İncelenen tezlerin %39,2’si (n =457) tıpta uzmanlık tezi, %46,9’u (n =547) yüksek lisans tezi ve %13,9’u (n =162) doktora tezi olup, tez öğrencilerinin %67,3’ü (n =785) kadındır. Tez türlerine göre tez öğrencilerinin cinsiyetleri karşılaştırıldığında; tıpta uzmanlık tezi öğrencilerinin %56,7’si (n =259) kadın, yüksek lisans öğrencilerinin %76,1’i (n =416) kadın ve doktora öğrencilerinin %67,9’u (n =110) kadındır. Yüksek lisans ve doktora tezlerinde, tıpta uzmanlık tezlerine göre istatistiksel anlamlı olarak daha fazla kadın öğrenci olduğu bulunmuştur (p <0,001). Halk sağlığı tezlerinin danışmanlarının ünvanları değerlendirildiğinde %62,9’u (n =733) profesör, %25,2’si (n =294) doçent ve %11,9’u (n =139) doktor öğretim üyesi olup, tez danışmanların %53,5’inin (n =624) erkek olduğu bulunmuştur (Tablo
1).
Yıllara göre halk sağlığı tezlerinin dağılımı incelendiğinde; en az yapılan tezin 2012 yılında olduğu (n =58, %5,0), en fazla tezin ise 2019 yılında (n =202, %17,3) yapıldığı görülmüştür. Tıpta uzmanlık tezi 100 tez (%21,9) ile en çok 2017 yılında, yüksek lisans tezi 122 tez (%22,3) ile en çok 2019 yılında ve doktora tezi ise 24 tez (%14,8) ile 2019 yılında yapılmıştır. Yıllara göre halk sağlığı tezlerinin dağılımı grafik 1’de gösterilmiştir.
Tezlerin üniversitelere göre dağılımı incelendiğinde; son 11 yılda en çok halk sağlığı tezi yapılan ilk beş üniversite %8,5 ile (n =99) Erciyes Üniversitesi, %7,1 ile (n =83) Dokuz Eylül Üniversitesi, %5,7 ile (n =67) İstanbul Üniversitesi, %4,6 ile (n =54) Hacettepe Üniversitesi, %4,3 ile (n =50) Marmara ve Ankara Üniversiteleridir. En çok halk sağlığı tıpta uzmanlık tezi yapılan ilk beş üniversite %6,6 ile (n =30) İstanbul Üniversitesi, %5,9 ile (n =27) Dokuz Eylül Üniversitesi Üniversitesi, %5,5 ile (n =25) Çukurova Üniversitesi, %5,0 ile (n =23) Marmara Üniversitesi ve %4,4 ile (n =20) Gazi Üniversitesi’dir. Yüksek lisans tezleri içinde en çok halk sağlığı tezi yapılan ilk beş üniversite Erciyes Üniversitesi (n =60, %11,0), Dokuz Eylül Üniversitesi (n =40, %7,3), Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (n =36, %6,6), Trakya Üniversitesi (n =30, %5,5), ve Ankara Üniversitesi’dir (n =29, %5,3). Doktora tezleri içinde en çok halk sağlığı tezi yapılan ilk beş üniversite Erciyes Üniversitesi (n =25, %15,4), Dokuz Eylül Üniversitesi (n =16, %9,9), İnönü Üniversitesi (n =14, %8,6), İstanbul Üniversitesi (n =14, %8,6) ve Ege Üniversitesi’dir (n =13, %8,0). (Tabloda gösterilmemiştir.)
