Bu çalışmada sunulan olgu da hasta PIVK sonrası sol el sırtında şiddetli ağrı, sertlik ve hareket kısıtlığı hissi ile acil servise başvurmuştur. PIVK bağlı %49.7 oranında komplikasyon geliştiği saptanmıştır
13. Literatür incelendiğinde PIVK’ya bağlı ağrının
10-12,14 sık görülen bir komplikasyon olduğu belirtilmiştir
12. Bu durum bireyin rahatsızlığına ve tıbbi tedavi sayısının artmasına neden olabilmektedir
11. PIVK ilişkili komplikasyonların yeterince değerlendirilmediği bilinmektedir
15. Ağrı özellikle cerrahi kliniklerinde sık karşılaşılan, istenmeyen durumlardan birisidir. Bu nedenle olguda hemşirenin, cerrahiden kaynaklı ağrıya odaklanarak PIVK nedeni ile gelişen ağrıyı göz ardı etmiş olabileceği düşünülmüştür.
Olguda PIVK uygulamalarının olası komplikasyonlarından trombüs oluşumu saptanmış ve buna bağlı olarak tekrar hastane yatışı ve yeni bir cerrahi müdahale gerçekleştirilmiştir. Yapılan bir çalışmada PIVK başarısızlığına bağlı %9,4 oranında trombüs ve %64,2 oranında da ödemli trombüs tespit edilmiştir10. PIVK komplikasyonları tedavinin kesintiye uğramasına ve hastanın konforunda bozulmaya neden olabilmektedir14. Bununla birlikte hastanede kalış süresinin uzamasına, sağlık maliyetinde artışa ve ölümlere neden olduğu belirtilmektedir11,14,15. Olgumuzda da trombüs nedeniyle tekrar hastane yatışı ve tekrar cerrahi girişim yapılmıştır. Bu durum hastada komplikasyon olarak daha büyük risk oluşturmakta, hasta memnuniyetini azaltmakta, hasta ve kurum açısından maliyeti arttırmaktadır. Aynı zamanda kurumda hasta güvenliği açısından geliştirilmesi gereken bir alana dikkat çekmesi bakımından önemlidir.
Çalışmamızda PIVK hastanın sol el sırtına yerleştirilmiştir. PIVK komplikasyonlarının görülme oranı, kataterin uygun bölgeye yerleştirilmesiyle ilişkili olduğu belirtilmektedir16. PIVK'nin öncelikle kolun ön kısmına yerleştirilmesi, PIVK çapının uygun seçilmesi, intravenöz ekipler ve/veya diğer uzmanlar tarafından yerleştirmesi, bakım ve izleminin dikkatli yapılması önerilmektedir 11. Komplikasyon insidansını azaltmak için yerleştirme tekniklerinin ve bölgelerinin uygun olması gerekmektedir17. PIVK uygulamalarında damarların korunması, IV tedavi tipi, tedavi miktarı, sıvının osmoloritesi, kan ve kan ürünlerinin uygulama gereksinimi, kataterin çapı, uzunluğu ve kullanım süresi ve hastanın damar yapısı göz önüne alınarak; distal venlerden başlanması, alttaki venöz yapıda komplikasyon geliştiğinde bir üste geçilmesi, katater çapının ve uzunluğunun hastanın yaşı, tanısı, venlerin durumu ve verilecek olan ilaç/sıvı tedavisine göre belirlenmesi, seçilen bölge ve damara göre periferal kateter büyüklüğünün distalden proksimale doğru 22-20-18-16 gauge tercih edilmesi, zor intravenöz girişimler için görüntüleme teknolojilerinin kullanılması, periferal kateter giriş yeri bakımının her gün (kılavuzlarda önerilen %10 povidon iyodine gibi antiseptiklerle) yapılması, katater bölgesinin bakımında transparan pansumanların kullanılması, flebit, infiltrasyon gibi komplikasyonlar izlenmesi, filebit geliştiyse kateterin çıkarılması, IV ilaç uygulamalarında damar endoteli açısından irritan ilaçların dilüe edilmesi ve infüzyon biçiminde uygulanması, ilaç uygulamadan önce varsa trombüsün geri çekilmesi ve kataterin %0.09luk Nacl ile yıkanması, kataterlerin infeksiyon ve flebit açısından risk görülmediği sürece 72-96 saate kadar güvenle kullanılabileceği önerilmektedir18,19. Bu uygulamalar hasta güvenliğinin sağlanması sürecinde hastane kalite kapsamında hazırlanan IV talimatlarda ve kılavuzlarda yer almakta olup, klinik olarak uygulamada ve tanılamada bazı adımların gözden kaçırılmasına işaret etmesi bakımından önem arz etmektedir. Bütün bunların yanı sıra hastaya yönelik faktörler de komplikasyon gelişme riskini artırabilmektedir.
Bu çalışmanın temel gücü kliniklerde zor saptanan komplikasyonlardan biri olan trombüsün saptanması ve vaka olarak verilmesidir. Olgunun, KDC takibine gelmemesi nedeniyle damarın daha sonraki durumu ve kollateral oluşumuna yönelik verilere ulaşılamamıştır. Klinik alanlarda sıkça uygulanan PIVK sonrası ortaya çıkabilecek ciddi komplikasyonlara dikkat çekmesi açısından önemlidir. Çalışmamız, hastalarda gelişebilecek komplikasyonları önlemek için hayati önem taşıyan PIVK uygulamasına yönelik etkili müdahalelerin geliştirilmesi için kanıt niteliği taşımaktadır. Çalışmamız sadece hastanın değil, hastane ve sağlık hizmeti sunum sonuçlarını iyileştirmek ve geliştirmek için yöneticilerinde harekete geçmesi gerektiğini de göstermektedir.