Sfenoid sinüs, OA ve İKA gibi hayati yapılarla çevrili olduğu için SS ve ilgili nörovasküler yapıların operasyon öncesinde radyolojik olarak değerlendirilmelidir. Çünkü transsfenoidal cerrahinin ciddi komplikasyonlarından biri nörovasküler yaralanmadır
6. Hipofiz adenomlarına transsfenoidal yaklaşım çok yaygın kullanılmakta olup SS anatomik yapılarının farklılıkları sellaya nazal yolla erişimi ciddi şekilde etkilemektedir
7. Anatomik yapılar çok çeşitlilik göstermekte olup preoperatif PNS-BT ile ayrıntılı olarak değerlendirilmelidir
7.
Bademci ve Ünal 8, SS’ ün hem koronal hem de aksiyal planda değerlendirilmesini altın standart kabul etmişlerdir. Bununla birlikte, Davoodi ve ark. 6 ları koronal taramaların OS ve VS protrüzyon, MS ve VS dehissansı tespitinde daha faydalı olduğunu; aksiyal taramaların Onodi hücrelerinin (OH) değerlendirilmesinde üstün olduğunu belirtmişlerdir. Sunulan çalışmada varyasyonların değerlendirilmesinde hem koronal hem de aksiyal planlar kullanılmıştır.
Onodi hücresi sfenoid kemik içerisine uzanım gösteren arka etmoidal hava hücresidir 9. Optik sinir, SS ve hipofiz bezi ile yakın komşuluğu nedeniyle, SS cerrahisini zorlaştırabilir. Literatürde OH sıklığı %8,4 ile %24 arasında bildirildi 9. Aksiyal kesitlerin incelendiği çalışmalarda daha iyi saptanırken, koronal kesitlerde OH posterior etmoidal hücre olarak değerlendirilebildiğinden, çalışmalar arasında farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Sunulan çalışmada tüm olgular OH varlığı yönünden, hem aksiyal hem koronal kesitlerde değerlendirildi ve oranı %15 olarak bulundu. Bu oran literatürdeki değerlerle uyuşmaktadır. SS’ ler, posterior etmoid hücrelerden sfenoid kemiğin içine doğru genişler, pterigoid laminalara ve SKB’larına yayılırlar. SS genişledikçe genişleme miktarına paralel, İKA ve OS lateral duvarda kabarıklık oluşturur. Bu ekspansiyon AKP’e uzandığında OS’in operasyon sırasında yaralanma riski ortaya çıkar 10. Literatürde PP pnömatizasyon oranı %15,5-43,6 olarak bildirildi 11,12. Sunulan çalışmada PP pnömotizasyonu %59 bulunmuş olup literatürden daha yüksektir.
AKP pnömatizasyonu literatürde %13-28,3 oranında 4,9,12, çalışmamızda %41 oranında saptandı. Hewaidi ve ark.ları 4 %20’sinde SBK pnömatizasyonu buldular. Bu çalışmada olguların %13' ünde SBK pnömatizasyonu gözlemlendi.
İKA kemik kanal protrüzyonu literatürde %26,1-45,8 oranında; karotid kanal dehissansı %1,8-39 oranında tespit edildi 4,7,12-14,16-22. Sunulan çalışmada sırasıyla %52 ve %8 olarak tespit edildi. Davoodi 6 ve Hewaidi 4 İKA protrüzyonunu unilateral daha sık bulurken, bu çalışmada bilateral olgu daha fazla bulundu. İKA protrüzyon ve dehissansı %8 hastada birlikte görüldü, ancak bilateral olarak saptanmadı.
Sirikci 11 ve Birsen 13, İKA ve OS’ in SS’e protrüzyonunu, bu yapıların çevresinin yarıdan fazlası sinüs kavitesinde olması olarak kabul ettiler. Sunulan çalışmada da protrüzyon için benzer kriter kullanıldı. İnternal karotid arterin SS ile yakın ilişkisi nedeniyle sinüs enfekte olduğunda veya operasyonlar sırasında yaralanmaya karşı korumasızdır. Eğer cerrah, arterin dehissansı veya protrüzyonundan habersizse fetal hemoraji olabilir, çünkü SS içindeki yaralanmış İKA’ in kanamasını kontrol edilmesi oldukça zordur 4.
