[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2017, Cilt 22, Sayı 1, Sayfa(lar) 029-033
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Elazığ İlinde D Vitamini Düzeylerinin Yaş, Cinsiyet ve Mevsimlere Göre Değişimi
Selda TELO1, Dilara KAMAN1, Gürkan AKGÖL2
1Fırat Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Biyokimya Anabilim Dalı, Elazığ, Türkiye
2Fırat Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı, Elazığ, Türkiye
Anahtar Kelimeler: D Vitamini, Eksiklik, Mevsimler, Yaş, Cinsiyet, Vitamin D, Deficiency, Seasons, Age, Gender
Özet
Amaç: Bu çalışmanın amacı hastanemize başvuran erişkinlerde D vitamini eksikliği olup olmadığını belirlemek; yaşa, cinsiyete ve mevsimlere göre 25-Hidroksi vitamin D (25-OH D) düzeyleri arasında fark olup olmadığını tespit etmektir.

Gereç ve Yöntem: 2014 yılı Ocak-Aralık ayları arasında Elazığ Fırat Üniversitesi Hastanesine başvuran 25-OH D düzeyi çalışılan 18-70 yaş arası 12389 hasta retrospektif olarak incelendi. D vitamin düzeyi >80 ng/ml olan hastalar değerlendirme dışı bırakıldı. Serum 25-OH D düzeyinin <12 ng/ml olması ciddi eksiklik, 12-20 ng/ml hafif orta derecede eksiklik, 21-30 ng/ml arası yetersizlik, >30 ng/ml yeterlilik olarak kabul edildi.

Bulgular: Çalışmamıza 10498 (%85) kadın, 1891 (%15) erkek dahil edildi. 25-OH D düzeyi ortalaması kadınlarda 14.61±13.43 ng/ml, erkeklerde 16.81±10.29 ng/ml bulundu. D vitamini düzeyleri, yaş grupları arasında hem erkek hem de kadın hastalarda istatistiksel olarak anlamlılık gösterdi (p<0.001). Hem kadınlarda hem erkeklerde 25-OH D düzeyleri kış mevsiminde en düşük, yaz mevsiminde en yüksek düzeyde bulunup, mevsimler arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gösterdi (p<0.001). Ciddi yetersiz (<12 ng/ml) D vitamini oranı kadınlarda %59, erkeklerde %36 bulunurken, yetersiz (<20 ng/ml) D vitamin oranı ise kadınlarda %78 erkeklerde ise %73 olarak bulundu.

Sonuç: Bu çalışmamızda hastanemize Elazığ ve çevre illerden başvuran hastalarda çok ciddi D vitamini yetersizliği tespit edilmiştir. D vitamin eksikliğinin birçok önemli hastalığa eşlik ettiği düşünülürse D vitamininden zenginleştirilmiş yiyecekler veya D vitamini destek tedavisi daha fazla önem kazanmaktadır