Tez konularının dağılımları incelendiğinde en çok çalışılan ilk üç konu başlığı %19,6 (n =229) ile işçi sağlığı, %11,7 (n =137) ile bulaşıcı olmayan hastalıklar ve yeti yitimi ve %11,2 (n =131) ile üreme ve kadın sağlığıdır. En az çalışılan konu başlıkları ise tıp eğitimi (n =5, %0,4), ağız-diş sağlığı (n =6, %0,5) ve toplum beslenmesidir (n =17, %1,5). Tez türlerine göre tez konularınının dağılımları değerlendirildiğinde tıpta uzmanlık tezlerinin %22,5’inin (n =103) işçi sağlığı, %13,6’sının (n =62) bulaşıcı olmayan hastalıklar ve yeti yitimi, %10,7’sinin (n =49) üreme ve kadın sağlığı konuları olduğu bulunmuştur. Yüksek lisans tezlerinin %18,8’inin (n =103) işçi sağlığı, %12,6’sının (n =69) üreme ve kadın sağlığı, %11,3’ünün (n =16) çocuk/ergen sağlığı ve okul sağlığı iken, doktora tezlerinin ise %19,1’inin (n =31) sağlık eğitimi ve sağlığın geliştirilmesi, %14,2’sinin (n =23) işçi sağlığı ve %13,0’ünün (n =21) bulaşıcı olmayan hastalıklar ve yeti yitimi konuları olduğu bulunmuştur. Tez türlerine göre tez konularının dağılımı tablo 2’de gösterilmiştir.
Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 2: Tez türlerine göre son 11 yıldaki halk sağlığı tezlerinin konularının dağılımı. |
Tezlerin araştırma tipleri değerlendirildiğinde %80,7’si (n =941) tanımlayıcı/kesitsel, %8,1’i (n =94) deneysel, %3,0’ü (n =35) metodolojik, %2,3’i (n =27) vaka-kontrol, %1,8’i (n =21) nicel ve nitel (karma), %1,7’si (n =20) niteliksel, %1,7’si (n =20) kohort, %0,4’ü (n =5) ekolojik çalışma ve %0,3’ü (n =3) sistematik derleme/metaanalizdir. Tez türlerine göre araştırma tipleri incelendiğinde; her tez türünde en sık kesitsel tipte araştırma yapılmış olup doktora tezleri içinde deneysel araştırma tipi sıklığının %22,2 (n =36) olduğu görülmüştür.
Tezlerin sayfa sayısı ortancası 111 (min:44-maks:493) olup; doktora tezlerinin sayfa sayısı (Ortanca: 131,5) yüksek lisans (Ortanca: 101) ve tıpta uzmanlık (Ortanca:120) tez sayfa sayılarından daha fazladır (p <0,001). Tez öğrencisinin cinsiyetine göre tezlerin sayfa sayıları ortalamaları arasında istatistiksel anlamlı fark bulunmamıştır (p =0,898). Tez danışmanı ünvanına göre tez sayfa sayıları karşılaştırıldığında; tez danışmanı profesör olanların tez sayfa sayısı (Ortanca:114); tez danışmanı doktor öğretim üyesi olanlara göre (Ortanca:105) daha yüksek bulunmuştur (p =0,019). Tıpta uzmanlık tezleri içinde de aynı şekilde istatistiksel anlamlı bir fark bulunmuştur (p =0,014). Ayrıca tez danışmanı kadın olanların tez sayfa sayısı (Ortanca:119), tez danışmanı erkek olanlardan (Ortanca:107) daha fazla bulunmuştur (p <0,001). Her bir tez türü için ayrı ayrı bakıldığında da aynı şekilde istatistiksel anlamlı olarak bu farkın olduğu görülmüştür. Araştırma tiplerine göre tüm tezlerin sayfa sayıları karşılaştırıldığında, nitel+nicel tipte yapılan tezlerin sayfa sayısı niteliksel, ekolojik ve sistematik derleme/metaanaliz tipi dışında kalan diğer tüm araştırma tiplerinde yapılan tezlerin sayfa sayılarından istatistiksel anlamlı olarak daha yüksek olduğu bulunmuştur (p<0,001). Tıpta uzmanlık ve doktora tezleri için de aynı durumun geçerli olduğu bulunmuştur (Tablo 3).