Çocuk femur cisim kırığı nedeniyle kapalı veya miniaçık
redüksiyon sonrası TEN ile intramedüller olarak
tespit ettiğimiz 34 hastanın tümünde kaynama elde
edildi. Her iki teknikte majör komplikasyon gözlenmedi.
Her iki yaklaşımda sonuçlar benzer olmasına rağmen,
radyasyona maruz kalma ve ameliyat süresinin
kısalığı mini-açık redüksiyon tekniği yapılanlarda daha
iyi olduğu gözlendi. Femur cisim kırıklarının tedavisinde
birçok tedavi yöntemi bildirilmesine rağmen
özellikle 6-12 yaş arasındaki çocuklarda kapalı redüksiyon
ve TEN ile intramedüller tespit tercih edilmektedir.
Ancak, redüksiyonun zor olduğu vakalarda hem hasta ve sağlık çalışanlarının radyasyon maruziyetinin
azaltılması hemde anestezi süresinin uzamaması açısından
redüksiyon için aşırı ısrarcı olmadan yapılan
mini-açık yaklaşım daha güvenilir bir yöntemdir.
Çocuk femur kırıklarının tedavisi yaşa bağlı olarak
değişmekle birlikte, tedavi yöntemleri arasında kapalı
redüksiyon ve pelvi-pedal alçılama, plaklı osteosentez,
eksternal fiksatör ile tespit ve intramedüller çivileme
sıklıkla kullanılmaktadır. 6-12 yaş aralığındaki femur
cisim kırıklarının tedavisinde TEN ile intramedüller
tespit son 10 yılda artmıştır 2,10,11. Pelvipedal
alçılama ekonomik olarak daha düşük maliyetli ve uzun dönem sonuçlarının iyi olmasına rağmen, alçı
bakımının zor olması, ailenin psikososyal uyumsuzluğu
nedeniyle zaman içinde daha az kullanılır hale gelmiştir
12,13. Kırığın plakvida ile internal tespiti anatomik
redüksiyon ve rotasyonel stabilite açısından intramedüller
çivilere göre daha iyidir. Ancak, yumuşak
doku hasarının fazla olması, artmış enfeksiyon riski ve
plak çıkarılması gereksinimi nedeniyle tekrar anestezi
ihtiyacının olması ve plak çıkarımı sonrasında görülebilen
kırık riski nedenlerinden dolayı bu yaş grubu
femur cisim kırıklarında sıklıkla tercih edilmez 10,14.
Eksteranal fiksatör ile kırık tespiti açık kırıklarda ve
multitravmalı hastalarda sıklıkla kullanılan bir yöntemdir.
Anestezi süresinin kısa olması, cerrahi sonrası
redüksiyon ayarlanması gibi avantajları olmasına rağmen
çivi yolu enfeksiyon, eklem sertliği, tekrar kırık
riski ve çocuk üzerindeki psikososyal etkilerinden
dolayı çok tercih edilen bir yöntem değildir 15,16.
İntramedüller tespit 6-12 yaş grubundaki çocuk femur
cisim kırıklarında sıklıkla tercih edilen ve popüler bir
yöntemdir. İntramedüller tespit için kirschner teli ve
çelik ender çivileri kullanılmasına rağmen TEN en çok
tercih edilen tespit sistemidir. Ancak bu yöntemde
rotasyonel instabilite olması, uzunluk farkı gözlenmesi,
fazla radyasyon maruziyeti gibi bazı dezavatajları mevcuttur
8,9,17.
Çocuk femur kırıklarının TEN ile cerrahi tedavisi sonrası
gözlenen en sık komplikasyon ekstremite eşitsizliğidir.
Gogi ve ark. 18 29 femur cisim kırığı nedeniyle
TEN ile tespit yaptıkları hastaların 9’unda ortalama 2,7
mm uzunluk ve 4’ünde de ortalama 11,7 mm kısalık
olduğunu bildirmişlerdir. Yine Altay ve ark. 8 yaptıkları
çalışmada 87 hastanın 10’unda anlamlı ekstremite
uzunluk farkı olduğunu, ancak TEN çıkarıldıktan bir
yıl sonra ekstremitelerdeki eşitsizliğin düzeldiğini
bildirmişlerdir. Bizim çalışmamızda, ortalama 13,1 mm
uzunluk farkı gözlenmesine rağmen klinik olarak anlamlılık
gözlenmedi.
Femur cisim kırıklarının cerrahi tedavisinde TEN ile
tespit hastanede kalma süresini kısaltır 7. Şükür ve
ark.’ı 9 yaptıkları çalışma da hastanede kalış süresini
ortalama 4,2 gün, Aktekin ve ark.’ı ise 19 ortalama 3,2 gün olarak bildirmişlerdir. Bizim çalışmamızda da
ortalama hastanede kalış süresi 2,9 gündü. Bizim hastalarımızın
hastanede kalış sürelerinin kısa olmasını tüm
hastaların izole kapalı femur cisim kırık olmasına bağlıyoruz.
Kapalı redüksiyon sonrası TEN ile intramedüller kırık
tespitinin açık redüksiyon yapılanlara göre en büyük
dezavantajı cerrahi sürenin uzunluğu ve floroskopik
radyasyon maruziyetinin fazla olmasıdır. Bununda en
önemli sebebi kırık redüksiyonun kapalı olarak sağlanmasındaki
zorluklardır. Bu yüzden kırık hattı üzerinden
mini bir insizyonla yapılan “blind-hand” tekniği
kapalı redüksiyonun elde edilmesinin güç olduğu vakalarda
kullanılabilir. Yapılan çalışmalarda bu tekniğin
hem cerrahi süreyi, hem de floroskopik radyasyon
maruziyeti süresini azalttığı bildirilmiştir. Böylece
alınan radyasyon dozu anlamlı ölçüde azalmaktadır 8,9,19,20. Altay ve ark.’ı 8 yaptıkları çalışmada
kapalı ve mini-açık redüksiyon sonrası TEN ile intramedüller
kırık tespiti yaptıkları gruplar arasında cerrahi
süre ve radyasyon maruziyeti açısından istatistiksel
olarak anlamlı fark olduğunu bildirmişlerdir. Komplikasyon
oranı ve kaynama zamanı açısından ise gruplar
arasında anlamlı bir farklılık olmadığını belirtmişlerdir.
Bizim çalışmamızda da, kapalı redüksiyon ve mini-açık
yapılan redüksiyon arasında cerrahi süre ve floroskopi
maruziyeti açısından istatistiksel olarak anlamlı olarak
fark gözlendi. Mini-açık teknikte cerrahi süre ve radyasyon
maruziyet daha az olmasına rağmen, hastanede
kalış süresi kapalı redüksiyon gruba göre daha fazla
gözlendi. Kaynama zamanı, alçıda kalma süresi, yük
verme, açılanma, uzunluk farkı ve TEN skoru açısından
gruplar arasında farklılık gözlenmedi.
Sonuç olarak, çocuk femur cisim kırıklarının tedavisinde
titanyum elastik nail kullanılarak yapılan intramedüller
kırık tespiti 6-12 yaş arasındaki hastalar için
etkili ve güvenilir bir yöntemdir. Operasyon sırasında
kapalı redüksiyon sağlanamadığı durumlarda hem
cerrahi ekibin radyasyon maruziyetini, hemde cerrahi
süreyi azaltmak için mini-açık cerrahi yaklaşım komplikasyonu
olmayan basit, güvenilir ve kapalı tekniğe
benzer sonuçları olan bir yöntemdir.