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    D vitamini, yaygın küresel eksikliği ve sağlık üzerine önemli etkileri olduğu gündeme geldiği günden itibaren tıp çevrelerinden ve halktan büyük ilgi görmektedir1. D vitamini, güneş ışığına maruziyet sonrasında deride sentezlenen steroid yapılı bir vitamindir2. Kalsiferol olarak adlandırılan D vitamini, vitamin D2 (diyetle alınan ergokalsiferol) ve vitamin D3 (insan vücudunda deride sentezlenen kolekalsiferol) olmak üzere başlıca iki formda ortaya çıkar. Her ikisi de inaktif olan bu formlar, önce karaciğerde 25 hidroksilaz ile hidroksillenerek 25 dihidroksi vitamin D’ye (25-OH D), daha sonra böbreklerde 1 𝛼-hidroksilaz ile hidroksillenerek aktif formları olan 1,25 dihidroksi vitamin D’ye (kalsitriol) çevrilirler3. D vitamini durumu esas olarak ultraviyole B (dalga boyları 290-315 nm) ışınları etkisi altında deride sentezlenen vitamin D3 miktarına ve daha düşük derecede ise vitamin D2 ve D3’ün diyet ile alınma miktarına bağlıdır4. D Vitamini kemik homeostazı için gereklidir. D vitamini eksikliğinde bozulmuş kemik mineralizasyonu ile karakterize raşitizm veya osteomalazi ortaya çıkar. D vitamininin kemik dışında kardiyovasküler hastalıklar, diyabetes mellitus, kanser, multipl skleroz, alerji, astım, enfeksiyon, depresyon, psikiyatrik bozukluklar ve ağrı üzerine potansiyel faydaları gösterilmiş5; bağışıklık sistemini destekleyerek birçok hastalık için önleyici rolleri olduğu öne sürülmüştür6. D vitamini eksikliği genellikle yetersiz güneş ışığına maruz kalma, aşırı güneş koruyucu kullanma, beslenme ile yetersiz D vitamini alma ve kentsel alanlarda yaygın bir kirletici olan troposferik ozonun deride D vitamini sentezini azaltması gibi nedenlerle ortaya çıkmaktadır7. Son zamanlarda, düşük serum 25-OH D durumunu tanımlamak için D vitamini yetersizliği terimi kullanılmaya başlanmıştır5. 50 nmol/L’den (<20 ng/ml) düşük 25- OH D vitamin düzeyleri eksiklik olarak, 50-75 nmol/L (20-30 ng/ml) ise yetersizlik (subklinik eksiklik) olarak Tanımlanmıştır6. Yarılanma ömrünün uzun olması, hem deride sentezlenen hem de diyetle alınan D vitaminini yansıtması ve vücuttaki depo durumunu göstermesi nedeniyle serum düzeylerinin ölçümünde 25- OH D tercih edilmektedir6,8,9.

    Çalışmamız, hastanemize Elazığ ve çevre illerden başvurmuş 18 yaş üzeri ve 70 yaş altı hastalarda D vitamini düzeylerinin incelenerek 25-OH D eksikliğini belirlemek ve yaş cinsiyet ve mevsimlere göre D vitamin değişiminin tespiti amacı ile yapılmıştır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Bu çalışma 01/03/2016 tarihli 2016/05 sayılı ve 14 no’lu Fırat Üniversitesi etik kurul onayı alındıktan sonra gerçekleştirildi. Çalışmamızda 2014 yılı Ocak- Aralık ayları arasında Elazığ Fırat Üniversitesi Hastanesi’ne başvuran hastalardan 25-OH D düzeyi çalışılanlar retrospektif olarak incelendi. 12389 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların yaş, cinsiyet ve mevsimlere göre 25-OH D vitamin düzeyleri belirlendi. Plazma 25-OH D vitamin düzeyleri HPLC (Highperformance liquid chromatography) yöntemiyle HPLC (Shimadzu RF-10AxL) cihazında çalışıldı. Serum 25-OH D düzeyinin <12 ng/ml olması ciddi eksiklik, 12-20 ng/ml hafif-orta derecede eksiklik, 21-30 ng/ml arası yetersizlik, >30 ng/ml yeterlilik olarak kabul edildi. D vitamin düzeyi >80 ng/ml olan hastalar değerlendirme dışı bırakıldı.

