Hepatit B virüsü, Hepadnaviridae içinde sınıflandırılan zarflı, küçük, çift sarmallı bir DNA virüsüdür
5,6. Temel bulaşma yolları; kan yolu, cinsel ilişki ve anneden bebeğine doğum sırasında bulaştır
1,6. Bu çalışmada, HBsAg için gönderilen 10.003 örneğin 533’ü (%5,3) ve Anti-HBs test edilen 9.994 örneğin 4.260’ı (%42,6) seropozitif olarak saptanmıştır. Hepatit B sıklığı, bölgelere ve ülkelerin gelişmişlik düzeyine göre farklılıklar göstermektedir. Farklı ülkelerde sıklık %0,1 ve %20 arasında değişmektedir. Ülkemiz orta derecede endemisiteye sahip ülkeler arasında değerlendirilmekte ve sıklık %2-8 arasında değişmektedir
7. Ülkemizde HBV seroprevalansıyla ilgili yapılan değişik çalışmalarda farklı oranlar elde edilmiştir. Çorum’da yapılan çalışmada; HBsAg %1,9 ve Anti-HBs %54,2 oranında seropozitif saptanmıştır
8. Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ne başvuran hastalarda HBsAg pozitifliği %2,8 olarak bulunmuştur
9.Karabük Üniversite Hastanesi’ndeki aile hekimliği polikliniğine başvuran bireylerde HBsAg %1 oranında seropozitif bulunmuştur
10. Niğde’de HBsAg seropozitiflik oranı %3,9 oranında saptanmıştır
11. Yoğun bakımda yatan hastaların %2,1’inde HBsAg pozitif olarak bulunmuştur
12. Gebe kadınlarda yapılan çalışmalarda HBsAg seropozitifliği %0,68-3,8 arasında bulunmuştur
13-17. 2010 yılında ülkemizin 23 farklı ilinin kentsel ve kırsal alanlarında yaşayan kişilerle yapılan TURHEP çalışmasında HBsAg için seropozitivite ülkemiz geneli için %4, ilimizin de dahil olduğu Güneydoğu Anadolu bölgesi için ise %7,3 olarak bulunmuştur
7. Bu çalışmada elde edilen %5,3 oranındaki HBsAg seropozitifliği ülkemizde yapılan diğer çalışmalardan biraz yüksek bulunmakla beraber, literatürlerde öngörülen oranlar arasında tespit edilmiştir. HBsAg seropozitifliği için cinsiyet bakımından fazla bir fark görülmemiş olup, HBsAg seropozitifliği en sık (%63,04) ≥41 yaşta en az ise (%0,38) ≤14 yaşta görülmüştür. Yaş gruplarına göre yapılan bir çalışmada; HBsAg pozitifliği en yüksek 50-59 yaş grubunda, en düşük 7-10 yaş grubunda bulunmuştur
11. HBV infeksiyonunun prevalansı yaşla artmaktadır
6.Ülkemizde HBV varlığı sıklıkla, kan bağışı ve cerrahi müdahale öncesi yapılan tarama testlerinde, idari amaçlı olarak yapılan tetkiklerde, ailede hepatit B enfeksiyonu tespit edilmesi üzerine yakınlarında veşikayet üzerine başvurularda araştırılmaktadır
18. Bu çalışmada, 25 yaş altında olan kişilerde HBsAg seropozitifliğinin az görülmesinin Hepatit B ulusal aşılama programının etkinliğinden kaynaklandığı düşüncesindeyiz.
