Tükrük bezlerinde bazal hücreli adenomun farklı bir klinikopatolojik antite olduğu ilk defa Kleinsasser ve Klein tarafından 1967 yılında tanımlanmıştır
6. Bazal hücreli adenomlar genelde parotiste görülmesine karşın, oral kavite ve piriform sinüs gibi sıra dışı lokalizasyonlarda da rastlanabilir
7,8. Klinikte semptom olarak yavaş büyüyen, çevre dokulardan kolayca ayrılabilen ve kitle etkisi oluşturan bazal hücreli adenomlarda, kistik alanlar olabilmesi nedeniyle ince iğne aspirasyon biyopsisi ile uygun ve yeterli materyal elde edilemeyebilir
1,3. Biz de ince iğne aspirasyon biyopsisi ile tanı koyamadık, malign olabileceği düşünülerek üzerindeki cilt ile birlikte yüzeyel parotitektomi yaptık.
Bu ilginç tümörün hangi hücrelerden orjin aldığı kesin olarak bilinmemektedir. Yapılan immunohistokimyasal çalışma sonuçlarında halen çelişkiler söz konusudur. Sitokeratin farklı yoğunlukta olmak üzere hemen tüm tümörlerde rastlanmakta ve bu durum S-100, kas aktin ve vimentin içinde geçerli olabilmektedir 9. Ultrastriktürel analizde; tümör hücreleri etrafında bazal lamina, intermediyar filament mevcudiyeti ve sitoplazma içinde yuvarlaklaşmış endoplazmik retikulum göze çarpmaktadır 10. Mikroskopik patern olarak ise 4 hücresel patern söz konusudur: solid, trabeküler, tübüler ve membranöz tip 11. Yapılan immunohistokimyasal çalışmalarda stratifiye epitel ve miyoepitelyal bazal ve kök hücrelerinin selektif immunohistokimyasal işaretleyicisi olan p63’ün bazal hücreli adenomlar tarafından kuvvetlice eksprese edildiği belirlenmiştir 12. Bizim spesmen miksrokopisinde tükrük bezi yapıları, kistik boşluklar içerisinde tümöral hücreler görüldü. Bu hücreler solid alanlar yanı sıra trabeküler ve duktus benzeri yapılar oluşturuyordu. Hücreler nispeten uniform bazaloid nukleuslara sahip idi.
Bazal hücreli adenomların solid kısımları kontrast madde verilmesi sonrasında CT’de daha iyi olarak seçilebilmekte, MRI’da ise T1 ve T2 ağırlıklı imajlarda intermediate sinyal yoğunluğu göstermekte iken, kistik kısımları hem T1 hemde T2 imajlarda hiperintens olarak görülmektedir 13.
Bazal hücreli adenomların tedavisi cerrahi olarak kitlenin eksize edilmesidir. Çok sınırlı bir bölümünde malign transformasyon görülebilmektedir. Bu tümörler bazen küçük sinirlere yayılım göstermekte fakat bu yayılım perinöral infiltrasyon niteliği taşımamaktadır 3.
Basit eksizyon ile kür sağlanabileceğinden, bu farklı antitenin patolojik olarak tanınabilmesi önem taşımaktadır.Tükrük bezi kitlelerine yaklaşırken özellikle kistik komponenti olanlarda bazal hücreli adenom da düşünülmelidir.