    İstatistiksel Değerlendirme:
    Tüm veriler SPSS 21 istatistik paket programı kullanılarak değerlendirildi. Değişkenlerin normal dağılıma uygunluğu Kolmogorov-Smirnov testi ile incelendi. Gruplar arasında parametrelerin karşılaştırılmasında One-way Anova (tek yönlü varyans analizi) ve Tukey testi kullanıldı. Sonuçlar ortalama ± standart sapma (±SD) olarak ifade edildi ve p<0.05 değerleri istatiksel olarak anlamlı kabul edildi.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Hastaların demografik bilgileri ve ortalama 25-OH D vitamin düzeyleri Tablo 1’de verilmiştir. Hastalar cinsiyetlerine göre değerlendirildiğinde; 10498 (%85) kadın, 1891 (%15) erkek idi. Hastaların 25-OH D düzeyi ortalaması total olarak değerlendirildiğinde14.94± 13.02 ng/ml, kadınlarda 14.61±13.43 ng/ml, erkeklerde16.81±10.29 ng/ml bulundu. Kadınların yaş ortalaması 44.17±13.36 erkeklerin yaş ortalaması ise 43.83±14.78 olarak bulundu. Hastaların yaşa, cinsiyete ve mevsimlere göre 25-OH D değişimi Tablo 2’de verilmiştir. 18-34 yaş arası kadınlarda (n=2791) ortalama 25-OH D düzeyi 13.25 ng/ml iken, 35-54 yaş arası kadınlarda (n=5044) 15.27 ng/ml, 55-70 yaş arası kadınlarda ise (n=2663) 14.77 ng/ml bulundu. Kadınlarda 25-OH D düzeyleri yaş grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gösterdi (p<0.001). 18-34 yaş arası erkeklerde (n=596) ortalama 25-OH D düzeyi 17.26 ng/ml iken, 35-54 yaş arası erkeklerde (n=736) 17.54 ng/ml, 55-70 yaş arası erkeklerde ise (n=559) 15.38 ng/ml bulundu. Erkeklerde 25-OH D düzeyleri yaş grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gösterdi (p<0.001). Hem kadınlarda hem erkeklerde 25-OH D düzeyleri kış mevsiminde en düşük, yaz mevsiminde en yüksek düzeyde bulunup, mevsimler arasında istatistiksel anlamlılık gösterdi (p<0.001). 25- OH D vitamini düzeylerine göre gruplandırıldığında, cinsiyete göre dağılımı Tablo 3’te verilmiştir. Kadınlarda 25-OH D düzeyi %58.9’u <12 ng/ml, %18.9’u 13-20 ng/ml, %11.3’ü 21-30, %10.9 >30 ng/ml olarak tespit edildi. Erkeklerde 25-OH D düzeyi, %36.1’i <12 ng/ml, %36.6’sı 13-20 ng/ml, %18.4’ü 21-30, %8.9 >30 ng/ml olarak tespit edildi.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Hastaların demografik bilgileri ve ortalama 25-OH D vitamin düzeyleri


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: Hastaların yaşa, cinsiyete ve mevsimlere göre 25-OH D değişimi


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 3: Hastaların 25-OH D düzeylerinin cinsiyete göre dağılımı

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    D vitamini, kemiğin normal gelişim ve korunması için önemlidir. D vitamini eksikliğinin, kalsiyum metabolizması, osteoblastik aktivite, matriks kemikleşmesi, kemiğin yeniden şekillenmesi ve kemik yoğunluğu üzerine olumsuz etkileri vardır8. D vitamini eksikliği, yaşlılarda osteoporoz, çocuklarda raşitizm, bazı kanserler, kardiyovasküler hastalıklar10 ve diabetes mellitus dahil olmak üzere birçok hastalıkla ilişkili oldukça yaygın bir durumdur11. D vitamininin antienflamatuar ve bağışıklık düzenleyici etkilerinden dolayı suboptimal D vitamini düzeylerinin potansiyel bir mortalite belirleyicisi olduğu savunulmuştur (12). Birçok farklı ülkeden gelen raporlar gösteriyor ki D vitamini düzeyleri tanımlanan eşik değerlere bağlı olarak %7 ile %80 arasında yetersizlik ve eksiklik göstermektedir11. Asyalılar yeterli güneşe sahip bir bölgede yaşamalarına rağmen yeterli D vitamini düzeylerine sahip değillerdir10,13. Güneşe maruziyet, vitamin D alımı, yaş, adipoz doku, fiziksel aktivite gibi faktörler 25-OH D düzeylerini etkilediği bilinmektedir. D vitamini için tüm bunlar göz önünde tutulsa bile bireysel bağımsız değişkenleri açıklamak zordur. Sonuç olarak tek başına 25-OH D konsantrasyonu ile bir hastada D vitamini yetersizliğinin klinik veya biyokimyasal olarak risklerini değerlendirmenin zor olduğu belirtilmiştir5.

