Sigara tüketimi 19. yüzyılın ikinci yarısında başlamış ve dramatik bir şekilde artmaktadır. Günümüzde yaklaşık olarak bir milyar erkek ve yarım milyar kadın sigara içmektedir ve her yıl 30 milyon civarında insan sigara içmeye başlamaktadır. Sigaranın organizmada birçok doku tipinde kansere yol açtığı daha önceki çalışmalarda gösterilmiştir.
Son yıllarda yapılan vaka kontrollü çalışmalarda sigaranın akciğer, oral kavite, farinks, larinks, özafagus, pankreas, mesane ve renal pelvis kanserlerinin yanı sıra nazal kavite, paranazal sinüsler, nazofarinks, karaciğer, mide, böbrek, serviks uteri ve kolorektal kanserlerine de yol açtığı tespit edilmiştir 14.
Altmış gün süre ile günde iki saat sigara solutulan sıçanların karaciğer parankim hücrelerinin endoplazmik retikulumunda, genişlemeler olduğu ve çeşitli büyüklükte vakuollerin ortaya çıktığı gözlenmiştir. Sitoplazma içinde parçalanmış membranlar ve genişlemiş safra kanalikülleri saptanmıştır 15. Sigaranın içerisinde bol miktarda bulunan ve kanserojenik etkisi olduğu bilinen kadmiyumun uygulanmasıyla karaciğer hepatositlerinde mitokondriyal yoğunlaşma, şişme ve lizis gözlenmiş. Granüler endoplazmik retikulumda dilatasyon, fragmantasyon ve vezikülasyon ve sitoplazmada çok sayıda büyük lipid damlacıkları ve bol miktarda glikojene rastlanmıştır 16. Kültüre edilmiş karaciğer parankim hücreleri ve düz kas hücrelerinde sigaranın etkisiyle gap junction alanlarının azaldığı bildirilmektedir. Bu olay hücreler arası haberleşmeyi bozmakta ve tümör gelişiminde önemli bir etken olmaktadır 17-19 Czekaj ve ark. üç hafta boyunca haftada beş gün ve günde altı saat sigara dumanına maruz bırakılan gebe sıçanların karaciğer parankiminde özelliklede birinci ve ikinci zonda piknotik nukleuslu koyu eozinofilik boyanan hepatositlere rastlamışlardır. Bu hücrelerin apoptozisle sonuçlanabileceğini belirtmişlerdir. Bu bağlamda sigaranın karaciğerde apoptotik değişiklikleri artıran bir faktör olabileceğini vurgulamışlardır 20. Kükner ve ark. sigara dumanı soluyan sıçanların karaciğer dokularında özellikle portal alan çevresindeki hepatositlerin, sitoplazmalarında granül içerdiğini tespit etmişlerdir 8. Bu çalışmada sigara soluyan sıçanların karaciğer dokularında; sinüzoidlerde dilatasyon ve konjesyon, yer yer mononüklear hücre infiltrasyonu ve karyoreksise giden hepatositler tespit edildi. Sigara toksikasyonuna karşı koruyucu amaçla sigara ile birlikte C vitamini ve melatonin uygulanan gruplarda ise, sinuzoidal dilatasyon devam etmekteydi. Bu gruplarda hücre infiltrasyon alanlarına ve karyoreksise giden hepatositlere rastlanmadı.
Melatonin çok sayıda reaktif oksijen / nitrojen türevlerini direkt olarak nötralize edebilen ve birçok antioksidatif enzimi sitümüle edebilen bir hormondur. Son yıllarda yapılan çalışmalarda melatoninin mitokondrial oksidatif fosforulasyonun etkinliğini artırdığı ve serbest radikal üretimini azalttığı vurgulanmaktadır. Ayrıca melatonin hasarlı dokularda nötrofillerin infiltrasyonunu inhibe ederek ilave faydalı etkiler de sağlamaktadır 9. Askorbik asit karaciğerde kolesterolün katabolizması için gereklidir. Eksikliğinde kolesterolün safra asitlerine dönüşümü yavaşlamakta ve karaciğerde kolesterol birikimi olmaktadır 21. C vitamininin lipofilik türevleri, daha çok sigara içenlerde gözlenen lipidperoksit kaynaklı endotelyal hasara karşı koruyucu etki göstermektedir 22. Askorbik asit antioksidan özellik taşımasının yanı sıra peroksidasyon reaksiyonlarına karşı diğer antioksidanların da aktifleşmesinde etkinlik göstermektedir 23. Sigaranın antioksidan sistemi etkileyerek dokularda yapısal hasar meydana getirdiği birçok çalışmada gösterilmiştir. Baskaran ve ark. sigara kullanılmasının karaciğer, akciğer ve böbrek dokusunda lipid peroksidasyonuna neden olduğunu ve bu organlarda oluşan serbest oksijen radikallerinin zararlı etkisine karşı antioksidan enzimlerin seviyesinin yükseldiğini saptamışlardır 24. Helen ve ark. sigara inhalasyonu sonucu karaciğerde malondialdehit düzeyi, hidroperoksidaz aktivitesi, serbest yağ asidinin, vitamin A, glutatyon ve glutatyon peroksidaz aktivitesinin arttığını, süperoksit dismutaz ve katalaz aktivitelerinin ve vitamin E ve C içeriğinin azaldığını tespit etmişlerdir. Vitamin C desteği uygulandığında koruyucu enzim aktivitesinin ve lipid peroksidasyon direncinin arttığını, glutatyon, vitamin C ve serbest yağ asitlerinin normal düzeye geldiğini saptamışlardır 25. Yapılan bir başka çalışma aktif veya pasif sigara içiminin, özellikle yetersiz C vitamini alanlarda, askorbik asit havuzunu azalttığını göstermiştir 26. Melatonin antioksidan etkinliği olan bir hormondur. Nitekim karaciğerde iskemi ve reperfüzyon yoluyla oluşturulan hasarı melatoninin azalttığı bildirilmektedir 27. Bu çalışma ile ilgili yapılan biyokimyasal değerlendirmelerde sadece sigara inhale eden gruba ait karaciğer dokularında malondialdehit ve glutatyon düzeyleri ile katalaz aktiviteleri artmış olarak tespit edildi. C vitamini ve melatonin uygulamasının; karaciğer malondialdehit düzeyini anlamlı şekilde düşürdüğü, glutatyon düzeylerini kontrol ve sigara inhale eden gruplara göre anlamlı bir şekilde artırdığı, katalaz aktivitelerini ise etkilemediği gözlendi. Sigara inhalasyonuyla artan enzim aktiviteleri daha önceki çalışmalarla uyumludur ve sigaranın dokularda oksidan ve antioksidan sistemi etkilediğinin bir kanıtıdır.
Sonuç olarak sigara inhalasyonunun lipid peroksidasyonunu ve antioksidan sistemi artırdığı, karaciğer dokusunda yer yer yapısal değişiklikler oluşturduğu tespit edildi. Sigara inhalasyonu sonucu serbest oksijen radikallerine bağlı oluşan hücresel hasarın azaltılmasında C vitamini ve melatonin gibi antioksidanların ilave olarak verilmesinin, organizmanın koruyucu mekanizmalarına destek olacağı düşüncesindeyiz.