Şiddeti düzenli olarak artan yüke karşı yapılan egzersiz testi, düzenli olarak uygun şiddet ve sürede stres vererek kardiovasküler, respiratuar ve metabolik sistemlerin verdiği cevabın takibi ile vücut sistemlerinin fonksiyonel durumları belirlenmesinde en sık kullanılan egzersiz protokollerinden birisidir
1, 16, 17. Egzersiz sırasında respiratuar, kardiyovasküler ve metabolik sistemler vücudun artan enerji ihtiyacının karşılanması, metabolik yan ürünlerin ortamdan uzaklaştırılması ve vücut dengesinin sağlanması için çalışmalarını uyum içinde artırmaları gerekmektedir
17. Egzersiz sırasında kas laktat konsantrasyonunun iş gücünün maksimal O
2 tüketiminin %50-60 seviyesine kadar önemli bir artış göstermediği ve kan ile kas laktat konsantrasyonunun birlikte arttığı gösterilmiştir
18. İlave olarak, artan arteriyal kan laktat konsantrasyonuna paralel olarak bikarbonat konsantrasyonunda azalma olduğu bildirilmiştir
19, 20. Kan laktat konsantrasyonunun artmadığı aerobik egzersiz sırasında solunum metabolizma ihtiyacına paralel olarak artış göstermektedir
1, 21. Kan laktat konsantrasyonunda artışın görüldüğü anaerobik egzersizde ise solunum uygulanan iş gücüne göre daha hızlı artmaya başlar
1, 21. Anaerobik egzersizde solunumun artmasından üretilen metabolik (başlıca laktik) asitin, bikarbonat tampon sistemi tarafından salınan ekstra metabolik olmayan karbondioksitin, katekolaminlerin ve artan potasyumun karotid body cisimciklerinin uyarması sonucunda etkili olduğu gösterilmiştir
22, 23.
Ağır şiddetteki egzersiz sırasında metabolizmadaki değişiklik kardiovasküler sistemde değişikliklere ve özelliklede kalp atımında artışlara neden olmaktadır. Artan egzersiz yoğunluğuna bağlı olarak kan laktat seviyesinde ve katekolamin üretiminde artmalar gözlenmekte, bu ise sempatik sistem uyarılmasına ve kalp atımında artmaya neden olmaktadır. Egzersiz sırasında kalp atım hızının iş gücüne göre değişmeye başladığı nokta ile anaerobik eşik tespiti yapılabileceğini öne sürülmüştür 9. Yapılan çalışmalarda, kalp atım hızı ile iş gücü arasındaki ilişkisinin değişik spor dallarında ve fiziksel aktivitelerde başarı ile uygulanabileceği gösterilmiştir 10-12.
Bu çalışmada ise önceki çalışmaların sonuçları ile uyum içinde olarak egzersiz sırasında kalp atım hızı ile iş gücü arasında ilişkinin metabolizma değişim bölgesinin tespitindeki etkinliği bulunamadı 13, 14. Çalışma gurubundaki deneklerin büyük oranında her iki egzersiz protokolü için kalp atım hızı uygulanan iş gücüne lineer artış gösterdi ve maksimal egzersize kadar devam etti 24. Bununla birlikte, kalp atım hızı-iş gücü arasında kırılım gösteren deneklerde W15 protokolünde sağ tarafa olan kayma W30 protokolünde sol tarafa kayma şekline dönmüştür. Kalp atım hızı ile iş gücü arasındaki kırılma noktası tüm deneklerde anaerobik eşik üstündeki bölgede meydana gelmiştir 25. Anaerobik eşik üstündeki egzersiz bölgesinde aktif hale gelen anaerobik metabolizma yan ürünlerinden olan katekolaminlerin bu kalp atım hızı üzerine etkileri olabileceği ileri sürülmüştür 26. Periferal dolaşımdaki kan laktat seviyesi direkt olarak kardiovasküler sistemi etkileyerek kalp atım hızını etkileyebilir 27. Buna karşılık olarak egzersiz testinde aktifleşen anaerobik metabolizmaya rağmen tüm deneklerde kalp atım hızında lineerliğin değişmemesi bu nedenleri desteklememektedir. Diğer bir çalışmada ise katekolamin ve laktat seviyesinde önemli artışlara neden olan akut hipoksik egzersizde kalp atım hızı iş gücü ilişkisi değişmemiştir 28. Kalp atım hızı ile iş gücü arasındaki ilişkinin şiddeti düzenli olarak artan egzersiz test protokolüne verdiği cevabın farklı olması denekler arasındaki fiziksel kondisyon durumlarındaki farklılıktan dolayı olabilir 29. Bununla birlikte kalp atım hızındaki kırılma noktasının anaerobik eşik üstü bölgede solunumun artan metabolik asidozisi uzaklaştırmak için aşırı hızlandığı respiratory konpansasyon noktasına denk geldiği bildirilmiştir 30.
Sonuç olarak, Conconi testi olarak da adlandırılan, egzersiz sırasında kalp atım hızı ile iş gücü arasındaki her zaman bir kırılma noktası tespit edilememekte, elde edilen kırılım noktası ise anaerobik eşik ile alakalı olmayıp yaklaşık olarak %30 anaerobik eşik üstü bölgede meydana gelmektedir ve egzersiz şiddetinin artırılması bu durumu değiştirmemektedir. Bu nedenle kalp atım hızı iş gücü ilişkisi ileri çalışmalara ihtiyaç duymakta ve klinik alanda antrenman veya egzersiz programlarının hazırlanmasında uygulanırken dikkat edilmelidir.