    Güneşin zararlı etkilerinden korunmanın gerekliliği ortaya konulduktan sonra vitamin D eksikliği tüm dünya nüfusunu etkileyen bir sorun haline gelmiştir. Özellikle Avustralya’da cilt kanserindeki dramatik artıştan dolayı halk direkt güneş ışığından korunmaya başlamış ve dolayısıyla D vitamini eksikliğinin en fazla görüldüğü ülke haline gelmiştir14. Vitamin D eksikliği, Hindistan, Avustralya, Brezilya’da ve dini inanışlarından dolayı Orta Asya’da oldukça yaygındır15. Ancak açık havada güneşe maruz kalmanın diyet ile D vitamini alımına göre serum 25-OH D değerlerine daha iyi yansıdığı tespit edilmiştir5.

    Türkiye’de D vitamini eksikliği sıklığı çalışmalarda %46 ile %80 arasında değişmektedir. Türkiye’deki D vitamini eksikliğinin yüksek olmasının nedeni yaşam tarzı, besinsel ve çevresel etkenlerdir16. Türkiye’den Uçar ve ark.17 çalışmalarında 513 hastanın ortalama 25-OH D düzeylerini 30 ng/ml'den düşük bulmuşlar ve 20 ng/ml cut off değeri olarak alındığında hastalarda %51.8 oranında vitamin D eksikliği, %20.7 oranında vitamin D yetersizliği tespit etmişlerdir. Bizim çalışmamızdan farklı olarak cinsiyetler açısından anlamlı farklılık bulamamışlardır. Öğüş ve ark.18 Ankara'da yapmış oldukları çalışmada, 3242 hastanın ortalama D vitamini düzeylerini 22.80±13.27 ng/ml olarak bulurken, hastaların %47'sinde (kadınlarda %50, erkeklerde %38) <20 ng/ml D vitamini seviyeleri bulmuşlardır. Bizim sonuçlarımıza benzer olarak D vitamin düzeylerini kadınlarda erkeklere göre anlamlı olarak düşük bulmuşlardır.

    Pakistan’da yapılan bir çalışmada %98.86 oranında D vitamin eksikliği tespit edilmiş ve kadın cinsiyet, az fiziksel aktiviteye sahip olmak, kapalı işyerinde çalışmak, az güneş ışığına maruz kalmak, yükseköğretim ve yüksek ekonomik düzeyi ile D hipovitaminozu arasında bağlantı bulmuşlardır19.

    Bizim çalışmamızda ise 25-OH D için ciddi yetersizlik (<12 ng/ml) için kadınlarda oran %59, erkeklerde %36 bulunurken, <20 ng/ml olan yetersizlik cut off 'unda ise bu oran kadınlarda %78 erkeklerde ise %73’e yükselmektedir. Erol ve ark.20 yaptıkları çalışmada, hastaların ortalama 25-OH D düzeylerini 10.6±6.5 ng/ml olarak bulmuşlar ve hastaların %92.2'sinde ortalama 25-OH D düzeyini 20 ng/ml'in altında tespit etmişlerdir.

    Almanya’da yapılan bir çalışmada özellikle kış ve ilkbahar aylarında 18-79 yaş arası yetişkin nüfusun serum 25-OH D düzeylerinin 50 nmol/L'nin (<20 ng/ml) altında olduğu tespit edilmiştir4. Kanada’da yapılan çalışmalar, 25-OH D düzeylerinin özellikle siyahi ırkta ve yaşlılarda <75 nmol/L (<30 ng/ml) olduğunu göstermiştir. Özellikle kış ve ilkbahar mevsimlerinde yaklaşık 25-OH D düzeylerinin %60 ile %120 arasında mevsimsel varyasyon gösterek <50 nmol/L (<20 ng/ml) olduğu gösterilmiştir21. İsviçre’de de 50 nmol/L(<20 ng/ml) değerini cut off olarak aldıklarında %38 vitamin D eksikliği, 50-75 nmol/L (20-30 ng/ml) değerinde ise %36 olarak yetersizlik olduğu bulunmuştur. Bizim çalışmamıza benzer olarak mevsimler ile ilgili verilerden 25-OH D vitamini düzeylerinin yaz ve sonbaharda en yüksek, kış ve ilkbahar aylarında en düşük olduğu anlaşılmıştır. Uluslararası ve ulusal kılavuzlar D vitamini ölçümü, sınıflaması ve değişiminde mevsimsel varyasyonlar ile ilgili önerilere yer vermemiş olmaları şaşırtıcıdır22.

