Hematolojik malinitesi olan hastalarda pnömoni, yumuşak doku infeksiyonu, perirektal infeksiyon, primer bakteriyemi ve SSS enfeksiyonları gibi birçok ciddi infeksiyon uygulanan kemoterapotik ajanlara bağlı gelişen nötropeni nedeniyle sıklıkla görülebilmektedir. Bu enfeksiyöz hastalıklarda en sık izole edilen etkenler gram-negatif çomaklardır
(Pseudomonas, Klebsiella, Escherichia coli ve Proteus) 6. Fakat son 15 yılda gram-pozitif bakterilerin (stafilokoklar, enterokoklar ve Corynebacterium) neden olduğu infeksiyonlar artış göstermiştir. Gram-pozitif patojenlerin etkinliğinin artmasının en önemli nedeni damar içine yerleştirilen kateterlerin kullanımının artmasıdır
2, 7. İnvaziv fırsatçı fungal infeksiyonlar da
(Candida, Aspergillus, Cryptococcus spp, Histoplasmosis, Coccidioides) hematolojik malinitesi olan hastalarda oldukça sık görülür ve mortalite oranı da bu olgularda yüksektir. Yaygın olarak karşılaşılan diğer etiyolojik ajanlar
Toksoplasma, Nocardia ve enterik bakterilerdir. SSS’nde görülen enfeksiyonlar bazı olgularda immun sistemin baskılanmasına bağlı, bazı olgularda ise intratekal girişimler nedeniyle meydana gelmektedir. Günümüzde kullanılmakta olan antimikrobial ajanların kan-beyin engelini aşmasının kısıtlı olması nedeni ile SSS enfeksiyonlu hastalarda çoğunlukla prognoz kötü bir seyir gösterir
8, 9. SSS’nde görülen fungal enfeksiyonların bir özelliği ise akciğer tutulumunun da eş zamanlı olarak görülmesidir
8, 10, 11. Multipl intratekal girişim gerçekleşen olgumuzda nörolojik semptomlar ve MR’ da saptanan multipl apse görünümlü lezyonlar nedeniyle beyin absesi düşünüldü. Beyin abselerinin en sık görüldüğü yer frontal ve temporal loblardır. Bunu sırası ile frontparietal, parietal, serebellar ve oksipital loblar izler
12. Olgumuzda hemen hemen tüm lokalizasyonlarda apseye rastlanmıştır. Beyin abselerinde cerrahi drenaj ve elde edilen apse materyalinin kültürü tanı ve tedaviye yardımcı olabilecek bir girişimdir
11,13. Çapı 2.5 cm’ den küçük apseler için cerrahi tedavi düşünülmediğinden ve hastamız trombositopenik olduğu için cerrahi drenaj yapılmadı
14. Bu nedenle de kültür yapabilme olanağımız olmadı. Hastada akciğer tutulumu saptanmadığı halde bu tür olgularda sıklıkla görülen invaziv fungal infeksiyonunda olabileceği düşünülerek; neden olabilecek olan tüm ajan patojenlere yönelik geniş spektrumlu bir antibiyotik kombinasyonu tedavi olarak uygulandı. İ Ayrıca intratekal girişim uygulanan lösemi olgularında beyin apsesinin geliştiği bildirilmiştir
15. Bu nedenle intratekal girişim gerçekleştirilen nötropenik olgularda gelişebilecek beyin apsesi açısından dikkatli olmanın gereği ortaya çıkmaktadır. Etiyolojik etkenin serolojik veya kültür yöntemleri ile saptanabildiği, yardımcı klinik bilgilerin olduğu durumlarda uygun tedavi kombinasyonu başlanabilmektedir
11, 13, 16. Ancak serolojik ve kültür yöntemlerinin yardımcı olmadığı, yardımcı klinik bulguların bulunmadığı durumlarda başlanabilecek geniş spektrumlu bir kombinasyon, tedavi giderlerini ve ilaç yan etkilerini artırabilmektedir. Bu nedenle klinik izlemin iyi kontrol edilebildiği, hastanın bulgularının yakın izlenebildiği durumlarda ampirik yaklaşım tercih edilebilir. Böylece gereksiz antibiyotiklerin kullanımı engellenebilir. Biz bu olguyu nötropenik hastalarda çok yüksek bir mortaliteye sahip olan, çoğu zaman etiyolojik ajanın izole edilemediği ve cerrahi drenajın mümkün olamadığı durumlarda beyin apsesinin ampirik bir antibiyotik kombinasyonu ile tedavi edilebileceğini göstermek amacı ile sunduk.