Bu çalışmada; Anti-HBs pozitiflik oranı %42,6 olarak saptanmış olup bu durum HBV’ne doğal ya da kazanılmış bağışıklık bulunduğu göstermektedir. Viral hepatiti kontrol etmeye yönelik halk sağlığı faaliyetleri, son otuz yılda giderek artmıştır. 1990'larda, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) en üst karar alma organı olan Dünya Sağlık Asamblesi ilk olarak rutin bebek aşılama programlarına hepatit B aşısının dahil edilmesini tavsiye etmiştir3. Daha sonra ülkemizde; HBV aşısı, 1998 yılından itibaren ulusal aşı programına dahil edilmiştir. Ülkemizde de Anti-HBs seropozitiflik oranı ulusal hepatit B aşılama programının başlamasından sonra giderek artmaktadır. Halk Sağlığı Kurumu verilerine göre ülkemizde hepatit B aşılama oranı 1999'da %64'ten 2018'de %98'e yükselmiştir8,17. Yapılan bir çalışmada; HBV için rutin aşı takviminde aksama olmayan ve yaşları 10-19 arasında olan çocukların (%61,9) ’unda Anti-HBs pozitif saptanmıştır19.Aşı anamnezi olan 5-18 yaş arası çocuklarda Anti-HBs antikor seropozitifliği %53,2 olarak saptanmıştır20. Operasyon öncesi başvuran, aşı şemasını tamamlamış 1-12 yaş arası çocuklarda Anti-HBs düzeyi %78,4 seropozitif bulundu21. Gebe kadınlarda yapılan farklı çalışmalarda Anti HBs oranı %35,7-52 arasında saptanmıştır13-16. TURHEP çalışmasında Anti-HBs seropozitivitesi %31,9 olarak bulunmuştur7. Bir üniversite hastanesinde yapılan çalışmada ise Anti-HBs seropozitiflik oranı %45 idi ve 0-29 yaş grubunda en yüksek bulunmuştur10. Şırnak ilinde yapılan çalışmada; Hepatit B aşısının rutin aşılama programına başladığı 1998 yılından sonra doğan gebelerde Anti-HBs seroprevalansı %54,5 olarak bulunmuş ve oranın diğer yaş gruplarına göre anlamlı olarak yüksek olduğu saptanmıştır17. Taramalarda HBV ile enfekte olan hastaların tespiti kadar, aşısız bireylerin Anti-HBs düzeyleri bakılarak negatif saptananların yakalanması ve aşılanmalarının sağlanması da önemlidir19. HBV enfeksiyonundan kaynaklanan hastalık yükünün çoğu, 5 yaşından önce edinilen enfeksiyonlardan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, HBV enfeksiyonunun önlenmesi, 5 yaşın altındaki çocuklara odaklanmaktadır3. Bu çalışmada ≥41 yaş grupta daha yüksek Anti-HBs pozitiflik oranı saptanmıştır. HBV aşısının 1998 yılından itibaren ulusal aşı programına dahil edilmesine bağlı olarak en yüksek Anti-HBs pozitiflik oranının çocuklarda ve adölesanlarda saptanması beklenmekle beraber, bu durumun yaşla beraber hastalığa maruziyetin artmasından kaynaklandığını ve ayrıca aşılama programlarının etkisinin araştırılması gerektiğini düşünmekteyiz.
Hepatit C virüsü yılda yaklaşık 400.000 ölüme yol açan kronik karaciğer hastalığının nedenidir. 2019 yılında DSÖ, 58 milyon kişinin kronik olarak enfekte olduğunu ve hepatit C ile yaşadığını bildirmiştir. Erken döneminde asemptomatik olduğu için sinsi seyirli, enfekte olanların %60-80’inin de kronikleştiği, karaciğer sirozunun ve hepatosellüler karsinomun en sık sebeplerinden birisi olan HCV enfeksiyonunun etkeni; Flaviviridae ailesinde, Hepacivirus cinsinde sınıflandırılan pozitif polariteli, tek sarmallı bir RNA virüsüdür22-24. Bu çalışmada, Anti-HCV için değerlendirilen örneklerin %1,1’inde seropozitiflik saptanmıştır. Niğde ilinde Anti-HCV bakılan kişilerde %1,17 oranında seropozitiflik tespit edilmiş ve Anti-HCV pozitifliği en yüksek 70 yaş ve üzeri hasta grubunda saptanmıştır11. Farklı bir çalışmada yoğun bakım hastalarında Anti-HCV pozitifliği %0,9 olarak bulunmuştur12. 2017 yılında Şırnak’ta gebe kadınlarda yapılan çalışmada Anti-HCV seropozitifliği %0,21 olarak bulunmuştur17. Cerrahi öncesi yapılan tarama testlerinde Anti-HCV pozitifliği (%0,8) bulunmuştur24. Diyarbakır ilinde 2010-2011 yıllarında bir eğitim ve araştırma hastanesine başvuranlarda yapılan çalışmada Anti-HCV seroprevalansı %1,2 olarak bulunmuştur25. TURHEP çalışmasında Anti-HCV seropozitifliği %1 oranında tespit edilmiştir (7).Bazı çalışmalarda saptanan Anti-HCV pozitiflik oranları 0,8-1,5 oranında değişmektedir11,13-16.Elde ettiğimiz sonuç ülkemizde elde edilen diğer sonuçlarla uyumlu gözükmektedir. Bugün için HCV tedavisi yönetiminde hedef, hastalığından habersiz hastaların yakalanması için daha çok yüksek prevalansa sahip risk gruplarında taramalar yapılmasıdır24. Bu çalışmada, Anti-HCV pozitifliği en yüksek ≥41 yaş grupta olduğu görüldü. TURHEP çalışmasında, anti-HCV seropozitifliği için tek anlamlı belirleyicinin yaşın 50 ve üzeri olması olarak saptanmıştır7. Bunun nedeninin HCV’nün daha çok kontamine kan ve kan ürünlerinin transfüzyonu, damar içi madde kullanımı, girişimsel işlemlere, cinsel yolla bulaşması ve yaşla beraber riskli durumlara maruziyet olasılığının artmasına bağlı olabileceği düşünüldü.