    D vitamini eksikliği batı toplumlarında özellikle yaşlılarda, yaygın bir sağlık sorunu olarak kabul edilmiştir13. Çin’de yapılan bir çalışmada bizim sonuçlara benzer olarak yaş arttıkça hem kadınlarda hem de erkeklerde 25-OH D düzeylerinin düştüğü ve kadınlar da D vitamin yetersizliği (<20 ng/ml) oranı %79 ile erkeklere göre (%64) daha sık bulunmuştur. Yaşlanma ile deride üretilen D vitamini prekürsörü olan 7- dehidrokolesterolün konsantrasyonunun azalması sonucunda D vitamini üretim kapasitesi de azalır. Güneş ışığına eşit dozlarda maruz kalan 70 yaşındaki bir kişi 20 yaşındaki bir kişiden %75 daha az vitamin D3 üretir23.

    National Institute of Health’e (NIH) göre vitamin D eksikliği, insanlar yeterli ultraviyole radyasyonuna maruz kalmadıkları veya yeterli şekilde gıda ile D vitamin almadıklarında oluşur. Yüz, kollar eller, bacak lar veya sırtın haftada en aşağı iki kez 10-15 dakika güneş ışığına maruziyetinin optimal serum vitamin D düzeylerini sağlayacağını belirtmişlerdir24.

    Elazığ Türkiye’nin doğusunda bol güneş alan bir bölgede olduğundan dolayı D vitamin eksikliğinin görülmeyeceği düşünülebilir. Ancak bu çalışma Elazığ’da yaşayan erişkinlerde başta kış mevsimi olmak üzere tüm mevsimlerde ve başlıca kadınlarda olmak üzere her iki cinsiyette de D vitamini yetersizlik oranlarının ciddi boyutta olduğunu ortaya koymuştur.

    Çalışmada bazı kısıtlılıklar vardır. Çalışma retrospektif olduğundan hastaların D vitamini alıp almadığı ve güneşe maruz kalma dereceleri bilinememektedir. Çalışmaya dahil edilen hastaların çoğu kadınlardan oluşmaktaydı. Sonuç olarak, hastanemize Elazığ ve çevre illerinden başvuran hastalarda %77 oranında D vitamini yetersizliği ve eksikliği tespit edilmiştir. İnsan vücudunda bulunan D vitaminin %90-95’inin güneş ışınlarının etkisi ile deride sentezlendiği bilinmesine rağmen çeşitli nedenlerle güneş ışığından yeterince yararlanılamadığından dolayı D vitamininden zenginleştirilmiş yiyecekler veya D vitamini destek tedavisi önem kazanmaktadır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Naugler C, Zhang J, Henne D, Woods P, Hemmelgarn BR. Association of vitamin D status with socio- demographic factors in Calgary, Alberta: an ecological study using Census Canada data. BMC Public Health 2013; 13: 316.

    2) Cutolo M, Otsa K. Vitamin D, immunity and lupus. Lupus 2008; 17: 6-10.

    3) Papandreou D, Hamid ZT. The role of Vitamin D in diabetes and cardiovascular disease: an updated review of the literature. Dis Markers 2015; 2015: 580474.

    4) Rabenberg M, Scheidt-Nave C, Busch MA, Rieckmann N, Hintzpeter B, Mensink GBM. Vitamin D status among adults in Germany-results from the German Health Interview and Examination Survey for Adults (DEGS1). BMC Public Health 2015; 15: 641-55.

