azzolina G, Eufrate SA, Allella A. New approach to catheterization of the heart in infants and children. British Heart J 1973; 35: 643-6.

    9) Tadphale S, Yohannan T, Kauffmann T, Maller V, Agrawal V, Lloyd H. Accessing femoral arteries less than 3 mm in diameter is associated with increased incidence of loss of pulse following cardiac catheterization in infants. Pediatric Cardio-logy 2020; 41: 1058-66.

    10) Feltes TF, Bacha E, BeekmanIII RH et al. Indica-tions for cardiac catheterization and intervention in pediatric cardiac disease: A scientific statement from the American Heart Association. Circulation 2011; 123: 2607-52.

    11) Varan B, Tokel NK, Yakut K, Erdoğan İ, Özkan M. The results of interventional catheterization in infants weighing under 2,000 g. Turk Gogus Kalp Damar Cer 2019; 2: 304-13.

    12) Choudhry S, Balzer D, Murphy J, Nicolas R, Sha-hanavaz S. Percutaneous carotid artery access in infants< 3 months of age. Catheter Cardiovasc Interv 2016; 87: 757-61.

    13) Brotschi B, Hug MI, Kretschmar O, Rizzi M, Al-bisetti M. Incidence and predictors of cardiac cat-heterisation-related arterial thrombosis in children. Heart 2015; 101: 948-53.

    14) Kim J, Sun Z, Benrashid E et al. The impact of femoral arterial thrombosis in paediatric cardiac catheterisation: a national study. Cardiology in the Young 2017; 27: 912-7.

    15) Gasparella M, Milanesi O, Biffanti R, et al. Carotid artery approach as an alternative to femoral access for balloon dilation of aortic valve stenosis in neonates and infants. J Vasc Access 2003; 4: 146-9.

    16) McMahon CJ, Price JF, Salerno JC et al. Cardiac catheterisation in infants weighing less than 2500 grams. Cardiol Young 2003; 13: 117‑22.

    17) Polat TB. Use of percutaneous carotid artery access for performing pediatric cardiac interventions: single-center study. Ann Pediatr Card 2020; 13: 16-24.

    18) Baum D, Mullins G. Core temperature in infants undergoing cardiac catheterization. Pediatrics 1965; 36: 88-93.

    19) Bonnet M, Petit J. Catheter-based interventions for modified Blalock-Taussig shunt obstruction: a 20-year experience. Pediatric Cardiology 2015; 36: 835-41.

    20) Ligon RA, Ooi YK, Kim DW, Vincent RN, Petit CJ. Intervention on surgical systemicto-pulmonary artery shunts: carotid versus femoral access. JACC Cardiovasc Interv 2017; 10: 1738‑44.

    21) Cantais A, Hammouda Z, Mory O et al. Incidence of contrast-induced acute kidney injury in a pediat-ric setting: a cohort study. Pediatric Nephrology 2016; 31: 1355-62.

    22) Mobley MM, Stroup RE, Kaine SF. Comparative risk of cardiac catheterisations performed on low birth weight neonates. Cardiol Young 2013; 23: 722-6.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]