İnsan immunyetmezlik virüsü, Lentivirinae alt ailesinden zarflı bir retrovirüstür. Virüs; bağışıklık sisteminin baskılanması sonucunda fırsatçı enfeksiyonlar ile seyreden AIDS (acquried-immunodeficiency syndrome) tablosuyla karakterize kronik hastalığa yol açmaktadır4,26. 2020 yılında 1,5 milyon kişinin HIV ile enfekte olduğu ve dünya genelinde 680.000 kişinin HIV ile ilgili nedenlerden öldüğü bildirilmiştir27. Bu çalışmada; Anti-HIV için gönderilen 9.952 örneğin133’ü (%1,3) reaktifti ve yapılan doğrulama testleri sonucunda 72 örnekte (%0,7) pozitiflik saptandı. Çalışmada, seropozitiflik daha çok erkeklerde ve 26 yaşından büyüklerde saptanmıştır. Trabzon’da gebe kadınlarda Anti-HIV %0,02 oranında saptanmıştır13. Ülkemizde HIV seroprevalansı düşük olmasına karşın; insidans yıllar içinde artmaktadır.Yıllar itibarıyla hastalık trendinde artış izlenmektedir. 2014 yılında HIV pozitif kişi sayısı 1.917 iken, 2021 yılında HIV pozitif kişi sayısı 2.922 olmuştur28,29. Ülkemiz Sağlık Bakanlığı verilerine göre; 2021 yılında 2.922 HIV (+) kişi ve 80 AIDS vakası olmak üzere toplam 3.002 vaka doğrulama testi pozitif tespit edilerek bildirilmiştir. Bildirimi yapılan vakaların %83,94’u erkek, %16,05’i ise kadın olarak bildirilmiştir. Bu vakalarda 25-29 yaş grubu, diğer yaş gruplarına göre daha fazla sayıda bildirilmiştir29. Ülkemizde yapılan retrospektif çalışmaların demografik özellikleri, muhtemel bulaşma yolları birlikte değerlendirildiğinde vakaların çoğunluğu 25-49 yaş aralığındadır ve etkilenen bireylerin yaklaşık %83’ünün erkek olduğu bildirilmektedir28). 2020 yılında seks işçileri ve müşterileri, homoseksüel erkekler ve erkeklerle seks yapan diğer erkekler, uyuşturucu enjekte edenler, trans bireylerve cinsel partnerleri dünya çapında HIV enfeksiyonlarının %65'ini oluşturuyordu30. Anti-HIV testi,pratikte operasyon öncesi değerlendirme durumunda rutin olarak istenmektedir. Günümüzde artık en sık bulaş yolunun heteroseksüel cinsel ilişki olduğu bilindiğinden riskli davranışları olan bireylerin taranarak ortaya çıkabilecek enfeksiyon riskini önemli oranda azaltabileceğini düşünmekteyiz.
HBsAg ve Anti-HCV seropozitif örneklerinin yaklaşık yarısı iç hastalıkları poliklinik ve kliniklerinden gelmektedir. Bu durumun; iç hastalıkları polikliniklerinin, hastaların nonspesifik semptomların tanı, tedavi ve takiplerinin yapılması için yoğun olarak başvurduğu bölüm olmasından kaynaklandığını düşünmekteyiz.