    5) Thacher TD, Clarke BL. Vitamin D insufficiency. Mayo Clin Proc 2011; 86: 50-60.

    6) Canadian Agency for Drugs and Technologies in Health. Vitamin D Testing in the General Population: A Review of the Clinical and Cost-Effectiveness and Guidelines. Ottawa (ON): 2015.

    7) Hekimsoy Z, Dinç G, Kafesçiler S, et al. Vitamin D status among adults in the Aegean region of Turkey. BMC Public Health 2010; 10: 782-8.

    8) Christodoulou S, Goula T, Ververidis A, Drosos G. Vitamin D and bone disease. Biomed Res Int 2013; 2013: 1-6.

    9) Halicioglu O, Aksit S, Koc F, et al. Vitamin D deficiency in pregnant women and their neonates in spring time in western Turkey. Paediatr Perinat Epidemiol 2012; 26; 53-60.

    10) Kumar GT, Chugh R, Eggersdorfer M. Poor vitamin D status in healthy population in India: a review of current evidence. Int J Vitam Nutr Res 2015; 85: 1-7.

    11) Atalay SG, Atalay R, Alkan BM, et al. Vitamin D deficiency in adults with musculoskeletal pain. Turk J Osteoporos 2015; 21: 101-4.

    12) Chowdhury R, Kunutsor S, Vitezova A, et al. Vitamin D and risk of cause specific death: systematic review and meta-analysis of observational cohort and randomised intervention studies. BMJ 2014; 348: g1903.

    13) Vitezova A, Cartolano NS, Heeringa J, et al. Vitamin D and the risk of atrial fibrillation-The Rotterdam Study. PLoS-One 2015; 10: e0125161.

    14) Holick MF, Chen TC. Vitamin D deficiency: a worldwide problem with health consequences. Am J Clin Nutr 2008; 87:1080S-6S.

    15) Kanan RM, Al Saleh YM, Fakhoury HM, Adham M, Aljaser S, Tamimi W. Year-round vitamin D deficiency among Saudi female out-patients. Public Health Nutrition 2013; 16: 544-8.

    16) Açıkgöz A, Günay T, Uçku R. Vitamin D requirements and supplementation during pregnancy. TAF Preventive Medicine Bulletin 2013; 12: 597-608.

    17) Uçar F, Yavuz Taşlıpınar M, Özden Soydaş A, Özcan N. Ankara Etlik İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesine başvuran hastalarda 25-OH Vitamin D düzeyleri. Eur J Basic Med Sci 2012; 2: 12-15.

    18) Öğüş E, Sürer H, Kılınç AŞ, ve ark. D Vitamini düzeylerinin aylara, cinsiyete ve yaşa göre değerlendirilmesi. Ankara Med J 2015; 15: 1-5.

    19) Roomi MA, Farooq A, Ullah E, Lone KP. Hypovitaminosis D and its association with lifestyle factors. Pak J Med Sci 2015; 31: 1236-40.

    20) Erol AM, Çelik C, Hacıoğlu K, ve ark. Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon polikliniğine başvuran hastalarda D vitamin düzeyi ile lipid profili ilişkisi. Ege Tıp Dergisi 2015; 54: 173-6.

    21) Greene-Finestone LS, Berger C, de Groh M, et al. 25-Hydroxyvitamin D in Canadian adults: biological, environmental, and behavioral correlates. Osteoporos Int 2011; 22: 1389-99.

    22) Vuistiner P, Rousson V, Henry H, et al. A population- based model to consider the effect of seasonal variation on serum 25(OH)D and vitamin D status. BioMed Res Int 2015; 2015: 168189.

    23) Zhen D, Liu L, Guan C, Zhao N, Tang X. High prevalence of vitamin D deficiency among middleaged and elderly individuals in northwestern China: its relationship to osteoporosis and lifestyle factors. Bone 2015; 71: 1-6.

    24) Sözen T. D hormonu: güncel gelişmeler. Hacettepe Tıp Dergisi 2011; 42: 14-27.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]