Optik siniri içeren varyasyonlar da klinik olarak önemlidir. Literatürde OS protrüzyonu %8-70 arasında 4,8,14-17; OS dehissansı %2,1-46 arasında değişen oranlarda bildirilmiştir 4,6,9,14,15,18. Çalışmamızda OS protrüzyonu %55, dehissansı %20 olarak tespit edildi. Hastaların %30’unda dehissans olmadan sadece protrüzyon saptandı. İntranazal sinüs cerrahisinde, OS hasarlanması ciddi bir komplikasyondur 5. Protrüde OS sadece cerrahi sırasında değil, aynı zamanda sinüs hastalığının bir komplikasyonu olarak yaralanabilir, yüksek görme kaybı riski taşımaktadır. Görme kusurları sfenoid sinüzitten veya OS’in SS’teki bir mukosel ile kompresyonundan kaynaklanabilir 6. OS’in sıkışması iskemi veya sinirde venöz konjesyona neden olabilir. Ayrıca optik kanal, OS’in en az beslendiği yerdir, bu da yaralanmaya karşı siniri çok hassas kılar (4).
Literatürde FR protrüzyonu %1-35,2 arasında 4,6,12,13,15; FR dehissansı %3,5-36,5 arasında değişen oranlarda bildirilmiştir 4,6,15,16. Çalışmaların hepsinde, unilateral vakalar daha sıktır. Çalışmamızda FR protrüzyonu %53, dehissansı %15 olarak tespit edildi, unilateral olgular daha fazlaydı. Hastaların %38’inde dehissansı olmadan, sadece protrüzyon saptandı. Endoskopik SS cerrahisinde, protrüde ve dehissans MS’de iyatrojenik hasara neden olabilir. Dehissansı, SS enfeksiyonu varlığında MS nöritine neden olabilir ve trigeminal nevralji olarak ortaya çıkabilir 4.
Vidian siniri içeren varyasyonlar sunulan çalışmada en sık görüldü ve vakaların %73'ünde saptandı. Literatürde VS protrüzyonu %7,5-34,25 arasında 4,6,12,15; VS dehissansı %6-37,5 arasında değişen oranlarda bildirilmiştir 4,6,15. Literatürdeki çalışmaların hepsinde tek taraflı vakalar daha sıktır. Çalışmamızda VS dehissansı %38 olarak tespit edilmiş olup bilateral vakalar daha fazlaydı. Vidian kanal ile SS arasındaki varyasyonlar, sinüs hastalığında VS’ in tutulmasına neden olabilir. Bu durum, nazal kavite derinlerinde ağrı ile karakterize olan vidian nevralji olarak belirtilen bir klinik sendroma yol açabilir 15. Endoskopik transsfenoidal ve vidian nörektomi ameliyatı sonrası komplikasyonları azaltmak için vidian kanalın radyografik anatomisinin analizi gereklidir 15.
Çalışmalarda SS komşuluğundaki nörovasküler yapılara ait varyasyonlarla ilgili değişik oranlar çalışmaya katılan hasta sayısının, etnik grupların, BT çekim tekniğinin veya anatomik değerlendirme kriterlerinin farklılığından kaynaklanıyor olabilir.
Sonuç: SS’te varyasyonlar oldukça yaygındır, VS protrüzyon ve dehissansı tek veya kombinasyon olarak %73 oranında en sık görülen varyasyondu. İKA, OS ve MS protrüzyon prevalansı yüksekti. İKA ve OS’ in protrüzyonu ipsilateral AKP pnömatizasyonu ile güçlü bir şekilde ilişkiliydi. MS protrüzyonu ile ipsilateral SBK pnömotizasyonu arasında; SS içerisine VS protrüzyonu ile PP pnömotizasyonu arasında güçlü bir ilişki saptandı. SS anatomik varyasyonlarının belirlenmesinde PNS-BT'nin sinonazal ve transsfenoidal cerrahilerden önce gerekli ve önemli bir araçtır.
Çalışmanın Kısıtlılıkları: Ülkemizdeki etnik farklılıkların fazlalığından dolayı, birkaç merkezli, geniş serili ve endoskopik muayene ile desteklenmiş çalışmalar gerekmektedir.